Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde, Eti Krom A.Ş’nin yapmak istediği maden ocağının Halkın Katılımı Toplantısı, toplantı koşullarının firma tarafından sağlanmaması nedeniyle yurttaşlar tarafından yaptırılmadı. Yurttaşlar, eksik ve yanlış bilgiler içeren proje dosyasına dayanan toplantının eksik ve yanıltıcı olacağını söyleyerek, toplantının yapılmış kabul edilmemesi için hazırladıkları dilekçenin tutanağa eklenmesini talep etti.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı Yayla Mahallesi’nde, 20 Temmuz 2022 tarihinde Eti Krom A.Ş’nin ÇED süreci için başvuru yaptığı “Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği” projesinin bugün gerçekleşmesi planlanan Halkın Hatılını Toplantısı yurttaşlar tarafından yaptırılmadı.
“FİRMANIN ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMAMASI NEDENİYLE KAMUSAL ZARAR OLUŞMUŞTUR”
Köy kahvesinde saat 10:00’da başlaması planlanan toplantıda hazırı bulunan yurttaşlar, toplantının gerçekleşmesi için sağlanması gereken koşulların sağlanmadığının görülmesi üzerine bir tutanak hazırlanarak, şu ifadelere yer verdi:
“29 Eylül 2022 günü Yayla Köyü’nde yapılacak olan ETİ KROM A.Ş. Halkın Katılımı Toplantısı’na bölge halkı hazır bulunmuş, toplantı koşulları firma tarafından sağlanmadığı için toplantı Bakanlık tarafından iptal edilmek durumunda kalınmıştır. Kamusal bir toplantının iptalini, firmanın üstüne düşeni yapmaması nedeniyle yapamadık. Halk kendi koşulları ile bu alana benzin ve zaman harcayarak geldiği için kamusal zarar oluşmuştur. Bu konuda cezai bir işlem yapmak gerektiği düşüncesindeyiz.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri gerekli şartların sağlanamaması nedeniyle toplantının yapılamadığına dair tutanak tuttu.


“YANLIŞ VE EKSİK BİLGİ İÇEREN DOSYAYA DAYANAN SUNUMLA BİLGİLENMEK KABUL EDİLEMEZ”
Diğer yandan yurttaşlar projenin halkın katılımı toplantısının yapılmasındaki çekincelerini dile getirdikleri dilekçenin toplantı tutanağın eki olarak kayda geçmesini talep etti.
Dilekçede projenin başvuru dosyasının eksik ve yanlış bilgilendirme içerdiği için bu rapora dayanan sunumun ile bilgilenmenin de eksik ve yanıltıcı olduğunu dile getirildi. Yöre halkının projeye dair düşüncelerini ifade edebileceği, “Halkın Katılımı Toplantısı”ndan başka bir aşama bulunmaması nedeniyle de yanlış ve eksik bilgi içeren başvuru dosyasının reddedilerek yeni bir dosya hazırlanması ve yeniden toplantı yapılması talep edildi.
Yurttaşla toplantının bu koşullarda yapılmış kabul edilemeyeceğinin tutanağa geçmesini talep etti.
MEHMET ALİ ACET: “SANDRAS DAĞI’NI KORUMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAK İSTİYORUZ”
Toplantının yapılamamasının ardından “Yaşam alanlarımız müştereklerimizdir”, “Muğla cennet olsun” ve “Sandras’a sahip çık” yazılı pankartlar açan yurttaşlar konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. İlk konuşmayı yapan emekli öğretmen Mehmet Ali Acet, 1980 yılından beri burada yaşadığını söyledi.
Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’nın Cumhurbaşkanı emri ile 20 Mart 2021 tarihinde hassas koruma alanı ilan edildiğini belirten Acet, “Yeni yapılacak krom madeni buraya çok yakın. Ve galeri usulü yapılacak. Biliyorsunuz galeri usulü kilometrelerce gider. Biz Etibank madenini Gürleyik’te gördük. Etibank işletti, çok güzel bir işletme vardı. Göcek’e inerdi ve çevreye verilen zarar sıfırdı. Ama tekrar gittiğim zaman talan olduğunu gördüm. Eski maden işletmesi yoktu. Özelleştikten sonra bitmiş” dedi.
Sandras Dağı’nı korumak için ellerinden geleni yapmak istediklerini belirten Acet, bölgede endemik bitki yoğunluğunun fazla olduğuna dikkat çekti.
Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’ni besleyen Namnam Çayı’nın gözünün Serçe Gediği mevkisinden doğduğunu belirten Acet, “Yani Namnam Çayı’nın tam gözü. Burada maden işletilecek saha Serçe Gediği ile Gökçeova Göleti’nin arası. Oradaki İçen Ölmez Deresi, Bargaya Deresi ve Gökçeova Göleti’nin suyu Namnam Çayı’nı besleyerek Köyceğiz Gölü’ne götürüyor. Köyceğiz ve Dalyan bölgesini besleyen en büyük su kaynağı Sandras’tır. Bu bölgeyi beslediği için bizim için çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, maden işletilecek bölgedeki anıt ağaçların ve hayvanların göreceği zarara değinen Acet şunları söyledi: “Maden işletilecek o bölge Devlet avlak alanıdır. Yakında buraya av ilanı astılar. Tabi o ayrı bir konu biz avı da istemiyoruz ama hiç olmazsa doludan kurtulalım da yağmura razıyız diyoruz. Yangın bölgesinden kaçan dağ keçilerini parayı basanlar avlayacak.
Anıt ağaçlarımıza gelelim. Tabiat koruma alanında 800-1000 yaşında ağaçlarımız var. Muğla Orman Müdürlüğü’ne giderseniz kapının girişinde 850 yaşında İstanbul’un fethini görmüş, Amerika’nın keşfini görmüş bir ağaç var. Tek tek onların boğumlarının hesapları yapılmış. Bu ayrı bir bilim dalı. Hangi yıllarda kıtlık olmuş, hangi yıllarda olmamış ağaçlar iyi gelişmiş. Biz torunlarımıza, çocuklarımıza bunu bırakmak istiyoruz. O anıt ağaçlar, altından yapılacak galerilerle kuruyacak, yok olacak.”
NEŞE YÜZAK: “BURADA YAPTIĞIMIZ ŞEY ÇOK DEĞERLİ ÇÜNKÜ DÜNYALILAR DÜNYAYA SAHİP ÇIKIYOR”
Ardından söz alan Sandras’ı Koruma Platformu’ndan Neşe Yüzak, konuşma yaptığı yerin yüksekte yer alamsından yola çıkarak, “Konum olarak yukarıda olunca biraz rahatsız oldum çünkü Bakanlık ile toplantılar neredeyse böyle konumlandırılarak yapılmaya başlandı” dedi.
Sandras Dağı’ndaki Eti Krom’a it iki madenin, devamındaki ruhsatlarla Menteşe’ye kadar indiğini söyleyen Yüzak, “Bu cevherin zonuyla ilgili. Eğer biz her bulduğumuz madeni kazarsak, şu anda Muğla’da yüzde 60-70 oranında toprağın sıyrılıp götürülmesi, üzerindeki ağacın gitmesi demek. Eğer bir planlama yoksa, geçmişteki Devlet Planlama Teşkilatı’nın yaptığı gibi, ‘maden bize lazımsa çıkaralım’ şeklinde değilse, maden ticaret unsuruysa, ormanı da ticaret unsuru olarak gören insanlar şu anda siyaseten ne kurdu ne kuşu ne de bizi düşünüyorlar. En büyük handikabımız budur ve de bilimsel değildir. O yüzden de şu anda burada yaptığımız şey çok değerli, çünkü vatandaş vatanına sahip çıkıyor. Daha doğrusu dünyalılar dünyaya sahip çıkıyor da diyebiliriz” dedi.
GÜNGÖR ERÇİL: “YAPILACAK OLAN ŞEY PARA UĞRUNA, KAR UĞRUNA DOĞANIN KATLEDİLMESİ”
Durumun hukuki yanlarına dair konuşan Muğla Çevre Paltformu (MUÇEP) gönüllüsü hukukçu Güngör Erçil şunları söyledi: “Bu toplantı aslında bilgilendirme deniyor ama bu raporla, burada yapılacak sunumla, bu toplantı ile bilgilenmek mümkün değil. Bilgilenmeyeceğiz. Yapılacak olan şey para uğruna, kar uğruna doğanın katledilmesi. Arkadaşlar teknik yanlarını, doğayı katletme yanlarını anlattılar” dedi.
“BU TOPLANTI İLE HAPİS CEZASI GEREKTİREN ŞEYİ MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR”
Toplantı ile suçun meşrulaştırılmak istendiğini belirten Erçil, “Kara avcılığından bahsetti Mehmet Ali Hocam, kara avcılığı kanununda biyolojik çeşitliliği, ekosistemi bozamazsın hapis cezası var. Yani bu toplantı ile hapis cezası gerektiren şeyi meşrulaştırmak istiyorlar. Burada, hepimiz aracılığıyla meşrulaştırmak istiyorlar, ben katılmıyorum. Suç olan bu şeyin meşrulaştırılmasına ben katılmıyorum. Hiç kimse de katılmıyor sanırım. Bunu söylemek gerekiyordu.
Bırakalım teknik aksaklıkları, toplantının bu nedenle de yapılmaması gerekirdi. Bu toplantı, bizi gayrimeşru ve hukuka aykırı bir sürecin parçası haline getirme toplantısı. Bunu herkesin bilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“BİZ YENİDEN GELECEĞİZ, GELMEMİZ GEREKİYOR”
Toplantının yeniden yapılabileceğini söyleyen Erçil, yeniden geleceklerinin altını çizerek,“Yeniden yapacaklar büyük ihtimalle teknik nedenlerle yapılamadı konumu uygun değil diye. Biz yeniden geleceğiz, gelmemiz gerekiyor. Tam da doğayı, ekolojimizi savunmak için, yaşam alanlarımızı savunmak için hepimiz yeniden burada olmak zorundayız” diye konuştu.
