Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçelerinde planlanan entegre çimento fabrikası inşaatına karşı çıkan Deştin köylüleri, mühürlü inşaatta muhtar Nail Karaman’ın oğlunun da aralarında bulunduğu işçi alımlarına dikkat çeken basın açıklaması yaptı. Açıklamada muhtarın kamu yararı yerine şirketten yana tavır aldığını belirtilerek kaymakamlık, valilik ve savcılığa şikâyetçi olacaklarını açıkladı.
Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Deştin Mahallesi ile Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi’nin ortak sınırı olan Tekağaç mevkisinde kurulmak istenen “Entegre Çmento Fabrikası Projesi”ne karşı köylülerin mücadelesi devam ediyor.
Deştin Çevre Platformu, 1 Eylül 2025 tarihinde bir basın açıklaması yaparak, çimento fabrikası inşaatının mühürlenmiş olmasına rağmen şirketin köylüler arasından işçi alımı yapmasına tepki göstermişti. Deştinliler, muhtar ve yakınlarının şirkette işe başlamasının çıkar ilişkisi iddialarını güçlendirdiğini belirterek, görevini yerine getirmediği gerekçesiyle istifasını talep etmişti.
Deştin Çevre Platformu tarafından dün (10 Eylül) saat 12.00’de Yatağan Muhtarlar Derneği önünde konuya ilişkin bir açıklama daha yapıldı. Açıklamayı Deştin Köyü’nden Mehmet Uyan okudu.
“YAŞAMINA SAHİP ÇIKAN KÖYLÜLERİNİ ŞİKÂYET EDEN MUHTAR OLARAK TARİHE GEÇTİ”
Köylüler açıklamada, 2023 yılında mahkeme kararlarıyla durdurulan ve ikinci ÇED raporu iptal edilen çimento fabrikası inşaatının, 2009/7 genelgesine dayandırılarak yeniden gündeme getirildiğini hatırlattı. Muğla Büyükşehir Belediyesi, 55 köylü ve yaklaşık 10 sivil toplum kuruluşunun ikinci revize ÇED raporuna karşı iptal davası açtığı belirtildi.
2009/7 GENELGESİ NEDİR?
Entegre Çimento Fabrikası projesine verilen ÇED olumlu kararı için Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı ve Danıştay 4. Dairesi’nin ÇED olumlu kararının iptalini onama kararının ardından, proje “ÇED Yönetmeliği Uygulamaları 2009/7 Genelgesi” sayesinde devam ettirildi.
2009/7 Genelgesi, ekoloji aktivistleri tarafından eleştirilen bir genelge çünkü şirketlere, mahkeme tarafından iptal edilen projelerde tüm süreci tekrarlamadan iptal edilen ÇED raporu üzerinde düzeltmeler yaparak ÇED sürecini devam ettirilme olanağı tanıyor.
Dönemin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun imzası ile 13 Şubat 2009’da uygulanmaya başlayan genelgede şu ifadeler yer alıyor:
“Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması/iptal kararları, hakkında ÇED Olumlu Kararı verilen ÇED Raporunun bir ya da birkaç bölümüne ilişkin ise ve yürütmenin durdurulması/iptal kararı, ÇED Raporunun diğer bölümlerini olumsuz yönde etkilemiyor, yani kararın tümünün yeniden ele alınıp değerlendirilmesini gerektirmiyorsa, ÇED Raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek bulunmamaktadır.
Böyle bir durumda uygulamanın ‘yürütmenin durdurulması/iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak, sadece eksik veya yetersiz görülen kısımların yeniden düzenlenerek hazırlandığı ÇED Raporunun Bakanlığa sunulmasını müteakip, Bakanlıkça bir toplantı tarihi belirlenerek, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tekrar toplanır ve komisyonca değerlendirilir. Yapılan düzenlemelerin yeterli görülmesi halinde ÇED Raporu Komisyonca nihai edilir. Komisyonun değerlendirmeleri, üyeler tarafından imzalanarak tutanak altına alınır. Bakanlık, proje ile ilgili olarak ÇED Olumlu ya da ÇED Olumsuz Kararını verir. Bu kararı, proje sahibi ile ilgili kurum ve kuruluşlara yazılı olarak bildirir. Valilik, alınan kararın içeriğini, karara esas gerekçelerini uygun araçlarla halka duyurur’ şeklinde yapılması hususunda, gereğini arz ederim”
Açıklamada, hukuki süreçler devam ederken mahkeme kararları doğrultusunda mühürlenen inşaat için köylülerin işe alınmasının köyde huzursuzluk yarattığı vurgulandı. Muhtarın projeden yana tavır alması ve oğlunun işe girmesi, toplumsal barışı bozma riski taşıdığı gerekçesiyle eleştirildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Gelişmeler daha önce de mahkeme kararlarına rağmen çimento felaketine karşı köylüyle birlikte hukuki ve fiili mücadele de yer almayan, muhtar hakkındaki şirketle iş birliği yaptığı iddialarını güçlendirmiştir.”
