Değişim Elçileri Ankara ile İklim Öncüleri, 23 Nisan’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, İklim Kanunu teklifine ilişkin açık mektuplarını ilettiler. Mektupta, “Şu an gençler olarak iklim krizi sebebiyle geleceğimizden endişe duyuyoruz” denildi.
Değişim Elçileri Ankara ile İklim Öncüleri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda İklim Kanunu teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gelmesi ve yeniden görüşülmek üzere komisyona geri çekilmesinin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açık mektuplarını ilettiler.
Açıklamalarında, gençler olarak sağlıklı bir çevrede ve güvenli kentlerde yaşama haklarının, hem İklim Kanunu ile hem de Türkiye’deki sera gazı emisyonu azaltım hedefiyle doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekildi.
Seslerini duyurabilmek ve bu süreçte gençler olarak var olabilmek için çağrıda bulundukları açık mektubu, Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla gönderdikleri vurgulanan açıklamada, “Bakanlığın çağrımızı duymasını ve görüşme talebimize olumlu yanıt vermesini umut ediyoruz” denildi.
Change.org üzerinden “Gençlerden çağrı: Güçlü bir iklim hedefi” başlığıyla başlatılan kampanyayı yürüten İklim Öncüleri ve Değişim Elçileri Ankara, açık mektuplarında şu ifadelere yer verdi:
“Bizler bu ülkenin topraklarıyla karnını doyuran, varlığını bu ülkenin aydınlanmasına borçlu hisseden, ülkemizin gelişmesi ve dünyada temsil edilmesi için katkı sunmaya hazır olan Ankara’nın saygın üniversitelerine okumaya gelen Değişim Elçileri Ankara ve ülkenin dört bir yanında iklim için mücadele eden gençlerden oluşan İklim Öncüleri ekibiyiz.”


“İLERİDE KURUCU ÖZNESİ OLACAĞIMIZ ÜLKEMİZİN YÖNETİMİNE BUGÜNÜN GENÇLERİ OLARAK SESLENMEK İSTİYORUZ”
Mektupta; TBMM’ye sunulan İklim Kanunu teklifinin atıfta bulunduğu Paris İklim Anlaşması’na taraf olan ülkelerin, iklim krizi ile mücadelesinde önemli bir gösterge olan Ulusal Katkı Beyanı’nın 2025 yılı içerisinde yenilenmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye’nin, ekolojik kriz nedeniyle tıpkı diğer dünya ülkelerinin de olduğu gibi konuyla ilgili bir dizi değişikliğe gideceğinin farkında olduklarının belirtildiği mektupta, şu ifadeler kullanıldı:
“İleride kurucu öznesi olacağımız ülkemizin yönetimine bugünün gençleri olarak seslenmek istiyoruz. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin yıllık olarak yayınladığı bilimsel raporlara göre, Akdeniz Kuşağı küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin en şiddetli hissedildiği bölge olmayı sürdürmektedir.”
Türkiye’nin coğrafi konumu gereği, krizin etkilerini yoğun bir şekilde yaşayacağına dikkat çekilen mektupta, “Bu nedenle Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nde açıklanan ‘2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz’ haberini büyük bir coşkuyla karşıladık. Türkiye’nin iklim krizi ile mücadelede kararlı duruşunu sürdürmesinin, güçlü bir İklim Kanunu ve güçlü bir iklim hedefiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz” denildi.
“GÜÇLÜ BİR İKLİM KANUNU VE GÜÇLÜ BİR ULUSAL KATKI BEYANI HEDEFİ, BİZİ GELECEĞİMİZ KONUSUNDA DA GÜVENCE ALTINDA HİSSETTİRECEKTİR”
İklim krizinin sadece çevresel olarak değil, aynı zamanda yaşanması muhtemel sosyolojik ve ekonomik etkiler açısından da kaygılandırıcı olduğunun vurgulandı.
Afetlere dayanıklı kentler inşa etmenin önemini, yaşanan yangın ve sel felaketleri gibi olumsuz deneyimlerle de kendini gösterdiğinin belirtildiği mektupta, şu ifadeler kullanıldı:
“Güçlü bir İklim Kanunu ve güçlü bir ulusal katkı beyanı hedefi, bizi geleceğimiz konusunda da güvence altında hissettirecektir. Bu süreçte gençler olarak bilimsel veriye dayalı politikaların geliştirilmesine katkı sunmak, iklim dostu çözümler üretmek ve ülkemizin geleceğini birlikte şekillendirmek için hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.”


“TÜRKİYE’NİN İKLİM KRİZİYLE MÜCADELESİNDE BERABER YOL ALARAK BEREKETLİ TOPRAKLARIMIZI KORUYACAĞIMIZA İNANIYORUZ”
Mektupta; Türkiye’nin mevzuatına, sanayisine, ekonomisine, teknolojisine ve çevresel standartlarına yansıyacak olan yeni iklim hedefinin bugünden itibaren güçlü bir şekilde beyan edilmesinin ve İklim Kanunu’nun gençlerden de gelecek taleplerle revize edilmesinin, Türkiye’yi uluslararası arenada da güçlendireceği belirtildi.
Gençlerin taleplerinin yer aldığı mektupta, şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye’nin, bu yılki Ulusal Katkı Beyanı’nın; sera gazı emisyonlarının mutlak azaltımı üstünden kurularak, iklim krizinin baş aktörlerinden biri olan katı fosil yakıt kullanımından çıkılmasına ilişkin bir yol haritası içermesi ve İklim Kanunu’nun da bu doğrultuda doğa, adalet ve hak merkezli olacak şekilde bütüncül bir perspektifte ele alınmasıdır.”
Çağrılarının duyulmasının, bu süreçte gençleri de bir bileşen olarak karar alma mekanizmalarına dahil etmelerinin ve konuyla ilgili fikirlerimizi detaylıca açıklayabilmeleri için Bakanlıkla görüşmelerine imkân tanımalarının kendilerini çok mutlu edeceğinin vurgulandığı mektupta, son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Biz bu mücadeleye çocukluğumuzu verdik ve şu an gençler olarak iklim krizi sebebiyle geleceğimizden endişe duyuyoruz lakin siz ülkemizin yöneticileriyle bir araya gelerek Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesinde beraber yol alarak bereketli topraklarımızı koruyacağımıza inanıyoruz.”