İkizköy Çevre Komitesi, YK Enerji’nin çevreci bir tesis işlettiğine dair söylemlerini eleştirerek bir açıklama yaptı ve “YK Enerji tarafından bugüne kadar doğru düzgün çalışan baca gazı arıtma sistemleri olmadığı halde çalıştırılan bu iki santralin, topluma sağlık bedeli çok yüksek” dedi.
17 Temmuz 2022 tarihinde Akbelen Ormanı’nda kömür madenine karşı yaşam alanlarını savunmak için başlatılan çadır nöbetinin birinci yılını doldurmaya hazırlanan İkizköylüler, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) çevreci bir tesis işlettiklerine dair iddiaları ile ilgili açıklama yaptı.
İkizköy Çevre Komitesi tarafından yapılan açıklamada YK Enerji’nin gazeteci ve televizyoncuyu Kemerköy Termik Santrali’ne götürerek kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarını sürdürdüğü dile getirildi.
“TOPLAM 5 ÜNİTEDEN OLUŞAN BU SANTRALLERİN SADECE 2 ÜNİTESİ REHABİLİTE EDİLMİŞ”
Açıklamada şirket genel müdürü tarafından yapılan 270 milyon avroluk bir yatırımla termik santralin ve baca gazı arıtma tesislerinin iyileştirildiği iddiasına karşılık şunlar ifade edildi: “Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) Mayıs 2022 tarihli Türkiye’nin Enerji Görünümü 2022 çalışmasına göre; toplam 5 üniteden oluşan bu santrallerin sadece 2 ünitesi rehabilite edilmiş durumda. Her iki santralde de toz filtresi ve baca gazı kükürt arıtma tesisi var; ancak iyileştirilmesi gerekiyor. İki santralde de tamamlanmış azot arıtma tesisi yok.
Kamuoyunda uzun tartışmalara yol açan ve tepkiyle karşılanan ve sürekli süreleri uzatılan, şirketlere çevre yatırımlarını öteleme hakkını düzenleyen Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 8. Maddesi’ne göre baca gazı arıtma sistemi yatırımları, diğer çevre yatırımları ile birlikte, 31 Aralık 2019 tarihine kadar tamamlanmış olmalıydı. Bu tarihte YK Enerji santrallerinin iyileştirme projesi için sözleşmeler yapılmıştı. Ancak henüz hiçbir iyileştirme yapılmamış olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2020’de ‘Çevre İzni’ verildi.”
“BACA GAZI ÇIKIŞ DEĞERLERİ MEVZUATTA BELİRLENEN LİMİT DEĞERLERİN ÇOK ÜSTÜNDE SEYREDİYOR”
MMO’nu raporuna atıf yapılan açıklamada 31 Aralık 2019 tarihine kadar tamamlanmış olması gereken baca gazı arıtma sistemi yatımlarından, Kemerköy Termik Santrali’nin geçen iki buçuk yılın ardından sadece 1’inci ve 2’nci üniteleri ile bunların baca gazı arıtma tesislerinin yenilenmesinin tamamlandığı belirtildi.
Kemerköy Termik Santrali’nin 3’üncü ünitesinde ve Yeniköy Termik Santrali’nin 2 ünitesinde iyileştirme çalışmalarının hala başlamadığına dikkat çekilerek şunlar söylendi: “Şirket içinden aldığımız haberlere göre YK Enerji’nin iyileştirme projesindeki yüklenici firmalar ile sorunları var ve rehabilitasyon çalışması sürdürülemiyor. Bir başka bilgiye göre ise, Kemerköy’ün yenilenen ünitelerinden sadece birinin Çevre Bakanlığından onayı var. Diğer ünitede ise sorunlar hala devam ediyor; baca gazı çıkış değerleri mevzuatta belirlenen limit değerlerin çok üstünde seyrediyor.
Bu zehirli gaz çıkışı Kemerköy’de sık sık yaşanan ‘arızalardan.’ Yöre halkı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına şikayetlerinden sonuç alamıyor; bıkmış durumda. Şirket, termik santrallerde 2019 sonunda bitirmesi gereken rehabilitasyonu 2,5 yıldır hala tamamlamadı.”
