Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nın, Yeniköy Termik Santrali’ne kaynak olacak kömür için kesilmesine karşı mücadele eden Ferah Gümüş ile Güven Göknar’ın “Hakaret” ve “Görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından yargılandığı davadan duruşmasından karar çıktı. “Görevi yaptırmamak için direnme” suçundan beş ay hapis cezası verildi. Ferah Gümüş için hükmün açıklanması geri bırakılırken Güven Göknar için istinaf yolu açık olarak hüküm açıklandı. Gündem Fethiye duruşmayı takip etti.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı, 24 Temmuz – 1 Ağustos 2023 tarihleri arasında, Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) termik santraline kaynak olacak kömürün çıkarılması için yurttaşların tepkisine rağmen kesilmişti. Kesim sırasında, yalnızca Muğla’dan değil Türkiye’nin farklı bölgelerinden yurttaşlar Akbelen Çadırlı Nöbet Alanı’na gelerek kesime karşı çıkmış ve kesimi durdurmaya çalışmıştı.
Kesime karşı çıkan yurttaşlar jandarma ekiplerinin biber gazlı, coplu, tazyikli sulu müdahalesine maruz bırakılmıştı. Bu müdahaleler sırasında, 26 Temmuz 2023’te Akbelen Ormanı’nı savunan ve o dönemde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Marmaris İlçe Eşbaşkanı olan Güven Göknar ile Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi üyesi Ferah Gümüş gözaltına alınmıştı.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Daha sonra ise Göknar ve Gümüş hakkında “Hakaret” ve “Görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından dava açılmış, davanın ilk duruşması 8 Nisan 2025 tarihinde görülmüştü.
Gümüş ile Göknar’ın yargılandığı davanın son duruşması bugün (11 Aralık) görüldü. Milas 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın saat 10:10’da görülmesi beklenen duruşması, saat 11:40’da başladı. Gündem Fethiye‘den Songül Karadeniz, duruşmayı yerinde takip etti. Remzi Kazmaz, Haydar Güneş ve Nejla Işık tanık olarak dinlendiği duruşma 1 saat 12 dakika sürdü.
Sanıklara “hakaret” suçundan beraat verilirken “Görevi yaptırmamak için direnme” suçundan beş ay hapis cezası verildi. Ancak verilen ceza için hükmün açıklanması geri bırakıldı. Güven Göknar’ın ise başka bir davadan hükmü olduğu için istinaf yolu açık bırakılarak hüküm uygulandı.
İlk olarak müşteki konumunda bulunan jandarma personeli beyanda bulundu. Jandarma personeli, zaman geçtiğini belirterek olayı hatırlamadığını ifade etti. Sonrasında tanıkların dinlenmesi sürecine geçildi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve Avukat Remzi Kazmaz ilk tanık olarak dinlendi. “CHP olarak Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesiyle ilgili yerinde tespit için oradaydık” ifadesinde bulunan Kazmaz, milletvekillerine gaz sıkıldığını ve orantısız güç kullanıldığını belirtti.
Kazmaz, ağaçların kesilmesine karşı bölgeye gelenlere hukukçu olarak hakları konusunda yardımcı olmaya çalıştığına değinerek kesim bölgesine yaklaştıklarında gaz sıkıldığı için bağırışlar duyduğunu aktardı.
Genç bir jandarma personelinin kendisine yakın mesafeden gaz sıktığını ve yere düştüğünü aktaran Kazmaz, Ferah Gümüş’ün ise koluna girerek geriye doğru çekilmesine yardım ettiğini belirtti. Ayrıca Gümüş ve Göknar ile ilk kez orda tanıştığını ifade etti. Göknar’ın ise olay esnasında görüntü çektiğini belirtti.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!


KAZMAZ, GÜMÜŞ’Ü İŞARET EDEREK “BU KİŞİ BENİ KURTARDI” DEDİ
Kazmaz, Gümüş’ü işaret ederek “bu kişi beni kurtardı” ifadesinde bulundu. Hakim, Kazmaz’ı görgüye dayalı beyanlarda bulunma konusunda ise uyardı. Kazmaz’ın ardından Haydar Güneş tanık olarak çağrıldı. Toma’nın önünde beklediklerini ifade eden Güneş, milletvekillerinin geldiğini aktardı.
Jandarma tarafından özel mülke saldırı olduğunu öğrenince olayın yaşandığı bölgeye gittiklerini belirten Güneş, arbede esnasında biber gazı sıkıldığını ve geriye doğru kaçtıklarını belirtti. Güneş, “Jandarma orda sanki karşılarında düşman varmış gibi saldırdı” şeklinde konuştu.
Her iki sanığı da orada gördüğünü ve jandarma tarafından orantısız şiddet olduğunu ifade etti. Ayrıca sanıkların saldırı ya da hakarette bulunduklarını görmediğini ve geriye doğru giderken düştüğünü vurguladı.
