Bu siteye girerek Gizlilik İlkeleri ve Kullanım Şartlarını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Onayla
Gündem FethiyeGündem FethiyeGündem Fethiye
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Okunuyor İnsanlık Halleri – 10
Paylaş
Font ResizerAa
Gündem FethiyeGündem Fethiye
Font ResizerAa
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Arama
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Takip edin
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Köşe Yazısı

İnsanlık Halleri – 10

Son Güncelleme: 10 Ağustos 2025 12:33
Yazar: Mustafa Tuncaelli
10 Ağustos 2025 12:33
Paylaş
insanlık halleri 10 mustafa tuncaelli köşe yazısı
Paylaş

Dinle küçük adam!

Böyle seslenmişti Wilhelm Reich, 1946 yılında yazdığı kitapta.

“DİNLE KÜÇÜK ADAM… Bu kitap, birkaç on yıl boyunca, sokaktaki Küçük Adamın kendine neler yaptığını önce çocuksu bir saflıkla, daha sonra büyük bir şaşkınlıkla ve nihayet dehşet içinde izleyen bir doğa bilimci ve tıp doktorunun içindeki fırtınaların ve çatışkıların ürünüdür:

Sokaktaki Küçük Adam, nelere katlanmak durumunda kalmakta, nasıl isyan etmektedir?

Düşmanlarını el üstünde tutmasının, dostlarınıysa öldürmesinin sebepleri nelerdir? 

Bu Küçük Adam, «halkın bir temsilcisi» olarak, belli bir gücü ele geçirdiği durumlarda bu yetkisini nasıl boşa harcamakta, ziyan etmekte, yanlış kullanmaktadır?

Neden, aynı gücü daha önce elinde bulunduran ve onu, Küçük Adamı ezmek için kullanan üst tabakaların sadist bireyleri gibi davranmakta, eline geçirdiği o yönetme gücünü nasıl olup da acımasız bir baskı aracı haline getirmektedir?” (1)

Wilhelm Reich, sokaktaki adamı önce çocuksu bir saflıkla, daha sonra büyük bir şaşkınlıkla ve sonunda dehşet içinde izlemekte son derece haklıydı.

Bu kitabı yazana kadar geçen ömrünün son 30 yılında hem 1. Dünya Savaşı’nı hem faşizmin yükselişini ve hem de 2. Dünya Savaşı’nı yaşamıştı.

Bir doğa bilimci, bir tıp doktoru ve Marksizm ile psikiyatriyi birleştirmeye çalışan bir psikiyatr olarak olayları ve insanların neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyordu.

1. Dünya Savaşı’nda sivil-asker yaklaşık 22 milyon, 2. Dünya Savaşı’nda ise 85 milyon kişi ölmüştü / öldürülmüştü.

Diğer yandan sosyalist devrimler çağı da başlamıştı.

1.Dünya Savaşı’ndan sonra 1917’de Rusya, 1921’de Moğolistan, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1948’de Kuzey Kore, 1949’da Çin, 1961’de Küba, 1975’de Laos, 1976’da Vietnam, Angola, Mozambik, Etiyopya, Yemen gibi ülkelerde de sosyalist rejimler kuruldu.

Wilhelm Reich’in ömrü bütün bu gelişmelerin hepsini görmeye yetmese de Almanya’da faşizmin iktidara gelişini bizzat yaşamış ve ancak kaçarak kurtulmuş bir kişidir. Ardından kitapları toplatılarak yakılmıştır.

Dünya savaşlarını ve milyonlarca insanın birbirini kıyasıya öldürmesine şahit olmuştu.

Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılarak çoluk çocuk yüzbinlerce insanın bir çırpıda öldürülmesini izlemişti.

Sosyalist devrimleri desteklemiş ama iktidar alındıktan sonra emekçilerin özgürleşmediğini ve bu devletlerin de giderek diktatörlüğe dönüştüğünü görmüş ve eleştirmişti.

“DİNLE KÜÇÜK ADAM!