“NEDEN OLDUKLARI HAVA KİRLİLİĞİ İLE BU İKİ SANTRAL TOPLAMDA EN AZ 35 BİN KİŞİNİN ERKEN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU”
Açıklamada, santrallerin baca gazı arıtma sistemleri olmadığı halde çalıştırıldığı ifade edilerek bu durumun toplum sağlığına bedelinin çok ağır olduğu söylendi: “Sağlık ve Çevre Birliği’nin Ocak 2022’de açıkladığı çalışma sonuçlarına göre; 1986-2020 yılları arasında neden oldukları hava kirliliği ile bu iki santral toplamda en az 35 bin kişinin erken ölümünden sorumlu.
Kömürün Gerçek Bedeli Muğla raporu kapsamında yapılan başka bir modelleme çalışmasına göre, bu santrallerin baca gazı arıtma tesisleri Avrupa Birliği’nin mevcut en iyi tekniklerine göre iyileştirilse bile 2043’e kadar 5300 insanın daha erken ölümüne yol açacak. Bir başka önemli nokta ise, bu arıtma tesislerinin, anne karnındaki bebeklerde ve çocuklarda sinir sistemi ve beyinsel gelişimi olumsuz etkileyen, otizm riski doğuran cıva gibi ağır metalleri tutamıyor olması.”
“SANTRAL YILLARDIR HUKUKSUZ BİR ŞEKLİDE ÇALIŞTIRILIYOR”
Durumun hukuki boyutlarına değinilen açıklamada sürece dair şunlar söylendi: “İşin hukuki boyutuna baktığımızda da bu iki santralin, Yatağan Termik Santrali ile birlikte, yıllardır hukuksuzca çalıştırıldığı gerçeği karşımıza çıkıyor.
Santrallerin kapatılması kararı önce 1996’da Aydın İdare Mahkemesi tarafından verildi; Danıştay da bu kararları onadı. Ancak dönemin hükümeti Bakanlar Kurulu kararı ile bu yargı kararlarını çiğneyerek santralleri çalıştırmaya devam etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2005’te verdiği ihlal kararı ile bu santrallerin hukuksuz çalıştığını ve kapatılması gerektiğini Türkiye Cumhuriyeti’ne bildirdi.
Neredeyse 20 yıldır uygulanmayan AİHM kararının yarattığı sonuçlar bugün Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gündeminde ve takip ediliyor. Bu takip sürecinden, hala çevreyi kirletmeye devam eden Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallerini kapatmadan çalıştırmaya devam eden Türkiye aleyhine bir karar daha çıkabilir.”
“AKBELEN ORMANINI VERMEYECEĞİZ!”
İkizköylüler YK Enerji’ye ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na seslenerek şunları söyledi: “Mahkeme bilirkişi raporuna göre YK Enerji’nin açılmış kömür sahalarında iki yıllık kömür rezervi var. Bu iki yılda bu santralleri kapatmak için planlama yapın. Yeni maden sahası açmayın. Bir köyü daha, binlerce dönüm tarım arazisi ile, 40 bin zeytin ağacı ile, 780 dönüm yaşlı ve doğal kızılçam ormanı ile kömür için yok etmeyin! İkizköy’ü ve Akbelen Ormanı’nı rahat bırakın!
Kömür madeninde ve santrallerde çalışan emekçileri bir köşeye atmadan; onları işsiz, gelirsiz, güvencesiz, çaresiz bırakmadan kömürden çıkış mümkün.
Tek bir örnek bile kömürün yarattığı istihdama mecbur olmadığımızı göstermeye yetiyor: İklim için 350 Derneği ve Avrupa İklim Eylem Ağı’nın birlikte gerçekleştirdiği çalışmaya göre; YK Enerji’ye bir yılda verilen 260 milyon TL’lik kapasite mekanizması teşviğiyle, 70 adet zeytin/zeytinyağı tesisi kurmak; 700 kişiye istihdam sağlamak mümkün.
Daha fazla kimsenin yaşam hakkını gasp etmeden; iş garantisini elinden almadan kömürden çıkın!
Sağlıklı, insan onuruna yakışır, doğa haklarına saygılı, kömürsüz bir gelecek mümkün! Bunun örneğini, hukuki mücadelemizle, bir yıla varmak üzere olan orman nöbetimizle, yılmadan kömür şirketine direnen İkizköy halkıyla, İkizköy’de hep birlikte kuracağız! İşte o zaman hep birlikte bayram yapacağız!
Akbelen Ormanını Vermeyeceğiz!”