Muğla’nın Marmaris ilçesinde Sinpaş/Kızılbük GYO tarafından yapılmak istenen otel ve devremülk projesinin içinde bulunduğu Milli Park alanındaki yoldan geçmek isteyen yurttaşlar ile yolu kesen şirket görevlileri arasında arbede yaşandı.
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda, Sinpaş/Kızılbük GYO tarafından yapılmak istenen otel ve devremülk projesi, mahkeme kararlarına ve Marmaris Belediyesi’nin 1., 2. ve 3. etaplarındaki toplam 58 ruhsatı iptal etmesine rağmen devam ediyor.
Öte yandan Marmaris Kızılbük şantiyesinde çalışan ve işten atılan Ertan Polatcan’ın ihbar tazminatı, fazla mesai ücretleri ve gasbedilen haklarına ilişkin mücadelesi devam ediyor.
Marmaris Kent Politikaları Derneği üyeleri, dün (23 Mayıs) Polatcan’a destek olmak adına basın açıklaması yapmak için Sinpaş şantiyesinin de içinde bulunduğu Milli Park alanına gitti.
Daha önce yurttaşların mücadelesi sonucu kaldırılan ve yolun ilerisine taşınan Aşıklar Tepesi’ndeki kapının eski yerine getirildiği görüldü.
Kapının önüne gelen yurttaşlar, yolun halkın kullanımına açık olduğunu belirterek kapının açılmasını talep etti. Şirket görevlileri, yurttaşların geçişine izin vermedi.

Marmaris Kent Politikaları Derneği Kurucu Üyesi Halime Şaman’ın aktardığı bilgilere göre; Milli Parklar Bölge Müdürlüğü’nün yurttaşlar tarafından arandığı ve yolda halkın geçişine izin verilmediğini bildirdikleri belirtildi.
Şaman, yetkililerin bölgeye gelerek işlem yapmadığı ancak yurttaşların yolu kullanabileceklerini belirttiğini aktardı.
Bununla birlikte, yolun kullanımı ile ilgili Marmaris Milli Park Müdürlüğü’ne verilen dilekçeye gelen yanıtta; yolun “kadimden beri yol olarak kullanılmakta olup tüm resmi kurum ve kuruluşlar, vatandaşlar ve tüm tüzel kişilikler tarafından kullanıma açık” olduğu belirtildi.

Buna rağmen şirket görevlileri, yurttaşların yolu kullanımına engel olmaya çalıştı ve iki grup arasında arbede yaşandı. Tarafların birbirine hakaret ettiği ve fiziki müdahalede bulunduğu gözlemlendi.
Yurttaşlar engellemelere rağmen kapıdan geçerek Milli Park alanında Ertan Polatcan’a destek olmak için basın açıklaması yapacakları alana ulaştı.
Basın açıklaması öncesi Halime Şaman, yaşanan arbede ile ilgili konuştu.
“KENDİNİ BU ÜLKENİN, BU VATANIN, BU KENTİN SAHİBİ GÖRÜYOR”
Şaman, Ertan Polatcan için buraya geldiklerini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi: “Daha kapıdan girmeye çalıştığımız andan itibaren şiddete varan bir engelleme ile karşılaştık. Sinpaş yasalara, mahkeme kararlarına rağmen herhangi bir engelle karşılaşmayınca kendini bu ülkenin, bu vatanın, bu kentin sahibi görüyor ve kapıdan içeri kimin girip girmeyeceğine karar verme gücünü elinde tutuyor.”
Yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmediğine dikkat çeken Şaman, şöyle devam etti:
“Biz Sinpaş’a kızmıyoruz. Sinpaş’a bu cesareti verenlere, görevini yerine getirmeyenlere, yasaların yüklediği sorumluluğu yerine getirmeyenlere kırgınız, kızgınız ve öfkeliyiz. Eğer mahkeme kararlarını uygulasalardı, devletin güvenliğine kafa tutan Sinpaş’a haddini bildirselerdi; biz bugün bu cüretle, bu şiddetle, bu engellemeyle karşılaşmayacaktık.”
Ekoloji ve çevre mücadelesinin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu belirten Şaman, “Yaşadığımız ne olursa olsun, doğayı katledenlerle kadını, emeği katledenlerin aynı olduğunun bilincindeyiz” dedi.
Şaman’ın konuşması sonrası basın açıklamasına geçildi.
