Emek Partisi Muğla İl Örgütü, Muğla’nın Bodrum ilçesinde 23 Temmuz günü Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (MUSKİ) ait kanalizasyon terfi merkezinde temizlik çalışması sırasında metan gazından zehirlenen Mehmet Nuri Baştuğ’un yaşamını yitirdiği ve iki işçinin yaralandığı olayla ilgili bir basın açıklaması yayımladı.
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Turgutreis Mahallesi’nde 23 Temmuz Salı günü saat 15.00 sıralarında, MUSKİ’ye ait kanalizasyon terfi merkezinde temizlik çalışması sırasında metan gazından etkilenerek bayılıp düşen Mehmet Nuri Baştuğ hayatını kaybederken, gazdan etkilenen iki işçi de hastaneye kaldırılmıştı.
Konuyla alakalı Emek Partisi Muğla İl Örgütü bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:
“İlimizde 2013 yılında Güllük’te yedi işçi, 2022 yılında Kafaca’da dört işçi metan gazı zehirlenmesinden yaşamını yitirmişti. 11 işçinin yaşamını yitirdiği bu iki İş cinayetinden ders alınmamış olmalı ki 23 Temmuz’da Bodrum’un Turgut Reis mahallesinde bulunan MUSKİ’ye ait kanalizasyon terfi merkezinde temizlik çalışması yaparken aynı nedenle (metan gazı) bir iş cinayeti daha yaşandı. Gazdan etkilenen bir işçi yaşamını yitirirken iki işçi yaralandı.”
“YEREL İKTİDARLARIN DA UYGULADIĞI BU SİSTEM İŞ CİNAYETLERİNE NEDEN OLMAKTADIR”
Açıklamada, iş cinayetlerinin nedeni olarak iktidarın uyguladığı özelleştirme, taşeronlaştırma, ucuz emek ve işçilerin hayatını yok sayan çalışma baskısı ve kölelik düzeni olduğu belirtildi.
Yerel iktidarlarında uyguladığı politikaların iş cinayetlerine neden olduğunu söyleyen açıklamada, “Kamu hizmetlerini özelleştirerek, taşeronlaştırarak, şirketler kurarak, tasarruf tedbirlerini bahane ederek işçileri yoksulluğa, açlığa, sefalete ve ölümlere sürüklemekten başka bir sonuç doğurmamaktadır” denildi.
Açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“Şimdiye kadar yaşanan iş cinayetlerinde hiçbir yönetici veya sorumlunun ceza almaması, hesap vermemesi adeta gelenek haline getirilmiştir. Dolayısıyla iş güvenliği tedbirleri alınmadan işçiler üzerinde çalışma baskısı oluşturarak iş cinayetlerine yenileri eklenmektedir.”
Açıklamada, iş cinayetlerini önlemek için şu önerilere yer verildi:
-Kamu hizmetlerinde özelleştirme, taşeronlaştırma ve şirketleşme derhal yasaklanmalı,
-Etkili, titiz bir soruşturma yürütülerek sorumlu ve yetkililerin hesap vermesi sağlanmalı,
-İş cinayeti ile ilgili bilgiler kamuoyu ile şeffaf ve net bir şekilde paylaşılmalı,
-Kentsel atık su arıtma tesislerinin, pompa istasyonlarının projelendirme aşamasında zehirli, boğucu gaz oluşumu ihtimali olan ünitelerde uygun tahliye ve havalandırma sistemlerinin oluşturulması, gaz ölçümü ve düzenli kontrolünün sağlanması bu cinayeti ve daha önce yaşanan cinayetleri önlerdi.
NEDEN İŞ KAZASI DEĞİL İŞ CİNAYETİ?
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), iş cinayetleri hakkında şu bilgilendirmeyi yapıyor: “İşyeri ortamı, üretim araçları ve işçileri üretim sürecinde bir araya getiren mekanlardır. Bunun sonucunda ise işçiler açısından çeşitli sorunlar gündeme gelmektedir. İşyerindeki çeşitli fiziksel ve kimyasal etmenler ile mekanik ve ergonomik etmenler işçilerde çeşitli etkilere yol açmaktadır. İşyerindeki olumsuz çalışma koşullarının etkileri iş kazaları şeklinde kendini göstermektedir.
İş cinayetleri rakamlarının bu kadar yüksek seyrettiği ülkemizde yüzde 98’i önlenebilir olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle yaşanan işçi ölümleri ve ağır yaralanmalar işverenlerin kar hırsı yüzünden artarak devam ediyor. Hem önlenebilir olması hem de bu kar hırsı yüzünden iş kazaları terimi ülkemizde ‘iş cinayetleri’ olarak adlandırılmaktadır.”
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ise şu bilgilendirmeyi yapıyor: “İSİG Meclisi; bütün iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunun bilinciyle, yaşanan işçi ölümlerini ‘iş kazası’ olarak değil ‘iş cinayeti’ olarak tanımlar.”