Fethiye Emekliler Dayanışması tarafından her hafta Özer Olgun Kültür Merkezi önünde düzenlenen eylemlerin 100’üncüsü geride kaldı. Emekliler haklarını alana kadar eylemlerini sürdüreceklerini bildirdi.
Muğla‘nın Fethiye ilçesinde, Fethiye Emekliler Dayanışması’nın insanca yaşam şartlarının sağlanması ve sosyal haklarının yerine getirilmesi adına her hafta gerçekleştirdiği eylemlerde 100’üncü hafta geride kaldı.
Özer Olgun Kültür Merkezi önünde 18 Haziran’da gerçekleştirilen 100’üncü hafta eyleminde, emekliler tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Grup adına basın açıklamasını Öztürk Avcı okudu.


Beslenme, barınma, sağlığa zamanında ulaşma ve huzur içinde insanca yaşama hakları için başlattıkları eylemin 100’üncü haftasını tamamladıkları belirtilen açıklamada, dört hafta sonra ikinci yılın sona ereceği bildirildi.
“KOŞULLAR DÜZELMEDİĞİ SÜRECE DE DEVAM EDECEK”
Eylemlerin süreceğine dikkat çekilen açıklamada, “Soğuk, sıcak, yağmur demeden Fethiye Kültür Merkezi önündeli eylemimizi sürdürdük. Bazen kalabalık, bazen az sayıdaki üyelerimizle hak arama direnişimize devam ettik. Koşullar düzelmediği sürece de bu devam edecek” denildi.


Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin anlatıldığı açıklama, şu şekilde devam etti: “Pandemi öncesinde de kendini bir hayli enflasyon oranıyla hissettiren sıkıntılar, pandemi ile birlikte emekçi, dar gelirli ve emeklileri daha da perişan bir hale soktu. Kendilerini ekonomi uzmanı olarak ilan eden baş yöneticimiz ve ekibi artı değer üreten ekonomik yatırımlar yerine günü kurtarmak için parayı betona gömerek işi kısa yoldan halledebileceğini düşündü. Yapı stokları artıp parasal dönüşüm sağlanamayınca çarklar sağlıklı dönmemeye başladı. Bu nedenle oluşan ekonomik sıkıntı krize dönüştü.”
“EN BÜYÜK BEDEL DAR GELİRLİ, ÇALIŞAN EMEKÇİ VE EMEKLİLERE FATURA EDİLDİ”
İşten çıkarmaların arttığı ve kalifiye elemanların iş bulamamaya başladığı söylenen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Üzerine pandemi de bastırınca ekonomik kriz çığrından çıkmaya başladı. En büyük bedel de dar gelirli, çalışan emekçi ve emeklilere fatura edildi. Beyin göçü hız kazandı. İktidar ve hükümet bunu pek önemsemediler, hatta ‘giderlerse gitsinler’ gibi veciz bir şeyler de söylediler.”


“EMEKLİYİ, ASGARİ ÜCRETLİ EMEKÇİLERİ YÜK OLARAK GÖRDÜĞÜNÜ AYAN BEYAN GÖSTERDİ”
Sermayenin vergi borçlarının silindiği ancak emekçi ve emeklilerin maaşların yük olarak görüldüğü ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Saray rejimi, maaş artışlarının enflasyonu yükselteceği yalanıyla emekli ve emekçilere iki yıl daha sabır telkin etti ve sermayenin vergi borçlarını silerken, hibelerle kasaları boşaltırken; emekliyi, asgari ücretli emekçileri yük olarak gördüğünü ayan beyan gösterdi.”


“Sermaye, rantiye, faizci bütçesi yerine halkın bütçesi” vurgusu yapan emekliler, taleplerini şöyle sıraladı:
- Emekli örgütlenmelerinin ve muhalefetin kısmen dile getirdiği talepler, on yılların kronik sorunlarıdır ve kalıcı çözümler, konunun doğrudan muhataplarının birlikte çalışacakları bir anayasal düzenleme ile güvence altına alarak sağlanabilir.
- En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine getirilip, kök maaş olarak kabul edilmelidir. Asgari ücret, konut ve gıda enflasyonu oranına, büyüme/refah payı eklenerek hesaplanmalıdır.
- Emeklilere maaş ikramiyesi, en düşük maaş seviyesinde ve enflasyon oranında güncellenerek yılda üç kez verilmelidir.
- Emekliler hazine için bir yük değildir, yıllarca ücretleri üzerinden yüzde 28 prim ödemişlerdir. Sorun bu primleri yönetemeyen, değerIendiremeyen, hazineye düşük faizle borç veren iktidarlardır. Emekçilerin fonunu en iyi emekçiler yönetir ve denetler.
- SGK yönetiminde emekçiler de yer almalı ve kararları veto yetkileri bulunmalı.
- Staj mağdurlarının sorunları ivedilikle çözülmelidir.
- Aylık bağlama oranı, 2008 öncesindeki gibi yüzde 75 olmalıdır. Bu gidişle emekliler son ücretlerinin sadece üçte bir kadar maaş alabilecekler.
- 8 Eylül 1999 sonrası işe başlayanlar için kademeli emeklilik yaşı düzenlemesi acilen yapılmalıdır.


“BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ”
Açıklamanın sonunda, mücadelenin devam edeceği ifade edilerek, şu ifadelere yer verildi: “100’üncü haftada da taleplerimizi yineliyor ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi herkesin duymasını istiyoruz. Haklarımızı alıp, insanca yaşayacağımız günler için mücadeleye devam. Birleşe birleşe kazanacağız. 100 haftada bizi yalnız bırakmayan her birinize teşekkür ediyoruz.”
Basın açıklaması sonrası Türkiye İşçi Partisi (TİP) Fethiye İlçe Başkanı Gamze Yılmaz Çatak, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Fethiye İlçe Eş Başkanı Yonca Aydınoğlu ve emekli Naci Dinçer Gündem Fethiye’ye açıklamalarda bulundu.
Emeklilerin mücadelesine destek olmak adına eyleme geldiklerini belirten Gamze Yılmaz Çatak, “100 haftadır sıcak, soğuk, yağmur çamur demeden direnen, mücadeleyi devam ettiren, bir irade gösteren emeklerin yanında olmamız gerektiği için bugün buradayız” dedi.
“BÜTÇEYİ ZORA SOKAN NE ASGARİ ÜCRETLİLERDİR NE EMEKLİLERDİR”
Bütçeye yük olanların sermaye sınıfı olduğunu söyleyen Yılmaz Çatak, şunları söyledi: “Bütçeye yük olduğu iddia edilen emeklilerin ya da asgari ücretlilerin geliri değildir. Bunu buradan tekrar belirtme ihtiyacı duyuyorum. Bütçeye yük olan, bu ülkeye yük olan, bizim sırtımızdan beslenen asalak sermaye sınıfıdır, emeklilerin, emekçilerin sırtından beslenen. Dolayısıyla bütçeyi zora sokan ne asgari ücretlilerdir ne emeklilerdir.”
“YILLARCA BU ÜLKEYE EMEK VEREN EMEKLİLER BUNUN KARŞILIĞINI ALMAK İSTİYORLAR”
Emeklilerin sadece insanca yaşamak istediğini söyleyen Yılmaz Çatak, “Yıllarca bu ülkeye vergi veren, emek veren emekliler bunun karşılığını almak istiyorlar, bu da en doğal hakları” dedi.
Türkiye İşçi Partisi olarak emeklilerin yanında olduklarını ifade eden Yılmaz Çatak, “Bu mücadeleyi hem emekliler hem emekçiler birlikte mücadele ederek büyütebileceğimiz inancıyla hepsinin eline emeğine sağlık, teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


“DİRENMEYENLER ZATEN HEP KAYBETMEYE MAHKUMDUR”
Yonca Aydınoğlu ise, “Biz bu direnişleri aslında Şenyaşar ailesinden biliyoruz. Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz. Evet, bu sonu olmayan bir yol olabilir ama bu yolda direnenler kazanacaktır. Direnmeyenler zaten hep kaybetmeye mahkumdur” dedi.
Emeklilerin direnişine duyduğu saygıdan bahseden Aydınoğlu, “100 haftadır bu insanlar kar, kış, yağmur, çamur, sıcak demeden toplanıyorlar her hafta ve biz de DEM Parti olarak sonuna kadar destekliyoruz bu arkadaşlarımızı” ifadelerine yer verdi.


“HİÇBİR ZAMAN EMEĞİN KIYMETİ BİLİNMEDİ”
Kendisinin de bir emekli olduğunu söyleyen Aydınoğlu, şöyle devam etti: “Hakikaten Türkiye’deki yoksullaşma sorunu ile ilgili ben de kemiklerime kadar bunu hisseden bir insanım. Demokratikleşemeyen bir Türkiye ve sürekli bir savaşa kaynak ayrılması nedeniyle Türkiye halkları, Türkiye’deki bu insanlar hiçbir zaman hak ettiklerini elde edemediler. Hiçbir zaman emeğin kıymeti bilinmedi. Bu anlamda baktığımızda bu direniş bir kez daha kıymetli oluyor.”
“100 HAFTADIR BURADAYIZ, 200 HAFTA DAHA BURADA OLABİLİRİZ”
Hedeflerinin emeklilerin insanca yaşam koşullarına ulaşması olduğunun altını çizen Aydınoğlu, şu ifadelere yer verdi:
“100 haftadır buradayız, 200 hafta daha burada olabiliriz çünkü bizim amacımız bir şekilde emekli maaşlarının arttırılması değil, insanca yaşam koşullarının sağlanması ve her hafta aynı şekilde günlük yaşanan problemleri, gündemdeki konuları da dile getiren çok ciddi bir direniş grubudur bu. Destekliyoruz, buradayız ve bütün dostlarımızı da buraya bekliyoruz.”


“EMEKLİLERE LAYIK GÖRÜLEN MAAŞLARLA İNSANLARIN YAŞAMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Fethiye’deki duyarlı insanların 100 haftadır seslerini duyurmaya çalıştığına vurgu yapan Naci Dinçer de, “Gerçekten şu anda emeklilere layık görülen maaşlarla insanların yaşaması mümkün değil, bırakın geçirmeyi. Burada ‘Sesimiz eğer birazcık çıkabilirse, birazcık duyurabilirsek belki şartlar biraz değişir’ umudunu herkes taşıyor” dedi.
Dinçer son olarak şu ifadelere yer verdi: “Şu anda ülkenin ekonomik durumu belli. Emeklerin şansının bu konuda geliştirilebilmesi için toplu halde hareket etmek lazım. İnsanların gerçekten taleplerini dile getirmesi lazım. Ben de bireysel olarak onun için geldim, destek veriyorum.”