MSKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, önümüzdeki süreçte Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) veya kurulması düşünülen Afet Bakanlığı bünyesinde, afet yönetiminde dijital dönüşümün çok önemli olduğunu söyledi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) veya kurulması düşünülen Afet Bakanlığı’nda dijital dönüşüm ile dezenformasyonun önüne geçileceğini vurguladı.
“AFET YÖNETİMİNDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ŞART”
Depreme müdahale kapasitemizin büyük oranda artırılabileceğini belirten Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “Afet sonrasında gerçekleştirilecek iş gücü ve emek yoğun bir müdahaleden ziyade, afet öncesinde akılcı ve bilgi iletişim teknolojilerini esas alan bir çerçeve altyapının oluşturulması halinde afet müdahale kapasitemizi çok büyük oranda artırabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Dijital dönüşümün dezenformasyonu önleyeceğini savunan Özçelik, “Böyle bir dijital altyapı; arama ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesinden, can, mal ve trafik güvenliğinin sağlanması, iş ve makine gücü temini, sevkiyatı ve organizasyonu, beslenme, barınma ve tedavi hizmetlerinin sunulması, kişisel destek ve psikolojik hizmetlerin sağlanması, hasar tespiti, yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına kadar çok sayıda hizmetin aksamadan, en az maddi ve manevi kayıpla afetleri atlatmamıza zemin hazırlayacaktır” ifadelerini kullandı.
“BU BÜYÜKLÜKTEKİ BİR AFET KLASİK YAKLAŞIMLARLA YÖNETİLEMEZ”
Milletin yaraları sarmak için tüm gücüyle ve özverisiyle çaba harcadığına şahit olduğumuzu söyleyen Doç. Dr. Özçelik, “Ancak, afet büyüklüğü itibarıyla yönetilmesi zor sorunları da beraberinde getirmiştir. Milyonlarca kişinin etkilendiği, yüz binlerce kişinin müdahil olduğu, binlerce iş ve hizmet sürecini içeren, on binlerce makine, teçhizat, malzeme ve ekipman temin, sevkiyat ve dağıtımını gerektiren bu büyüklükteki bir afetin klasik yaklaşımlarla etkin bir biçimde yönetilmesi mümkün değildir” açıklaması yaptı.
Depremin 100 binlerce bina, kilometrelerce kara yolu, havaalanı, köprü, demir yolları ve barajları etkilediğini belirten Özçelik, “Yüz binlerce insanı, iş ve süreci içeren bir yönetişimden bahsediyoruz. Bu büyüklükteki bir afetin getirdiği problemlerin, yalın insan gücüne dayalı, birbirinden bağımsız müdahale ve yönetim süreçlerini içeren parçalı bilgi işlem mekanizmalarıyla çözülmesi oldukça zordur” diye konuştu.
Özçelik, “Afet yönetiminde dijital dönüşümün temel adımı; afet öncesi, sırası ve sonrasına ilişkin iş, iş gücü, malzeme, ekipman ve hizmetlere yönelik ilişkilerin, iletişim ve yönetişim süreçlerinin uygun bir biçimde tanımlandığı, farklı kurum ve kuruluşlarca gerek duyulan dinamik ve operasyonel bilgilerin türetilip sunulduğu, alansal bilgi sistemi tabanlı bir dijital altyapının oluşturulmasıdır. Esas itibarıyla, herhangi bir afet sırasında ihtiyaç duyulabilecek her türlü konumsal bilgiyi türetebilecek verilerin çoğu farklı kurumların altyapılarında mevcuttur. Bizi tüm dünyada lider konuma taşıyacak böyle bir altyapı, ancak afet yönetiminde dijital dönüşümün gerçekleşmesiyle mümkündür” ifadesini kullandı.
“TEM VERİLERİN TEK NOKTADA TOPLANMASI GEREKİYOR”
Afet hazırlığına yönelik tüm verilerin tek noktada toplanması gerektiğini belirten Özçelik, “Kentsel alan, orman, tarım arazisi, sulak alan gibi arazi kullanımlarına ilişkin veriler ilgili kamu kurumlarının veri tabanlarında yer almaktadır. Benzer biçimde, parsel ve bina bilgilerimiz farklı kurumların tapu ve kadastro bilgi sistemlerinde, bu binalarda yaşayan kişilere ait veriler ise mekansal adres kayıt sistemi ve adrese dayalı nüfus kayıt sistemlerinde bulunmaktadır. Kara yolu, demir yolu, fay hatları, barajlar, taşkına duyarlı alanlar, hastaneler, sağlık kurumları, akaryakıt istasyonları, toplanma alanları gibi statik veriler de çeşitli kurumların veri tabanlarında mevcuttur” diye konuştu.
Kurumsal operasyonel faaliyetlere ilişkin dinamik verilerin bilgisayarlar aracılığıyla; ses, görüntü, metin, hız, konum gibi birçok bireysel dinamik verinin ise cep telefonlarıyla iletilebildiğini söyleyen Özçelik, “İşte tüm bu statik ve dinamik verilerin, dijital dönüşümün sağlayacağı altyapıyla farklı kurum, kuruluş ve halkımızın ihtiyaçlarına yönelik operasyonel bilgilere dönüştürülmesiyle etkin bir afet yönetişimi gerçekleştirilmesi mümkün olabilecektir” ifadelerine yer verdi.