Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan Karataş Plajı’nın tahrip edilmesine karşı yurttaşlar, sloganlar eşliğinde Akmaz Plajı’nda, Karataş Plajı’na yürüdü. Karataş Plajı’nda yapılan basın açıklamasında, “Bölgemizde benzeri görülmemiş bir yıkım oluşmuş, ilgili tüm resmi kurumlar ve belediye yapılan usulsüzlükleri görmezden gelerek sessiz kalmayı tercih etmiştir” denildi.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kargı Mahallesi’ndeki Karataş Plajı’nda yer alan ve mevcut imar planlarında 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olan tepe, 2025 yılının Ocak ayından itibaren tahrip edilmiş ve bölgedeki kanalın yönü değiştirilmişti.
Diğer yandan, deniz kaplumbağalarının yuvalama alnı olan Fethiye Karataş Plajı da yapılan çalışmalar sonucunda tahrip edilmişti.
Söz konusu alandaki çalışmalar, 21. ve 22. Dönem AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer’e ait Özyer Grup bünyesindeki oteller için yapılmıştı.
Ayrıca çalışmalarda kapsamında, imar planlarında park alanı olan bölgeye, imar planlarında herhangi bir değişiklik olmaksızın otele ait bir restoran yapılmıştı.


Yurttaşlar, Kıyılar Halkındır Fethiye İnisiyatifi’nin çağrısıyla Karataş Plajı’nın tahrip edilmesine karşı dün (14 Haziran) saat 14:00’te Akmaz Belediye Kafe’den Karataş Plajı’na yürümeye başladı.
Fethiye Belediyesi tarafından otellere kiralanan park alanlarından geçen yurttaşlar, bölgedeki yapılaşmaya tepki gösterdi.
“HALKA AİT BİR ARAZİ, ŞU ANDA SERMAYEYE TABAKLA SERVİS EDİLMİŞ DURUMDA”
Diğer yandan yürüdükleri yol boyunca zikzak çizmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Kıyılar Halkındır Fethiye İnisiyatifi Gönüllüsü Işık Bölükbaşı, konuya ilişkin bilgilendirme yaptı.
İmar Kanunu’nun 18. Maddesi’ne vurgu yapan Bölükbaşı, yeşil sahalardaki ilk 50 metrenin belediyelerin sorumluluğunda olduğunu hatırlattı.


Bulundukları bölgede, altı metrekarenin üzerinde herhangi bir taşınmaz yapının yapılamayacağının altını çizen Bölükbaşı, alanın çitlerle çevrildiğini belirtti.
Diğer yandan, alandaki müzik sistemine dikkat çeken Bölükbaşı, bölgenin caretta carettaların yumurtlama alanı olduğunu vurguladı.


Bulundukları altı metrekarelik alanda büfe yapma hakkına sahip olduklarını belirten Bölükbaşı, şu ifadeleri kullandı:
“Biz burada yürüyemiyoruz. Burası bir kamu arazisi, halka ait bir arazi ve şu anda sermayeye tabakla servis edilmiş durumda.”
Belediye tarafından bölgedeki çitlerin yıkılması ve mevzuata uygun hâle getirilmesi gerektiğini dile getiren Bölükbaşı, “Biz şimdi nereden yürüyeceğiz? Neyi halka açık bu arazinin?” diye sordu.
“HALKA AÇIK OLMASI GEREKEN HER İKİ ALAN DA HALKIN, ANAYASAL HAKKI OLAN ERİŞİMİNE FİİLEN KAPATILMIŞTIR”
Yurttaşlar; “Kıyılar halkındır, halkın kalacak”, “Burası Muğla yok öyle yağma”, “Alim uyuma görevini yap” ve “Özyer elini kıyımızdan çek” sloganları eşliğinde Karataş Plajı’na ulaştı. Plaj’da basın açıklaması okundu.


Basın açıklamasını, Işık Bölükbaşı okudu. Açıklamada, “Akmaz Sahili’nden, Karataş’a kadar uzanan kıyı şeridinde yaşanan hukuksuzluklar, doğa ve kültür varlıklarının tahribatı, kıyıların halka kapatılması, kamu vicdanını derinden yaralamaktadır” denildi.
Anayasa’ya ve Kıyı Kanunu’na göre; kıyıların, herkesin eşit ve serbestçe yararlanabileceği kamusal alanlar olduğu hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Üstelik bu sahil boyunca tüm kıyının ilk 50 metrelik kısmı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi kapsamında yapılan düzenlemelerle kamu kullanımına ayrılarak özel mülklerden kamuya terkedilmesine rağmen halkın erişimine kapatılmış, otel müşterilerine ayrılmış, sermayenin kullanımına sunulmuştur.”


Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Kanun ve yönetmelikler böyleyken kamu kullanımına terkedilmiş, halkın serbestçe kullanımına ayrılmış park ve yeşil alanlar içinde bulunduğumuz yerel yönetim döneminde, Belediye tarafından buradaki otel sahiplerine kiralanarak halkın serbestçe kullanımına kapatılmış, izinsiz ve ruhsatsız olarak yapılaşma faaliyetleri gerçekleştirmiş, sermayeye peşkeş çekilmiştir.”


