Marmaris’in değişen manzarası: “Valiliğimizin, Kaymakamlığımızın, Marmaris’e gelen misafirlerine layık gördüğü seyir, Sinpaş’ın kanunsuzluğu”

Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Sinpaş/Kızılbük GYO’nun Marmaris Milli Parkı’nın girişine kapı koyarak yurttaşlarının girişine engel olması sonucu yaşanan arbedeye dair Marmaris Kent Politikaları Derneği kurucu üyeleri Gündem Fethiye’ye konuştu.

Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda, Sinpaş/Kızılbük GYO tarafından yapılmak istenen otel ve devremülk projesinin yapı ruhsatları Marmaris Belediyesi tarafından iptal etmesine rağmen devam etmesi, yurttaşlardan tepki çekmeye devam ediyor.

Son olarak Marmaris Kent Politikaları Derneği üyelerinin de içinde olduğu bir grup, projenin inşaatında çalışan bir işçinin haklarının verilmeyerek işten çıkarılmasını protesto etmek için 23 Mayıs 2025’te alan gitmişti.

Marmaris Milli Parkı’na girişleri ise şirket görevlileri tarafından engellemişti ve arbede yaşanmıştı.

Gündem Fethiye arbedenin yaşandığı gün alanda olan Marmaris Kent Politikaları Derneği kurucu üyeleri Ufuk Beytekin, Halime Şaman ve Kocan Yılmaz ile Marmaris’in girişindeki seyir terasında, 1 Haziran 2025 tarihinde yaşananları konuştu.

Röportajın ardından ise Milli Park girişine koyulan kapıya gidilerek girişe açık olup olmadığı kontrol edildi. Gündem Fethiye Milli Park girişinden sonrasında yaşananları “Marmaris’te neler oluyor? | Sinpaş/Kızılbük Projesi” başlığıyla haberleştirdi.

“BUNUN TEK BİR İZAHI VAR: USTA HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIR”

Seyir terasında Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtlayan Ufuk Beytekin, arbedenin medyana geldiği gün yaşananları, “Bunun tek kelimeyle şöyle izah edebilirsin: Usta hırsız ev sahibini bastırır” şeklinde değerlendirdi.

Projenin yapı ruhsatlarının iptal edildiğini harlatan ve iskan ruhsatının da olmadığını belirten Beytekin, müşteri kabul edilmesine tepki gösterdi ve şunları söyledi:

“Kamuoyuna da ‘ben misafir kabul etmeye başladım’ diye de beyanı var. Yani ruhsatsız yere, işletme ruhsatı olmayan yere, iskanı olmayan yere ‘müşteri de alıyorum’ diyor. Orası inşaat halinde.”

“MARMARİS’İ SİNPAŞ YÖNETİYOR GİBİ”

Beytekin, hem geçmişte hem de mevcut durumda Sinpaş/Kızılbük GYO’nun kanunlara, mevzuatlara aykırı davrandığını belirtti ve “Marmaris’i Sinpaş yönetiyor gibi, hiç kimse bir şey yapamıyor” dedi. Bu yüzden de yurttaşlar olarak Marmaris Milli Parkı’nı denetleme sorumluluğunu taşıdıklarını dile getirdi.

Marmaris Milli Parkı’nın Sinpaş’a tahsis edilemeyeceğini ve mevcut durumu “işgal” olarak nitelendiren Beytekin, Sinpaş ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü arasında imzalanan bir protokol ile “dolaylı tahsis” yapıldığını söyledi. Beytekin bu durumu şöyle açıkladı:

“Bir yol kullanma protokolü vardı. ‘Kadim’ diye bir kelime kurnazlığı yapıyorlar. Sanki dersin Bizans’tan kalmış. Şunun şurasında 30 sene önce bir patika vardı. Şimdi kaza kaza, yonta yonta duble şeritli yoldan daha geniş bir hale çevirdi orayı Sinpaş. Kadim yolu ‘inşaat otele’ ulaşım yolu diye bir protokol imzalanmış. Bu mevzuata aykırı bir kere. Burası ruhsatı olmayan, kadastral yolu olmayan yer.

