Kızılay Muğla İl Başkanı ve eski AK Parti İl Başkan Yardımcısı Şadi Pirci hakkında “resmî belgede sahtecilik” suçundan iki yıl altı ay kesinleşmiş hapis cezası olduğu ortaya çıktı. CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı konuya ilişkin açıklama yaptı.
Kızılay Muğla İl Başkanı ve eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İl Başkan Yardımcısı Şadi Pirci hakkında Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 Kasım 2015’te “resmî belgede sahtecilik” ve “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan iki yıl altı ay kesinleşmiş hapis cezası verildiği ortaya çıktı.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bulunan Beyobası beldesinin belediye olduğu dönemde Refah Partisi’nden belediye başkanlığı yapan Pirci, daha önce sosyal medyadan Atatürk aleyhinde yaptığı paylaşım ile gündeme gelmişti.

“AKP MARİFETİYLE NASIL SİSTEMATİK VE KURUMSAL BİR BOYUTA ULAŞTIĞINI GÖSTEREN YENİ BİR BELGEYE ULAŞTIK”
Konuya ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, sosyal medyadan açıklama yayımladı. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Fethiye Kızılay Şube Başkanı ve ailesine ilişkin olarak son günlerde ulusal medyada çıkan haberler kamuoyunda sıcaklığını korurken; CHP Muğla İl Başkanlığı olarak, şimdi de bu çürümenin AKP marifetiyle nasıl sistematik ve kurumsal bir boyuta ulaştığını gösteren yeni bir belgeye ulaştık.”
Şadi Pirci hakkında 2015/220 Esas ve 2015/329 Karar sayılı dosyasında “resmî belgede sahtecilik” suçundan kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olduğunun vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Adalet Bakanı’nın her gün bıkmadan usanmadan tekrarladığı gibi, ‘Bağımsız Türk yargısının bir mahkemesi’ söz konusu kararında açıkça: ‘Sanık Şadi Pirci’nin belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit olduğuna…’, ‘…TCK 204/2 ve 53. maddeleri gereği, cezasının infazından itibaren belli haklardan yoksun bırakılmasına…’ hükmetmiş.”

“AKP YÖNETİMİ, ‘GÖRMEDİK, DUYMADIK, BİLMİYORUZ’ DEMEKTEN VAZGEÇMİYOR”
Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince sanığın, mahkeme kararından sonra kamu görevlerinden men edildiğine, seçme ve seçilme haklarının kısıtlandığına; dernek, vakıf, sendika ve kooperatif organlarında görev alamayacağının karara bağladığının altının çizildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Ancak bu şahıs, 26 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla, Türkiye’nin en köklü ama maalesef yanlış ellerde itibar yitirmiş kurumlarından birisi olan Kızılay’ın Muğla Şube Başkanı olarak görev yapmaya halâ devam ediyor. AKP yönetimi, kendi eliyle inşa ettiği bu çarpık ve hukuk dışı düzeni halkın gözünden kaçırmak için ‘görmedik, duymadık, bilmiyoruz’ demekten vazgeçmiyor.”

“BU MAHKEME KARARI TARİHE GEÇECEK BİR BAŞKA ÇİFTE STANDARDIN BELGESİDİR”
Belgelerin sahte ya da montaj olmadığına, ayrıca mahkemenin resmî kayıtları olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“AKP’nin yıllardır alışkanlık haline getirdiği, kendi içindeki yolsuzlukları, usulsüzlükleri, sabıkaları görmezden gelip; tüm muhaliflere ama özellikle CHP’li belediyelere ve siyasetçilere olmadık iftiralarla saldırdığı bir dönemde, bu mahkeme kararı tarihe geçecek bir başka çifte standardın belgesidir.”
Açıklamada, şu sorular soruldu: “Resmî belgede sahtecilikten hüküm giymiş bir kişi, nasıl olur da Kızılay gibi bir kurumun başına getirilebilir? TCK 53. madde gereğince bu kişi için uygulanması gereken kamu haklarından mahrumiyet kararı nasıl yok sayılabilir? Ülkemizde hukuk kuralları AKP’li siyasetçiler ve yandaşlar için askıya mı alınmıştır? Bugün belgede sahtecilik yapanlar yarın bir gün Kızılay başkanı, öbür gün milletvekili mi olacaklar?”
“KIZILAY’IN DAHA FAZLA YIPRATILMASINA KAYITSIZ KALMAYACAĞIZ”
Açıklamanın devamında ise “Bir zamanlar halkımızın her şekilde maddî – manevî destek verdiği ama AKP’li fanatik kadroların elinde artık ismi yalnızca skandallar ile gündeme gelen Kızılay’ın daha fazla yıpratılmasına kayıtsız kalmayacağız” denildi.
Evrakta sahtecilikten cezası kesinleşmiş bir kişinin görevde daha fazla tutulmasını kabul etmediklerinin vurgulandığı açıklamada, şunların altı çizildi:
“Kızılay gibi köklü bir kurum bu tür şaibeli isimlerden temizlenene kadar mücadelemiz sürecek. Unutulmamalıdır ki bu dosya ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle kapatılmış gösterilse de halkımızın vicdanında bu kirli defter asla kapanmayacaktır.”
Konuya ilişkin hukuki başvuruları yapacaklarının belirtildiği açıklamada, “Konu tüm mecralarda işlenecek ve mücadelemiz sonuç alana kadar sürecektir. Zira bu mesele yalnızca bir kişinin meselesi değildir; AKP iktidarının ülkeyi sürüklediği derin çürümenin korkutucu boyutlarını gösteren yeni bir örnektir” denildi.