Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Söğütlü Mahallesi’nin tek su kaynağını HES’e vermek istemeyen köylüler, jandarma tarafından darbedilerek gözaltına alınmadan önce neden mücadele ettiklerini Gündem Fethiye’ye anlattı.
Haber: Burak Necip Başar – Hülya Çetinkaya
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Söğütlü Mahallesi’nde, köylerinin tek su kaynağının Fethiye Sulama Birliği ile tahsis dolayısıyla Akfen Holding’e ait Sekiyaka 2 Hidro Elektrik Santrali’ne (HES) ve HES’ten geçen suyun Seydikemer ilçesindeki köylere ulaştırılmasına karşı mücadele eden köylülere dün (9 Ağustos) jandarma ekipleri müdahale etmişti.
Sekiz köylü darbedilerek ve ters kelepçe ile gözaltına alınmış, gözaltına alınanlardan bir kişinin ise kafasında açılma meydana gelmişti.
Saat 18.00 civarında gerçekleşen Jandarma müdahalesi öncesinde köylüler saat 13.00 sıralarında neden mücadele ettiklerini Gündem Fethiye’ye anlatmıştı.
“SANTRALE SU VERMEK İÇİN BİZİM KARNIMIZI DOYURDUĞUMUZ SUYU KESİYORLAR”
Jandarma müdahalesi sırasında gözaltına alınanlardan Gülen Çelik, 10 gündür burada sularını korumak için mücadele ettiklerini belirtti ve “Santrale su vermek için bizim karnımızı doyurduğumuz suyu kesiyorlar” dedi.
Buradaki suyu 150 senedir kullandıklarının altını çizen Çelik, köylüler olarak sularını paylaşmaktan çekinmediklerini fakat suyun yönünün değiştirilmesinin asıl amacının farklı köylere sulamada suyu olarak ulaştırılmasından çok HES’e verilmesi olduğu söyledi.
Buna izin vermeyeceklerini belirten Çelik, Söğütlü’deki sulama arazilerinin olduğundan az gösterildiğini, köye verilmesi planlanan suyun yetmeyeceğini dile getirdi.
“Bu su olmazsa bizim köyün hayatı biter” diyen Çelik, çadırlarını kurduklarını ve ne kadar tutmaları gerekiyorsa nöbete devam edeceklerini vurguladı.
9 Ağustos saat 5.00 sıralarında iş makineleri ve jandarma ekiplerinin geldiğini anlatan Çelik, resmi kurumların, mesai saatleri dışında bu saatlerde çalışma yapmak için gelmesini eleştirdi.
Okşan Ölmez ise suda kendilerinin de hakkı olduğunu, köylerinin ticaret yapmak için değil var olmak için bu suya ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.
Songül Çelik ise var olan kaynağın köylere normal durumda yettiğini, fakat HES’in müdahalesine karşı olduklarını söyledi.
“BİZ BU SU OLMADAN YAŞAM SÜRDÜREMEYİZ”
Bozluca su kaynağının dört kolundan üçünün farklı tahsislerle kendilerinden alındığını belirten Sezai Doğanay ise son su kaynaklarının da kesilmeye çalışıldığını söyledi.
“Biz bu su olmadan yaşam sürdüremeyiz” diyen Doğanay, baskı ve gözdağı ile sularının kendilerinden alınmak istendiğini dile getirdi.
Mehmet Yılmaz ise 150 yıldır buradaki su kaynağını kullandıklarını ve mücadelelerinin başka köylerin suyunu kendileri için almak değil yaşamak için ihtiyaçları suya sahip çıkmak için olduğunu söyledi.
“BURADAKİ İNSANLARIN HİÇ HAKKI YOK MU?”
Yüksel Çelik ise HES müdürünün kendilerine “Size kelepçe vurdururum” dediğini öne sürdü ve “Buradaki insanların hiç hakkı yok mu?” diye sordu.
