8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştiren Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, “Baskı kurarak, hedef göstererek, haklarını ve kazanımlarını gasp ederek kadınları susturamayacaksınız” dedi.
Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği (FKDD) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Fethiye 4. Feminist Gece Yürüyüşü için saat 19.00’da Fethiye Kültür Merkezi (FKM) önünden buluşarak Özgecan Anıtı’na yürüdü ve basın açıklaması yaptı. Fethiye Belediyesi Başkan Vekili Melek Gözde Gürsoy Hoşafçı da yürüyüşe katıldı.
FKDD adına basın açıklamasını okuyan Dilek Alıcoğlu Cömert, “Baskı kurarak, hedef göstererek, haklarını ve kazanımlarını gasp ederek kadınları susturamayacaksınız. Gözünüzü diktiğiniz nafaka hakkımızdan vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kabul etmiyoruz” dedi.
“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ!”
Kadın cinayetlerine vurgu yapan Cömert, “Katillerimiz tehlikeli diye yasaklamaya çalıştığınız sokaklardan değil kendi evlerimizden çıkıyor. En yakınlarımız tarafından öldürülüyoruz. Hep birlikte haykırıyoruz: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!
Cezasızlıkla, tahrik indirimleriyle erkekleri koruyan yargı, hayatlarını savunan kadınlara müebbeti reva görüyor! Devletin, mahkemelerin yok saydığı yaşam hakkımızı savunuyoruz ve sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz” dedi.
“NEFRET SÖYLEMİNE, HOMOFOBİYE, TRANSFOBİYE GEÇİT VERMEYECEĞİZ!”
Açıklamada kadın düşmanı ve LGBTİ+ karşıtı politikalarla dikkat çeken Cömert, “Gökkuşağının tüm renklerine düşman, bu karanlığa asla teslim olmayacağız. Hayatın her alanında kadınlık hallerimizin bin bir biçimiyle ve rengiyle var olmaya devam edeceğiz. Nefret söylemine, homofobiye, transfobiye geçit vermeyeceğiz! Bizim olanı, hayatlarımızı, özgürlüğümüzü ve haklarımızı alana dek isyandayız!” dedi.
Açıklamanın tamamı şu şeklide:
“Fethiye 8 Mart feminist gece yürüyüşünün 4.sünde yine bir aradayız yine sokaklardayız. Biz kadınlar gücümüzü dayanışmadan, sokaklardan, bir arada olmaktan alarak isyanımızı haykırıyoruz. Neşemizle, öfkemizle, dansımızla, sloganlarımızla bir aradayız; yan yanayız.
Baskı kurarak, hedef göstererek, haklarını ve kazanımlarını gasp ederek kadınları susturamayacaksınız. Gözünüzü diktiğiniz nafaka hakkımızdan vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kabul etmiyoruz.
Üçer beşer öldürülüyoruz. Katillerimiz tehlikeli diye yasaklamaya çalıştığınız sokaklardan değil kendi evlerimizden çıkıyor. En yakınlarımız tarafından öldürülüyoruz. Hep birlikte haykırıyoruz: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Kadın ve nefret cinayetlerine, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete karşı susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Her türlü hukuksuz uygulamalarınıza isyanımız var.
Cezasızlıkla, tahrik indirimleriyle erkekleri koruyan yargı, hayatlarını savunan kadınlara müebbeti reva görüyor! Devletin, mahkemelerin yok saydığı yaşam hakkımızı savunuyoruz ve sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz. Ne giyersek giyelim ne içersek içelim, ne yaparsak yapalım, kimi hangi şekilde seversek sevelim, sokaklarda; gece ve gündüz özgürce güvenle ve huzurla yürüyeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşam kurana kadar kendimizi savunmaya devam edeceğiz.
Gökkuşağının tüm renklerine düşman, bu karanlığa asla teslim olmayacağız. Hayatın her alanında kadınlık hallerimizin bin bir biçimiyle ve rengiyle var olmaya devam edeceğiz. Nefret söylemine, homofobiye, transfobiye geçit vermeyeceğiz! Kadın düşmanı ve LGBTİ+ karşıtı politikalarla kendini var eden bu düzenden de bu iktidardan da alacaklıyız! Bizim olanı, hayatlarımızı, özgürlüğümüzü ve haklarımızı alana dek isyandayız!
Tüm dünyayı tehdit eden savaşın en mağdurları yine kadınlar olacaktır. Biz kadınlar barışta ısrar ediyoruz. Savaş naralarıyla kapladığınız gökyüzünü kahkahamızla, mücadelemizle, isyanımızla gökkuşağının rengine boyayarak barışı var edeceğiz.
Özgürlüklerimiz göz altılarla, tutuklamalarla gasp edilirken, direnmekten ve barışta ısrar etmekten, halkların eşitçe bir arada yaşamasını savunmaktan asla vazgeçmiyoruz.
Kadınlardan itaat bekleyen, yoksulluk kaderdir diyen düzeni kabul etmiyoruz! Sosyal yardım yetmez! Nitelikli sosyal politika hakkımız! Kürtaj hakkımız! Güvenceli istihdam hakkımız! Eşit işe eşit ücreti bize çok gören, her krizde önce bize kapıyı gösterip yoksulluk nafakamıza dahi göz dikenler bilsinler: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Bütçe savaşa, bütçe yandaşa, bütçe ekolojik yıkıma giderken susup oturmuyoruz! Erkeklerden, patronlardan, devletten alacaklıyız!
Bizi kuşatan tüm baskılara, bizi ayıran tüm sınırlara inat, birbirimizden güç alıyoruz, feminizmle özgürleşiyoruz. Erkek devletin ve erkek sistemin karşısında birbirimizi gözetmeye, savunmaya, beslemeye, yaşatmaya, birbirimizin yurdu olmaya ve yaşamlarımızı yeniden ve yeniden kurmaya, dönüştürmeye devam ediyoruz.
Yaşasın 8 Mart, yaşasın feminist mücadelemiz! Yaşasın kadın dayanışması!”