Konuya ilişkin, köylülerin sorularını ve eleştirilerini yanıtlamak üzere 8 Eylül Pazartesi akşamı yapılan toplantı yapıldığı aktarıldı. Muhtarın köylülerin sorularına yanıt vermediği, kendisini eleştiren köylülere bağırdığı, sorulara ve eleştirilere yanıt vermediği söylendi.
Eleştirenleri ise güvenlik kurumlarına şikâyet ettiği ifade edildi. Köylüler, bu duruma tepki göstererek, “Yaşamına, ekmeğine, havasına, suyuna, toprağına sahip çıkan köylülerini şikâyet eden muhtar olarak tarihe geçmiştir” dedi.
“KAMU GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANDIĞI İDDİALARI ORTADA”
Deştin Çevre Platformu, muhtarın mahkeme kararlarına rağmen köylünün yanında durmadığını, kamu görevini yerine getirmediğini ve köylünün haklarını korumadığını belirtti.
Açıklamada, muhtarın şirketlerle iş birliği yaptığına dair iddiaların güçlendiği vurgulandı. Köylülerin, bu gerekçelerle kaymakamlık, valilik ve savcılığa başvuracakları şu sözlerle açıklandı:
“Ayrıca 2014 Mart ayından beri muhtarlık görevini yürüten sayın Nail Karaman 31 Aralık 2014 tarihinde olumlu kararı verilen ÇED raporunun onaylandığı ile ilgili duyuru yapmamış, halktan köylüden gizleyerek kamu görevini yerine getirmeme suçunu daha önceki yıllarda da defalarca işlemiştir.
Yaşamına, ekmeğine, havasına, suyuna, toprağına, vatanına sahip çıkan köylüleri, kendisine yöneltilen sorulara ve eleştirelere yanıt vermeyen üstüne güvenlik kurumlarına şikayet eden muhtardan görevini yapmadığı, köyünü, köylünün sağlığını, suyunu, geçim kaynaklarını korumadığı, şirketin mühürlenmiş inşaatına işçi temin edip görevini kötüye kullandığı, şirketlerle iş birliği yaptığı, çıkar ilişkileri kurduğu iddiaları ile ilgili kaymakamlık, valilik, savcılığa başvurarak şikayetçi olacağımızı duyururuz.”
NE OLMUŞTU?
Muğla’da Deştin ve Bayır mahallelerinden kurulmak istenen “Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları” projesine verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararının iptalinin ardından, farklı bir şirket ile yeniden başvuru yapılması ve yeniden ÇED olumlu kararının verilmesi üzerine karara itiraz edilmiş ve hukuki süreç başlatılmıştı. Açılan davalar süre aşımından reddedilmiş fakat Danıştay tarafından karar bozularak hukuki süreç devam ettirilmişti.
Deştin ve Bayır’da 1993’ten başlayarak çimento fabrikası projesine karşı verilen mücadelenin tarihini anlatan, Gündem Fethiye’nin hazırladığı ve iki bölümden oluşan “Ekokırım Muğla – Deştin Çimento Fabrikası” haber-belgeseli şu şekilde:
27 Ocak 2022 tarihinde açılan davada, mahkeme heyeti bilirkişi keşfinin yapılmasına karar vermiş, 23 Şubat 2023 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmıştı.
Keşfi sonrasında heyetin raporu teslim etmesi için verilen bir aylık süre, bilirkişi heyetinin talebi üzerine 60 gün uzatılmıştı. Böylece keşif tarihinden itibaren raporun sunulması için verilen toplam süre 90 gün olmuştu.
Ek süre kararının ardından Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi bir açıklama yapmış, firma sahiplerinin proje inşaatını devam ettirdiğine vurgu yaparak, ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmadan verilen ek süre kararını eleştirmişti.
25 Mart 2023 tarihinde proje sahasında inceleme gezisi yapan uzmanlar ise projenin hayata geçirilmesi durumunda çevreye geri döndürülemez zarar verileceğini dile getirmişti.
3 Nisan 2023 tarihinde, çimento fabrikasının tamamlanmasında önemli aşamalarından olan klinker fırınını taşıyan kamyonların inşaat alanına götürülmek istenmesi üzerine, köylüler kamyonların geçişine engel olmuş ve Bayır Caddesi girişinde çadır nöbetine başlamışlardı.
4 Mayıs 2023 çimento fabrikasına verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada, 23 Şubat 2023 tarihinde gerçekleştirilen bilirkişi keşfinin raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi heyeti değerlendirilen her alanda projenin yapılmasının uygun olmadığını söyledi.
Mahkeme bilirkişi kararına rağmen ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurmamış ve inşaat çalışmaları devam etmişti. Bu süreçte şirket, birinci ÇED ile saptanan eksiklerin giderilip giderilmediğine dair ek bilirkişi raporu istemiş ve Mahkeme iki hafta ek süre verdiğini açıklamıştı.
