Marmaris Kadın Dayanışma, Diyanet’in miras hakkına ilişkin Cuma hutbesine tepki gösterdi. Açıklamada, “Halide Edip’in cephede sıktığı yumruğu, Nezihe Muhiddin’in mücadelesini, tarlada, fabrikada, hastanede emek veren kadınların alın terini bir hutbeyle silemezsin” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos tarihli Cuma hutbesindeki miras paylaşımına ilişkin sözleri kadın örgütlerinin tepkisini çekti.
Hutbede “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” sözlerine yer verildi.
Marmaris Kadın Dayanışma, söz konusu hutbeye ilişkin dün (17 Ağustos) sosyal medya hesabından açıklama paylaştı.
“Ey diyanet, sen kimsin ki” sözleriyle başlayan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Cumhuriyet’in gölgesinde serinleyip sonra güneşe sövüyorsun? Kanunların sırtına binmişsin, taşıma suyla dönen bir çark gibisin. Cumhuriyet seni döndürmese çoktan pas tutmuş, gıcırtılı bir değirmen taşına dönüşürdün.
Eşit miras hakkını ‘kul hakkı’ diye yutturmaya çalışıyorsun. Ne komik. Kul hakkını ağzında sakız gibi çiğnerken hakikat elindeki tespihin taneleri gibi kayıyor parmaklarının arasından. Mesele taneler değil, onları çeviren ellerin kirli olması.”
“ADALETSİZLİK LÜKS ARABALARLA GEÇTİĞİN SOKAKLARDA SAKLI”
Açıklama, “Emekçi kadınların vergisinden şişmiş bütçenle lüks makam araçlarında gezerken, hangi yüzle kadınların miras hakkını ‘dine aykırı’ diye fetvalandırıyorsun” denilirken ayrıca şu sözlere yer verildi:
“Hangi din, hangi kitap emekçi kadınların alın teriyle beslenen saltanatını meşru görür? Sen kimsin ki tarlada gün doğmadan işbaşı yapan, fabrikalarda ter içinde kalan, hastanelerde nöbet tutan kadının hakkını gasp etmeyi ‘ilahi adalet’ diye yutturmaya kalkıyorsun.
Adaletsizlik şatafatlı makam odalarında, lüks arabalarla geçtiğin sokaklarda saklıdır.”
“Kadınların mücadelesine kılıç çekiyorsun öyle mi” ifadesinde bulunan açıklamada, ayrıca şunlar aktarıldı:
“Bizler cepheden cepheye mermi taşıdığımızda fetva verdiğin o kutsal sandalyen neredeydi? Canımız pahasına direndiğimizde, hangi işgalcinin kucağındaydın? Hangi yüzsüzlükle, hangi utanmazlıkla tarihin bu en onurlu direnişine, kazanımına dil uzatırsın?
Senin miras diye bildiğin, devlet bütçesinden akan kaymaklı süt; kadınların mirası ise direnişle yazılmış bir tarih. Sen, sütün kaymağında boğaza tıkanan bir tortusun.”
“HANGİ DİN, ÇOCUK BEDENLERİNİ İSTİSMAR EDENLERE KOL KANAT GERER?”
Geçtiğimiz günlerde “eskort skandalı” olarak gündemde yer bulan olaya atıf yapan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Dine aykırı diyorsun. Hangi dine? Denizli’de imamların eskort skandalı patlak verirken sustuğun dine mi? Mensupların otel odalarında alem yaparken göz yumduğun dine mi?
Yoksa çocuk bedeninde ‘dişilik’ gören, çocuk yaşta evliliğe fetva veren sapkın zihniyetin dinine mi? Hangi din, çocuk bedenlerini istismar edenlere kol kanat gerer?”
“SENİN DİNİN, ÇOCUK GELİN MEZARLARIYLA MI ÖLÇÜLECEK?”
Açıklama, şöyle devam etti:
“Hangi din, kız çocuklarının mirasını gasp ederken, tacizcileri korur? Büyük konuşuyorsun da büyüttüğün bu yoz düzenin neresi dini? Senin dinin, çocuk gelin mezarlarıyla mı ölçülecek? Yoksa kadınların kanıyla mı yazılacak?
Hangi din? Kendi çürümüşlüğünü örten din mi? Yoksa kadınları ve çocukları ezen zorbanın dini mi? Cevap veremezsin! Çünkü senin dinin, ancak ikiyüzlülüğün kara çarşafına sarılıp, gerçeğin üstünü örtmeye yarıyor.”
Açıklamada ayrıca, “Senin kul hakkı dediğin aslında yüz yıllık bir kan davasının hesaplaşması. Alet olduğun bu kirli hesaplaşmada koltuğa yapışmışsın; bırakmak şöyle dursun, uğruna dini bile büküyorsun. İnancın değil ikbalin peşindesin” denildi.
“CUMHURİYET SENİ VAR ETMİŞ AMA SEN, CUMHURİYET’İN SUNDUĞU AYNAYA BAKAMIYORSUN”
Marmaris Kadın Dayanışma’nın açıklamasında, “Cumhuriyet’in sırtında taşınan kirli bir oyunun kullanışlı aparatı olmuşsun” vurgusu yapılırken, “Ağzından dökülen söz, hak değil; sadece o koltuğun bacaklarına sürülen cila” söyleminde bulunuldu.
Cuma hutbesini tiyatro oyununa benzeten açıklama şöyle devam devam etti:
“Her Cuma bir öncekinden daha ustalıklı bir oyun çıkarıyorsun sahneye: Kostümler dini, makyaj ahlaklı ama senaryo tam bir komedi. Cumhuriyet seni var etmiş ama sen, Cumhuriyet’in sunduğu aynaya bakamıyorsun.
Çünkü aynada gördüğün şey, dini temsil eden bir yüz değil; devletin sırtına yapışmış, yağla beslenen bir gölge. Ve şimdi kadınların hakkına dil uzatıyorsun.”
“KADINLAR, SENİN CÜMLELERİNİN ALTINI ÇOKTAN ÇİZDİ”
Söz konusu açıklamada, “Unutma” denilirken ayrıca şunlar kaydedildi:
“Kadınlar, senin cümlelerinin altını çoktan çizdi. Onların kitabında küçük bir dipnot, okunmaya değer bulunmayan bir açıklamasın.
Halide Edip’in cephede sıktığı yumruğu, Nezihe Muhiddin’in mücadelesini, tarlada, fabrikada, hastanede emek veren kadınların alın terini bir hutbeyle silemezsin.”
Açıklamada, “O yüzden, tekrar soruyoruz: Sen kimsin ki” sorusunun ardından “Cevabı da biz verelim: Cumhuriyet’in sırtında taşınan bir fazlalık, tarihin akışına takılmış bir tortu, kadınların mücadelesine bulaşmaya kalkışan bir Hadsiz” yanıtı verildi.