“BU MÜCADELE BİR GÜN DE SÜRSE, ON GÜN DE SÜRSE, BİR YIL DA SÜRSE, BİZ BURADAYIZ”
Açıklamada, Ertan Polatcan’ın Gündem Fethiye’ye yaptığı açıklamada kullandığı “Bu mücadele bir gün de sürse, on gün de sürse, bir yıl da sürse, biz buradayız” ifadelerine atıf yapılarak şunlar söylendi:
“Sinpaş’ın Marmaris Kızılbük’teki doğa talanına karşı 2021’den bu yana ‘Yaşam hakkı sermayeden üstündür’ diyerek yürüttüğümüz mücadele, bugün İstanbul’da emek cephesinde yankılanıyor. Kızılbük şantiyesinde çalışırken işten atılan inşaat işçisi Ertan Polatcan, Sinpaş Plaza önünde dört gündür sürdürdüğü direnişle yalnız kendi alın terinin değil, hepimizin ortak geleceğinin sözünü veriyor, ‘Bu mücadele bir gün de sürse, on gün de sürse, bir yıl da sürse, biz buradayız’ diyerek.”
“EMEKÇİNİN EKMEĞİYLE AĞACIN NEFESİ AYNI DÜŞMANIN TEHDİDİ ALTINDA”
İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) ile birlikte Polatcan’ın yürüttüğü mücadeleye selam gönderilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Ormanı, kıyıları ve doğayı betona boğan aynı şirketin, ekmeğine göz koyduğu işçileri kapı önüne koymasına da sessiz kalmadık, kalmayacağız. Çünkü biliyoruz ki ekoloji mücadelesi ile emek mücadelesi aynı çarkın dişlileri arasında sıkışan hayatlarımızın iki ucudur; biri olmadan öteki nefes alamaz. Çünkü emekçinin ekmeğiyle ağacın nefesi aynı düşmanın tehdidi altında.”
Ertan kardeşimizin Sinpaş Plaza önündeki kararlı bekleyişi, Kızılbük koyunda yükselen çığlığımızın İstanbul’a uzanan yankısıdır. Birleşik direnişin tam da bu kesişim noktasında, ‘Ya doğa ya beton’ diyenlerle ‘Ya hak ya kölelik’ diyenler aynı safta buluşuyor.
“SİNPAŞ’IN TABELASI NEREDE YÜKSELİYORSA, ORADA RANT VE HAK GASBI YAN YANADIR”
Açıklamanın devamında “Doğal varlıklarımız üzerinde kurulan her sömürü düzeni, emekçilerin alın teri üzerinde kurulan sömürüden farksızdır. İşten atılan her işçinin hakkı, kesilen her ağacın, kurutulan her derenin hakkıyla birdir. Sinpaş’ın tabelası nerede yükseliyorsa, orada rant ve hak gasbı yan yanadır” denildi ve şu çağrılarda bulunuldu:
1. Sinpaş, Kızılbük’te sürdürdüğü ekolojik tahribata derhal son versin, mahkeme kararları uygulansın. Sinpaş, Marmaris halkına ve doğasına verdiği zararı telafi etsin.
2. Ertan Polatcan’ın ve haksız yere işten çıkarılan tüm işçilerin alacaklarını derhal ödesin; sendikal örgütlenme hakkına saygı duysun.
3. Enerjimizi bölerek değil, emeği ve ekolojiyi aynı anda savunarak büyütelim. İstanbul’daki dostlarımızı Sinpaş Plaza önündeki nöbete; Marmaris’teki yurttaşlarımızı da doğayı ve emeği birlikte savunmaya davet ediyoruz.
“MARMARİS’TEN İSTANBUL’A, EMEĞİN VE DOĞANIN BİRLEŞİK SESİYLE”
Mücadeleden geri adım atılmayacağına vurgu yapılan açıklama şu şekilde tamamlandı: “Mücadele bir gün de sürse, on yıl da sürse biz buradayız! Toprağımız, suyumuz, emeğimiz ve onurumuz için bir adım geri atmayacağız. Marmaris’ten İstanbul’a, emeğin ve doğanın birleşik sesiyle.”
YOLUN KESİLMESİ İLE İLGİLİ NELER YAŞANMIŞTI?
Sinpaş Holding’in turizm ve devre mülk konusunda iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş’nin, Muğla’nın Marmaris ilçesinde Kızılkum Koyu’nda yaptığı, Marmaris Milli Parkı sınırları içinde yer alan “Kızılbük Devremülk ve Otel Projesi”ne 13 Ağustos 2021’de proje ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan “ÇED gerekli değildir” kararı verilmişti.
Sinpaş, inşaatın yapımı sırasında, inşaat alanını Milli Park statüsündeki alana resmi tahsis olmadan genişletmişti ve şantiye alanından yaklaşık bir kilometre öteye Aşıklar Tepesi’ne bir kapı koymuştu.
