Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Karataş Plajı’nda Özyer Grup’a ait Liberty Fabay otelin önünde, imar planlarına aykırı şekilde kanalın yönünün değiştirilmesi ve yaşanan çevre tahribatına karşı Kıyılar Halkındır İnisiyatifi basın açıklaması yaptı ve kurumları göreve çağırdı. Açıklamada, “Alim Karaca’nın yapmış olduğu basın toplantısında ‘yapılan çalışmaların belediye olarak detaylı şekilde incelendiği, tüm izinlerin alındığı ve her şeyin yasal olduğu’ şeklinde açıklama yapmış olması şaşkınlıkla karşılanmıştır” dendi.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kargı Mahallesi’nde yer alan ve 21. ve 22. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in sahibi olduğu Özyer Grup’un şirketi Fabay A.Ş’nin bünyesindeki Liberty Fabay otelin önündeki tepe iş makineleriyle yok edilmişti.
Konuya ilişkin 9 Ocak’ta açıklamalarda bulunan Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, “Konuyu yakından biliyoruz. Ancak bu konu, tamamen DSİ ile ilgili bir durum. O bölgedeki bir özel mülkten geçen su kanalı yatağının, vatandaşın talebi üzerine DSİ ve Anıtlar Kurulu’ndan alınan onay ve izin çerçevesinde değiştirilmesine yönelik bir çalışma olduğunu öğrendik” demişti.
DSİ’nin kendi çalışmasını yürüttüğünü vurgulayan Karaca, “Bu çalışma, halen özel mülkiyetten geçen derenin oradaki hazine arazisinden denize ulaşması için yapılıyor. Tamamen yasal bir çalışma olduğunu vurgulamak isterim. Çünkü yasal olmasa, zaten belediye ekipleriyle birlikte biz müdahale ederiz” ifadelerini kullanmıştı.
Bunun üzerine Kıyılar Halkındır İnisiyatifi, bugün (29 Ocak) bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı grup adına Solmaz Tokay okudu. Açıklamanın başında yaşananlar şu şekilde özetlendi:
“Fethiye ilçesi, Değirmenboğazı Deresinin Karataş Plajı’na dökülen bölümünde Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğü aracılığı ile derenin güzergah ve genişliğini değiştirecek şekilde yürürlükteki mevzuatlara, imar planlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak projelendirme yapılmış, yeniden oluşturulmuş olan dere yatağı güzergahının ruhsatsız ve izinsiz olarak inşai faaliyetleri yapılmaya başlanmıştır.”

“YETKİLİLER VE SORUMLULAR SESSİZ KALMAYI TERCİH ETMİŞTİR”
Açıklamada, çalışmaların yürürlükteki mevzuatlara, imar planlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak gerçekleştiği belirtildi.
Başta Fethiye Belediyesi olmak üzere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne yazılı olarak bildirimde bulunulmasına rağmen herhangi bir işlemin yapılmadığı ifade edildi.
Bu durum ise şu şekilde değerlendirildi: “Telafisi mümkün olmayacak şekilde doğa katliamları gerçekleştirilmiş, konunun kamuoyunda geniş yankı uyandırmış olması ve ulusal basın manşetlerinde yer almış olmasına rağmen yetkili ve sorumlular sessiz kalmayı tercih etmiştir.”
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca’nın çalışmaların yasal olduğa dair yaptığı açıklamaya dair ise şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Üstelik, mevzuatların ve imar planlarının uygulanmasından ve yapılan tüm inşai faaliyetlerin imara ve mevzuatlara uygunluğunu denetleyerek uygunsuzluk durumunda faaliyetlerin durdurulması, cezai işlemlerin yapılması ve yıkım yapılması konularında yetkili ve sorumlu olan Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca’nın yapmış olduğu basın toplantısında ‘yapılan çalışmaların belediye olarak detaylı şekilde incelendiği, tüm izinlerin alındığı ve her şeyin yasal olduğu’ şeklinde açıklama yapmış olması şaşkınlıkla karşılanmıştır.”
“BAZI KURUMLARIN UYGUN GÖRÜŞ VERMİŞ OLMASI PROJENİN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLMESİ VE İNŞAİ FAALİYETLERİN YAPILABİLMESİ İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR”
Bazı kurumların uygun görüş vermiş olmasına dair ise şunlar söylendi:
“DSİ 21. Bölge Müdürlüğü aracılığı ile yapılan Değirmenboğazı Deresi Islah Projesi hakkında Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26 Haziran 2024 tarih 16022 sayılı ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nün 16 Ağustos 2024 tarih 12758066 sayılı yazısı ile uygun görüş verildiği açıklanmış olup sadece bu kurumların uygun görüş vermiş olması, yapılması zorunlu diğer iş ve işlemlerin atlanması projenin gerçekleştirilebilmesi ve inşai faaliyetlerin yapılabilmesi için yeterli değildir.”
