DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Muğla’nın Milas ilçesindeki Aslanyaka Köyü’nde mahkeme tarafından kapatılan taş ocağının, aynı firma tarafından yaklaşık 100 metre uzaklıkta tekrar açılması için ruhsat başvurusu yapılmasını TBMM gündemine taşıdı.
Çaba Mobilya Sanayi İnşaat Turizm Gıda Ticaret Madencilik Taşımacılık İthalat ve İhracat Limited Şirketi, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Aslanyaka Köyü’nde 2005’ten 2015’e kadar üretim yaptıktan sonra, Muğla Valiliği’ne başvurarak 2022’de tekrar Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artırım Faaliyeti için “ÇED gerekli değildir” raporu almıştı.
Köylülerin taş ocağına verilen ruhsatın iptali için Muğla Valiliği’ne açtıkları dava süreci devam ederken, 26 Temmuz 2022 sabah saatlerinde şirketin taş ocağı alanına üç iş makinesiyle gelmesi üzerine Aslanyakalılar iş makinelerini durdurmuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Aslanyaka Köyü’nde mahkeme tarafından kapatılan taş ocağının, yakın bir yerde yeniden açılmak istenmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı.
Akın; konuya ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na üç ayrı soru önergesi sundu.
“BU DURUM MAHKEME KARARININ FİİLEN ETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ RİSKİNİ DOĞURMUŞTUR”
Taş ocağının faal olduğu süre boyunca çevrede ekolojik tahribatlara neden olduğunu, orman alanlarının ve tarım arazilerinin zarar gördüğünü, toz ve gürültü kirliliği nedeniyle köylülerin yaşam kalitesi düştüğüne dikkat çeken Akın, soru önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Taş ocağının kapasite artırımı için yapılan başvurular, yurttaşların açtığı davalarla durdurulmuştur. Muğla 3. İdare Mahkemesi, 30 Kasım 2022 tarihinde Muğla Valiliği’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etmiş ve Danıştay 6. Dairesi de bu kararı onaylamıştır.
Aslanyaka Köyü sınırları içerisindeki bilirkişi raporlarında da bölgenin maden faaliyetine uygun olmadığı, bu faaliyetlerin su varlıkları ve yaban hayatı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratacağı açıkça belirtilmiştir.”
Aynı şirketin, 100 metre uzaktaki başka bir parsel için yeniden ruhsat başvurusu yaptığının altını çizen Akın, “Bu durum mahkeme kararının fiilen etkisiz hale getirilmesi riskini doğurmuştur. Bu durum çevre mevzuatı, yargı kararları ve kamu yararı ilkesi açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Akın, Bakan Kurum’un yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
Mahkeme kararıyla kapatılan Aslanyaka Köyü’ndeki taş ocağının doğada bıraktığı tahribatın rehabilite edilmesi için Bakanlığınız tarafından hangi adımlar atılmıştır?
Muğla’nın Milas İlçesindeki Aslanyaka Köyü sınırları içinde açılmak istenen bir taş ocağı için bakanlığınıza herhangi bir ÇED başvurusu yapılmış mıdır? Yapılmışsa bu başvuru hangi aşamadadır?
Aynı bölgede eski taş ocağının hemen yakınındaki parsel için yapılan ruhsat başvurusunun ÇED süreci hangi aşamadadır?
Mahkeme kararının etkisiz hale gelmemesi için Bakanlığınız nasıl bir yol izlemektedir?
Aslanyaka Köyü ve çevresinin korunması için hangi ek tedbirler alınacaktır?
Bakanlığınız, Aslanyaka Köyü’ndeki taş ocağının çevresel etkilerini azaltmak ve köylülerin yaşam alanlarını korumak için hangi önlemleri almayı planlamaktadır?
Bakanlığınız, Aslanyaka Köyü’nde taş ocağı faaliyetlerinin durdurulması ve çevresel rehabilitasyon sürecinin başlatılması için hangi adımları atmayı düşünmektedir?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, maden ruhsatlarının verilmesinden ve denetlenmesinden sorumlu olduğuna dikkat çeken Akın, soru önergesinin gerekçelerinde bu durumun kamu yararının ve çevre koruma ilkelerinin zedelenmesine yol açabileceğinin altını çizerek Bakan Bayraktar’a şu soruları yöneltti:
Aslanyaka Köyü’ndeki eski taş ocağı ile ilgili mahkeme kararları Bakanlığınıza ulaşmış mıdır? Bu kararlar ruhsatlandırma sürecinde dikkate alınmakta mıdır?
Aynı şirket yalnızca 100 metre mesafedeki yeni parsel için ruhsat başvurusu yapmış mıdır? Yapmışsa yaptığı başvuru hangi aşamadadır?
Mahkeme kararıyla kapatılan bir taş ocağına bu kadar yakın bir alanda yeni ruhsat verilmesi hukuken ve idari olarak mümkün müdür?
Madencilik faaliyetlerinin çevreye zarar vermemesi için Bakanlığınızın aldığı özel tedbirler nelerdir?
Ruhsat alanı dışında yapılan faaliyetler için hangi denetim mekanizmaları işletilmektedir?
Diğer yandan taş ocağı faaliyetleri sırasında orman alanlarının tahrip edilmesinin ve tarım arazilerinin kirlenmesinin, hem biyolojik çeşitlilik hem de gıda güvenliği açısından ciddi riskler oluşturduğunu belirten Akın, aynı şirket tarafından yeni ruhsat başvurusu yapılmasının orman varlığı ve tarımsal üretim için yeni tehditler oluşturduğunu vurguladı.
Akın, Bakan Yumaklı’nın yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
Aslanyaka Köyü çevresindeki orman alanlarının taş ocağı faaliyetlerinden korunması için hangi adımlar atılmaktadır?
Mahkeme kararına rağmen yeni bir taş ocağı ruhsatına izin verilmesi durumunda Bakanlığınızın yetki ve sorumluluğu nedir?
Taş ocağı faaliyetleri nedeniyle zarar gören tarım arazilerinin rehabilitasyonu için Bakanlığınızın yürüttüğü bir çalışma var mıdır?
Orman Genel Müdürlüğü bu süreçte nasıl bir denetim ve izin mekanizması işletmektedir?
Orman ve tarım arazilerinin korunması için hangi yasal düzenlemelerin yapılması planlanmaktadır?