AV. BORA SARICA: “KÖYLÜLERİN KADİMDEN GELEN HAKLARINI KORUMAK İÇİN BAŞLATTIKLARI DİRENİŞİN MEŞRUİYETİNİ YASAL ZEMİNDE DE TAŞIYACAĞIZ”
Son olarak köylülerin avukatı Bora Sarıca ise sürece dair bilgi verdi. Söğütlü Mahallesi Muhtarı ile 8 Ağustos’ta bir araya geldiklerini ve acil olarak iki dava açtıklarını belirterek, davalardan ilkinin sulama için tahsis edilen alanın miktarına ilişkin olduğunu dile getirdi.
Sarıca davaya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Davalarımız daha önce burada 30 hektarlık bir su tahsisi yapılmış 2021 yılında. Muhtar ona itiraz etmiş, yeniden değerlendirilmesini talep etmiş, ancak dilekçesine cevap verilmemiş ve biz bunu zımnen ret kabul edip acil bir surette 30 hektarlık su tahsisin iptali için davamızı açtık.”
Diğer davanın ise köylüler hakkında zilyetlik hakkına tecavüz gerekçesiyle verilen karara ilişkin olduğunu söyledi.
Sarıca sularını vermek istemeyen, nöbet tutan, çadır kuran köylüler hakkında 3091 yani tecavüzün önlenmesine ilişkin verilen karara karşı dava açtıklarını belirtti. Konuya ilişkin şu bilgilendirmeyi yaptı:
“Sabah Devlet Su İşleri (DSİ) Müdürlüğü’ne gittiğimizde bize yeni tarihli bir karar sundular. O kararı da 30 hektarı 100 hektara çıkarmışlar. 90 litre saniye su akıtılması köye su verilmesi kararı verilmiş. Yani daha önce 30 hektarlık alan 100 hektara çıkartılmış. 100 hektarın sulanmasına yetecek kadar su verilmiş. Muhtarlar bunu kabul etmedi. Ben bunu köylüme anlatamam dedi ve işte sonrasında da jandarmayla, DSİ yetkileriyle buraya geldik.”
Jandarma komutanının köylülere durumu izah etmeye çalıştığını ve jandarmanın zor kullanma yetkisinden bahsettiğini aktaran Sarıca, köylülerin tavrının çok net olduğunu dile getirdi.
“Köylüler atadan, kadimden gelen haklarını koruyorlar ve burada bir direniş başlatmışlar. Bu direnişin meşruiyeti tabii ki tartışılmaz” diyen Sarıca, bu meşruiyeti aynı zamanda yasal zeminde de taşımayı amaçladıklarını söyledi.
NE OLMUŞTU
Söğütlü Mahallesi’nde yaşayan yurttaşların tek su kaynağı olan Bozluca su kaynağının 16 Temmuz 2024’te Fethiye Sulama Birliği’ne tahsisi yapılmıştı.
Söğütlü köylüleri, su kaynaklarını vermek istemedi ve suyun kendi köylerine geçişini sağlamıştı.
Bunun üzerine; Fethiye Sulama Birliği ve tahsis dolayısıyla Akfen Holding’in Sekiyaka 2 Hidro Elektrik Santrali’nden geçen suyun ulaşacağı köylerin muhtarları, Söğütlü Muhtarı ve azaları hakkında şikayette bulunmuştu.
Suyun bölünme bölgesinin Seydikemer ilçesinde kalması sebebiyle Seydikemer Kaymakamı Yıldız Büyüker’in imzasını taşıyan şikayete ilişkin kararda, suyu kendi köylerine yönlendiren muhtar ve azalarının “3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun” kapsamında zilyetlik hakkına tecavüz ettiği belirtilmişti.
5 Ağustos’ta tebliği yapılan kararda; mütecavizlerin keşif, infaz memuru ve araç masraflarını 4 bin 525 TL olarak müştekiye ödemesine hükmedilmişti.
Söğütlü Muhtarı Süleyman Ölmez, kararı kabul etmediği yönünde şerh düşerek tebligatı imzalamıştı.
Ölmez, mahallelerinde sulanan alan tespiti için 35 gün önce başvuru yaptıklarını ancak bir geri dönüş alamadıklarını belirtmiş, su tahsisinin köylerine 300 dönüm için yapıldığını belirten Ölmez, köydeki sulanan alanın bin 570 dönüm olduğunu aktarmıştı.