Ama niye bunu yapıyorlar, şunun için yapıyorlar: Turizm tesislerine, milli parktan tahsis olmuyor artık. Bunu yaparak yasanın arkasından dolaşıyorlar. Kapıyı kapatıyorlar, halkı sokmuyorlar. Orada bulunan, şu anda kameralarla görünüyordur, 150 dönüm milli park alanını -kendisine ait olmayan – talan etmesine, işgal etmesine ve kullanmasına da olanak tanıyorlar.”

“ŞİRKET O KADAR ARSIZ VE KORKUSUZ Kİ ARKADAŞIMIZIN GIRTLAĞINA SARILIYOR; DEVLETİ, KAYMAKAMI, VALİYİ, DİĞER YÖNETİCİLERİ BÜYÜK BİR ACİZ İÇİNDE GÖSTERİYOR”

Beytekin, bu protokolün iptal edilmesi için Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne başvurduklarını ve suç duyurusunda bulunduklarını, kurumun da halihazırda protokolü uygun bulmadığına ve yolun herkese açık olması gerektiğine dair kendilerine yanıt verdiğini belirtti.

Kurumun yanıtından sonra hem Marmaris Milli Parkı’nın gerçekten yurttaşlara açık olup olmadığını görmek için hem de Sinpaş/Kızılbük GYO’nun işten çıkardığı işçi ile dayanışmak için alana gittiklerini söyleyen Beytekin arbedeye dair şunları anlattı:

“Ekranlara, ulusal basına da düşen görüntüleri herkes gördü. Yani şirket o kadar arsız ki, o kadar korkusuz ki arkadaşımızın gırtlağına sarılıyor, ‘Sen sıktırıyorsun bana gırtlağını’ diyebilecek kadar. Ya da emniyet güçlerini bile aşağılayacak şekilde ‘Gidin polis çağırın’ diyebiliyor. Yani ‘Polis gelse ne yapacak?’ demeye getiriyor, ‘Kimi kime şikâyet ediyorsunuz?’ demeye getiriyor. Yani burada devleti, Kaymakamı, Valiyi, diğer yöneticileri, diğer kurumları o kadar büyük bir aciz içinde gösteriyor ki.”

“HİÇBİR GÜVENLİK KONTROLÜNDEN GEÇMEYEN BİR YERE ‘CAN’ ALINDI”

Marmaris Kent Politikaları Derneği kurucu üyelerinden Halime Şaman da “Sinpaş’ın korunduğu, kollandığı bir anlayış” ile karşı karşıya olduklarını söyledi.

Bolu Kartaklaya Oteli yangınını hatırlatan Şaman, Sinpaş/Kızılbük GYO projesinde de aynı durumun yaşanabileceği uyarısını yaptı ve şöyle konuştu:

“O yangın sonrasında günlerce itfaiye tarafından verilmiş bir yangın ruhsatı var mıydı, yok muydu diye tartışıldı. Şu anda oraya misafir alınmaya başlandı. Hiçbir ruhsatının olup olmadığını araştırmaya gerek yok çünkü zaten hakkında yıkım kararı olan, ruhsatları iptal edilmiş bir yere; hiçbir denetimden, hiçbir güvenlik kontrolünden geçmeyen bir yere insanların canı alındı. Kim bunun sorumluluğunu taşıyacak?”

“BİR FELAKET OLDUĞU ZAMAN SORUMLULARI ARAMAYA GİTMEYELİM”

Projede potansiyel bir “felaket” durumunun varlığına işaret eden Şaman, “İlla başımıza bir felaket mi gelmesi gerekiyor?” diye sordu. Sorumlulara dair ise şunları söyledi:

“Dilerim olmaz çünkü hepimizin, birlikte yüreği yanıyor ama orada bir felaket olduğu zaman da sorumluları aramaya hiç gitmeyelim çünkü 6 bin 200 imzaya rağmen göz yuman Muğla Valiliği’dir. 6 bin 200 imzayı kendilerine verdik ve dilekçeyi, 6 bin 200 imzaya rağmen göz yuman Marmaris Kaymakamlığı’dır.”

