Muğla’nı Fethiye ilçesinde, Akbelen Ormanı’nın Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi (YK Enerji) tarafından kömür madeni için kesilmesine karşı basın açıklaması yapıldı ve tüm ülke Akbelen direnişine destek olmaya çağırıldı.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de, kömür madeni için kesilmesine karşı mücadele edilen Akbelen Ormanı’na 24 Temmuz 2023 tarihinde saat 5.30 sıralarında jandarma ekipleri ve Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) korumasıyla kesim ekipleri girmişti.
Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı başlatılan hukuki süreçte mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat davanın esası hakkında karar verilmemişti. Hukuki sürecin tamamlanmamış olmasına rağmen ağaçların kesilmesine karşı çıkan yurttaşların ormana girmesini ise jandarma ekipleri engellemiş, yurttaşlara iki defa biber gazı ve tazyikli su ile müdahalede etmişti.
Aralarında avukatların da bulunduğu yurttaşlar gözaltına alınmıştı.
Türkiye’nin dört bir yanında bugün (25 Temmuz 2023) Akbelen direnişine destek olmak amacıyla basın açıklamaları yapıldı.
Bu kapsamda, Muğla’nın Fethiye ilçesinde Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Fethiye Meclisi çağrısıyla Fethiye Belediye Özer Olgun Kültür Merkezi önünde bir araya gelen yurttaşlar “Akbelen’de dokunma” dedi.
“BİZİ KURTARACAK OLAN DOĞAYI TALAN EDİP, TERMİK SANTRALLER VE KÖMÜR HAVZALARINDAKİ BU ISRAR NEDEN?”
Yapılan açıklamada, IC Enerji ve Limak Enerji ortaklığında işletilen termik santrallerin ve diğerlerinin yıllardır bölgeyi zehirlediği, ekosistemi öldürdüğü, yaşam alanlarını ve köyleri yol ettiği söylendi.
İnsan eliyle hızlandırılan iklim krizinin etkilerinin, son yıllarda yaşanan aşırı sıcaklıklar, ölümler, kuraklık ve yangınlarla daha fazla hissedildiği hatırlatılarak, “Bizi kurtaracak olan doğayı talan edip, termik santraller ve kömür havzalarındaki bu ısrar neden? Neden daha fazla insanın, hayvanın, bitkinin ölmesinde bu kadar ısrar ediliyor? Neden yaşamdan dünyadan bu kadar nefret ediliyor?” diye soruldu.
“DAHA FAZLA ENERJİ SANTRALİ DEĞİL, DOĞAYLA UYUMLU BİR YAŞAM İSTİYORUZ”
Anayasa’nın 56’ncı maddesindeki “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ifadesi ve Türkiye’nin imza attığı uluslararası sözleşmelere dikkat çekilen açıklama şu sorularla devam etti:
“Yaşanabilir çevre sağlaması gereken devlet, neden ormanları yok etmeye, su havzalarını yok etmeye, sera gazını yükseltecek her projeye onay veriyor? Gıda krizi kapımızda iken, insanlar pazardan marketten eskisi gibi gıdaya ulaşamazken, neden tüm insanlığı açlığa mahkûm ediyorlar? Biyoçeşitlilik sözleşmesine ve diğer uluslararası anlaşmalara imza atan, en son COP27’de taahhütte bulunan devletimiz ülkenin dört bir yanında, Kazdağları’nda, Akbelen’de, Munzur’da, Hatay’da, Bergama’da, ormanları su havzalarını ve havayı yok ediyor.
Bizler daha fazla enerji santrali istemiyoruz, daha fazla kıyım istemiyoruz. Doğayla uyumlu bir yaşam istiyoruz. Halk olarak para, kömür yemek istemiyoruz. Sadece insanca yaşamak istiyoruz. Daha fazla ölmek istemiyoruz.”
