İkizköylü Nejla Işık, Meclis’i Akbelen gündem ile olağanüstü toplantıya çağıran CHP Grup Toplantısında konuştu. Işık, ağaçlar kesilse bile mücadelelerinin bitmediğini vurgulayarak ormanın maden çukuruna dönüşmemesi için devam edecek mücadeleye destek olaya çağırdı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu bugün (8 Ağustos 2023) saat 15.00’te Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden seçilen milletvekillerinin imzası ile, Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesi gündemini ele almak için olağanüstü toplandı.
İkizköylü Nejla Işık, Genel Kurul öncesinde 13.30’da başlayan CHP Grup Toplantısı’nda konuştu. Toplantıya Akbelen Ormanı’ndan topladıkları çiçekler ile gelen Işık, “Bugün burada olmaktan İkizköylüler, Akbelenliler, Çamköylüler, Karacahisarlılar olarak çok mutluyuz” dedi.
16 gün boyunca Akbelen Ormanı’nda büyük bir katliam yapıldığını belirten Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Çevreci görünümlü marjinaller” söylemine ilişkin şunları söyledi:
“Dışarıdan gelen, desteğe gelenlere marjinal diyorlar ya aslında bizlere diyorlar. Bizlermişiz marjinal, köylülermiş. Toprağımızı savunduğumuz için terörist olduk, vatan haini dolduk, marjinal de olduk. Oluruz toprağımız için, hepsi oluruz. Üreticiyiz çünkü, çiftçiyiz çünkü, anayız çünkü. Sadece çocuklarımızın anası değiliz, toprağın anasıyız. Her bir bitkinin anasıyız, coşkun akan derelerin anasıyız, içinde öten ormanın her bir bitkinin anasıyız, olmaya da devam edeceğiz.”
“KÜÇÜCÜK BİR KÖYDE BEŞ TOMA NE ARAR?
24 Temmuz 2023 tarihinde sabah 5.45 sıralarında başlayan orman kesimi boyunca jandarma ekiplerinin kesim yapanları koruduğunu ve kesime engel olmak isteyenlere müdahale ettiğini anlatan Işık, “Öyle bir örgütlü gelmiş ki bu kötülük, başta jammer (sinyal boğucu) koydular. Sesimizi kimseye duyuramayalım diye. Evimizin yanına karakolu diktiler. Askeri, her şeyi diktiler. Beş tane TOMA diktiler. Siz gördünüz mü, bir küçücük bir köyde beş TOMA ne arar?” diye sordu.
“SAĞLIĞIMIZDAN OLDUĞUMUZ YETMİYOR MU?”
Mücadelelerinin insanca, onurlu bir yaşam için olduğuna vurgu yapan Işık, “Ama artık bu bir vatan meselesi” dedi. Topraklarının işgal altında olduğunu söyleyen Işık sözlerine şöyle devam etti:
“İşgalcilerin kim olduğu ortada. Devlet gücünü kullanarak, askeri bize karşı kullanarak, coplayarak, biber gazıyla 15 yaşındaki çocuklarımızın gözüne sıkılarak, 90 yaşındaki ninelerimizin gözlerine biber gazları sıkıldı. Neydi dertleri? Akbelen Ormanı’nı almak. Ne için? Maden için. Değer mi? iki buçuk yıl olsun, dört yıl olsun değer mi? Yani sağlığımızdan olduğumuz yetmiyor mu?”
“GEREKİRSE TOMA’LARIN ÖNÜNE BERABER YATALIM”
Akbelen Ormanı’nda ağaçların kesilmesine rağmen nöbetin devam ettiğine vurgu yapan Işık, “Hala orada direniş, mücadele devam ediyor. Hala Türkiye’nin her yerinden insanlar Akbelen’in sesi olmak için oraya koşuyor. Orayı koruyacağız” dedi.
Akbelen Ormanı’nın maden çukuruna dönüşmemesini engellemek için parti ayırt etmeksizin tüm vekilleri Akbelen’e çağıran Işık, şöyle konuştu:
“Gerekirse orada, bütün ağaçlara diyorum ama toprağa yatalım. TOMA’ların önüne beraber yatalım. Çünkü biz orada vekillere yapılan işkenceyi de gördük, avukatlarımızın gözaltına alındığın da gördük. Bir hapse girmediğimiz kaldı, bir de ölmediğimiz kaldı. Hapse de gireriz. Gerekirse bu vatan içinde ölürüz. Toprağımızı, köyümüzü maden canavarına teslim etmeyiz bu saatten sonra. Çünkü artık yerimizden yurdumuzdan olduğumuz yeter.”
Daha önce Işıkdere Mahallesi’nin kömür madeni için yok olduğunu ve burada tarım yapan köylülerin şehir merkezlerinde apartman dairelerinde yaşamaya zorlandığını hatırlatan Işık, “Işıkdere’den giden insanlarımız, akrabalarımız her an ölüyor. Ne diyorlar biliyor musunuz? Milas’taki evlerinde ‘Hapishanedeyiz biz burada’ diyorlar” diye konuştu.