Son tanık olarak Nejla Işık dinlendi. Işık, 24 Temmuz 2023’te başlayan ağaçların kesilmesi sürecinde tek amaçlarının ağaçların kesilmemesi olduğunu aktardı. “Biz daha bölgeye gidemeden gaz sıkıldı ve orantısız güç kullanıldı” diyen Işık, özel mülke saldırı olduğunun altını çizdi.
“SADECE GÖRÜNTÜ ALMAYA ÇALIŞIYORDU”
Güven Göknar’ın elinde taş görmediğini belirten Işık, “Sadece görüntü almaya çalışıyordu” şeklinde konuştu.
Avukatlardan biri, “Hakaret duydunuz mu” diye sordu. Işık ise “Çok fazla bağırış, çağırış vardır. Herhangi bir hakaret içeren söz duymadım” şeklinde yanıtladı.
Atılan biber gazından rüzgar nedeniyle kolluk kuvvetlerinin de etkilediğine değinen Işık, jandarmada bir maske olmadığını da ekledi. Özel mülkün kime ait olduğu sorusunu ise “Celal Pınar’ın eşi Ayşe Pınar” şeklinde yanıtladı.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Ağaçların kesilmesine karşı bölgeye gelen kitlenin ise özel mülk içinde olduğunu belirten Işık, “Kesim alanına girememiştik bile, eve doğru püskürtüldük. Biz 20 kişiysek jandarma yaklaşık 200 kişiydi” dedi.
Müşteki olan jandarma personeli, görüntü izleme tutanağında 11’inci dakikada hakaretin söylendiği görüntünün bulunduğunu ifade etti. Avukat Ramazan Akkaya, başta hatırlamadığını söylediğini hatırlatarak iddianamede ise ifade ettiği hakaret yerine başka bir hakaretin söylendiğinin öne sürüldüğünü söyledi.
Ferah Gümüş ise sırtının jandarmaya dönük olduğunu ve çantasından çekildiği için yere sırt üstü düştüğünü ifade etti. Ayrıca iddianame ile duruşmada söylenen hakaretlerin çelişkili olduğunu vurguladı. Gümüş, öne sürülen iki hakareti de söylemediğini belirtti.
“YOKUN İSPATI YOKTUR”
Gümüş’ün avukatı ise hangi eylemin görevi yaptırmamak için direnmek suçu içerdiğinin belirsiz olduğunu vurgulayarak “Yokun ispatı yoktur” dedi. “İddianamede sesler anlaşılmamakla birlikte söz konusu sözlerin bulunmadığını” vurgulayan avukat, sanığın beraatini talep etti.
Güven Göknar, “Biz ağaçları kurtarmak için oraya gittik ama kadınlara, yaşlılara gaz sıkıldı. Onlara nasıl yardım edebiliriz diye düşündük. Ben görüntü çekiyordum ve düştüm. Sıktıkları gazdan kendileri de etkilendi. Düşerken elim havadaydı. Video kayıtlarında ne taş ne de hakaret var. Elimde sadece telefon vardı” ifadesinde bulundu.
Akkaya, sanıkların direnmesi ve sonrasında müdahale edilmediğini, orantısız müdahalenin ardından sanıkların direndiğinin öne sürüldüğü vurguladı. Ayrıca Akkaya, tutanakta taş olduğunun değil bir cisim olduğunun değerlendirildiğini hatırlattı.
Ayrıca Akkaya, yakın mesafeden atıldığı iddia edilen taşın kimseye isabet etmediğine ve hakareti kimin ettiğinin ise belirsiz olduğuna değindi. “Özel bir mülkte jandarma insanlara neden gaz sıktı” sorusunu ise hakime yöneltti. Avukat, ortada bir direnme olmadığını, insanların sadece jandarmadan kaçtığını belirtti.
Akbelen savunucularının vekili Avukat İpek Sarıca, jandarma personelinin sanıkların “direnmeye şiddetli şekilde devam ettiğine” dair beyanının somutlaştırılmadığını vurguladı. Ayrıca, olay esnasında önleyici kolluk devriyesi görevinde olması gereken jandarma personelinin neden müdahale timinde olduğunu sorguladı. Ardından savcı, iddia madamının yönelttiği suçları okuyarak ceza uygulanması talebinde bulundu.
Akkaya, yakın plandan çekilen görüntülerde sanığın “dur” işareti yaptığının anlaşıldığını fakat bu görüntü yerine uzaktan çekilen videonun baz alındığını belirtti. Sanığın “dur” anlamındaki işaretinin ise uzaktan çekilen videodaki görüntüyle de aynı olduğuna dikkat çekti. Görüntüde “ne atıldığı ya da isabet edip etmediği” gibi noktaların belirsiz ve çelişkili olduğunu vurguladı.
Gümüş, böyle olaylarda elin havaya kalkmasının nedenlerinin sadece görüntü çekmek ya da dur demek için olduğunu belirtirken Göknar ise sadece Akbelen’de kesilen 150-200 yıllık ağaçlara üzüldüğünü aktardı. Duruşmaya 12:49’da iki dakikalık ara verildi. Aradan sonra hüküm açıklandı. Duruşma saat 12:52’de sona erdi. Duruşma sonrası basın açıklaması yapıldı.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!













