İkizköylüler, Ankara’da 3 Temmuz’da zeytinliklerin, meraların ve ormanların enerji yatırımları ve madenlere açılmasını kolaylaştıran kanun teklifine karşı başladıkları nöbetin ve üç günlük açlık grevinin ardından, teklifin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinden sonra Meclis önünde açıklama yaptı.
Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nı korumak için bir araya gelen ve Akbelen Ormanı’nın kesilmesinden sonra da köyleri maden tehdidi altında olan İkizköylüler; 3 Temmuz’da zeytinliklerin, meraların ve ormanların enerji yatırımları ve madenlere açılmasını kolaylaştıran kanun teklifine karşı Ankara’daki Cemal Süreyya Parkı’nda nöbete başlamıştı.
Köyleri yasadan doğrudan etkilenecek olan İkizköylüler, kanun teklifine ilişkin görüşmeler devam ederken 16 Temmuz’da “süper izin yasasına” karşı açlık grevi başlatmıştı fakat açlık grevi, 19 Temmuz akşam saatlerinde yurttaşların sağlık problemleri nedeniyle hastaneye kaldırılmalarının ardından sona ermişti.
Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 19 Temmuz 2025 tarihinde saat 17.05’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 199 oya karşı 255 oyla kabul edildi.
Kanun teklifiyle zeytinlik alanlar, ormanlar ve meralarda madencilik faaliyetlerine izin veriliyor, enerji yatırımları için prosedürler basitleştiriliyor ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri hızlandırılıyor.
“UMUDUMUZU KIRAMAYACAKSINIZ DEMEK İÇİN BURADAYIZ”
Bununla birlikte kanun teklifinin Meclis’te kabul edilmesinin ardından İkizköylüler adına Esra Işık, dün (20 Temmuz) Meclis önünde açıklama yaptı.
Işık, mücadelelerine vurgu yaparak; şu ifadeleri kullandı: “Hepinize çok teşekkür ederiz. Bugün, bizim için ağlama zamanı değil. Ağlarsak da sizden ayrılacağımız, Ankara’dan, mücadelemizi büyüttüğümüz buradan ayrılacağımız için. İçimiz buruk ve hüzünlü ama topraklarımızı çok özledik. Köyümüzü çok özledik, ailelerimizi çok özledik. Günlerdir onlardan uzaktayız.”
“Bu mücadeleyi hep birlikte omuz omuza yükselteceğiz. Biz kazanacağız, halk kazanacak” diyen Işık, umutlarını bitirmeye çalışsalar da, dirençlerini kırmaya çalışsalar da, ellerinden gelen bütün güçlerini kullanmaya çalışsalar da en güçlü şeyin birlik, beraberlik ve dayanışma olduğunu belirtti.
Bu yoldan dönmeyeceklerinin altını çizen Işık, “Birlik, beraberliğimizin kılına zarar gelmesine izin vermeyeceğiz. Biz, bir arada güçlüyüz; bir arada yıkılmayız, yıkılmayacağız. Bu mücadeleyi, hep birlikte omuzlarımızda taşıyacağız” dedi.
İnançlı olduklarını vurgulayan Işık, şunlara dikkat çekti: “Umudumuzda gram azalma yok. Umudumuzu kıramayacaksınız demek için buradayız. Umudumuza zarar veremeyeceksiniz demek için buradayız. Dayanışmamızı bölemeyeceksiniz demek için buradayız. Sizlere teşekkür etmek için, son vedamızı yapmak için buradayız.”


“AÇLIK GREVİNE GİREREK, NÖBETE BAŞLAYARAK BU GÖZÜ DÖNMÜŞ ŞİRKETLERE VE İKTİDARA ASLINDA BİR ŞEY ANLATMAYA ÇALIŞTIK”
Esra Işık’ın açıklamasının ardından konuşma yapan İkizköy Muhtarı Nejla Işık, şunları aktardı: “Kızım zaten hepimizin içinden geleni her zaman olduğu gibi en güzel şekilde ifade etti. Buraya, bu maden yasasını geri çektirmek için toprağımızı, hayvanlarımızı, eşimizi her şeyimizi bırakarak hasreti göze alarak çıktık geldik.”
Plan, program yapmadan Ankara’ya geldiklerini ve Ankara’daki yurttaşlar ile Ayrancı’da yaşayan yurttaşların kendilerine çok destek olduklarına dikkat çeken Nejla Işık, şunları söyledi:
“Telefonlarımız hiç susmuyor. Bu destek ve dayanışmalar, bizim için gerçekten çok kıymetli. Köylülerimiz gördü. Onlar da yaşadı, sizin verdiğiniz desteği burada gördü.”
İkizköy’deki yurttaşların da Ankara’daki yurttaşlara “Bizim köylülerimizi açıkta bırakmadılar, haklarını helal etsinler” dediklerini ileten Nejla Işık, şu ifadeleri kullandı:
“Biz; burada açlık grevine girerek, nöbete başlayarak bu gözü dönmüş şirketlere ve iktidara aslında bir şey anlatmaya çalıştık. Bu davada ne kadar kararlı olduğumuzu, bu mücadelede ne kadar kararlı olduğumuzu ve her ne olursa olsun asla geri adım atmayacağımızı anlatmaya çalıştık.”
“MİLLETİN İSTEDİĞİ YASA, BU DEĞİLDİ”
Nejla Işık, sözlerine; “Aslında vicdanlarına ses vermeye çalıştık ama olmayan vicdanlarına. Olan vicdanlar, burada bizimleydi” diyerek devam etti.
Yağmurun altında, yedi saat kendileriyle duranların vicdanları olduğuna dile getiren Nejla Işık, şunların altını çizdi:
“Bu kadar diretmeyle, bu kadar dayatmayla bu yasayı geçirdiler. Bu onların yasası, bizim değil. Bu; AK Parti, MHP’nin ve bu şirketlerin yasasıdır. Biz, asla bu yasayı kabul etmiyoruz. Milletin istediği yasa, bu değildi çünkü.”
“BİR TANE ZEYTİNE, BİR KEPÇE GELDİĞİNDE TÜM TÜRKİYE’NİN İKİZKÖY’E, AKBELEN’E SEFERBER OLACAĞINI ANLATACAĞIZ”
Kendilerinin; inançla, umutla ve azimle köylerine döneceklerini belirten Nejla Işık, şu ifadeleri kullandı:
“Tek tek, insan insan, ev ev, kahve kahve, köy köy gezeceğiz. Buradaki yaşadığımız dostluğu, dayanışmayı ve mücadelemizi anlatacağız. Bu yoldan geri dönmeyeceğimizi, daha da büyüyeceğimizi; bu çoban ateşini Ankara sokaklarında, bu parkta yaktığımızı ve Türkiye’nin her yerinde şu an alev alev yandığını; bir tane zeytine, bir kepçe geldiğinde tüm Türkiye’nin İkizköy’e Akbelen’e seferber olacağını anlatacağız.”
Kendilerinin Ankara’dan çok büyük bir kazanımla döndüklerini ifade eden Nejla Işık, “Asla kaybettiğimiz hiçbir şey yok. Çok güzel dostluklar kurduk. Ankara bizim ikinci yuvamız, ikinci evimiz” dedi.
Ankara’daki yurttaşların; Muğla’da da, Milas İkizköy’de de evleri ve aileleri olduğunu söyleyen Nejla Işık, “Ayşe ablamız söylüyor: ‘biz üstümüzdeki kıyafetlerle geldik buraya ama bir kamyon eşyayla döneceğiz’” ifadelerini kullandı.