Sana «Küçük Adam», «Sıradan İnsan» diyorlar; yeni bir çağ, «Sıradan İnsan Çağı» başladı diyorlar. Bunu söyleyen sen değilsin Küçük Adam. Onlar söylüyor bunu, büyük ulusların başbakanları, koltuklanmış işçi liderleri, kentsoylu ailelerin tövbekâr evlâtları, devlet adamları söylüyor; filozoflar söylüyor sana bunu.

– Birkaç on yıldır, şu yeryüzünde yönetici rolü oynamaya başlamış bulunuyorsun. İnsanlığın geleceği, senin düşüncelerine ve senin yapacağın şeylere bağlıdır.

Ama öğretmenlerin ve efendilerin, aslında nasıl düşündüğünü ve gerçekte ne olduğunu söylemiyorlar sana; seni kendi geleceğine egemen olma yetisi verebilecek yönde eleştiren ve bu eleştiriyi dile getirme yürekliliğini gösteren tek kişi yok.

Yalnız bir anlamda «özgürlüğe sahip»sin sen: “KENDİ YAŞAMINI YÖNETMEYİ ÖĞRENMEME, KENDİNİ BU YÖNDE EĞİTMEME VE KENDİNİ ELEŞTİRMEME ÖZGÜRLÜĞÜ”ne sahipsin.” (2)

Wilhelm Reich ısrarla halkın “KENDİ YAŞAMINI KENDİSİNİN YÖNETMEYİ ÖĞRENMESİ” gerektiğinin altını çiziyor. Uyarılarda bulunuyor.

Yıllarca baskıyla, zulümle, korkutarak öğretilmiş olan çaresizliğe karşı, «Ben kim oluyorum da kendi görüşüm olacakmış, kendi yaşamımı kendim saptayacak ve dünyanın benim olduğunu açıklayacakmışım» deme, kendine inan, kendine güven diyor.

Reich kitabında, bir yandan başına gelenleri anlatırken, bir yandan da Küçük Adam’a seslenmeye devam ediyor. Özetle şöyle diyor;

‘Köleliğin tek sorumlusu sensin. Kafanı kullanmıyorsun, neden, nasıl, niçin demiyorsun. İsyan edip iktidarı ele geçirsen bile kendine yeni efendiler oluşturuyorsun. Onların seni aptal yerine koymasına, hiç gibi davranmasına sen izin veriyorsun. Önce kişisel özgürlüğünü talep etmen gerekirken “Ulusal özgürlük”, “Devletin çıkarları” deyip seni kandırıyorlar ve sen de bunu kabul ediyorsun.

Onlar seni çok iyi tanıyor, seni nasıl kandıracaklarını biliyorlar. Onları bulundukları bu yere sen getirdin. Sana aşağılık bir varlıkmışsın gibi davranıyorlar ama senin bir itirazın yok. Tam tersine onları kurtarıcıların olarak görüp, alkışlıyorsun.

Sen gücünün farkında değilsin! Sen baskıya göz yummasan, sen kabul etmezsen seni ezenler bir saat bile iktidarda kalamazlar…

Ekonomik koşulların iyileştirilmesi, karınların doyması önemli tamam ama bu yetmez. Hem kendini hem de toplumu her türlü baskı yönteminden kurtarman, özgürleştirmen gerekir ama sen bunu yapmıyorsun. Özgürlük taleplerinin bastırılmasının ve yalanların aracı olduğun gibi, yeni diktatörler yaratıyorsun…

Altmış milyon insanı mezara götüren küçük, güçsüz, gizemli ve sadist subay Hitler’i sen yarattın…

Hiçbir büyük amaca, kötü ve aşağılık yöntemlerle varılamaz…

Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atarak binlerce insanı yok ettin…

Sen aptal değilsin ama korkaksın. Kendi değerinin farkında değilsin. Seni köleleştirmiş olabilirler ama senin yaşama karşı özlemini yok edemediler…

Artık kamuoyu denilen küçük adam ve kadınlardan oluşan toplumun etkisinde kalma. Onlar birbirlerinden korkuyorlar, bu yüzden doğru görüşleri dile getirmiyorlar.