“VALİLİĞİMİZİN, KAYMAKAMLIĞIMIZIN, MARMARİS’E GELEN MİSAFİRLERİNE LAYIK GÖRDÜĞÜ SEYİR SİNPAŞ’IN KANUNSUZLUĞU”

Projenin, Marmaris Milli Parkı’nda yarattığı tahribatın Marmaris’in girişindeki seyir tepesinden dahi görülebildiğine dikkat çeken Şaman sözlerine şöyle devam etti:

“Doğayı, denizi gördüğünüzde içinizin açıldığı noktadasınız ve bizim Valiliğimiz, bizim Kaymakamlığımız, Marmaris’e gelen misafirlerine layık gördüğü seyirlik şurası. Karşıdan Sinpaş’ın yarattığı kanunsuzluk bir maden ocağı gibi, bir yıkım alanı gibi buradan artık görünüyor ve gelen misafirleri diyor ki burada kanunsuzluk var, burada mahkeme kararlarını tanımamak var. Burada çetevari yol kesip yurttaşı önlemek var ama ben yukarıya bakıyorum, aşağıda olanı görmüyorum. Bizim yaşadığımız budur.

O yüzden biz Sinpaş’a kızgın değiliz. Sinpaş tabii ki alabildiğince karı elde etmeye çalışır ama ona parmağını gösterecek olan, haddini bildirecek olan kanunların sınırına çekecek olan Kaymakamlıktır, Valiliktir ve hukuki savcılık makamlarıdır. Biz onu bekliyoruz. Bizim muhatabımız Sinpaş değil, bizim muhatabımız haklarımızı korumakla mükellef olan yetkililerdir.”

PROJE NE TÜR GÜVENLİK TEHDİTLERİ BARINDIRIYOR?

Projenin inşaat alanlarında ne tür güvenlik açıklarının olduğuna dair soruya Şaman şu şekilde yanıt verdi:

“Neresinden tutsanız elinizde kalır hikayesi var ya… Bulunduğu yer Milli Park ve yangın dönemlerinde Milli Park’ın içerisine, ormanlık alanlara ki doğru bir karar, yurttaşların girmesi ve riskin azaltılması hedefleniyor, bunun için genelgeler yayınlanıyor ya, e biz Sinpaş’a biz o gün gittiğimizde patlayıcı maddelerin olduğu onlarca tüp vardı istiflenmiş halde. Yani bombayı siz milli parkın içine alın ama yurttaşı potansiyel bomba görün, sokmayın. Yaşadığımız hakikat bu. Evet, daha önceden pek çok kez yangın çıktı orada ve bu risk olmaya da devam edecek.

Ama daha önemli meselelerden bir tanesi Marmaris ne yazık ki bulunduğu coğrafya anlamında, jeoloji anlamında bir deprem bölgesi ve birinci derece deprem bölgesi fay hayatlarının üzerinde. Bu kadar önemli bir depremsellik tehdidi altında yer alan yere, 1980 döneminde -yani henüz deprem yönetmelikleri yok, inşaatları onlara göre üretilmiyor, hatta Ağaoğlu’nun biliyorsunuz röportajı var, ‘ne yapacaktık’ diyor, ‘deniz kumunu aldık, kullandık’ öyle bir dönemde üretilen bina var- bu binanın üzerine, bu bina altı katlıydı, dört kat daha çıkıldı, on kata vardırıldı ve bir güçlendirme ruhsatı yok. 30 yıl korozyona maruz kaldı. Çünkü harabeydi ve orada tatbikatlar yapılıyordu. Hani şu anki Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) bir deprem anında, bir felaket anında nasıl hareket edeceklerini, o harabe ucube binada gelip yapıyorlardı, deneyim kazanıyorlardı.

Şimdi oraya yaşam koymaya çalışıyorlar ama bu yaşamlar ne yazık ki eğer tedbir alınmazsa dilim varmıyor ama insanların tabutu olma tehdidini çok ciddi şekilde taşıyor ve buna bizim yıllardan beri feryat figan anlatmamıza rağmen vebal alıyor sorumlular göz yumuyorlar.”

