Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği (FKDD), 11. Yargı Paketi’ne karşı “Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanya Grubu ile eş zamanlı olarak Fethiye Kültür Merkezi önünde dün (26 Ekim) toplandı. Açıklamada, “Halk düşmanı 11. Yargı Paketi’nin karşısında birlikte duralım” çağrısı yapıldı.
FKDD, “Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanya Grubu ile eş zamanlı olarak Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Fethiye Kültür Merkezi önünde dün (26 Ekim 2025) saat 17.30’da kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Taslağı”na karşı bir araya geldi.
Gerçekleştirilen basın açıklamasını FKDD adına Tülay Oymak okudu.


Açıklamada, 11. Yargı Paketi’nde yer alan “genel ahlaka aykırılık”, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama” ve “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” gibi ifadelerle, 15–18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılması hakkında geniş bir suç ve suçlu tanımı getirildiği vurgulandı.
Ayrıca, iktidarın; yeni yargı paketiyle kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamını zorlaştırmak istediğinin belirtildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“11. Yargı Paketi’ne hayır demek için bugün sokaklardayız. Bugüne kadar haklarımıza, kadın cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasına, erkek yargıya karşı mücadele ederken; hayatı durdurduk, yolları kapadık, yaşamlarımıza sahip çıktık.”
Yeni düzenlemeyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 223’üncü maddesine “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” suçu ekleneceğine dikkat çekilen açıklamada, “Her birimizin anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı hedef alınıyor. Şimdi bu yasa değişikliğiyle bu mücadele biçimleri suç hâline getirilmeye çalışılıyor” denildi.


“SUÇLU OLMAK İÇİN BİR KADININ SAÇINI KISA KESTİRMESİ DAHİ YETERLİ OLABİLİR”
TCK’nın 225’inci maddesinde yer alan “hayasızca hareketler” ifadesinin kapsamının genişletildiğinin belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“‘Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler’ ile ‘aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması’ şeklinde LGBTİ+’ların varoluşu açıkça hedef hâline getiriliyor.
Bu düzenleme ile ‘genel ahlakı’, ‘övme’, ‘özendirme’ ifadelerine karşı suçlu olmak için bir kadının saçını kısa kestirmesi dahi yeterli olabilir. Kadınların Aile 10 yılı ile ev içinde nasıl çalışacağını, kaç çocuk yapacağını söyleyen iktidar; sokakta ne giyeceğini, nereye gideceğini, nasıl davranacağını da bu yargı paketi taslağıyla belirlemek istiyor. Biz kadınlar ve lubunyalar buna izin vermeyeceğiz.”


“TRANSLARA İSTEDİKLERİ TIBBİ BAKIMI ALMA HAKKINI BİLE TANIMAK İSTEMİYORLAR”
Yeni yargı paketiyle cinsiyet değiştirme yaşının 18’den 25’e çıkarmanın hedeflendiğinin vurgulandığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilmiş olan ‘üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun bulunma’ şartı yeniden yasalaştırılmaya çalışılıyor” denildi.
Başvuru yapılarak sadece Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerde ruhsal ve tıbbi destek alınabileceğini yargı paketinde önerildiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar söylendi:
“Translara istedikleri tıbbi bakımı alma hakkını bile tanımak istemiyorlar. Kaldı ki iktidarın nefret politikaları düşünüldüğünde, transların bu hastanelerde nasıl baskı ve şiddete uğrayacaklarını tahmin etmek zor değil.”
Cinsiyet uyum sürecini, 25 yaşından önce başlatan kişilere ceza öngörüldüğü ve bu süreçte görev alan sağlık çalışanlarına üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası istendiğinin belirtildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Muğlak, iktidar politikalarıyla değişebilen, keyfi, hâkimlerin takdirine bırakılmış bu maddelerle; LGBTİ+ varoluşlarımıza, eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırılıyor. Nefretin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz.”


“FATURANIN YİNE GELECEKSİZ BIRAKILIP ÇETELERİN TETİKÇİSİ YAPILAN ÇOCUKLARA KESİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
“Taslaktan sadece kadınlar ve LGBTİ+’lar değil, çocuklar da nasibini almış” denilen açıklamada; “Kasten öldürme” suçunun, 15 yaşını doldurmuş ama 18 yaşını doldurmamış çocuklara ceza indirimi uygulanması ifadesinin “uygulanabilir” olarak değiştirilmesi ile çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önünün açıldığı ifade edildi.
Türkiye’nin, organize suç örgütleri ile çetelerin yuvasına dönüştürüldüğünün altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Yoksulluğun, ayrımcılığın ve eşitsizliğin derinleştiği bu dönemde; çocukların MESEM’ler aracılığıyla sermayeye ucuz iş gücü olarak sunulmaları görmezden gelinirken, faturanın yine geleceksiz bırakılıp çetelerin tetikçisi yapılan çocuklara kesilmesini kabul etmiyoruz. Biz, çocukları katil yapan karanlıkla hesaplaşmak istiyoruz.”
Güvenli alanlarda yaşamanın, herkesin hakkı olduğunun vurgulandığı açıklamada; şunlar aktarıldı:
“Topyekûn halkın her kesimini etkileyecek bu yasa tasarısı, Meclis’e getirilemez. Çocukların 16 yaşında zorla evlendirilmesine de, yetişkin gibi yargılanmasına da, kölece çalıştırılmasına da; bir kişinin kendi bedeni hakkında karar verebilmesi için 25 yaşını beklemesinin dayatılmasına da itiraz ediyoruz.
Bugün buradan herkese sesleniyoruz: Mücadelelerimizle kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. Halk düşmanı 11. Yargı Paketi’nin karşısında birlikte duralım.”