Kendi değerinin farkına var…’

***

Reich, Küçük Adam’ın kendisine “Ne zaman doğru dürüst bir yaşam süreceğini, ne zaman güvenlik içinde olacağını” sorduğunu söylüyor ve bu soruyu şöyle cevaplıyor;

“Canlılık, senin gözünde, güvenlikten daha büyük anlam taşıdığı vakit yaşamın güzel ve güvenlikli olacak; sevgi, paradan önemli, özgünlüğün, parti çizgisinden ya da kamuoyundan daha önemli, Beethoven ya da Bach’ın ruhsal durumu, senin varlığının tümünün ruhsal durumu olduğu an (bu, senin içinde var, Küçük Adam, varlığının bir köşesinde, derinlere gömülü olarak duruyor) güzel olacak yaşamın, düşüncelerin uyumlu, duyguların tutarlı olduğunda, özel yeteneklerini zamanında gördüğün ve artık yaşlandığını zamanında kabul ettiğin vakit, büyük savaşçıların yaptığı kötülükleri değil de, büyük adamların düşüncelerini içinde duyabildiğin an, çocuklarının öğretmenlerine politikacılardan çok daha fazla ücret verildiği an, kadınla erkek arasındaki sevgiye, bir evlenme cüzdanına gösterdiğinden daha büyük bir saygı duyduğun zaman güzel olacak yaşamın.

Hangi konularda yanlış düşündüğünü -bugün olduğu gibi yaptığın yanlış onarılmaz hale gelmeden- vaktinde yakalarsan, hakikatleri duyduğunda yüreğinde bir canlılık, içinde bir aydınlık duyar, biçimsel ve yapmacık kurallardan kaçarsan, iş arkadaşlarınla diplomatlar aracılığıyla değil de doğrudan doğruya ilişki kurduğun an, yeni yetişmiş kızının sevgiden duyduğu mutluluk seni öfkelendirmek yerine sevindirirse, insanların, sevme organlarıyla oynayan çocukları cezalandırdıkları günler çok gerilerde kalmış ve sen “«hey gidi günler» diyerek başını sallıyorsan, sokaktaki tüm insanların yüzünden özgürlük okunduğu, üzüntü ve sefalet yerine canlılık ve neşe fışkırdığı gün, insanlar, bu dünya üzerinde artık içeri çekilmiş, kasılmış karınları ve ölü cinsel organlarıyla yürümediği gün yaşamın mutlu olacak” (3)

***

Reich,1897’de Avusturya–Macaristan İmparatorluğu‘nun en doğu ucundaki Galiçya‘da (şimdiki Ukrayna) doğmuştu. Ana dili Almancaydı ve 1938 yılına kadar Avusturya vatandaşıydı.

1915-1918 yılları arasında Avusturya Ordusu‘nda görev yaptı. Savaşın sona ermesiyle 1918’de Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi‘ne girdi. Altı yıllık tıp eğitimini dört yılda tamamladı. Bu dönemde Sigmund Freud‘un çalışmalarını inceledi. Freud ile tanıştı. 1922’de Freud’un klinik asistanı oldu.

Bu dönemde cinsel hijyen kliniklerini yönetirken işçi sınıfının sorunlarına duyarlı hale geldi ve nevrozların sosyal nedenlerine olan ilgisi onu Sosyalist Parti’de aktif olmaya yöneltti. 10 yıldan fazla bir süre boyunca, Marksist ve Freudian kavramları karşılaştıran makaleler yayınladı.

Freud‘un libido kuramını siyasal ve toplumsal çerçeveye oturtmaya, biyolojiyle de bağlantılandırmaya çalıştı.

Freud libidoyu metaforik bir kavram olarak tanımlarken, Reich fiziksel ve zihinsel sağlığın vücutta dolaşan “orgon” adını verdiği biyolojik bir enerjiye dayandığını ve bu enerjinin bastırılmasının ise hastalıklara yol açtığını iddia etti.

