Eğitim-Sen Muğla Şubesi, 2025 yılı özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme sonuçları hakkında basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir” denildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Muğla Şubesi, 2025 yılı Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme sonuçlarına ilişkin dün (10 Nisan) basın açıklaması yaptı.
Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Muğla Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde “Proje okulları atamalarında liyakat esas alınmalı, siyasal kadrolaşma uygulamalarına derhal son verilmelidir” başlığıyla yapılan açıklamayı, Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Nilüfer Enginsu okudu.
Açıklamada; 2025 yılı atamalarının, geçmiş yıllarda olduğu gibi şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildiği vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
“Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir.”
Bakanlık’ın herhangi bir kriter ilanı yapmadığına; kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadığına ve istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabildiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır. Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarında uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir.”

“ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ ATAMALARI, SİYASAL VE SENDİKAL YAKINLIK ZEMİNİNE İNDİRGENMİŞTİR”
Mülakat gibi denetime kapalı uygulamaların, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıkların ve hakkaniyetsizliğin, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürdüğünün altı çizildi.
Açıklamada, 2025 yılı atamaları hakkında “Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde ‘Bakanlık takdiri’ sonucunda proje okullarına atanmamıştır” denildi.
Bu durumun, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmayıp aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilediğinin belirtildiği açıklamada; Eğitim-Sen’in, proje okulları uygulamasında ilk günden itibaren neden karşı çıktığının daha iyi anlaşıldığı ifade edildi.
Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı sistemin vurgulandığı açıklamada, “Mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir” denildi.
“İHTİYACIMIZ OLAN PROJE OKULLARI DEĞİL, NİTELİKLİ EĞİTİMDİR”
Açıklamada, Eğitim-Sen’in bu olaya yönelik hiçbir itirazının dikkate alınmadığına ve taleplerinin ise yanıtsız bırakıldığına dikkat çekildi.
Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmamasının ise bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne serdiği ifade edildi.
Bu uygulamaların; kamu yönetim ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırı olduğunun vurgulandığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu durum iktidarın kadrolaşmada sınır tanımamazlığının göstergesidir. Proje okulu uygulamalarındaki bu liyakatsiz yaklaşım, eğitimi her geçen gün daha da niteliksiz bir hale getirmektedir. İhtiyacımız olan proje okulları değil, nitelikli eğitimdir.”
“EĞİTİMDE EŞİTLİK, ADALET VE BİLİMSELLİK ESAS ALINMALIDIR”
Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesinin; kamusal eğitimin geleceği açısından hayati öneme sahip olduğunun belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır.”
Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir” denildi.
Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterlerinin liyakata dayalı olmasının gerektiği belirtilen açıklamada, “Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA TANINAN VE KEYFİYETE NEDEN OLAN BU YETKİLER SINIRLANDIRILMALIDIR”
Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme hakları sadece proje okulları ile sınırlandırılmamalı, genel tayin sistemi içinde değerlendirilmelidir.”
Açıklamanın sonunda ise şu ifadelere yer verildi;
“Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir. Tüm eğitim emekçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”
Açıklama sonrasında ise Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kapısına siyah çelenk koymak isteyen sendika üyelerinin polisle arasında arbede yaşandı.