İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, partisinin Menteşe İlçe Başkanlığı 3. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Ergün, insanların gıdaya ulaşamaz hale geldiğini belirterek, “Verdik yetkiyi, göremedik ekmeği. Verdik yetkiyi, içemedik sütü, Verdik yetkiyi, yiyemedik peyniri, eti” dedi.
İYİ Parti Menteşe İlçe Başkanlığı 3. Olağan Genel Kurulu, 1 Aralık’ta Muğla Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel kurula; İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, İYİ Parti Muğla İl Başkanı Davut Cumhur Akmeşe, İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Behçet Saatcı, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkan Yardımcısı Mehmet Tosun ve ilçe başkanları katıldı.
“VERDİK YETKİYİ, GÖREMEDİK EKMEĞİ”
İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, genel kurulda yaptığı konuşmada; ekonomik kriz ve yoksulluğa dikkat çekerek, “Türkiye’de, bu topraklarda; ekmek hiç bu kadar konuşulmamıştı. Süt, et, peynir, yağ hiç bu kadar konuşulmamıştı. Artık bu coğrafyada insanlar gıdaya ulaşamaz hale geldi. Mutlak yoksulluk yüzde 100 oranda arttı. Verdik yetkiyi, göremedik ekmeği. Verdik yetkiyi, içemedik sütü, Verdik yetkiyi, yiyemedik peyniri, eti. Beslenme krizi yaşayan bir ülke haline geldik. Ekmeğin 5 lirayı geçtiği ülke haline geldik. Fakir, fukara nasıl doyuracak karnını” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BİR KURUMSUZLUK REJİMİ VE KURALSIZLIK REJİMİ YAŞAYACAKTIR’ DEMİŞTİM”
Kendisinden önceki konuşmacıların; ekonomik sorunlardan, sosyal sorunlardan, kadın cinayetlerinden süt fiyatlarına kadar, çocukların beslenememesine kadar hemen hemen her konudan bahsettiklerini söyleyen Ergun, “Bu yaşadığımız sorunların, yaşanabileceğini ve her geçen gün daha fazla, daha ağır yaşanacağını ben 16 Nisan 2017’de yapılmış olan referandumda Muğla merkezin hemen hemen bütün köylerine giderek, vatandaşlarımıza anlatmaya gayret sarf etmiştim” dedi.
Ergun, konuşmasına şu ifadeler ile devam etti: “‘Eğer bu referandumdan ‘evet’ çıkarsa, bu sistem uygulanmaya başlanır ise Türkiye’de, bilin ki; Türkiye bir kurumsuzluk rejimi ve kuralsızlık rejimi yaşayacaktır’ demiştim. Dedim ki bakın neler yaşanacak? ‘Hukukun üstünlüğü ortadan kalkacak. Eğer hukukun üstünlüğü ortadan kalkarsa bilin ki bu ekonomiye yansır. Bilin ki hukuk, sizin evinizde kaynattığınız çorba ile ilişkilidir. Hukukun üstünlüğü temin edilen ülkelerde sizin evinizde kaynayan çorba bir kaşık fazla olur. Hukukun üstünlüğünün olmadığı ülkelerde ise bir kaşık eksik olur. Bunları yaşayacağız. Lokmanızla sofranızdaki ekmekle alakalı olacak bu referandum’ dedim. Ben o dönmeler de herhangi bir partide değildim ama arkadaşlarımızla birlikte sayın genel başkanımıza inanarak, Muğla’da anlatmaya gayret sarf ettik.”
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ORTADAN KALKMIŞTIR”
2017 referandumunda iktidar tarafından telaffuz edilen “Verin yetkiyi, görün etkiyi” sözüne dikkat çeken Ergun, “Şimdi geldiğimiz noktada bugün uygulanmaya devam eden partili cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’de kurumsuzluk ve kuralsızlık rejimi doğurmuştur. Hukukun üstünlüğü ortadan kalkmıştır. Aslında hissettiğim çok ağır da kelimelerimi seçerek konuşmaya gayret sarf ediyorum. Basın özgürlüğü ortadan kalkmıştır. Aleyhte bir cümle kuran, bir cümle yazan basın mensubunun dışarı atıldığı bir sistem haline gelmiştir. Basının yüzde 96’sı bu sistemde propagandist basın haline gelmiştir, aşama katetmiştir. Yani yandaş basından, propagandist basın haline gelmiştir. Sivil toplum anlamsızlaştırılmış, yetkileri adeta elinden alınmış bir haldedir. Devletimiz hakemlik rolünü kaybetmiştir. Çalışanları, idarecileri vasıtasıyla başka bir birime soyunmuştur. Dilim varmadığı için söylemiyorum. Bütün bunlar ekonomiye yansımıştır. Bütün bunlar bizim evimizde soframızdaki çorbanın bir kaşık fazla olup olmamasına yansımıştır. Bunun böyle olacağını ifade etmiştik. Bu sistem övenler, yani Cumhur İttifakı, ‘Verin yetkiyi, görün etkiyi’ demişti. Verdik yetkiyi, gördük etkiyi” ifadelerini kullandı.
“BU SEÇİM ÖNCELİKLE BU SİSTEMDEN KURTULMA SEÇİMİDİR”
Son olarak genel seçimlere de değinen Ergun, bu seçimin aynı zamanda bir referandum seçimi olduğunu söyleyerek, “Bu seçim herhangi bir partinin şu, bu olmasından ziyade öncelikle bu sistemden kurtulma seçimidir. Ya bu kötü gidişe ‘Evet’ oyu verilecek dolayısıyla Cumhur İttifakı’na oy verilecek, bu kötü gidiş her geçen gün daha da kötüye gidecek. Toparlanması mümkün değil çünkü hukukun üstünlüğü kaybolmuş durumda. Kurumsal irade ve yetkiler kaybolmuş durumda. Ya daha da kötüye gidecek her şey ya da kuvvetler ayrılığını temin etmeyi düşünen, hukukun üstünlüğünü getirmeyi planlayan, kurumsal devleti ve kurallara bağlı kurumsal yapıyı ortaya çıkarmayı planlayan parlamenter demokratik sisteme ‘Evet’ diye Millet İttifakı ve bunların başında da İYİ Parti’ye oy verecek” ifadelerine yer verdi.