Bilirkişilerin projeye olumsuz görüş vermesine rağmen mahkemenin hala yürütmeyi durdurma kararı vermemesine karşı ise yurttaşlar 13 Temmuz 2023 tarihinde Muğla İdare ve Vergi Mahkemeleri önünde “Deştin için adalet” nöbetine başladı.
ÇED olumlu kararına karşı açılan davada ise Muğla 2. İdare Mahkemesi 7 Eylül 2023 tarihinde iptal kararı vermişti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, (TMMOB) Mimarlar Odası Muğla Şubesi, projeye verilen ruhsatların iptal edilmesi için 13 Eylül 2023 tarihinde Menteşe Belediyesi’ne yazı göndermişti.
Menteşe Belediyesi, ÇED olumlu raporunun iptal edilmesi kararı kapsamında çimento fabrikasının inşaat faaliyetinin mühürlenerek durdurulduğunu duyurdu.
Menteşe Belediyesi sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada şu sözleri kullandı: “Muğla Çimento’ya ait çimento fabrikasına yönelik müdahil olduğumuz ÇED Raporu İptali Davasında Muğla 2. İdare Mahkemesinin Kararı gereğince ÇED Raporunun iptal edilmesi nedeniyle Çimento Fabrikasının inşaat faaliyeti 13 Eylül 2023 tarihinde mühürlenerek durdurulmuştur.”
18 Eylül 2023‘te Menteşe Belediyesi’nden yapılan açıklamada, projeye verilen yapı ruhsatlarının da iptal edildiği duyurulmuştu.
Danıştay 4. Dairesi, 11 Ocak 2024’te ÇED olumlu kararının iptali geçerli olduğuna kesin olarak, oybirliğiyle karar vermişti.
Bu gelişmeler yaşanırken yurttaşlar bir yandan da ‘Sanayi Alanı’ ve entegre çimento fabrikası kullanılmasına izin veren imar planlarının iptali içinde adımlar atmıştı. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının Menteşe Belediye Meclisi, 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planlarının ise Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından iptal edilmesini talep etmişti. Taleplerini dile getirmek amacıyla 3 Ekim 2023 tarihinde Menteşe Belediyesi Ekim Ayı Meclis Toplantısı’na katılmışlardı.
Toplantıda planların 1/100.000’likten başlayarak iptal edileceği, tam tersinin yasal olmadığı söylenerek, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan görüş alınmasına kararı verilmişti.
Yurttaşlar, 12 Ekim 2023 tarihinde Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde yapılan Büyükşehir Belediyesi Ekim Ayı Meclis Toplantısı’na katılarak 1/5000 ölçekli imar planının iptalini talep ettirmek isteseler de talepleri mecliste gündeme alınmamıştı.
Bunun üzerine yurttaşlar, 4 Ocak 2024’te Tekağaç mevkisinde kurulmak istenen entegre çimento fabrikasının arazisindeki ‘Sanayi Alanı‘ kararının kaldırılması için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe vermişti. Mart 2024’te ise bu kararın iptali için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açmıştı.
31 Mart yerel seçimlerinde Osman Gürün yerine Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilen Ahmet Aras, 12 Eylül 2024 tarihli Belediye Meclisi’nde konuyu gündeme almıştı. Aras, “Planlara dayanak olan ÇED kararı iptal. Menteşe Belediyesi ruhsatları iptal etti. Planların iptali sizler tarafından talep edildi. Ancak planların iptalini engelleyen bir mahkeme kararı var. Yani Meclis’in yetkisinde değil, şu anda planları iptal etme” şeklinde konuşmuştu.
Yurttaşlar bu süreçte imar kararlarının iptali için açtığı davaların kararını bekliyordu. Fakat yurttaşlar Büyükşehir Belediyesi Aralık Ayı Meclis Toplantısı’ndan bir gün önce, 11 Aralık 2024’te usul olmamasına rağmen İDK kararının davanın delili haline getirerek imar planı iptal davasının reddedildiğini öğrendi.
9 Ocak 2025 gerçekleştirilen ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın bir kez daha katılmadığı Muğla Büyükşehir Belediyesi Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’na katılan yurttaşlar imar planlarını iptalini talep etmişlerdi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin, 13 Şubat 2025’te gerçekleştirdiği Şubat Ayı Meclis Toplantısı’nda oy çokluğu ile iptal edilmişti.
Menteşe Belediyesi’nin de 3 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleşen Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda 1/1000 ölçekli imar planını iptal etmesinin ardından; Yatağan Belediyesi, 5 Haziran 2025’te gerçekleşen Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda projenin 1/1000 ölçekli imar planını iptal etmişti.
Diğer yandan, yapılmak istenen “Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları” projesine 3 Temmuz 2025’te Bakanlık tarafından “ÇED olumlu” kararı verildi.