Aynı durumun, bulundukları alanın önünde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kiralanan alanda da yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, şunların altı çizildi:
“Halka açık olması gereken her iki alanda da sermayeye peşkeş çekilmiş; halkın, anayasal hakkı olan erişimine fiilen kapatılmıştır.”


Anayasa’nın 43. Maddesi ve Kıyı Kanunu’na göre; kıyıların, devletin hüküm tasarrufu altında olduğunun ve deniz, göl, akarsu kıyılarında genelliğin ve eşitliğin esas olduğunun vurgulandığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu maddeye göre kıyılar özel mülkiyete konu olamaz kamu yararına açık olmak zorundadır. Kıyılar, herkesin ortak kullanımına açık olması gerekirken hiçbir kişi, kurum ya da işletme; çitlerle bariyerlerle veya güvenlik görevlileriyle halka kapatamaz.”


“HASSAS CANLILARIN YAŞAM ALANI TEHDİT EDİLMEKTEDİR”
Ayrıca Karaot Plajı’ndan Çalış Burnu’na kadar caretta carettaların yumurtlama alanı olduğunun belirtildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Kıyıya yapılan beton yürüyüş yolları, gözetleme kuleleri ve yüzer iskeleler bu hassas canlıların yaşam alanını tehdit etmektedir. Bu durum hem çevre mevzuatına hem de uluslararası doğa koruma sözleşmelerine aykırıdır.
Diğer yandan, Bakanlık’a seslenerek Barcelona ve Bern sözleşmelerine uyulması istendi.


“ÇEŞİTLİ BAHANELERLE HER ŞEY YASAL VE İZİNLİ DİYEREK DEREYİ ÇALDILAR”
Bunların yanı sıra arkeolojik sit alanının da tahrip edildiği ve bölgede bulunan Değirmenboğazı Deresi’nin yönünün değiştirildiğinin vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Çeşitli bahanelerle her şey yasal ve izinli diyerek dereyi çaldılar. Gözümüzün önünde bütün itirazlarımıza rağmen, dere yok oldu. Yetmedi, bu şehrin yerel yönetiminden sorumlu şahıs, halka yalan beyanat verdi. Oysa halka yalan söylemek suçtur. Bunu unuttular.”


Açıklamanın devamında konuya ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“Mevzuatlar, uluslararası sözleşmelere aykırı olarak yapılan, çevresel tahribatlara sebebiyet veren usulsüz kıyı ve yeşil alan kullanımları, tüm kanunları, imar planlarını ve doğal/kültürel varlıkları yok edercesine yapılmış olan Değirmenboğazı Deresi’nin aykırı olarak genişlik güzergâhını değiştiren çalışmalar değerlendirildiğinde; bölgemizde benzeri görülmemiş bir yıkım oluşmuş, ilgili tüm resmi kurumlar ve Fethiye Belediyesi yapılan usulsüzlükleri görmezden gelerek sessiz kalmayı tercih etmiştir.”


“BU HUKUKSUZLUKLARA KARŞI SUSMAYACAĞIZ, GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”
İmar planlarında park ve yeşil alan olarak tanımlanan bölgelerde, kaçak restoran ve su parkı gibi yapıların bulunduğunun tespit edildiği ifade edildi.
Konuyla ilgili olarak, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundukları; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na ve ilgili Belediye’ye resmî dilekçeleri ilettikleri belirtildi.
Ayrıca Belediye’ye, İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri uyarınca işlem yapılması çağrısında bulunduklarının ifade edildiği açıklamada, bu maddelerin; ruhsatsız yapıların tespiti, mühürlenmesi, yıkımı ve ilgililer hakkında idari para cezası uygulanmasını öngördüğü belirtildi.


Yerel yönetimleri, Bakanlık’ı ve Savcılık’ı bir kez daha göreve davet ettikleri açıklamada, “Bu çağrımız sadece hukuki değil, aynı zamanda etik ve vicdani bir çağrıdır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın devamında ise şunlara dikkat çekildi:
“Kıyılar hepimizindir, kültürel ve doğal miras hepimizindir, bu değerleri korumak kamusal bir görevdir. Bu hukuksuzluklara karşı susmayacağız, geri adım atmayacağız. Doğayı, kültürü ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz.”
KARATAŞ’TA NELER OLUYOR?
Diğer yandan, Gündem Fethiye ekibi; deniz kaplumbağalarının yumurtlama mevsiminin başlamış olmasına rağmen plajda iş makineleriyle tahribatın devam ettiği ihbarı üzerine, 20 Mayıs 2025 tarihinde Kıyılar Halkındır İnisiyatifi Gönüllüsü Işık Bölükbaşı ile alana gitti.
Kanalın yönünün değiştirilmesi için tahrip edilen bölgeden başlayarak Karataş Plajı’nın devamındaki çalışmalar kayıt altına alındı.