Devlete seslenen yurttaşlar, uluslararası taahhütlere uyarak kömürden vazgeçilmesini istedi ve “Milli kaynaklarımızı koruyarak, daha ekonomik ekosistemle doğayla uyumlu çözüm yollarına geçin” dedi.
“Akbelen’de sadece bir iki kişi para kazanacak diye binlerce, milyonlarca canlının yaşamını elinden almaya kimsenin hakkı yok” diyen yurttaşlar, sözleşmelere uyulmasını istedi.
Akbelen Ormanı’nda devam eden orman kesiminin acilen durdurulması ve ablukanın kaldırılması talep eden yurttaşlar, Akbelen Ormanı direnişine destek olmaya çağırdı ve açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Bu dünya bizim, başka dünya yok. Doğayı serbest bırakın. O kendisini korur, geliştirir. Ormanları özgür bırakın. Bizler, Akbelen’de direnen dostlarımızın yanındayız. Tüm ülkeyi, yaşamı için Akbelen direnişine destek olmaya çağırıyoruz” dendi.
NE OLMUŞTU?
Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’de, bölge halkı YK Enerji’nin termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasını Akbelen Ormanı’na doğru genişletilmesine karşı çıkmıştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020 tarihinde şirkete verdiği maden açık işletme iznine istinaden, Orman Genel Müdürlüğü de YK Enerji’ye Akbelen Ormanı’nda ağaç kesme izni vermişti. Köylüler 29 Nisan 2021 tarihinde bu karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
17 Temmuz 2021’de Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim ekibi, mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmiş ve karşılık olarak İkizköylüler ağaç kesimine karşı ormanda 24 saatlik bir nöbete başlamıştı.
8 Ağustos 2021’de şirket yangın sıçrama ihtimali olduğu gerekçesiyle yeniden kesime gelmiş ve 100’ün üzerinde ağaç kesmişti fakat İkizköylüler daha fazla ağacın kesilmesine yeniden engel olmuştu.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos 2021 gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olmasına rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
11 Ağustos 2021 tarihinde ise Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat karar itiraz edilmişti. 1 Aralık 2022 tarihinde ise, dava kapsamında düzenlenen üçüncü bilirkişi keşfine dayanılarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmişti. 24 Temmuz 2023‘tarihinde Akbelen Ormanı’na yeniden ağaç kesimi için girilmesi üzerine davanın esası hakkında yürütmenin durdurulması için karar verilmesi için İkizköylüler tarafından tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi mahkemeye iletilmişti.
Davanın ikinci duruşmasında hazır bulunmasına rağmen İkizköylülerin tanıklarının dinlenmemesi, savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılmaması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi gibi taleplerin reddedilmesi üzerine reddi hakim talebinde bulunulmuştu.
Davanın 27 Mart 2023 tarihinde görülen altıncı duruşmasında ise İkizköylülerin avukatları duruşmanın uluslararası arenada takip edildiğini belirtmiş, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Özel Raportörü Mary Lawlor’un süreci izleyeceğine dair attığı tweeti mahkeme ile paylaşmıştı.
Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada ise mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede keşif gerçekleştirmişti. Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.
1 Mart 2022’deki ikinci bilirkişi inceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.
Mayıs 2022’de hazırlanan bilirkişi raporunda madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edilmiş ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunulmuştu.
8 Ağustos 2022’de ise üçüncü bilirkişi keşfi yapılmıştı. İkizköylüler 23 Ekim 2022 tarihinde Milas’ta bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirerek, bilirkişilerin üzerindeki baskılara son verilmesini istemişti. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı, İkizköylü Nejla Işık, “Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak! Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz” demişti.
Üçüncü bilirkişi raporu ise Akbelen Ormanı’ndan kömür madencilik yapılabileceğini söylemişti.
16 Temmuz 2023’te İkizköylüler ve yaşam savunucuları, çadırlı nöbetin ikinci yılını doldurması solayısıyla bir ayara gelmiş, “Akbelen Ormanı’na dokunmayın” demişti.