Muğla’nın Fethiye ilçesinde, bugün (11 Eylül) sendikaların sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve yurttaşların katılımıyla Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde öldürülen Narin Güran için basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Çocuklarımızı ve geleceklerini kurtarmak ve korumak için bu zihniyete karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız” denildi.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde bugün sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve yurttaşların katılımıyla Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran için Fethiye Özer Olgun Kültür Merkezi önünde saat 18.00’da basın açıklaması yapıldı.
Eyleme; Türkiye İşçi Partisi Fethiye İlçe Örgütü, Eğitim-Sen Fethiye Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Fethiye Şubesi, Sol Parti Fethiye İlçe Örgütü, EMEP Fethiye İlçe Örgütü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Fethiye Kadın Kolları, Fethiye Kadın Platformu, Tarım İşçileri Sendikası, Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) ve Hayvan Hakları Derneği ve yurttaşlar katıldı.
Yurttaşlar adına basın açıklamasını Eğitim Sen Fethiye yönetiminden Ayşin Ragıpoğlu okudu.
Basın açıklamasının başında şu ifadelere yer verildi:
“Narin ve öldürülen, kayıp olan tüm çocuklar için buradayız. Karanlık zihniyetin cesaret alanları öldürdü Narin Güran’ı. Bugün okul önlüğü giymesi gereken bir çocuğun tabutuna sanki yetişkinmiş gibi gelinlik koyan karanlık zihniyet öldürmüştür Narin’i.”
Türkiye’de her gün ortalama 32 çocuğun kaybolduğu ve çocukların akıbetlerinin araştırılmadığı belirtilen açıklamada, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) son sekiz yıldır kayıp çocuk verilerini dahi paylaşmayarak bu şekilde veri açıklama yükümlülüğünü yerine getirmemekte, sorumluluktan kaçmakta ve bu ölümlerin faili haline gelmektedir” denildi.
“ÇOCUKLARIN HAKLARI İHLAL EDİLDİĞİ ZAMAN DEĞİL BU İHLALLER YAŞANMADAN UYGULANMASI GEREKMEKTEDİR”
Açıklamada, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre; taraf devletlerin her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu ve taraf devletlerin çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı göstermek zorunda olduğu ifade edildi.
Çocuk koruma çalışmalarının çocukların hakları ihlal edildiği zaman değil bu ihlaller yaşanmadan uygulanması gerektiği söylenen açıklamada, “Türkiye’de devlet yetkilileri ve ilgili bakanlıklar ancak çocukların hakları ihlal edildiğinde, çocuklar kaybolduğunda veya çocuklar yaşamlarını yitirdiğinde yükselen baskı karşısında yalnızca anlık, işlevsel olmayan ve geçici tepki geliştirmektedir” denildi.
Narin’i hayattayken koruyamayan aile düzeninin sürdüğü ifade edilen açıklamada, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yaptığı bir açıklamada, ‘Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var çünkü aile, bizim dostlarımızdır’ açıklamasına atıfta bulunarak, şu ifadeler kullanıldı:
“20 haneli köyde, aileden 23 kişi gözaltındayken söylüyor bunları. Her kadın, çocuk istismarı ve cinayeti gibi Narin’in katledilmesi sadece kötülük olarak değerlendirilemez. Bu yaşanılanlar siyasal İslamcı politikaların toplumsal kültüre, ülke sosyolojisine yayılımının sonucudur.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının, etkin soruşturmaların yürütülmemesinin, tarikat ilişkilerinin sümen altı edilmesinin, patriyarka ve kutsal aile eleştirisinin susturulmasının ve en önemlisi de cezasızlık politikalarının sonucu. Çocuğa, kadına yönelik şiddet politiktir.”
“HESAP SORMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Çocukları korumak için her beraber mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada; “Çocuklarımızı ve geleceklerini kurtarmak ve korumak için bu zihniyete karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Biz, çocuklarını bile koruyamayan bu düzenden hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Son olarak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Narin’in, Rabia Naz’ın, Leyla Aydemir’in, Aladağlar’da 11 kız çocuğunun, depremde kaybolan çocukların, tarikat ve cemaatlerde geleceği yok olan çocukların hesabını soracağız. Adalet, Narin için adalet, tüm çocuklar için! Öfkeliyiz, susmuyoruz. Çünkü çocuklar ölürken susulmaz!”