13 Ekim 2021 tarihinde Marmaris Kent Konseyi Milli Park sınırları içinde kalan şantiye kapısının kaldırılması için “İşgal kapısı kaldırılsın” diyerek bir basın açıklaması yapmıştı. Yapılan basın açıklamasında, “Marmaris Kent Konseyi bileşenleri ve Marmarisliler olarak yasalara sahip çıkıyoruz ve bugüne kadar uygulatılmayan inşaat yasağının bir gün dahi olsa uygulanmasını sağlamak için ısrar ediyoruz. Ayrıca orman ve milli parklar tarafından kendisine hiçbir tahsis yapılmamasına rağmen şirket tabelası asılan bu kapının da kaldırılmasını istiyoruz. Böylelikle kaldırılmayan bu kapının ardında yapılanların halk tarafından görülmesini istiyoruz.” denmişti.
10 Ocak 2022 tarihinde Gazete Oksijen muhabiri şantiye alanını ziyaret etmek istediğinde Sinpaş yetkilisi tarafından şantiye kapısından içeri alınmamıştı. Şinpaş yetkilisi, Gazete Oksijen muhabirine görüş veren Halime Şaman’a “Solcu ve PKK’lı gazetelere röportaj veriyorsunuz” demişti.
24 Mayıs 2022 tarihinde ise Marmaris Kent Konseyi, Milli Park alanı içinde dinamitlerin patlatıldığı görüntülerini paylaşmış ve #Marmaristenİmdat etiketi ile şu açıklamayı yapmıştı: “Marmaris’in el değmemiş koylarını beton yığınına çevirmek için dinamit patlatıyorlar. Doğanın imdat çığlığı bu! Canlılarla birlikte anılarımız da yok oluyor. Projenin beşte biri canımızı bu kadar acıtırken kalanını kurtarabiliriz. İçmeler’deki doğa yıkımına birlikte dur diyelim.”
29 Mayıs 2022 tarihinde ise Marmaris Kent Konseyi, Marmaris Armutalan Kültür Merkezi’nde düzenleyeceği “Sermaye ve İktidarın Kıskacında Çevre: Marmaris’te Neler Oluyor?” başlıklı panel öncesinde Sinpaş’ın inşaat alanını, gazeteciler ve Tarım Orman-İş Sendikası ile ziyaret ederek inceleme yapmak istemişti. İnceleme Sinpaş yetkilileri tarafından engellenmeye çalışılmış, Milli Park alanı içinde yer alan şantiye kapısında girişin engellenemeyeceğini ifade eden grup şirketin koyduğu kapıyı açarak içeriye girmişti.
2 Haziran 2022 tarihinde ise Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Marmaris Kent Konseyi ve çok sayıda ekolojist inşaat alanını incelemek istemişti. Grubun kapıdan girişi bir kez daha engellenmek istenmiş, fakat grup engellemelere rağmen içeri kapıyı açarak alanda inceleme yapmıştı.
Milli Park kapısının Şinpaş’ın kontrolünde olmasına karşı Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi ise üç defa suç duyurusunda bulunmuştu.
Buna karşın Sinpaş/Kızılbük GYO da 2 Haziran 2022’de kapıya zarar verildiği gerekçesiyle Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi Üyesi Korcan Yılmaz hakkında suç duyurusunda bulunmuş, başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame kabul edilerek Yılmaz‘ın yargılanmasına karar verilmişti.
3 Ağustos 2022 tarihinde Marmaris Kent Konseyi’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptali için açtıkları davada, Muğla 3. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı verdiğini duyurmuş, Marmaris Belediyesi de inşaatı 8 Ağustos 2022 tarihinde mühürlemişti.
5 Ağustos 2022 tarihinde Ekolojik Mücadele Komitesi üyeleri inşaat alanında çalışmaların devam edip etmediğini kontrol etmek için alana gittiğinde kapıdaki Sinpaş görevlileri, Ekolojik Mücadele Komitesi üyesi Korcan Yılmaz’ın üzerine şantiye kapısını kapatarak dışarı çıkmasına izin vermemişti.
9 Ağustos 2022, tarihinde tün bunlara rağmen alanda inşaat faaliyetlerinin devam edeceğinin duyumunun alınmasının üzerine Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi üyeleri kapı önünde nöbet tuttuğu sırada gözaltına alınmış, ifadeleri alındıktan sonra serbest kalmışlardı.
DAVA SÜRECİNDE NELER OLMUŞTU?
Sinpaş/Kızılbük GYO’nun otel ve devremülk projesi için 1 Haziran 2021 tarihinde ÇED süreci başlatılmış ve projeye 13 Ağustos 2021 tarihinde Muğla Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilmişti. Projeye tepki gösteren o dönemin Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris’te yaşayan yurttaşlar ÇED gerekli değildir kararının iptali istemiyle 11 Ekim 2021’de dava açmıştı.
