Muğla’nın Datça ilçesinde, Alevi yurttaşlara yönelik gerçekleştirilen ve resmi rakamlara göre 111 yurttaşın katledildiği “Maraş Katliamı” ile ilgili, Datça Demokrasi Platformu çağrısıyla Türkiye ve Avrupa’daki Alevi örgütlerinin imzacı olduğu basın açıklaması düzenlendi.
Kahramanmaraş’ta Alevi yurttaşlara yönelik 19 Aralık 1978’de başlayan ve 26 Aralık’a kadar devam eden, en az 111 yurttaşın katledildiği, en az 559 ev ve 290’a yakın iş yerinin yakıldığı “Maraş Katliamı” ile ilgili Muğla’nın Datça ilçesinde 21 Aralık’ta, Datça Demokrasi Platformunun çağrısı ile basın açıklaması yapıldı.
Açıklamanın imzacıları ise Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Türkiye Alevi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ydi.
Maraş Katliamı sorumluları ile ilgili davada 804 sanık yargılanmıştı. 23 yıl süren yargılamada 22 kişiye idam, yedi kişiye müebbet hapis cezası, 321 kişiye bir yıldan 24 yıla kadar hapis cezası verilmişti.
Ceza alan sanıklar, 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile cezaları ertelenerek, serbest bırakılmıştı. Katliamda ismi geçen Ökkeş Kenger yargılanıp beraat etti ve soyadını Şendiller olarak değiştirdi. Şendiller, 1991 yılında Refah Partisi’nden 19. dönem Maraş milletvekili seçilmişti.
Maraş Katliamı açıklaması için Datça Cumhuriyet Meydanı’nda yurttaşlar saat 15.00’te bir araya geldi. Basın açıklamasının ardından ise saat 16.00’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi’nde belgesel gösterimi yapıldı.
“MARAŞ’TAKİ ALEVİ KATLİAMINI DEVLET GÜNLERCE SADECE SEYRETT”
Basın açıklamasında, Maraş Katliamı’nda rol oynayan 68 kişiye ulaşılamadığına dikkat çekildi ve sorumluların cezalandırılmamasına dair şunlar söylendi:
“12 Eylül faşist darbesine sebep olan katliamlardan biri olarak kabul edilen Maraş’taki bu Alevi katliamını devlet günlerce sadece seyretti. Tıpkı, Çorum’da, Gazi’de ve Madımak’ta seyrettiği gibi.
Devlet, 46 yıl önce Alevilere karşı işlenen suçları günlerce seyretti. Üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen, gerçek suçlular asla cezalandırılmadığı gibi Aleviler hala kurbanlarının mezarlarını bulamadı. Alevi hukukçular tarafından mezar yerlerinin açıklanması için Genel Kurmaya yazılan sayısız dilekçeler cevapsız bırakıldı.”
“KATLEDENLERİ SEYRETME POLİTİKASI HALEN DEVAM ETMEKTEDİR”
Açıklamada, Maraş Katliamı’nın üstünden 46 yıl geçmesine rağmen Maraş’ta tam olarak gerçekte kaç kişinin yaşamını yitirdiğinin bilinmediğine dikkat çekildi ve “Binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı böyle bir katliamda ceza alan saldırgan sayısı hala açıklanmıyor. O günden bugüne katledenleri seyretme politikası halen devam etmektedir” dendi.
“AKP HÜKÜMETİNİN EMEVİ CAMİSİ’NDE NAMAZ KILMA SEVDASI İÇERİDE VE DIŞARIDA ALEVİLERE YÖNELİK EN AÇIK KATLİAM TEHDİDİDİR”
Açıklamada, Maraş Kaliamı’nın üzerinden geçen yıllarda iktidarların ve kanunların değişmesine rağmen zihniyetin değişmediği dile getirildi ve bugünkü Suriye politikalarına ilişkin şunlar söylendi:
“Dün bu topraklarda yaşanan bu katliamların aynısı bugün de yaşatılmak istenmektedir. Suriye’de başta Aleviler olmak üzere halklar ve inançlar, selefi-cihatçı terör gurupları tarafından katliama uğramakta ve soykırım tehdidi ile biat etmeye zorlanmaktadır.
Biz buradan ilan ediyoruz ki Suriye’de yaşanan ve yaşanacak olan katliamlardan, onlara destek veren devletler ve Türkiye hükümeti sorumludur. AKP hükümetinin Emevi Camisi’nde namaz kılma sevdası içeride ve dışarıda Alevilere yönelik en açık katliam tehdididir. Çünkü Emevi Camisi İmam Hüseyin’i Kerbela’da kesilen başını getirdikleri camidir.”
“AKP HÜKÜMETİNİN KATLİAMLAR ÖNCESİ İBADETHANELERİ SEMBOLİZE ETMESİ YENİ BİR ŞEY DEĞİLDİR”
Bu durum “AKP hükümetinin katliamlar öncesi ibadethaneleri sembolize etmesi yeni bir şey değildir” şeklinde nitelendirildi.
Maraş Katliamı öncesinde camilerden şu anonsun yapıldığı belirtildi: “Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz; hükûmete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır! Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP’li Sünni imansızları temizleyeceğiz!” Ayrıca yapılan anonslarda Alevilerin camilere bomba attığı gibi söylemlerin yer aldığına dikkat çekildi.
Alevilerin bir cana zarar vermeyeceği ve herhangi bir ibadethaneye saygısızca yaklaşmayacağı dile getirilen açıklamada, “Kandan ve gözyaşından beslenenlerin, inançların ve kimliklerin ayrıştırılmasından siyasi rant devşirenlerin demokrasiden anladığı tek ölçüt, Müslümanların ibadethanesi olan camilerin hoparlöründen atılan iftiralardan medet ummak, Emevi camiinde namaz kılmaktır” ifadeleri kullandı.
Bu durum ise şu şekilde nitelendirildi:
“Asıl bölücülük budur. Asıl demokrasi ve eşitlik karşıtlığı budur. İnsanlığın varlığı boyunca bir arada yaşayan halkları ve inançları birbirine düşman etmek Muaviye aklıdır ve Aleviler dünyanın neresinden olursa olsun bu çeşit katliamların karşısında ve mazlum halkların yanında olacaktır.”
“BİZİ DEPREMDE GÖÇÜK ALTINDA BIRAKANLARLA, KATLEDENLER AYNI ZİHNİYETTEN BESLENENLERDİR”
Açıklamada son olarak şunlar söylendi:
“Maraş katliamını unutmadık, hiçbir katliamı da unutturmayacağız. Biz Aleviler olarak diyoruz ki; Bizi depremde göçük altında bırakanlarla, katledenler aynı zihniyetten beslenenlerdir. Maraş’ta günlerce göçük altında kalanları, bir gecede tüm hayatları yerle bir olanları, iki sene geçmesine rağmen hala yaşamları normale dönmemiş canları ve elbette bir mezar yeri bile olmayan canları asla unutmadık ve unutmayacağız. Cümlesinin acısı acımız, yoksulluğu yoksulluğumuzdur. 6 şubatta uzattığımız kardeşlik elini daima uzatmaya devam edeceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği!”