Ekoloji aktivistleri Ankara’da milletvekillerini ziyaret ederek ve Meclis önünde basın açıklaması yaparak Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılmasını ve yaşanan ekokırıma son verilmesini talep etti.
Muğla Çevre Platformu, İklim Adaleti Koalisyonu, Ekoloji Birliği, Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri 17 Ocak 2022 tarihinde Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinin kapatılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) milletvekilleri de katıldı.
Aktivistler ayrıca milletvekillerini ziyaret ederek taleplerini dile getirdi.
Yapıla açıklamada Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede 2050 yılının başında net sıfır hedefine ulaşabilmek ve son 20 yılda hızla artan doğa tahribatını azaltmak için öncelikli hedeflerinden birinin kömürden çıkış olması gerektiği söylendi.
Kömürden çıkış konusunda ise Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinin ve bunların maden sahalarının kapatılmasının ilk sırada yer alması gerektiği vurgulandı.
Bu santrallere tahsis edilen maden sahalarının yarısına yakınının ormanlık alanlardan ulaştığına dikkat çekildi ve santrallerin neden olduğu tahribat ile ilgili şunlar söylendi:
Halen baca gazı arıtma tesisleri, katı atık depolama ve kül sahaları gerekli şartları sağlamamaktadır ve buna karşın çevre izni alıp çalışabiliyorlar. Bu santrallerin emisyonları Muğla’yı Türkiye’nin havası en kirli illerinden biri haline getiriyor. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri faaliyete girdiklerinden bu yana 68 binden fazla erken ölüme ve 98 milyar Euro’nun üzerinde sağlık masrafına neden oldukları hesaplanıyor. Başka bir deyişle bu üç termik santralin Türkiye’ye yıllık ortalama sağlık maliyeti 41 milyar TL .
Su kıtlığı çeken ülkemizde aşırı su sarfiyatlarıyla su varlıklarını tehdit ediyorlar. Bugüne kadar toplam 360 milyon tonu bulan karbondioksit salımlarıyla iklim krizini derinleştiriyorlar.
Bölgenin temel geçim kaynakları olan zeytin, bal ve diğer tarımsal ürünlerde ciddi oranda nitelik ve verim kaybına yol açıyorlar. Yerel halkın yerinden edilmesi ve göçe zorlanması, bölgede yaşayan insanımızı aidiyetsizlik hissiyle ve derinleşen yoksullukla karşı karşıya bırakıyor.
Diğer taraftan, alım garantisi, kapasite mekanizması gibi teşviklerle kamu bütçesine yılda 200 milyon dolara yakın maliyet getiriyorlar. Üstelik ülkemizin kurulu elektrik üretme kapasitesi, bunların ürettikleri elektriğin çok üstünde, yani kapatılmaları bir elektrik kesintisine yol açmayacak.
“HÜKÜMETTEN TALEBİMİZ; MUĞLA’DA UYGULANAN EKOKIRIMA SON VERİLMESİDİR”
Açıklamada hükümetten Muğla’da uygulanan ekokırıma son verilmesi talep edildi. Aydın İdare Mahkemesi’nin 1997’de Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için verdiği kararın Danıştay tarafından onanması ve Danıştay kararının uygulanmamasından dolayı Türkiye’nin 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkum edildiği hatırlatıldı.
Açıklamada son olarak, “AİHM kararlarının devletler tarafından uygulanmasını izlemekle görevli merci olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin Muğla santralleriyle ilgili 2005 tarihli Okyay ve Diğerleri kararını uygulamadığını tespit ettiğinden incelemeye almıştır. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılma kararı bir an önce uygulanmalıdır” ifadelerine yer verildi.