7 Temmuz 2022 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi, ÇED gerekli değildir kararını iptal etmişti ve projenin ÇED raporu hazırlaması gereken projeler kapsamında olduğuna hükmetmişti.
Davada açıklanan gerekçeli kararda 30 Aralık 2021 tarihinde yapılan bilirkişi incelemesinin sonuçlarına yer verilmişti. Kararda projenin şehir ve bölge planlama disiplini çerçevesinde incelendiği başlıkta Milli Park sınırları içinde yer aldığı vurgulanarak “Keşif sırasında çekilen fotoğraflardan da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir. Çevreyi kirletmeyecek önlemler alınmamıştır” denmişti.
Diğer yandan, keşif sırasında alanda denize sıfır beton santralinin kurulduğu, yolların açılacağı kesimlerde dağ eteklerinin tıraş edildiği, çalışmalar sırasında bölgede dinamit kullanıldığını, ancak şirketin ÇED başvurularında asla dinamit kullanmayacağını yazdığı görülmüştü.
Kararın ardından davalı Muğla Valiliği ve müdahiller Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş, temyiz yoluna giderek kararın bozulması ve yürütmenin durdurulması talebiyle 5 Ağustos 2022 tarihinde Danıştay’a başvurmuştu. Fakat Danıştay 18 Ağustos 2022 tarihine yürütmenin durdurulması kararını reddetmişti.
8 Eylül 2022 tarihinde proje için yeniden ÇED başvurusu yapılmıştı. Bu kapsamda 23 Eylül 2022’de Halkın Katılımı Toplantısı, 12 Ocak 2023 tarihinde İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) gerçekleşmişti. 10 Mart 2023 tarihinde ise projeye ÇED olumlu kararı verilmişti.
Projenin ekolojik yıkım niteliğinde olduğu, Marmaris Milli Parkı’nda dinamit patlatıldığı, bölgede kanalizasyon altyapısının olmaması, projenin bölgeye ağır trafik yükünü kentin kaldıramayacak olması, deniz ve orman ekosisteminde geri döndürülmesi imkânsız tahribatlara neden olacağı gibi gerekçelerle karara karşı Muğla Büyükşehir Belediyesi ve yurttaşlar toplamda üç dava açmıştı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin davası kapsamında 18 Ağustos 2023 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmış ve 1 Kasım 2023 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunda projenin ÇED olumlu kararı uygun görülmüştü. Muğla Büyükşehir Belediyesi ise kararı temyize götürmüştü.
Bu davalarda bir birleştirme kararı alınmamışken ve Büyükşehir’in davasında temyiz süreci tamamlanmamışken, Muğla Büyükşehir Belediyesi davasındaki bilirkişi raporu yurttaşların açtığı ve Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde devam eden davaya dayanak gösterilmişti. Dava 23 Ocak 2024’te reddedilmişti. Bunun üzerine O dönemin Marmaris Kent Konseyi açıklama yaparak davayı temyize götürdüklerini belirtmişti.
Temyiz sürecinde, 2024 yılının Haziran ayında Danıştay tarafından mahkemenin kararı bozulmuş ve “Yüzeysel değerlendirme ile değil gerçekçi, bilimsel, kamu yararı ve çevreyi koruyan bir rapor hazırlanmalı” denerek dava süreci yeniden başlatılmıştı.
Yeniden başlayan süreçte Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Muğla 3. İdaresi’nde devam eden davada 15 Kasım 2024’te bilirkişi keşfi yapılmıştı. Yurttaşların açtığı davaların bu davaya müdahil olma talepleri ise yine reddedilmiş, Büyükşehir’in davası diğer davalar için “bekletici mesele” olarak kabul edilmişti.
Bilirkişi keşfinde, tarafların beyanlarının dinlenmesi sırasında, duruşmayı izlemek isteyen diğer dosyalardaki davacı yurttaşlar ve gazeteciler dosyada gizlilik kararı olmamasına rağmen engellenmek istenmiş ve gerekçesiz şekilde alana alınmamıştı.
Gündem Fethiye muhabirlerinin talebi üzerine, hâkimden izin alınarak beyanların verilmesi sırasında gazetecilerin duruşmayı izlemesine izin verilirken yurttaşların talebi yine reddedilmişti. Bölgedeki polis ekipleri Marmaris Kent Politikaları Derneği Kurucu Üyesi olan ve diğer davada davacı konumunda olan Halime Şaman’ın beyanlarını dinlemesine ve keşfe katılmasına engel olmuştu.