Muğla’nın Marmaris ilçesinde Karacasöğüt Koyu’nda MUÇEV’in yat limanını büyütmek için ikinci defa başlattığı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecine dair yapılan Halkın Katılımı Toplantısı, toplantının yapılmasının hukuka aykırı olduğunu söyleyen Marmarisliler tarafından yaptırılmadı.
Muğla’nın Marmaris ilçesi Karaca Mahallesi’ndeki Karacasöğüt Koyu’nda MUÇEV Turizm Ticaret Limited Şirketi, “Tekne Bağlama İskelesi Kapasite Artırımı Projesi” için ÇED sürecini başlatmış ve projeye Muğla Valiliği tarafından Eylül 2020 tarihinde ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir’ kararı verilmişti.
Fakat projeye verilen ÇED gerekli değildir kararı Muğla 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
MUÇEV karara itiraz etmiş fakat Danıştay 6. Dairesi verdiği kararla ÇED gereklidir kararını onamıştı. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı projenin ÇED sürecini 31 Ağustos 2022 tarihinde yeniden başlatmış ve Halkın Katılımı toplantısı için 27 Eylül 2022 tarihini belirlemişti.
Karaca Mahalle Muhtarlığı’nda bugün (27 Eylül 2022) saat 10:30’da projenin Halkın Katılımı Toplantısı gerçekleşti. Toplantıya çok sayıda Marmarisli ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve MUÇEV yetkileri katıldı.
“ISRARLA OLMAYACAK BİR TOPLANTIYI YAPTIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ ÇÜNKÜ TARAFSINIZ, TARAFINIZI SAVUNUYORSUNUZ”
Toplantıya katılan yurttaşlar öncelikle toplantının yapılmasının hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Toplantıda söz alan bir yurttaş, MUÇEV’in Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye Çevre Vakfı ve Muğla Valiliği İl Hizmet Vakfı ortaklığı ile kurulmuş bir limitet şirket olmasına dayanarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin tarafsız olmayacağını dile getirdi ve şunları söyledi: “İsterseniz bu kürsüyü terk edersiniz biz toplantıyı yönetiriz. Benim hiçbir ilişkim yok bu şirketle. İsterseniz bu toplantıyı kimin yöneteceğine de halk birlikte karar versin. İsterseniz oylama yapalım. Ayrıca bizi bir prosedürün bir parçası haline getiremezsiniz. Buna sessiz kalmamızı, itirazsız kabul etmemizi bekleyemezsiniz. Bunu yapmakla zaten suç işliyorsunuz ve siz suç işlediğinizin farkındasınız. Onu için ısrarla olmayacak bir toplantıyı yaptırmaya çalışıyorsunuz çünkü tarafsınız, tarafınızı savunuyorsunuz” dedi.
“SİZ DAHA PROJEYİ İNCELEMEMİŞSİNİZ, PROJE EKSİK VE HATALAR İÇERİYOR”
Bir diğer yurttaş ise projenin fiili hatalar içerdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu toplantıda neden -mış gibi yapıyoruz? Siz bize burada bir proje anlatıyorsunuz ve bu projenin içinde, hepimiz okuduk, hatalar var. Fiili hataları bize anlatırken, biz size diyoruz ki bize bir kez daha toplantı hakkı tanımadığınız için bu gelen proje doğru bilgileri içermeliydi. Şu anda doğru bilgiler içermiyor ve dönüşü olmayan, halkın bir kez daha söz hakkı olmadığı bir toplantı yapıyoruz. O yüzden bu toplantı yapılamaz diyoruz. Siz daha projeyi incelememişsiniz ve proje eksik ve hatalar içeriyor.”
“YAT LİMANI PROJESİNİ İSKELE PROJESİ OLARAK BİZE ANLATAMAZSINIZ”
Diğer yandan Danıştay kararında projenin “tekne bağlama iskelesi” değil “yat limanı” olduğunu belirtilerek toplantının tekne bağlama iskelesi için yapılmasının halk tarafından kabul edilemeyeceği dile getirildi.
Bir başka yurttaş ise bilgilendirme toplantısında doğru bilgilendirme yapılması gerektiğini belirterek, Bakanlık olarak Mahkeme kararına karşı bir toplantı düzlendiğini söyledi ve şunları ifade etti: “Yaptığınız proje iskele bağlama projesi değil, marina projesidir. Burada daha başka maddelerle ilgili de itirazlarımız var. O itirazları lütfen dinleyin, gerginlik olmasın, herkes olayın doğru yönünün bulsun, sonra da sizler eğer olabiliyorsa projenizi anlatırsınız. Ama mahkeme kararları dışında yat limanı projesini iskele projesi olarak bize anlatamazsınız.
