Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi, Marmaris Belediyesi’nin Hisarönü Mahallesi’nde, koruma altında olan bölgede doğa tahribatına neden olduğunu açıklayarak, Belediye’den tehdit altında olan Marmaris’in doğasını korumasının beklendiği söylendi.
Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi dün (10 Mart 2023) bir açıklama yaparak, Sinpaş/Kızılbük GYO’nun otel ve devremülk projesinin inşaatından getirilen moloz ve kırmızı toprağın Hisarönü Mahallesi’ne döküldüğünü ve doğanın ağır biçimde tahrip edildiğini söyledi.
Hisarönü Mahallesi’nin Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma bölgesinde yer aldığı için koruma altında olduğu hatırlatılan açıklamada Marmaris Belediyesi’ne “Sizin amacınız ne?” diye soruldu.
Hisarönü Mahallesi’nde söz konusu alanda toplanarak yapılan açıklamayı Komite adına Kadriye Konukçu okudu. Her seçim döneminde halkın umutlarının arttığını belirten Konukçu, “Tıpkı son yerel seçimden sonra Marmaris’te bu yönde bir beklenti oluştuğu gibi. Ama ortak karar alma, halk ile birlikte yönetme, hesap verme, şeffaflık, açık kapı ve kente sahip çıkma gibi seçim öncesi verilen sözlerden ne yazık ki çok çabuk dönüldü” dedi.
“HESAP VERMEDEN YAPARIM TAVRINIZLA 20 YILDIR İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ KARANLIĞIN KÖTÜ BİR TAKLİDİ OLMAKTAN ÖTEYE GİDEMİYORSUNUZ”
Marmaris’i değerli kılan ormanların geçtiğimiz yangınlarda yandığını, denizin ve geriye kalan ormanların ise tehdit altında olduğunu söyleyen Konukçu Marmaris Belediyesi’ne “Peki, siz ne yapıyorsunuz?” diye sorarak şöyle devam etti:
“Doğanın katledilmesine ses çıkarmıyorsunuz. Halkı bilgilendirmiyorsunuz. Halkın yerel yönetimlere demokratik katılımını değersizleştiriyorsunuz. Ben yaparım, hesabını da vermem diyen tavrınızla 20 yıldır içine düştüğümüz karanlığın kötü bir taklidi olmaktan öteye gidemiyorsunuz. Önce İçmelerde ‘ücretsiz halk plajı’ adıyla yapılan, gerçekte ise ücret karşılığı kullanılacak ve kıyılarımızın halkın elinden alınmasının göstergesi olan projeye ses çıkarmadınız. Ses çıkarmamanız bir yana İçmeler sahilinde Belediyeye ait olan alanı, birilerine kiraladınız. Böylece kumsalın demirlenip, işgal edilme girişimine sebep oldunuz.
Ardından Karacasöğüt’te Muçev’e ait marinanın büyütülme projesine dava açtınız. Bilirkişi raporu lehinize gelmesine rağmen, mahkemenin karar vermesini beklemeden şirkete ruhsat verdiniz. Davacısı olduğunuz projenin denizi kazıklayıp, betonlaştırmasına sebep oldunuz. İyi ki köylüler ve çevre gönüllüleri müdahale ettiler de doğal sit alanı olan ve antik değere sahip Karacasöğüt Koyu kurtuldu. Proje mahkemece iptal oldu ve Danıştay da kararı onadı.”
“SİNPAŞ’IN TÜM KANUNA AYKIRI FAALİYETLERİNE SES ÇIKARMAMAK BENİMSEDİĞİNİZ GENEL BİR PRENSİP OLDU”
İçmeler Mahallesi’ne bağlı Kızılkum Koyu’nda Sinpaş Holding’e bağlı Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (Kızılbük GYO) milli park içinde inşa ettiği otel ve devremülk projesinde de değinen Konukçu, Marmaris Belediyesi’nin projeye karşı tutumuna dair şunları söyledi:
“İçmeler’i trafik ve altyapı olarak çıkmaza sokacak, potansiyel müşterilerin esnafın elinden alınmasına ve denizimizin kirlenmesine sebep olacak Sinpaş projesinin kolaylaştırıcısı olmaktan da geri durmadınız. Hatta Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) öncesi ruhsat vermeyi göze alacak kadar tarafınızın halk ve Marmaris olmadığını bir kez daha gösterdiniz. Sinpaş’ın süreçte yapmış olduğu tüm kanuna aykırı faaliyetlerine ses çıkarmamak benimsediğiniz genel bir prensip oldu. Sesinizi çıkarmadığınız gibi 40 yıldır atıl duran, her türlü korozyona ve tahribata maruz kalıp harabeye dönmüş mevcut yedi katlı inşaata üç kat daha yapılmasına yol verdiniz. Sinpaş’ı yasaların üstünde tutucu tavrınızdan zinhar taviz vermeyerek bunu da yine kanunsuz olarak ‘tadilat’ ruhsatı ile yaptınız. Birinci derece deprem bölgesi olan Marmaris’te bu inşaatın yaratacağı felaketin vebali boynunuzdadır.”
Konukçu, Hisarönü Mahallesi’nde Özel Çevre Koruma Bölgesi özelliğine sahip ve sulak alan olarak da uluslararası sözleşmelerle korunan 142 parselde, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile verilen özel imar iznine karşı da Marmaris Belediyesi’nın aynı tavrı sürdürüldüğünü söyledi.