“HUKUKA AYKIRI BİR RAPORA DAYANARAK TOPLANTI YAPILAMAZ”
Toplantının hukuka aykırı olduğunu yineleyen Erçil, “Muğla’nın yüzde 60’ı maden ruhsat alanı olabilir mi? Muğla bir yandan turizm şehri bir yandan 3 tane termik santral var, yüzde 60’ı maden alanı, nedir bu? Muğla turizm şehri mi, yüzde 70’i orman mı, yoksa maden mi? Bunun belli olması lazım. Burada bunun için toplandık. Yeniden geleceğiz. Bu rapor, ortak imzaladığımız dilekçede de sözünü ettik, bizi yanıltma raporu. Hukuka aykırı bir rapora dayanarak toplantı yapılamaz” ifadelerine yer verdi.
HÜSEYİN EROL: “MADEN RUHSATLARI BU BÖLGENİN DOĞAL GÜZELLİKLERİNİ VE BU YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Gündem Fethiye’ye konuşan CHP Köyceğiz İlçe Başkanı Hüseyin Erol ise, maden şirketlerinin bölgenin doğal yaşamını olumsuz etkilediğini ifade ederek, “Öncelikle şunu söylemek istiyorum, Köyceğiz Özel Çevre Koruma Bölgesi. Yani burada bütün canlılığın bitki hayatının, hayvan hayatının, özellikle korunduğu bir bölge. Çok değerli su kaynaklarımız var ve bu yörede verilmiş olan maden ruhsatları bu bölgenin doğal güzelliklerini ve bu yaşamı maalesef olumsuz anlamda etkiliyor. Doğal güzelliklerini bozuyor.
Biliyorsunuz ki madencilik faaliyetlerinde faaliyetleri sona erdiği takdirde bu sahaların geri dönüşümü ile ilgili de çalışmaların yapılması gerekiyor. Şirketler bu konuda taahhütler veriyor. Fakat bölgemizde bunun çok olumsuz örnekleri var, biliyoruz ki bu sahalarda çalışma yapıldıktan sonra artıkları bütün sahaya dağılmış şeklide bırakıyorlar ve maden şirketleri arkalarına dönüp bakmadan gidiyorlar” dedi.
“MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN ÇOK İYİ DENETLENMESİ TALEBİMİZDİR”
Madencilik faaliyetlerinin iyi denetlenmesi ve maden sahalarının yeniden gözden geçirilmesini talep ettiklerini söyleyen Erol, “Dolayısıyla bu kadar doğal güzelliğin olduğu ve doğal yaşamın korunduğu insan yaşamının bu kadar olumsuz etkileneceği bu bölgede tüm madencilik faaliyetlerinin gözden geçirilmesi ve bunların çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Maalesef, o doğal güzellikler şirketlerin akıl almaz yöntemleri ile tahrip ediliyor. İnsan hayatı bu konuda çok olumsuz anlamda etkileniyor. Bizim geleceğimiz olan su kaynaklarımız burada tahrip ediliyor. Onun için bu faaliyetlerin bir an önce durdurulması, özel çevre koruma bölgelerinde, madencilik faaliyetlerinin çok iyi denetlenmesi ve bu sahaların kısıtlanarak tekrar gözden geçirilmesi talebimizdir” ifadelerini kullandı.
“BİZ YÖREMİZDE MADENCİLİK FAALİYETİ İSTEMİYORUZ”
Teknik hazırlıkların yetersizliği sebebiyle iptal edilen toplantının, şirketlerin özensizliklerini ortaya koyduğunu vurgulayan Erol, “Bugün burada yapılan toplantıda da işte görüyorsunuz, şirket ve ilgili bakanlık yetkilileri gelmişler fakat yeterli hazırlıkları yok, yeterli ilgileri yok. Vatandaşı bilgilendirmek amacıyla geldiler fakat bununla ilgili bir çalışma dahi yapamamışlar. Bu da özensizliklerinin ne derece olduğunun en önemli göstergesi. Onun için biz yöremizde madencilik faaliyeti istemiyoruz. Biz doğal yaşamın korunmasını ve sürdürülebilir hale getirilmesini istiyoruz” dedi.
Toplantıya katılan Emek Partisi (EMEP) Ortaca İlçe Başkanı Ekrem Sunar ise, halkın itirazlarının yanında olduklarını dile getirdi. Sunar ilçe örgütü olarak sürecin takipçisi olacaklarını dile getirdi.
Yurttaşların tutanağın eki olarak kayda geçmesini istedikleri dilekçe ise şu şekilde:





