Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Muğla Tabip Odası’nın çağrısıyla toplanan yurttaşlar, ‘yenidoğan çetesi’ ile ilgili Fethiye İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Sağlıkta dönüşüm programından, sağlığın özelleştirilmesi, taşeronlaştırılması ve ticarileşmesinden derhal vazgeçilmelidir” denildi.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde Muğla Tabip Odası’nın çağrısıyla toplanan yurttaşlar ‘yenidoğan çetesi’ ile gündeme gelen bebek ölümlerine ve sağlığın ticarileştirilmesine ilişkin bugün (24 Ekim) Fethiye İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
“Çok üzgünüz: Sağlıkta Dönüşüm yine ölüm getirdi! Sorumlular hesap vermelidir” başlıklı basın açıklamasını Muğla Tabip Odası Fethiye Temsilcisi Selçuk Arda okudu.
Yıllardır sağlıkta dönüşümün, özelleştirmenin, ticarileştirmenin ölüm getireceğini söylediklerini belirten açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:
“Geçtiğimiz hafta İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha da vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri yakından takip ediyoruz.”
Yaşanan olayın gerçek sorumluların hesap vermesini gerektiği ifade edilen açıklamada, “Bu durumun asıl failinin, 2003’te ‘sağlıkta dönüşüm programı’ ile sağlığı piyasalaştıran ve bu alanı sermayenin kar hırsına terk eden AKP iktidarı olduğunu biliyoruz. Yurttaşların sağlık hakkının ticarileşme ve sermayenin kar hırsına terkedilmesi yolsuzluklara ve çeteleşmeye yol açmış ve sonunda yenidoğan yoğun bakım servislerinde ölümler getirmiştir” denildi.
“HİÇBİR GEREKÇE HEKİMLİK DEĞERLERİNİN AYAKLAR ALTINA ALINMASINI HAKLI ÇIKARMAZ”
Açıklamada, yaşanan olayda denetim eksikliği olduğu ifade edildi. Yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettikleri ve yıllardır sürdüğü anlaşılan bu olayın geç ortaya çıkmasında sorumlu oldukları ifade edildi.
Dönemin İstanbul Sağlık Müdürü olan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu dâhil denetimden sorumlu yerelden başlayarak Sağlık Bakanlığı’na kadar tüm bürokratlar sorumluluğu gereği görevden alınarak adli ve idari soruşturmaya dahil edilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Öncelikle belirtmek isteriz ki olay hekimlik değerleri bir yana insanlık değerleri ile bağdaşmayacak niteliktedir ve hiçbir gerekçe hekimlik değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarmaz.”
Meslek etik kurallarını ihlal ederek sağlık mesleğinin saygınlığına leke sürenlerin, sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenlerin, yurttaşların sağlığını riske atanların hak ettikleri cezaları almaları için çalışmaya devam edeceklerini belirttikleri açıklamada, “Bu çürümüş sistemin kurbanı olarak birkaç maşayı öne atıp bu olayı kapatmanıza müsaade etmeyeceğiz! Bu sürecin takipçisi olacağız” denildi.
Türkiye’de doktorların ve sağlık çalışanlarının her zaman özveriyle ve sadece yurttaşların sağlığı için çalıştıkları ve çalışmaya devam edeceklerini belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan tüm sağlık çalışanlarının arkasında olduğumuzu da vurgulamak istiyoruz. Olayın kamuoyunda yarattığı infial sonrasında yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığını öğrenmiş durumdayız. Olaya karışan özel sağlık kuruluşlarının ve yöneticilerinin cezalandırılması mutlaka gereklidir.”
Açıklamada, denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesinin kendi kusurunu telafi etmek için hastaneleri kapatmasının; olayla hiç ilgisi olmayan bir yandan da geçim derdinde olan sağlık çalışanlarını işsiz ve güvencesiz bıraktığı ifade edildi.
“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK SİSTEMİMİZİ ÇÖKERTMİŞTİR”
Yaşanan olayın sağlık çalışanının, hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret olmadığı gibi bu kişilerin cezalandırılması ile geçiştirilecek şekilde olamadığı belirtilen açıklamada, “Bu olay, sistemle ilgili ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz, hastane patronlarının sağlık bakanı yapıldığı ülkemizde, yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflasıyla sağlıkta dönüşüm aldatmacası ile ilgilidir. Sağlık emekçileri ve halkı karşı karşıya getirip bu skandaldan sıyrılmanıza izin vermeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların yurttaşların yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini ortaya koyduğu söylenen açıklamada, “Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, ‘hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri’ haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ sağlık sistemimizi çökertmiştir” denildi.
Açıklamada, yurttaşların sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının boşa harcanmasına bir gruba aktarılmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmesi gerektiği ifade edildi.
Yapılan açıklamada sağlık çalışanların yapacakları ve talepleri sıraladı:
– Ailelerin, bebeklerin her konuda yanındayız üzerimize düşen görevleri hızla yapacağız
– Piyasacı sağlık sisteminin bütün zorlamalarına karşın ahlaki ilkelerinden ödün vermeyen meslektaşlarımızın, sağlık çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz,
– Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkilileri kanun önünde hesap vermelidir.
– Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
-Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu biliyoruz.
-Sağlıkta ve hele yoğun bakım da taşeron olmaz. Sağlık ticarete konu edilemez, sermayenin kar hırsına terk edilemez.
-Sosyal Güvenlik Kurumu’nun özel sağlık kurumlarından hizmet alımına son verilmeli, yoğun bakım servislerine el konulmalıdır.
-Sağlıkta dönüşüm programından, sağlığın özelleştirilmesi taşeronlaştırılması ve ticarileşmesinden derhal vazgeçilmelidir.
-Kapatılan hastaneler kamuya devredilmeli, burada çalışan hekimler ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalıdır.
-Sağlıkta dönüşüm programından derhal vazgeçilmeli, Sağlık hizmetleri kamulaştırılmalıdır.
Basın açıklamasına katılan kurumlar:
Muğla Tabip Odası,
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES),
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-SEN) Fethiye İlçe Örgütü,
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Fethiye İlçe Örgütü,
Tüm Emeklilerin Sendikası Fethiye İlçe Örgütü,
Fethiye Kadın Platformu,
Hayvan Hakları Koruma Federasyonu,
Fethiye Kent Konseyi Kadın Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Fethiye İlçe Örgütü,
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Fethiye İlçe Örgütü,
EMEP Fethiye İlçe Örgütü,
SOL Parti Fethiye İlçe Örgütü,
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Fethiye İlçe Örgütü