Konukçu konuya dair şunları aktardı: “Halkı bilgilendirmediniz ve projeye olumsuz yazı vermenize rağmen dava açmaktan imtina ettiniz. Ama biz dava açtık ve açtığımız davada bilirkişi raporu lehimize geldi. Tıpkı diğer itirazlarımız gibi. Ne tesadüftür ki; dava öncesi Karacasöğüt’te muhtara gelen ‘toplantıyı terk et’ telefonu gibi Hisarönü sakinlerinden bazılarına da ‘siz karışmayın arsalarınız değerlenecek’ telefonları peş peşe geldi.”
“YAKANIZDA TAŞIDIĞINIZ ROZETİN HALKÇILIK, DEVLETÇİLİK OKLARINDAN HİÇ Mİ MAHCUBİYET DUYMUYORSUNUZ?”
Marmaris Körfezi’nin kirlilik tehdidi atında olduğunu söyleyen Konukçu, son olarak Albatros Marina’nın 2005 yılına dayanan ÇED kararı ile mevcut iskelesini usulsüz olarak uzatmasına karşı Belediye’nin tutumuna değindi ve “Denizimizin kendini temizlemesine engel teşkil edecek bu projeye siz yine ruhsat verdiniz. Elbette aynı tutumu sergilemeye devam ettiniz, halka hiçbir bilgi vermediniz ve halkla paylaşmadınız” dedi.
Konukçu Marmaris Kent Konseyi’ne karşı gösterilen tutumun ise Belediye’nin en başarısız sınavı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Sinpaş projesi için açmış olduğu ‘ÇED iptal’ ve ‘ruhsat iptal’ davaları sonrası Marmaris Kent Konseyi’ne takındığınız tavırla seçimlik demokrasi anlayışınızı deneyimlemiş olduk. Marmaris’in doğasının korunmasını ve halkın yerel yönetimlere demokratik katılımını amaç edinen Kent Konseyinin, yürütme kurulu üyelerini istifa ettirdiniz; Kent Konseyleri yönetmeliğin belediyeye yüklediği sorumlulukları bile isteye yerine getirmeyerek ilişkide olduğunuz STK’ları kullanarak konseyi atıl ve işlevsiz duruma getirmeye çaba gösterdiniz. Tercihiniz kamunun yanı değil sermayenin kalkanı olmaktı.
Şimdi soruyoruz. Sizin amacınız ne? Yakanızda taşıdığınız rozetin halkçılık, devletçilik oklarından hiç mi mahcubiyet duymuyorsunuz?”
“SORMAK İSTİYORUZ ARKANIZ DA KİM VAR?”
Tüm yaşananlara rağmen 142 parselin paralelinde Belediye’ye ait alanda aynı doğa yıkımının Marmaris Belediyesi tarafından yapıldığını söyleyen Konukçu, “Sulak alanı moloz ile doldurup üstüne Kızılbük’ ün kırmızı toprağını seriyorsunuz. Ağaçları keserek korumanız gereken doğamızı geri dönülmez bir tahribatla yok etmeye çalışıyorsunuz. Yine halkı bilgilendirmeden ve görevinizin aslında ne olduğunu önemsemeden. Belediye böyle yaparsa vatandaş ne yapmaz? İcraat toplamınıza baktığımızda görüyoruz ki bugüne kadar almış olduğunuz tutum iş bilmezlik değil düpedüz bilinçli bir tercihtir. Sormak istiyoruz arkanız da kim var? Sizi kim koruyor?” diye sordu.
“BELEDİYE’MİZE DÜŞEN GÖREV BU TALAN PROJELERİNE KARŞI MARMARİS’İN DOĞASINI KORUMAK OLMALI”
Konukçu alınan tutuma dair “Siz neye sebep olduğunuzun farkında mısınız” diye sorarak şu açıklamayı yaptı:
“Bugüne kadar yaptıklarınızla başta bizler olmak üzere, size oy veren halkın demokrasiye, değişime, adalete, hak ve hukuka olan inancını yok ettiniz. Vatandaşlarımızın ‘bunlara da güvenemeyeceksek kime güveneceğiz’ duygusuna kapılmasına ve böylece toplumda var olan değişim talebinin de zarar görmesine sebep oldunuz. ‘Bizim adayımız’ diyerek yaptıklarınızın söylediklerinizle uyuşmadığını gören, hatalarınızın farkında olan yol arkadaşlarınızı büyük bir pişmanlığa uğrattınız. Verdikleri siyasi mücadelenin de yozlaşmasına sebep oldunuz. En çok kendine benzeyenin hançeri öldürürmüş insanı.
Marmaris, derdi sadece para olan kişi ve siyasi anlayışların çevre talanı, tehdidi altında; farkındayız. Bir dolu proje ÇED için müracaat etti ve ediyor. Valiliğin tavrı ise ortada: Son üç yılda neredeyse %100 ‘ÇED gerekli değildir’ kararı veriyor. Belediyemize düşen görev bu talan projelerine karşı öncelikle halkı bilgilendirmek, onların görüş ve önerilerine önem vererek Marmaris’in doğasını korumak olmalı. Burada olduğu gibi o talana ve yağmaya bir kepçe darbesi de belediyenin vurması değil.”
“OYUMUZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Demokrasiye olan inançla Marmaris’i korumaya ve halkın yerel yönetimlere katılmasının önündeki engellerin kaldırılması için mücadele etmeye oy verdiklerini söyleyen Konukçu, “Oyumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Umarız akıl ve sağduyu galip gelir. Böylece içinde bulunduğumuz karanlık, yolsuzluk düzeni ve kötülük de son bulur” dedi.