25.08.2022 ÇED başvurusunu yapıyorlar. 31.08.2022 Halkın Katılım Toplantısı’nı açıklıyorsunuz. Bunun içerisinde resmi tatiller ve hafta sonlarını çıkardığınızda siz hangi ara bu dosyayı incelediniz de bu sürece gelebildiniz? 5 günlük süreçte siz bu dosyanın gerekliliklerini nasıl incelediniz? Diyorsunuz ki biz bu dosyayı inceledik, ÇED sürecine başladık. Başlayamazsınız, dosyayı inceleyemezsiniz.”
“BU TOPLANTI ANAYASA’YA AYKIRIDIR”
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gönüllüsü Hukukçu Güngör Erçil ise toplantının Anayasa’ya aykırı ve suç olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda da yazıyor. İdare Mahkeme kararının gereğini yerine getirmek zorundadır. Mahkeme kararında ne diyor? Yat limanı, imar planına aykırılık. Mahkeme kararında yat limanı olduğu ve Ek 1’e tabi olduğu söyleniyor. Bunu neden başvuru dosyası düzenlemiyor. Bu mahkeme kararını hiçe saymaktır. Mahkeme kararını yok saymaktır. Suçtur.”
Avukat Arzu Alper ise projenin sadece adının yat bağlama iskelesi olduğunu dile getirdi ve şunları ifade etti ve “Yat iskelesi yapıldığı halde bağlama iskelesi olarak projelendirip eski yönetmeliğe tabi olarak düzenlenen bütün raporlar geçersizdir” dedi.
Toplantı sürdüğü sırada Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilisinin toplantıyı kapattığını söylemesinin üzerine, yurttaşlar toplantının yapılamadığına dair tutanağın kendilerine verilmesini istedi. Yetkililer ise toplantı tutanağını hakla okutmadan alandan ayrılmak istedi. Duruma itiraz eden Marmarisliler ve yetkiler arasındaki tartışmanın ardından, Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin, Avukat Arzu Alper ve Güngör Erçil’in talebi üzerine tutanağın fotoğrafı çekildi.
Yetkililerin tuttuğu tutanakta ise proje hakkında bilgilenmek istenmediği ifade edildi.
HURİYE ALACAKAPTAN: “ŞİRKETTEN BİR YETKİLİ BAKANLIK YETKİLİLERİNİ ALDI ARABASINA VE GİTTİ”
Toplantı sonrası Gündem Fethiye’ye konuşan Huriye Alacakaptan, 40 yıldır yaz aylarını Karacasöğüt’te geçirdiklerini ve bölgenin doğasından faydalandıklarını belirtti.
Halkın Katılımı Toplantısı hakkında konuşan Alacakaptan, proje yetkilisi ile bakanlık yetkililerinin birlikte proje alanında incele yaptıklarını ifade ederek, “MUÇEV’le ilgili geçen sene başlayan yat bağlama iskelesi diye başlayan ve ÇED süreci gerekmez diyerek başlatılan proje mahkemeden ‘ÇED gereklidir’ şeklinde geri döndü. Bugün burada yeni başlayacak olan ÇED süreci için halk toplantısı düzenlendi. Sabah ben alana geldiğim zaman burada ÇED için gerekli, şirkete rapor hazırlayan kişilere, bir iki kişiyi sordum bunlar kimdir dedim, ‘Bakanlık görevlileri’ dediler. Sonra şirketten bir yetkili bakanlık yetkililerini aldı arabasına ve gitti. ‘Nereye gidiyorlar’ dedim, ‘Proje alanını görmeye gidiyorlar’ dedi” diye konuştu.
“PROJE ALANINI HİÇ GÖRMEMİŞTİ BAKANLIK YETKİLİLERİ”
Bakanlık yetkilileri ve şirket yetkililerinin arkasından kendilerinin de proje alanına gittiklerini anlatan Alacakaptan, proje alanında yaşananları şu şekilde aktardı: “Daha önce anladığım kadarıyla proje alanını hiç görmemişti bakanlık yetkilileri. Biz de bindik arabaya peşlerinden gittik, bizim zaten köyümüz ve orada ben onların bayağı yakınına gidip fotoğraflarını da çektim.
Proje yetkilisi onlara kendince projenin, koyun nasıl olduğunu anlatıyordu. Yine marina gibi değil de yat bağlama iskelesi, ‘alargadaki tekneler kirletiyor o yüzden bunu yapıyoruz’ gibi aslında hep öne sürdükleri ama aslında toplanınca denizi toptan kirletip denizi kullanılamaz hale getirecek projelerini anlattılar.”
