Muğla’nın Datça ilçesindeki Knidos Örenyeri içerisinde yer alan Datça Belediyesi’ne ait iskele ve restoran binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmek istenmesini Datçalı yurttaşlar Piray Akarer’e değerlendirdi.
Haber: Piray Akarer
Muğla’nın Datça ilçesine bağlı Yazıköy’deki Knidos Örenyeri içerisinde yer alan Datça Belediyesi’ne ait iskele ve restoran binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine alınmak istenmesiyle ilgili olarak dün (3 Ocak) Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve CHP Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun ile Gizem Özcan’ın katılımıyla Knidos Antik Kenti’nde bir basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasına katılan Datçalı yurttaşlar, alınan kararı Piray Akarer’e değerlendirdi.
İlkay Topuz, restoran ve iskelenin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrolacağı yönünde bilgi aldıklarını ve bu sebeple basın açıklamasına katıldıklarını ifade etti ve şunları söyledi:
“Buranın kesinlikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrolmasını istemiyoruz. Burası bizim çocukluğumuz, her şeyimiz burası. Aynı zamanda dünyaya açılan bir kapı. Buranın yıkılması veya Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın eline geçmesi bizi hiç mutlu etmez.”
“BURANIN GELİRİNİN DATÇA BELEDİYESİ’NE AİT OLMASINI VE BU KÖYÜN İNSANLARI İÇİN HARCANMASINI İSTİYORUZ”
Restoranda turistlere hizmet verildiğini ve turistlerin döviz bıraktığını ifade eden Topuz, şöyle devam etti:
“Buraya döviz bırakıyor ve buradan mutlu ayrılıyorlar. Daha önce de böyle bir şeyler olmuştu. Yine köylü mücadele etti. Köylünün malları istimlak edildi, bazıları da istimlak edilmeden bir yerde gasbedildi gibi bir şey oldu. Ben bilemiyorum. Elimizden alındı topraklarımız. Şimdi böyle güzel bir yerin bizim elimizden gitmesini istemiyoruz. Buranın gelirinin de tamamen Datça Belediyesi’ne ait olmasını ve bu köyün insanları için harcanmasını istiyoruz.”
“BURASI YIKILMAK İSTENİYOR, KİME NE ZARARI VAR?”
22 sene bölgede işletmecilik yaptığını belirten Nejla Topuz ise, “Bu restoran bizden evvel yapıldı. Kaçak yapı diye gazete yazıyor. Bu yapının kaçakla alakası yok” dedi.
Topuz, bölgeye gelenlerin restorandan yararlandığını belirterek, “Her gelen giden buradan bir bardak çay içiyor. Onu da engelledikten sonra buranın anlamı yok. Burası yıkılmak isteniyor, kime ne zararı var? Gelen insan bir yemek yiyecek, bir bardak çay içecek, onu da engelledikten sonra buranın anlamı ne” ifadelerini kullandı.
“YABANCILAR GELECEK, BİZİM KÖYLÜLERİ BURAYA SOKMAYACAK”
Dedelerinden miras kalan yerlerinin alındığını ifade eden Topuz, şöyle devam etti: “Yarın burası yıkıldığı zaman biz buraya gelmekte zorlanacağız. Bizim burada yerimiz, yurdumuz, tarlamız vardı. Dedelerimiz, ninelerimizden yerlerimiz vardı, hepsi alındı. Sadece restoran kaldı elimizde. Bunu da aldıktan sonra buranın hiçbir anlamı yok. Yabancılar gelecek. Bizim köylüleri buraya sokmayacak.”
“BİZİM GİBİ GARİBANLARA ÇOK MU GÖRDÜLER BU KADAR YERİ”
Salise Karakaş ise, “Dedelerimizden mirasımız, tarlalarımızı aldılar, bütün mallarımız alındı. Bir burası kaldı. Bunu da bize çok mu gördüler? Bizim gibi garibanlara çok mu gördüler bu kadar yeri? Yazıklar olsun” dedi.
“BURASI BİZİM HER ŞEYİMİZ”
Selavet Muslu ise geri adım atmayacaklarının altını çizerek, şu ifadelere yer verdi: “Burası bizim vatanımız. Burası bizim toprağımız. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, yaşadığımız ki ölmek istediğim tek yer benim burası. Beni buradan hiç kimse alamaz. Yani ben doğdum doğalı, bizim burada bir de fırınımız vardı. Ekmeğimizi burada yapardık. Yemeğimizi hep beraber yerdik buradaki bütün vatandaşlarımızla birlikte. Burası bizim her şeyimiz. Burayı yıkmalarına izin vermek istemiyoruz. Daha önce oldu, taşlarımızı aldılar, biz taşlarımızı vermeyeceğiz dedik diye bize burada sopalarla dövdüler, coplarla dövdüler. Dövsünler isterse öldürsünler. Ama bu sefer artık geri adım atmak istemiyoruz.”
“GELECEK YERLİ VE YABANCI ZİYARETÇİLER AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”
Knidos Örenyeri’nde Kültür Bakanlığı görevlisi olarak çalışan Ersoy Karakaş ise, “Yıllarca buraya hizmet ettik. Bu restoran buraya gerçekten gereken bir işletme. Çünkü 2003 yılında burası açılmamıştı ve biz de mağdur olduk” dedi.
Restoranın turistler için gerekli bir işletme olduğunun altını çizen Karakaş, şunları söyledi: “Burada bir restoran olması, gelecek yerli ve yabancı ziyaretçiler açısından çok önemli. Çünkü buraya insanlar örenyerini ziyaret etmeye geliyorlar ama yazın soğuk su, soğuk bir bira, bir yemek, bir kahvaltı, bir çay; bunları bulamadıktan sonra hiçbir anlamı yok. Gelenler mağdur olacaktır yani çünkü biz bunu yaşadık 2003 yılında.”
Restoranın yıkılmasını istemediğini vurgulayan Mustafa Akçay ise, restoranın 1967’de temelinin atıldığını ve 1968-1969’da hizmete başladığı bilgisini aktardı.
Devre karşı olduğunu belirten Akçay, restoranın Datça Belediyesi’nde kalmasını talep etti ve “Belediye’mize faydası olur ve bize de faydası olur” dedi.