1927 yılında Bedensel Boşalmanın İşlevi kitabını yazdı.

1929 yılında Diyalektik Materyalizm ve Ruh Çözümlemesi kitabını yayınladı ve eylül ayında Sovyetler Birliği’ne yolculuk etti.

Lenin dönemindeki uygulamaları beğenirken, Stalin dönemindeki uygulamaları beğenmedi. Stalin’i diktatörlükle suçladı.

1930’da Freud ile yollarını ayırdı. Geleneksel psikanalizden koparak kendi yolunda ilerledi. Komünist Partisi’ne üye oldu.

1930-1932 yılları arasında Berlin’de yaşadı.

1933 yılında “Karakter Analizi” ve “Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı” kitapları yayımlandı.

Reich “Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı” eserinde, faşizmin sadece siyasi veya ekonomik bir olgu olmadığını, aynı zamanda kitlelerin psikolojik yapılarından, özellikle de içgüdüsel baskı ve otoriteye boyun eğme eğiliminden kaynaklandığını öne sürdü.

1933’te Hitler iktidara gelince kitapları toplatılıp yakıldı ve Almanya‘dan kaçmak zorunda kaldı.

1933 yılında üyesi bulunduğu Komünist Partisi’nden ihraç edildi. 1933 Kasım’ında Alman Psikanalitik Derneği‘nden, 1934’te ise Uluslararası Psikanalitik Birliği‘nden radikal görüşleri, anti-faşist ve pro-komünist siyasi duruşu ve psikanalizle Marksizm’i uzlaştırma çabaları nedeniyle dışlandı.

1933 Mart ayında önce Viyana’ya, sonra Danimarka, İsveç, Norveç ve ardından da 1939 yılında profesör vizesi ile 2. Dünya Savaşı‘nın başlamasından iki hafta önce, Norveç‘ten ayrılan son gemiyle ABD‘ye göç etti.

Çalışmalarına Amerika’da devam etti.

Orgon enerjisinin atmosferde de bulunduğunu ve bu enerjisinin biriktirilebileceğini ve sağlık amacıyla bunun kullanılabileceğini iddia etti. Bu amaçla orgon biriktiricisi adını verdiği cihazlar icat etti. Bu cihazlarla insanların tedavi edilebileceğine inandı ve bu amaçla deneyler yaptı.

1946 yılında “Dinle Küçük Adam” kitabını, 1948’de Kanser adlı kitaplarını yayınladı.

1950 Aralık ortası: Orgon ile nükleer ışıma arasındaki ilişkiyi araştıran ORANUR deneyini, 1952 Yazında Hava durumunu etkilediğini düşündüğü bir aygıt olan Cloud Busterila deneylerini yaptı.

1954 Şubat ayında Reich, FDA’nın (ABD Gıda ve İlaç Dairesi) orgon akümülatörleri işletilmesi konusunda şikâyeti üzerine, “Bilimsel çalışmalar mahkemelerin kararına bağlı değildir” diyerek açılan davaya gitmedi. Mahkeme tüm orgon akümülatörlerini, Reich’in ve çalışma arkadaşlarının tüm kitaplarını yok etmeyi kararlaştırdı.

Duruşmalara gitmeyip, çalışmalarına devam edince 1956 yılında mahkemeye hakaretten dava açılıp, iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.

1957 yılı mart ayında temyizden sonuç alınmayınca hapse girdi ve 3 Kasım 1957 yılında hapishanede kalp krizinden ölü bulundu.

Wilhlem Reich’in Orgon Akümülatörleri ve 6 ton ağırlığında belgeler ve kitaplar, FDA’in gözetiminde yok edildi.

Hem Hitlerin Almanya’sında hem de ABD’de de tüm kitapları yakılmış bir kişi olarak tarihe geçti.

Wilhelm Reich kimilerine göre deli, sahtekâr, kimilerine göre dâhi idi.