Yapılan projenin mevzuatlara aykırılıklar üç ana başlıkla şu şekilde sıralandı:
1 – DSİ tarafından hazırlanan Değirmenboğazı Deresi Islah Projesi yürürlükte bulunan 1/1000 Ölçekli Çiftlik Uygulama İmar Planında, yeşil alan (park), imar yolu, orman alanı ve kumsal alanı olarak planlı olan ve aynı zamanda 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ve Kaplumbağa Yuvalama ve Yumurtlama Alanı olarak tescil edilmiş ve imar planları üzerinde koruma alanları olarak gösterilmiş alanların üzerinden geçirilerek şekilde yeni bir güzergah oluşturulmuş, mevcut imar planı kararları dikkate alınmamış, yeni dere yatağı güzergahına ait yapılması zorunlu olan koruma amaçlı imar planı değişiklikleri yapılmamıştır.
Bu durumda,
- 3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 3. maddesi, “Herhangi bir saha her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz” hükmüne,
- Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği‘nin 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak olan yapılar, uygulama imar planlarında o maksada tahsil edilmiş ve mülkiyeti belgelenmiş olmak kaydıyla ilgili idarelerden avan projelerine göre yapı ruhsatı alınarak inşaa edilir” hükmüne,
- Bahse konu çalışma alanını da kapsayan Çiftlik 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Hükümlerinin 2.1. maddesindeki “Uygulama bu plan hükümlerine göre yapılacaktır” hükmüne, 2.2. maddesinde açıklanan “Planda belirlenen kullanım alanlarında, kullanım amacı dışında hiçbir tesis yapılamaz” hükmüne,
- Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği‘nin 4. maddesinde açıklanan “Sit alanlarında, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının fiziksel ve mülkiyet dokusu özellikleri, mevcut sosyal ve teknik altyapı tesisleri,koruma-kullanma dengesi, planlanan alanın şartları ile ihtiyaçları gözetilerek kentsel sosyal ve teknik altyapı alan standartları, yaya ve taşıt yolları genişlikleri koruma amaçlı imar planı kararları ile belirlenir” hükümlerine riayet edilmemiştir.
2 – Yapılan kazı, hafriyat ve inşai faaliyetlerin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan ÇED raporu hazırlanmadan ve ilgili kurumlarca onaylanmadan böylesine büyük hacimli doğal dengeyi değiştirici projelerin yapılması ve inşai faaliyetlerin gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
3 – Ayrıca yeni oluşturulmuş dere yatağı, Bern Sözleşmesi ve CİTES (Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) ile koruma altındaki Caretta Caretta ve Chelonia Midas cinsi kaplumbağaların ‘Yuvalama ve Yumurtlama Alanı’ olarak tescil edilmiş olup bu alanın ve canlıların koruma şartları imar planları üzerinde belirtilmiştir ve Çiftlik 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planının 3.12. maddesinde açıklanan koruma-kullanma hususlarına riayet edilmemiştir. Bu durum doğal alanlar, ekoloji, kültürel alanların telafisi imkansız tahribatlara maruz kalmasıyla birlikte ülke olarak imza koyduğumuz uluslararası sözleşmelere de aykırılıklar oluşturmuş, dünya genelinde ülkemizin itibarını zedelemiştir.
Açıklamada, DSİ 21. Bölge Müdürlüğü 213. Şube Müdürlüğü’nün Fethiye Kaymakamlığı’na yazdığı yazı ile inşat faaliyetlerine devam ettiği hatırlatıldı ve kanunlara uyma zorunluluğunun şu sözlerle altı çizildi: “Değirmendere Islah Projesi’nin iptal edilmesi, yürürlükteki mevzuatlara ve imar planlarına aykırı olarak yapılan kazı ve hafriyat çalışmaları ile her türlü inşai faaliyetlerin durdurulması, bahsedilen çalışmalara ait yetkili ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması kanuni bir zorunluluktur”
Son olarak açıklamada yetkililer şu sözlerle göreve davet edildi:
“Bu sebeplerle, başta Fethiye Belediyesi olmak üzere Muğla Valiliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nı göreve davet ediyor, yapılan hukuksuzluklar için tüm yetkili ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.”