Üzerlerinde büyük bir baskı olduğunu ve Ankara’ya gelirken yolda birçok kez durdurulduklarını hatırlatan Işık “Var mısınız? Hepinize soruyorum. Akbelen nöbet alanına gelerek TOMA’ların önüne bizimle siper olmaya, oranın maden çukuruna dönmemesine, ses olmak için var mısınız?” diye sordu.
Birlikte mücadele etmenin sözünü almak için geldiğini söyleyen Işık, “90 yaşındaki ninelerim adına buradayım. O ağaca sarılıp o çam ağacı kesilmesin diye kendini siper eden Zehra Ninem adına buradayım. O da burada. ‘Sen bu yolu çok çekemezsin’ dedik. ‘Hayır’ dedi. ‘Benim toprağım gidiyor, benim suyum gidiyor, ben bu yolu çekeceğim’ dedi. Dün öğlen 13.30’da çıktık, Ankara’ya 05.30’da vardık sabah. Siz düşünün bizim üzerimizdeki baskıyı” ifadelerini kullandı.
“BAŞI YAZMALI, ELLERİ KINALI, AYAKLARI NAYLON ÇORAP, NAYLON PABUÇTAN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMEMİŞ MARJİNALLER BURADA”
Marjinal grupların Akbelen’i savunmaya devam edeceğini söyleyen Işık, “Marjinaller burada hepiniz görüyorsunuz. Başı yazmalı, elleri kınalı, nasırlı, ayakları naylon çorap, naylon pabuçtan başka bir şey görmemiş. Çanakkale’de, Dumlupınar’da vatanın her yerinde kanını dökmüş ataların çocuklarıyız biz. Biz Atatürk çocuklarıyız. Bizler Andımız ile büyüdük. Atatürk’ün Gençliği Hitabe’siyle büyüdük ve İstiklal Marşı’nın başında yer alan ‘Korkma’yla büyüdük ve korkmuyoruz, susmuyoruz itaat etmiyoruz” dedi.
Kömür madeninin tarım alanlarına verdiği zarara işaret eden Işık son olarak, “Madenlere destek vermeyi bıraksınlar. Termik santrallere destek vermeyi bıraksınlar. Tarıma, tarıma, çiftçiye destek versinler” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’de, bölge halkı YK Enerji’nin termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasını Akbelen Ormanı’na doğru genişletilmesine karşı çıkmıştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020 tarihinde şirkete verdiği maden açık işletme iznine istinaden, Orman Genel Müdürlüğü de YK Enerji’ye Akbelen Ormanı’nda ağaç kesme izni vermişti. Köylüler 29 Nisan 2021 tarihinde bu karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
17 Temmuz 2021’de Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim ekibi, mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmiş ve karşılık olarak İkizköylüler ağaç kesimine karşı ormanda 24 saatlik bir nöbete başlamıştı.
8 Ağustos 2021’de şirket yangın sıçrama ihtimali olduğu gerekçesiyle yeniden kesime gelmiş ve 100’ün üzerinde ağaç kesmişti fakat İkizköylüler daha fazla ağacın kesilmesine yeniden engel olmuştu.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos 2021 gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olmasına rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
11 Ağustos 2021 tarihinde ise Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat karar itiraz edilmişti. 1 Aralık 2022 tarihinde ise, dava kapsamında düzenlenen üçüncü bilirkişi keşfine dayanılarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmişti. 24 Temmuz 2023‘tarihinde Akbelen Ormanı’na yeniden ağaç kesimi için girilmesi üzerine davanın esası hakkında yürütmenin durdurulması için karar verilmesi için İkizköylüler tarafından tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi mahkemeye iletilmişti.
Davanın ikinci duruşmasında hazır bulunmasına rağmen İkizköylülerin tanıklarının dinlenmemesi, savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılmaması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi gibi taleplerin reddedilmesi üzerine reddi hakim talebinde bulunulmuştu.
Davanın 27 Mart 2023 tarihinde görülen altıncı duruşmasında ise İkizköylülerin avukatları duruşmanın uluslararası arenada takip edildiğini belirtmiş, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Özel Raportörü Mary Lawlor’un süreci izleyeceğine dair attığı tweeti mahkeme ile paylaşmıştı.
Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada ise mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede keşif gerçekleştirmişti. Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.
1 Mart 2022’deki ikinci bilirkişi inceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.
Mayıs 2022’de hazırlanan bilirkişi raporunda madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edilmiş ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunulmuştu.
8 Ağustos 2022’de ise üçüncü bilirkişi keşfi yapılmıştı. İkizköylüler 23 Ekim 2022 tarihinde Milas’ta bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirerek, bilirkişilerin üzerindeki baskılara son verilmesini istemişti. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı, İkizköylü Nejla Işık, “Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak! Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz” demişti.
Üçüncü bilirkişi raporu ise Akbelen Ormanı’ndan kömür madencilik yapılabileceğini söylemişti.
16 Temmuz 2023’te İkizköylüler ve yaşam savunucuları, çadırlı nöbetin ikinci yılını doldurması solayısıyla bir ayara gelmiş, “Akbelen Ormanı’na dokunmayın” demişti.
24 Temmuz 2023’te Jandarma ve TOMA’larla kesim ekipleri ormana girerek kesime başlamış; jandarma, Akbelen Ormanı’nın kesimini engellemek adına ormana girmek isteyen yurttaşlara müdahale etmişti.