***

Dinle Küçük Adam kitabının Selkan Yayınevi tarafından Hüsen Portakal’a yaptırılmış çevirisinin “OKUYUCUNUN KÜÇÜK ADAMLA TANIŞMASI” başlıklı önsözünde küçük adam şu şekilde tanımlanır;

“Küçük adam, her toplumda görülen, yazardan çiftçiye, politikacıdan hırsıza, askerden sokak kabadayısına değin her çeşit insanın ortak yanıdır. Küçük adam, kendisine her söylenene inanan, ne öğretilirse ona inanan, nereye çekilirse oraya giden insandır.

Bu insanın etkin bir konum alması, kurtulması, onun bilinçlenmesine bağlıdır.

Kısaca bu «küçük adam», bu «sıradan insan» bilinçlenip kendi kendini yönetmedikçe, kendi alınyazısını kendisi çizmedikçe “küçük adam” olarak kalacak, yeryüzü diktatörlerden, sömürgenlerden kurtulamayacaktır.

İnsanlığın kurtuluşu büyük adamların değil, küçük adamların, açıkçası kitlelerin kendi elindedir.” (4) demektedir.

İnsanlığın kurtuluşunun büyük adamların değil, küçük adamların, yani halk kitlelerinin kendi elinde olduğufikrine yüzde yüz katılıyorum.

Wilhelm Reich kitlelerin gerçekleri görmesini ve bunun için kendini eğitmesini, bilinçlenmesini önemser ama bunu yeterli bulmaz. Beden sağlığı yanı sıra ruh sağlığını da önemser ve bunun için insanın kendi yaşamını yöneten özgür bir insan olması gerektiğini savunur.

“Duygusal veba“(5) ve faşizm gibi yıkıcı ideolojilere yatkınlık gibi sorunların, ortalama bireyin içsel psikolojik işlev bozukluklarından, özellikle de kendini hor görme, bastırılmış cinsellik ve gerçek özgürlük korkusundan kaynaklandığını öne sürer.

***

Kitabının sonlarında halka şöyle seslenir Reich;

“ ‘Eyy, siz milyonlarca insan, sizi kucaklıyorum, bütün dünyanın öpücüğüyle kucaklıyorum sizi!’

Durdurun şu top seslerini.

Bu insanlar, yaşam karşısında kendilerini çaresiz gördükleri için geçiyorlar top tüfek başına.

Oysa çaresiz değiller… ‘” (6)

Evet biz de buradan sesleniyoruz.

Çaresiz değiliz, çare sizsiniz, çare biziz!

Mustafa Tuncaelli

Makina mühendisiyim. İstanbul’dan Muğla’ya bir otel şantiyesinde çalışmak için 1991 yılında geldim. Geliş o geliş. O günden bu yana Muğlalıyım. İnşaat faslından sonra turizmde teknik müdür olarak 17 sene çalıştım. Arada 3 sene Antalya merkezli çalışma var ama o zaman bile Muğla ile bağım kopmadı. Muğla’ya yerleştiğim yıldan bu yana Muğla’nın havasına, suyuna, taşına, toprağına sahip çıkma mücadelesine elimden gelen desteği vermeye çalışıyorum. Gündem Fethiye ile bu vesile ile tanıştık, yazılarımla da bir nebze katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana.

 

