25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Akbelen Ormanı’ndan, Esra Işık’ın okuduğu açıklama ile seslenen Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, “Ormanları, dağları, ovaları, dereleri, yaşam alanlarımızı terk etmediğimiz gibi; eylem alanlarımızı da bize yasaklayan, elimizden alanlara inat sokakları, meydanları da terk etmeyeceğiz” dedi.
Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, 2ekokırım suç mahali” olarak nitelendirilen Akbelen Ormanı’nda, Akbelen direnişinden Esra Işık’ın okuduğu bir açıklama yaptı.
“ERİL AKLIN ŞİDDETİ KÖRÜKLEDİĞİ DÜNYA DÜZENİNDE KADINLAR VE ÇOCUKLAR HER ZAMAN İLK HEDEFTELER”
Mirabel kardeşlerin anılarak başladığı açıklamada, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününde Mirabel kardeşlerin haklı direnişlerini ve katledişlerini unutturmayacağız!” dendi.
Eril aklın şiddeti körüklediği dünya düzeninde kadınlar ve çocukların her zaman ilk hedefe alınanlardan olduğu belirtilen açıklamada şunlar söylendi:
“Gazze’de binlerce sivil kadın, çocuk siyasi ve dini erk mücadelelerinin ortasında ateşe atıldılar. Şiddetin her türlüsüne, katliamın en zorba haline maruz bırakıldılar! Tüm bu kırımın son bulması, insanlığın hem birbiri ile hem de yeryüzü ile barışması içindir tüm mücadelemiz.”
“KADINI VE DOĞAYI AYNILAŞTIRAN; YAŞADIĞI ŞİDDET, EŞİTSİZLİK, YOK SAYILARAK UĞRADIĞI ADALETSİZLİKTİR”
Yeryüzü ile barışmadan yeryüzünün yok oluşunun durdurulamayacağı söylenen açıklama şöyle devam etti:
“İnsanlık birbiri ile barışmaz ise insanlığın sonunu getireceğiz. Bizler ekoloji ve kadın hareketlerinde mücadelemizi, ataerkil iktidarın yok saydığı ötekiler adına veriyoruz. Yaşayan tüm canlı varlıkların bir ve tek olduğunu kabul edersek yeryüzünü yok oluştan koruyabileceğimizi biliyoruz.
İnsanlık olarak sadece bir parçası olduğumuz ortak yaşam ağının yanında, her türlü tahakkümcü, otoriter, savaşı hakim kılarak kendini var eden ataerkil kapitalist sistemin karşısındadır tüm mücadelemiz!
Kadını ve doğayı aynılaştıran; yaşadığı şiddet, eşitsizlik, yok sayılarak uğradığı adaletsizliktir.”
“YERYÜZÜNE, İNSANLIĞA KARŞI HİÇBİR SAVAŞIN KARAR ALICISI OLMADIK, OLMAYACAĞIZ”
Tün bu olumsuz duruma karşı kadınların, kız kardeşlik dayanışması ile bir arada olmaya devam edeceği, ekoloji ve kadın hareketlerinin birbirinden güç almaya devam edeceği vurgulandı.
Yeryüzüne ve insanlığa karşı hiçbir savaşın karar alıcısı olmadıklarını belirten kadınlar, “Sürdürülebilir bir gezegen için yeryüzünün de kadınların da özgürleşmesine karşı duranların, kadını ve doğayı katledenlerin aynı olduğunu asla unutmayacağız” dedi.
“Kadını Doğayı Katleden Aynı” sloganları ve dövizleri ile ülkenin dört bir yanında meydanlarda olacağını söyleyen kadınlar, “Ormanları, dağları, ovaları, dereleri, yaşam alanlarımızı terk etmediğimiz gibi, eylem alanlarımızı da bize yasaklayan, elimizden alanlara inat sokakları, meydanları da terk etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ NEDİR?
Mirabal Kardeşler olarak bilinen ve 25 Kasım 1960 yılında öldürülen Patria Mercedes Mirabal Reyes, María Argentina Minerva Mirabal Reyes, Antonia María Teresa Mirabal Reyes Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Trujillo diktatörlüğüne karşı Clandestina isimli gizli bir örgüt kuran kardeşler bu dönemde diktatörlük tarafından düşman ilan edildii ve Trujillo bir konuşmasında, “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” dedi.
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra ise üç kız kardeş bir trafik kazası sonucu hayatlarını kaybetti. Fakat daha sonra bunun bir kaza olmadığı, öldürülmeden önce Mirabal kardeşlere işkence edildiği ortaya çıktı.25 Kasım ilk olarak 1981 yılında Kolombiya’nın Bogoto şehrinde bir araya gelen Latin Amerikalı ve Karaipli Kadınlar Kongresinde, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edildi. Ardından 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildi.