Muğla’nın Ortaca ilçesinde; Emek ve Demokrasi Platformu, köpeklerin tecrit edilmesi ve öldürülmesine yönelik yasa teklifine karşı bir araya gelerek, basın açıklaması yaptı: “Yasa kentlerde ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ ilkesini temel almaktadır. Yıllardır iktidarda olan AK Parti ve ortağı MHP, şimdiye kadar bu yasanın gereğini neden yerine getirmemiştir?”
Muğla’nın Ortaca ilçesinde; dün (30 Mayıs) saat 18.00’de Ortaca Belediyesi’nin yanında bulunan tören alanında bir araya gelen Emek ve Demokrasi Platformu, köpeklerin tecrit edilmesi ve öldürülmesine yönelik yasa teklifine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve işbirlikçisi siyasi partiler ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sözde ‘sahipsiz köpek’ sorununu çözmek için önerilen tecrit ve katliam odaklı yasa tasarısı insan onuruna yaklaşmayan, kamuoyu vicdanını yaralayan hükümler içeriyor” ifadeleri kullanıldı.
Köpeklerin toplu bir katliam ile öldürülmesinin herhangi bir sorunun çözümü olamayacağı söylenen açıklamada, “Dünya üzerinde nefes alan her canlının yaşam hakkına saygı duymak gerekiyor. Senelerdir yapılmayan kısırlaştırmanın bedelini şimdi onlar canları ile ödeyemez, ödetemeyiz” denildi.
Köpeklerin tecrit altına alınması ve öldürülmesi yerine yapılması gerekilenler şu sözlerle dile getirildi:
• Belediyelerin sistemli kısırlaştırma yapması,
• Merdiven altı üretimin önüne geçilmesi,
• Hayvan ticaretinin yasaklanması,
• Sahiplendirme yaparken doğru eşleştirme yapılması,
• Terkedilme halinde cezai yaptırım uygulanması gerekiyor.
En önemlisi de bu çalışmalar yapılırken gönüllüler ve STK’larla birlikte işbirliği yapılmalı ve bu işbirliği sayesinde binlerce örneği bulunan kısırlaştırma çalışmaları desteklenerek çözüme kavuşturulmalı.
Yapılan toplantıların, 1910 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Hayırsız Ada katliamı’nın utancını hala taşıdığı belirtilen açıklamada, “114 yıl sonra yeni bir katliam, bu sefer yeni bir yasa çıkartılarak yapılmak istenmektedir” ifadeleri dile getirildi.
“‘ÖTENAZİ, UYUTMA, AVRUPA MODELİ’ GİBİ YUMUŞATILMIŞ İFADELERLE ÖLDÜRÜLMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Sokakta yaşayan köpeklerin ‘ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli’ gibi yumuşatılmış ifadeler ile öldürülmesinin kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Kanunen de öldürülemez! Mevcut yasa diyor ki; 5199 sayılı kanunun, başlangıçta belirtildiği gibi amacı; hayvanların rahat yaşamalarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.”
Aynı yasanın 6. Maddesi’nin kentlerde yaşayan hayvanlarla ilgili ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ ilkesini temel aldığına dikkat çekilen açıklamada şu sorulara yer verildi:
Yıllardır iktidarda olan AK Parti ve ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), şimdiye kadar bu yasanın gereğini neden yerine getirmemiştir?
Hükümetin görevi, mevcut yasaları uygulamak mıdır, kendi siyasal anlayışı doğrultusunda hayvanları katletmek midir?
Ayrıca açıklamada, “Eğer, ortada bir güvenlik sorunu varsa, bu sorunun müsebbibi mevcut iktidar ve onun yaklaşımıdır. Yapılması gereken bellidir. Etik, bilimsel, insani ve yaşam hakkından taraf olan çözüm kısırlaştırmak, yerinde yaşatmak, üretim ve satış yasaklarıdır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada mücadeleye devam edileceği vurgulanarak, “Sokaktaki hayvanları öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” denildi ve son olarak şu sözler dile getirildi:
“Katliamdan değil yaşamdan yana olan herkes, hayvanların yaşam hakkını savunmak için bu mücadelede omuz vermeye devam edecektir. Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin! Hayvana, insana, doğaya, yeryüzüne özgürlük!”
NEDEN ‘UYUTULDU’ DEĞİL ‘ÖLDÜRÜLDÜ’?
2012 yılında “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hazırlanarak Meclis’e sunulmuştu. Hayvan hakları savunucuları tarafından konuyla ilgili yayınlanan deklarasyonda “Öldürmenin ‘uyutma’ tanımlamasıyla yasaya girmesi ve meşrulaştırılması kabul edilemez. Hayvanları yaşatmak yerine ne şekilde öldüreceğinin tanımlandığı bir yasa kabul edilemez” denilmişti.
2023’te ise içlerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan ve baro başkanlarının bulunduğu Türkiye’nin farklı şehirlerinden 718 avukat “Hayvanlar için Adalet” metnine imza atmıştı.
Sokakta yaşayan hayvanlar ile ilgili ötenazi ve uyutma adı altında katliam ihtimalinin tartışmaya açılmaya kalkışıldığı söylenen metinde, Avrupa örneği verilerek hayvanları öldürmenin medeniyet kavramı ile denk gösterilmeye çalışıldığı aktarılmıştı.
Ayrıca metinde, ana akım medya tarafından hayvan barınaklarının doğal yaşam alanları gibi gösterilmeye çalışıldığı; öldürmenin ötenazi ve uyutma olarak yumuşatılmaya çalışılmasına engel olunması gerektiği vurgulanmıştı.