“BİR YANDA KEPÇELER ÇALIŞIYOR, İŞÇİLER O GÜNEŞİN ALTINDA ÇALIŞIYOR, BİR YANDAN TATİLE GELENLER HAVUZA GİRİYOR: BU GERÇEKTEN BİR TÜRKİYE MANZARASI”

Marmaris Milli Parkı’nın girişine koyulan kapının girişinde 23 Mayıs 2025’te yaşanan arbedede güvenlik görevlilerinin boğazını sıktığı Marmaris Kent Politikaları Derneği kurucu üyelerinden Korcan Yılmaz, o gün yaşananları anlattı.

Aynı zamanda Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Muğla temsilcisi olan Yılmaz, daha önceden de bu tür engellemelerle karşı karşıya kaldıklarını hatırlatarak “Yılmayacağımızı söyledik ve içeriye girdik ve basın açıklamamızı yaptık” dedi.

Bu sırada içeride gördükleri manzaranın “Bir Türkiye özeti” olduğunu söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle açıkladı:

“Bir yanda kepçeler çalışıyor, bir yanda işçiler o güneşin altında terleyerek, emeklerinin karşılığını almak için mücadele ediyorlardı ve bir yandan da oraya belirli bir miktar para vermiş ve havuzun içinde yüzen insanlar vardı. Biz oraya gittiğimizde bunu gördük. Bu gerçekten bir Türkiye manzarasıydı ve bu manzarayı görünce gerçekten çok üzüldük ve yıprandık.”

Arbedenin ertesi günü karakola ifade vermeye çağrıldıklarını belirten Yılmaz, “İfadeye gittiğimizde şunu öğrendik; bize içeriye girebileceğimizi ancak üzerimizde iş güvenliği ve sağlığı ekipmanları bulunmadığı için içeriye alamayacaklarını söylemişler. Ama biz böyle bir şeyle karşılaşmadık. Bize kesinlikle böyle bir şey söylenmedi. Bu tamamen yalan. Tatile gelen müşterilerde iş güvenliği malzemesi yoktu. Yani içeride insanlar tatil yapıyorlar. Yani oraya misafir olanlara da çelik burunlu ayakkabı, kafalarında baretler, üzerinde yelekleri mi var? Hayır” dedi.

Diğer yandan kendilerinin zaten şantiye alanına değil Marmaris Milli Parkı’na girmek için orada olduklarının altını çizdi.

Röportajın yapıldığı gün, Aşıklar Tepesi’ne koyulan kapıya ek olarak yolun ilerisinde Milli Park girişine ikinci bir kapının da koyulduğu görüldü.

Son olarak söz alan Ufuk Beytekin Marmaris esnafına bir çağrıda bulundu ve şunları söyledi:

“Marmaris esnafı bugün Belediye kendi önüne çıkma yapmalarını engelledikleri için gayet sıkı tutuyorlar, eylem yapıyorlar. Birileri örgütlüyor eylem yapıyorlar. Çok güzel. Eylem herkesin hakkı, destekliyoruz. Herkes hakkını aramak için muhakkak alanlara çıksın, dile getirsin sorunu neyse, çözümü neyse dile getirsin. Fakat şunu yapmıyorlar, Kaymakamlığa gitmiyorlar.

Demiyorlar ki ‘Ey Kaymakam, bak biz Belediyenin kuralına uyuyoruz, bu kısır turizmde zarar etmeyi göze alarak çıkartmıyoruz, çıkartmak istediğimiz zaman Belediye bize engel oluyor, sen nasıl bu Sinpaş’a engel olmuyorsun, nerede adalet, hani eşitlik’ demiyorlar. Yani ona rıza gösteriyorlar fakat kendi yapılana itiraz ediyorlar. Olmaz. İlk önce oraya rıza göstermeyeceksin, itiraz edeceksin. Adalet oradan başlıyor çünkü. Ondan sonra sen eğer bir düzenleme yapılacaksa ve talep geliyorsa Belediye de ona göre düzenleme yapacaktır elbette ki veya halk da destekleyecektir. Bu yüzden doğrunun yanında ve doğru hamleyi yapmalarını bekliyorum.”