Eğitim Sen Fethiye Şubesi, 2025 yılında proje okullarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme sonuçları hakkında basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir” denildi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) “2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme” sonuçlarını 8 Nisan’da açıklanmıştı.
Sonuçların açıklanmasının ardından, Türkiye genelinde hem öğretmenler hem öğrenciler hem de mezunlar tarafından protestolar başladı.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan liselerdeki 13 öğretmen de bu uygulamadan etkilendi.
Fethiye Belediye Fen Lisesi’nden beş, Şehit Yüzbaşı Özgür Özekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden altı ve Fethiye Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden iki öğretmenin yeniden ataması yapılmadı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Fethiye Şubesi, atama sonuçlarına ilişkin bugün (18 Nisan) saat 17.30’da, Fethiye’deki Sendika şubesi önünde basın açıklaması yaptı.
Eğitim Sen Fethiye Şubesi’nden İbrahim Sarı’nın yaptığı açıklamada, 2025’de yapılan atamalarının geçmiş yıllarda olduğu gibi şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.
Proje okullarına yapılan atama süreçlerinin somut, ölçülebilir ve nesnel kriterlere dayanmadığı; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillendiği belirtildi.
Bakanlık’ın kriter ilanı yapmadan; kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabildiğine dikkat çeken açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır.”

“ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİ ATAMALARINI SİYASAL VE SENDİKAL YAKINLIK ZEMİNİNE İNDİRGEMİŞTİR”
Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarında uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğunun bilindiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür. 2025 yılı atamaları da bu tabloyu değiştirmemiştir.”
Açıklamada, yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisinin hak ettikleri halde Bakanlık takdiri sonucunda proje okullarına atandığının vurgulandı.
Bu durumun, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmayıp aynı zamanda eğitimin niteliğini de doğrudan etkilediği belirtildi.
Eğitim Sen’in, proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren neden karşı çıktığının yapılan son atamalar sonucunda daha iyi anlaşıldığının altının çizildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir.”

“EĞİTİMDE EŞİTLİK, ADALET VE BİLİMSELLİK ESAS ALINMALIDIR”
Sendika’nın bu duruma yönelik hiçbir itirazının ve talebinin dikkate alınmadığının vurgulandığı açıklamada, “Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir” denildi.
Bu uygulamaların; kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırı olduğunun belirtildi.
Atama süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hâle getirilmesinin; kamusal eğitim geleceği açısından önemli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır.“
Atılması gereken adımlarla ilgili açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir. Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterleri liyakata dayalı olmalıdır.”

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA TANINAN VE KEYFİYETE NEDEN OLAN BU YETKİLER SINIRLANDIRILMALIDIR”
Ayrıca, görevlendirmelerin somut ölçütlere bağlanması ve mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterlerin esas alınması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiği açıktır. Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır.”
Açıklamada, proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme haklarının sadece proje okullarıyla sınırlandırılmaması, genel tayin sistemi içinde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalamayacaklarının vurgulandığı açıklamada, “Eğitim-Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir” denildi.
Açıklamanın sonunda; “Tüm eğitim emekçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“ÖĞRETMENİME DOKUNMA”
Eğitim Sen Fethiye Şubesi’nin yaptığı açıklamanın ardından Öğrenci Veli Derneği’nden (Veli-Der) Nuray Pektaş, Veli-Der adına basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, Tüm Türkiye’de Veli-Der olarak eğitimde yaşanan her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun karşısında tüm çocukların laik, bilimsel, kamusal, parasız, demokratik eğitim almaları için mücadelelerine devam ettikleri vurgulandı.
Proje okullarında çalışan eğitim emekçilerinin isteği dışında, gerekçesiz ve birkaç kişinin icazetiyle kitlesel bir şekilde gönderilmesinin hem çocuklar hem de öğretmenler için telafi edilemez sonuçlar doğuracağı belirtildi.
Proje okullarına yapılan haksız, hukukszu ve kuralsız uygulamalara karşı kamuoyunun; öğretmenlerin, çocukların ve velilerin yanında, dayanışma içinde olmaya davet edildiği açıklamada, “Öğretmenime dokunma” denildi.