“BAKANLIK YETKİLİLERİNİN TARAFSIZLIKLARINA GÖLGE DÜŞÜRDÜ”
Bu yaşanan olayın bakanlık yetkililerinin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü belirten Alacakaptan, “Bakanlık yetkilisinin burada tarafsız olmasını beklerdim ben. Halka bilgi vermeden, halkla konuşmadan şirket yetkilisiyle proje alanına gidip ondan bilgi alıp sonra buraya oturmaları doğrusu tarafsızlıklarına gölge düşürdü. Zaten MUÇEV Bakanlığın ve Özel İdare’nin birlikte kurduğu bir limitet şirket. Çalışanların önemli bir kısmı bakanlık yetkilisi, MUÇEV zaten Bakanlığın taraf olduğu bir yer. Etik değil yani bu süreç.
ÇED sürecinde halk bilgilendirme toplantısı olduktan sonra başlıyor bütün bu incelemeler. Bunu bir prosedür haine getirip, halkı da aslında figüran rolüne büründürüp toplantıyı kaçırmak istediler. Umarım bir sonraki toplantı bu şekilde gerçekleşmez. Bizi de ciddiye alıp dinlerler” ifadelerini kullandı.
HALİME ŞAMAN: “VERDİĞİMİZ MÜCADELE TAM ANLAMIYLA BİR İLKE VE YASAYA UYMA MÜCADELESİ”
Toplantı sonrası, Gündem Fethiye’ye görüş bildiren Marmaris Kent Konseyi Yürüme Kurulu Üyesi Halime Şaman ise; “Biz son dönemlerde halkın katılım toplantılarını deneyimlemeye başladık. Bunlar kazandığımız davalar sonucunda yani ‘ÇED gereklidir’ kararlarının sonucunda başlatılan ÇED süreçlerinin önemli bir aşaması, ancak verdiğimiz mücadele tam anlamıyla bir ilke ve yasaya uyma mücadelesi. Çünkü ÇED süreci Avrupa müktesebatına göre düzenlenen uygulamalar ve oradan gelen bu mevzuatla halkın çok önemli olduğu, yaşam alanlarının etkilenmesi nedeniyle birincil önceliğin halkın bu konudaki görüşlerinin olduğu konusu. Ancak ülkemizde daha çok özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, çevreyi ve iklim değişikliğini unutup bir şehircilik bakanlığı gibi çalıştığı için bu formalite toplantısı olarak yürütülüyor. Süreç de atlanılacak, ilerlenmesi gerektiği için de yapılması gereken bir toplantı olarak görülüyor” dedi.
“BU DOSYALAR MAHKEMENİN VERDİĞİ HÜKÜMLERİ HİÇE SAYMAKTIR”
Toplantıda ortaya koyulan proje dosyasının mahkeme kararını tanımamak anlamına geldiğini vurgulayan, “Önümüze gerçekten, hukuk açısından, mevzuat açısından, bizleri hayrete düşürmeye devam eden ama utanarak okuduğumuz dosyalar çıkıyor. Ciddiyetten uzak, bilimsellikten uzak, çevre yönetmeliğinin hükmettiği kurallara uymayan, bilimsel verileri yeterince içermeyen, daha çok da aldatmaya ve kandırmaya yönelik bir süreci atlatmaya yönelik bilgiler içeriyorlar. Öyle olmasaydı hem Sinpaş halk katılım toplantısında iddia ettiğimiz gibi, hem bugün Karacasöğüt MUÇEV yat limanı işletme projesinde söylediğimiz gibi, mahkemelerin hakkında hüküm verdikleri ve mevzuata uygun bulmadıkları dosyalar aynen önümüze çıkmazdı. Bu açıkça Mahkeme kararını tanımamaktır. Mahkemenin verdiği hükümleri hiçe saymaktır ve ben yaptım oldu gibi bir zihniyettir. Ama onların imza attıklar şeyler bizim bire bir yaşam alanlarımızı etkileyen, bizleri bulunduğumuz yaşam alanlarında sürmeyi hedefleyen ve buraya sermayenin çökmesine yol açacak dosyalar” ifadelerine yer verdi.
“ELBETTE BUNA HAYIR DİYECEĞİZ”
Yaşam alanlarına tehdit oluşturacak projelere karşı çıkacaklarını yineleyen Şaman, şu ifadeler ile sözlerini tamamladı: “Elbette buna hayır diyeceğiz, elbette buna karşı çıkacağız, elbette ne yazık ki mevzuatı Bakanlık yetkilerinden daha iyi öğrenip yasaya ve mevzuata aykırı hareket ettiğini söyleyeceğiz. Çünkü o koltukları işgal ediyorlarsa bizim adımıza çevrenin güvenliğini sağlamak zorundalar. Görevlerinin hakkını vermek zorundalar.
Bizim verdiğimiz mücadele budur, sayelerinde bilinçli bir halka dönüşüyoruz. Umarız onlar da bilgili kamu görevlilerine dönüşürler.”