Dip Notları

  1. “Dinle Küçük Adam”, Wilhelm Reich, Payel Yayınevi, Çeviren Şems A Yeğin, sayfa 12
  2. “Dinle Küçük Adam”, Wilhelm Reich, Payel Yayınevi, Çeviren Şems A Yeğin, sayfa 14
  3. “Dinle Küçük Adam”, Wilhelm Reich, Payel Yayınevi, Çeviren Şems A Yeğin, sayfa 151-152
  4. “Dinle Küçük Adam”, Wilhelm Reich, Selkan Yayınevi, Çeviren Hüsen Portakal, sayfa 9-10
  5. “Duygusal Veba”, Reich, bireyin çocukluk travmaları ve toplumsal baskı altında bastırılan duygusal enerjisinin, fiziksel ve psikolojik bir savunma mekanizmasına dönüştüğünü ileri sürer. Bu savunma mekanizmasına “karakter zırhı” adını verir. Karakter zırhı, kaslarda kronik gerginlikler ve belirli beden duruşları olarak tezahür eder. Bu durum, kişinin duygusal acıdan korunmak için yarattığı, ancak aynı zamanda kendisini yaşamın spontan ve doğal akışından da izole eden bir yapıdır. Dolayısıyla, “Duygusal Veba“nın kökeni, bu içsel sıkışmışlık ve yaşam enerjisinin bastırılmasına dayanır. “Duygusal Veba“, gerçek veba gibi ölümcül, bulaşıcı ve yıkıcı bir salgın karakteristiği taşır. Fiziksel vebada ateş, titreme ve şişlik gibi belirtiler varken, duygusal veba, yıkıcı duygusal tepkiler, dedikodu ve iftira gibi davranışlarla kendini gösterir.
  6. “Dinle Küçük Adam”, Wilhelm Reich, Payel Yayınevi, Çeviren Şems A Yeğin, sayfa 157-158

Paylaş:

  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
  • Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Telegram
Fethiye Körfezi bir gemi ile temizlenmez
İnsanlık Halleri-7
Fethiye Sahil Bandı, işgaller ve ihlaller
Dünya Su Günü üzerine – Bölüm 2
Bu yıl da şehrinize ihanet etmeye devam ediyorsunuz
Paylaş
Önceki Haber meteor yağmuru ne zaman 2025, perseid meteor yağmuru 2025, perseid meteor yağmuru, perseid meteor yağmuru saat kaçta, perseid meteor yağmuru nasıl izlenir Perseid meteor yağmuru 2025 ne zaman, saat kaçta ve nasıl izlenir?
Sonraki Haber nuray sayarı, nuray sayarı eşi, nuray sayarı kimdir, nuray sayarı kaç yaşında, nuray sayarı nereli Nuray Sayarı kimdir, kaç yaşında, nereli ve kına gecesinde dikkat çeken detaylar

Bizi Takip Edin

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol
TiktokTakip Et
TelegramTakip Et
WhatsAppTakip Et
Google NewsTakip Et
LinkedInTakip Et
BlueskyTakip Et

En Çok Okunan Haberler

Muğla Büyükşehir Belediyesi panel, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Toplumsal Farkındalık ve Hukuki Yollar, muğla büyükşehir belediyesi kadın hakları
Muğla’da “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Toplumsal Farkındalık ve Hukuki Yollar” paneli düzenlendi
Toplumsal Cinsiyet
yatağanda çatıdan düşen bir kişi, yatağan, yatağan bozüyük, yatağanda çatıdan düştü, yatağan çatı
Yatağan’da çatıdan düşen bir kişi hayatını kaybetti
Yaşam
akbelen, akbelen çed muafiyeti, akbelen bilirkişi keşfi, akbelen nerede, akbelen direnişi
Akbelen’de ÇED muafiyeti keşfi günü | Beyanlar alındı: “Biz ölmeden cehennem azabı yaşıyoruz”
Ekoloji Özel Haberler
Akbelen’de ÇED muafiyeti keşfi günü | İkizköylülerden keşif öncesinde açıklama
Ekoloji Özel Haberler
milas yangın, milas ev yangını, milasta çıkan yangın, milas, milastaki evde çıkan yangın
Milas’ta bir evde yangın çıktı: İki kedi hayatını kaybetti
Yaşam

Hakkımızda

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik İlkeleri / Privacy Policy
  • Künye
  • İletişim
  • Politika Belgeleri

Kategoriler

  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan

Sosyal Medya

  • Twitter
  • Facebook
  • İnstagram
  • Youtube

İlçeler

  • Fethiye
  • Bodrum
  • Menteşe
  • Marmaris
  • Datça
  • Milas
  • Seydikemer
  • Köyceğiz
  • Ortaca
  • Dalaman
  • Ula
  • Yatağan
  • Kavaklıdere
Copyright © 2025 Gündem Fethiye. Tüm Haklı Saklıdır.
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Şifrenizi mi Unuttunuz?