MUÇEP Menteşe Meclisi, Menteşe Kent Konseyi ve Deştin Çevre Platformu yaptıkları açıklamada “Çimento fabrikasına ilişkin kamuoyunda büyüyen tepkinin kimi siyasal odaklar tarafından siyasal bir faydaya dönüştürülmeye çalışıldığını, yürütülen tartışmanın siyasal bir hesaplaşma aracı kılındığını kaygıyla gözlemlemekteyiz.” dedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Menteşe Kent Konseyi ve Deştin Çevre Platformu Yatağan’a bağlı Deştin Mahallesi ile Menteşe’ye bağlı Bayır Mahallesi ortak sınırında Tekağaç sırtı mevkiinde kurulması planlanan çimento fabrikasına dair süren tartışmalarla ilgili açıklama yaptı.
Çevre örgütleri yaptıkları açıklamada çimento fabrikasına dair kamuoyunda büyüyen tepkinin siyasi hesaplaşma aracına dönüştürülmek istendiğini gözlemlediklerini, kendi mücadelelerinin ise ekolojik temelli bir mücadele olduğunu hatırlattı.
“AKTARILAN SAYILAR MUĞLA’YA YÖNELİK BİR ÇEVRE KRİZİNİN HABERCİSİDİR”
Yapılan açıklamada Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Müdürlüğü tarafından dört ayda Muğla’ya yönelik 36 farklı projeye ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu kararı verildiği söylendi ve bunlardan altı tanesinin Menteşe ile ilişkili olduğu vurgulandı. Daha fazla sayıda projenin de ÇED sürecinin aynı zaman aralığında başladığı tespit edildiği söylendi. “Aktarılan sayıların Muğla’ya yönelik bir çevre krizinin habercisi olduğu açıktır.” dendi.
“KAMUOYUNUN ÇİMENTO FABRİKASI TEPKİSİ SİYASAL HESAPLAŞMA ARACINA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR”
Açıklamada, “Durum böyle iken çimento fabrikasına ilişkin kamuoyunda büyüyen tepkinin kimi siyasal odaklar tarafından siyasal bir faydaya dönüştürülmeye çalışıldığını, yürütülen tartışmanın siyasal bir hesaplaşma aracı kılındığını kaygıyla gözlemlemekteyiz. Çimento Fabrikasına karşı olduğunu ifade eden siyasi odakların ifade edilen kurumlardan kendilerine yakın olanlar nezdinde çaba göstermesi siyasi hesaplaşmanın ötesinde ekolojik kaygı taşıyıp taşımadıklarının temel göstergesi olacaktır.” dendi.
Son olarak açıklamada çevre örgütlerinin ekolojik temelli bir mücadele yürüttüğü vurgulandı: “Bu koşullar altında Çimento fabrikası girişimine karşı büyütmeye çalıştığımız mücadelenin ekolojik temelli bir mücadele olduğunu, bu girişimden kent adına kaygı duyan tüm öznelerin güçlerini ‘Muğla’da Çimento Fabrikası İstemiyoruz’ ortak hedefine yönlendirmelerinin çözüm için kaçınılmaz olduğunu hatırlatma ihtiyacı duyuyoruz.”
Açıklamanın tamamı şu şeklide:
“25/12/2021 tarihinde ortak olarak gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasında ve sonrasında yaptığımız açıklamalarda; çimento fabrikası ile ilgili bir yandan hukuki süreci yürüteceğimizi, diğer yandan da fiili ve meşru bir ekolojik mücadele pratiği geliştireceğimizi duyurmuştuk. Bu kapsamda Menteşe Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatının ve dayanak imar durum belgesinin iptali için dava açılmış olup Muğla 1. İdare Mahkemesi 2022/178 Esas numarası ile derdesttir. Yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında verilen ÇED Olumlu kararının iptali için de dava açılmış olup Muğla 2. İdare Mahkemesi 2022/140 Esas numarası ile derdesttir. ÇED Olumlu kararının iptali için açılan davaya Menteşe Belediye Başkanlığı tarafından, davacılar yanında ve ÇED kararının iptali talebi ile müdahil olunmuştur.
Çimento fabrikasına ilişkin ilk girişimin 1992 yılında başladığı, 2006 yılında 1. ÇED sürecinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED Olumlu kararı verilmesi ile tamamlandığı bilinmektedir. Akabinde, bu karara karşı Deştin köylüleri tarafından açılan dava sürerken 2. ÇED sürecinin başlatıldığı ve bu sürecin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında 2. Kez ÇED Olumlu kararı verilmesi ile tamamlandığı görülmektedir. 2007-2019 yılları arasında çimento fabrikasının inşa edilmesini olanaklı kılacak Mevzi ve Uygulama İmar planlarının iptali için açılan davalar sürmüş, 2019 yılında verilen nihai kararla plan iptal talebi reddedilmiştir. Gelinen aşamada Çimento Fabrikasının kurulacağı alana ilişkin, 2020 yılı Kasım ayında Yatağan Belediye Başkanlığı tarafından imar durum belgesi verildiği, yine Menteşe Belediye Başkanlığı tarafından da imar durum belgesi verildiği, en son olarak da yapı ruhsatı düzenlendiği görülmektedir.
Kentimizin son yıllarda giderek artan oranda çevre üzerine olumsuz etkiler yaratacak benzer nitelikli projelerin gündeminde olduğu bilinmektedir. E-ÇED sistemi üzerinden yapılan kontrolle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve/veya İl Müdürlüğü tarafından 01 Ekim 2021– 01 Şubat 2022 zaman aralığındaki 4 aylık süre içinde 6 tanesi Menteşe’ye ilişkin olmak üzere Muğla geneline yönelik 36 farklı projeye ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu kararı verildiği, daha fazla sayıda projeye yönelik olarak da ÇED sürecinin aynı zaman aralığında başladığı tespit edilebilmektedir. Aktarılan sayıların Muğla’ya yönelik bir çevre krizinin habercisi olduğu açıktır.
Durum böyle iken Çimento fabrikasına ilişkin kamuoyunda büyüyen tepkinin kimi siyasal odaklar tarafından siyasal bir faydaya dönüştürülmeye çalışıldığını, yürütülen tartışmanın siyasal bir hesaplaşma aracı kılındığını kaygıyla gözlemlemekteyiz. Çimento Fabrikasına karşı olduğunu ifade eden siyasi odakların ifade edilen kurumlardan kendilerine yakın olanlar nezdinde çaba göstermesi siyasi hesaplaşmanın ötesinde ekolojik kaygı taşıyıp taşımadıklarının temel göstergesi olacaktır.
Bu koşullar altında Çimento fabrikası girişimine karşı büyütmeye çalıştığımız mücadelenin ekolojik temelli bir mücadele olduğunu, bu girişimden kent adına kaygı duyan tüm öznelerin güçlerini ‘Muğla’da Çimento Fabrikası İstemiyoruz’ ortak hedefine yönlendirmelerinin çözüm için kaçınılmaz olduğunu hatırlatma ihtiyacı duyuyoruz.”