Fethiye Birleşik Mücadele Platformu, Eskişehir’deki orman yangınında 10 görevlinin alevlerin arasında kalarak yaşamını yitirmesi hakkında yaptığı basın açıklamasında, sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini belirtti.
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki orman yangınına müdahale eden beş orman işçisi ve beş AKUT çalışanı 23 Temmuz’da alevlerin arasında kalarak hayatını kaybetmişti.
Hayatını kaybeden görevlilerin isimleri şu şekilde: Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyip Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan.
Fethiye Birleşik Mücadele Platformu, bugün (25 Temmuz) saat 18.00’de Muğla‘nın Fethiye ilçesindeki Özer Olgun Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
“Onlarca can gitti, sorumlusu kim?” diye sorulan açıklamada, “AKP – MHP iktidarı emekçileri ateşe attı” denildi.
“BU BİR KAZA DEĞİL, BU BİR CİNAYETTİR”
Görevlilerin hayatının kaybetmesinin kaza değil, cinayet olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar söylendi:
“Eskişehir’de çıkan yangında yaşamını yitiren onlarca işçimizin acısını tarif etmek mümkün değil. Bu bir kaza değil, bu bir cinayettir! Bu, yıllardır alınmayan önlemlerin, denetlenmeyen iş sahalarının, insan hayatını hiçe sayan politikaların acı sonucudur.”

“BU ÜLKEDE İNSANLAR HÜKÜMETİN RANT PAZARLIKLARINDA CAN VERİYOR”
Yaşanan ölümlerin denetimsizliğin bir sonucu olduğuna dikkat çekilen açıklama, şu şekilde devam etti:
“AKP – MHP iktidarı, her felaketten sonra yaptığı gibi yine ‘Soruşturma başlattık’ diyerek sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor. Oysa bu yangın, yılların ihmalinin, rant uğruna göz ardı edilen işçi güvenliğinin, denetim mekanizmalarının kağıt üzerinde bırakılmasının bir sonucudur. Bu ülkede insanlar artık doğal afetlerde, iş kazalarında, yangınlarda değil; devletin ve hükümetin rant pazarlıklarında can veriyor.”
Açıklamanın devamında şu sorulara yer verildi:
Yangın çıkan alanda işçilere tahsis edilen yaşam koşulları nasıldı?
Yangına karşı alınmış herhangi bir önlem var mıydı?
Yangın söndürme ekipmanları ve kaçış planları mevcut muydu?
Soruların yanıtının açık bir şekilde “Hayır” olduğu söylenen açıklamada, “Çünkü bu ülkede işçiye yaşam hakkı, güvenlik hakkı değil; sadece ucuz emek ve sessiz itaat düşüyor” denildi.
“BİZLER BU DÜZENİ KABUL ETMİYORUZ”
Açıklamada, olayla ilgili sorumluların hesap vermediği hatırlatıldı ve şu ifadelere yer verildi:
“Her seçim öncesi meydanlarda ‘milletin hizmetkârı’ olduğunu söyleyenler, şimdi neden susuyor? Onlarca can gitmiş, 11 ev ocağa dönmüş, çocuklar babasız, eşler eşsiz kalmış ama kimse hesap vermiyor! Bu nasıl bir vicdandır? Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır? Bu faşist diktatörlüktür. Bizler bu düzeni kabul etmiyoruz!”
“BU ÜLKEDE YAŞAMAK, ÖLMEMEK İÇİN MÜCADELE ETMEYİ GEREKTİRİYOR”
Sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiği belirtilen açıklama, şu ifadelerle devam etti: “İhmalkârlığın, sorumsuzluğun, denetimsizliğin hesabını sormadan da susmayacağız. Her canın hesabını tek tek sormak boynumuzun borcudur. Çünkü bu ülkede yaşamak, ölmemek için mücadele etmeyi gerektiriyor. Sorumlular derhal yargı önüne çıkarılmalı, olay tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulmalı, işçilerin güvenliği için kalıcı ve ciddi adımlar atılmalıdır.”
Yangında doğanın yaşadığı tahribata da değinilen açıklamada, “Ormanlar, bizim ciğerimizdi. İçinde yaşayan her bir canlı, bu toprakların masum sesiydi. Şimdi sessizlik var, kül var, acı var… Ve tüm bu sessizliğin içinde kulaklarımızı sağır eden tek şey: Devletin suskunluğu” denildi.
“BU ÜLKEDE YAŞAMAK BU KADAR UCUZ OLMAMALI”
Doğayı ve insanı koruyacak önlemlerin hayata geçirilmesi çağrısında bulunulan açıklamada, şunlar söylendi:
“Yeter! Bu ülkede yaşamak bu kadar ucuz olmamalı. Ne insan ne hayvan ne orman bu kadar değersiz olmamalı!
Sorumlular yargı önüne çıkarılmalı, istifa mekanizması işletilmeli, doğayı ve insanı koruyacak önlemler derhal hayata geçirilmelidir.”
“ADALET İSTİYORUZ; İNSAN İÇİN, HAYVAN İÇİN, ORMAN İÇİN”
Açıklama, şu ifadelerle son buldu: “Bu sadece bir basın açıklaması değildir. Bu bir çığlıktır, bu bir isyandır; bu yanan canların, bu kül olan ormanın, bu sahipsiz ülkenin feryadıdır! Unutmayacağız, unutturmayacağız! Adalet istiyoruz; insan için, hayvan için, orman için!”