Muğla’nın Datça ilçesinde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında bir araya gelen kadınlar yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. Dayanışma vurgusu yapılan açıklamada, “Datça’da kadın dayanışma merkezi kurulması için hep birlikte sürdürelim” dendi.
Muğla’nın Datça ilçesinde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bugün (25 Kasım) kadınlar bir araya geldi.


Saat 12.00’den itibaren Datça Demokrasi Evi önünde toplanan kadınlar Datça Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.


Datça 25 Kasım yürüyüşü sırasında kadınlar, erkeklerin öldürdüğü kadınların hikayelerini okudu.
Yürüyüş öncesinde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) kadınlar ve Türkiye İşçi Partili (TİP) kadınlar Datça Demokrasi Evi önünde basın açıklamalarını okudular.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki basın açıklamasını Datça Kadın Platformu’ndan Esra Tekdal okudu.
Açıklamada öncelikle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün hikayesi şu sözlerle anlatıldı:
“Bugün 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti diktatörlüğüne karşı mücadele veren Mirabal kardeşlerin katledilişinin yıl dönümü. Üç kız kardeşin, diktatörlüğün karanlık güçleri tarafından önce tecavüz edilip sonra öldürülüşlerinin yıldönümü. Unutmuyoruz! Mirabal kardeşlerin kurduğu Clandestina Hareketi -katledildiklerinden bir yıl sonra- Rafael Turijillo diktatörlüğünü yıkmakta büyük rol üstleniyor. Bunu da unutmuyoruz! Yolumuzu aydınlatıyorlar!”


Açıklamanın devamında patriyarkal düzene dair şunlar söylendi:
“Patriyarka denen ülkeyi çok iyi tanıyoruz. Sınırı yok, sayısı yok. Her gün ve her yerde, biliyoruz. Öyle kapsamlı, öyle dayanışmacı ki her yaştan üye kabul ediyor. Seçilmişler kulübü, birbirine omuz veriyor.
Patriyarkal kapitalizm virüsünün atalarını da tanıyoruz. Yüzlerce yıldır ülkeleri işgal eden, insanları önce köle diye tarlasına, evine koşan; sonra otobüsüne, bakkalına, okuluna sokmayan bu illeti biliyoruz. Bu köklü faşizm, geleneğini hiç bozmadı; evvel ezel bir konusu var ki, o da kadınlar. Kadın düşmanlığı. Neden korkuyorsunuz? Patriyarka ülkeniz neresinden sarsılacak? Neyi sorgulamak zorunda kalacaksınız? Söyleyin.
Size sesleniyoruz; bizi ezmeye çalışırken boynunuza geçirdiğiniz esaret zincirini fark edin artık. Kadınların özgürlüğü, toplumsal özgürlüğün tek yolu, anlayın artık.”
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!”
Açıklamada, 2025 yılının ilk 11 ayında 411 kadının katledildiğine değinildi ve “Kadın cinayetleri politiktir” dendi.


Kadınların en çok evlerinde ve evli oldukları erkekler tarafından öldürülmesine değinilen açıklamada, bu duruma dair şunlar söylendi:
“En yakınındakiler tarafından. Koca, baba, ağabey, sevgili, kardeş. Yaralananlar, şüpheli ölümler bu sayıya dahil değil. İş cinayetleri, güvencesizlik bu sayıya dahil değil. Kadın cinayetleri öylesine arttı ve çeşitlendi ki…Yıllar içinde kadınlar üzerinde ağır, geriye dönülmez yaralar açan ve çok geç fark edilen psikolojik, ekonomik, sözel, dijital şiddet türlerini konuşamıyoruz bile. Evinden atılan, işinden çıkarılan, çocuklarını göremeyen, eğitimine devam edemeyen, ailesini göremeyen, işyerinde sosyal güvencesi olmayan kadınlar da şiddet mağduru.”




“KADINLAR SİZİN BİÇTİĞİNİZ ROLE SIĞMAZ”
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmasındaki problemlerin eleştirildiği açıklamada, “Kendisini ya da yakınlarını korumaya çalışan kadınları dikkate almayan iktidar, 2025 yılını ‘aile yılı’ ilan etti” dendi.


Bu duruma dair ise şunlar söylendi: “Yine söylüyoruz, kadınlar sizin biçtiğiniz role sığmaz. Kadın kadındır. Ne anne olmak zorundadır ne eş olmak zorundadır. Kadına yönelik şiddet, taciz gibi eylemler öncelikle birinci derece akrabalar ve aile üyelerinden geliyor. Uzaklarda aramaya gerek yok.”
AİLE YILI HAKKINDA
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Ocak 2025’teki Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı konuşmada “Güçlü toplum, güçlü ailelerle mümkündür. Toplumun tüm kesimlerinde farkındalık oluşturmak amacıyla 2025 senesini ‘Aile Yılı’ ilan etmeyi kararlaştırdık” ifadelerini kullanmıştı. Aynı konuşmada “LGBT meselesi, bugün ailenin varlığına yönelik en ciddi tehditlerin başında gelmektedir” demişti.“Aile Yılı” ilanının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından özel logo tasarlanmış, logoda aile anne baba ve üç çocukla temsil edilmişti.
13 Ocak’ta düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’nda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Annelik ve babalık itibarsızlaştırılıyor, aile bağları zayıflıyor. Cinsiyetsizleştirmeyi dayatan küresel ve sistematik bir saldırı gerçekleşiyor. Zararlı akım ve alışkanlıklar, çocuklarımız başta olmak üzere tüm aile bireylerini olumsuz etkiliyor. Tüm bunların sonucu olarak, ülkemizin geleceğini tehdit eden ciddi bir demografik dönüşüm süreci yaşanıyor. Bu meydan okumaların olumsuz etkilerine karşı aile kurumunu korumak bizler için her zamankinden daha büyük bir sorumluluktur.”


Açıklamanın devamında kadına yönelik şiddete dair şu rakamlar paylaşıldı:
- “2025’in ilk 10 ayında 213 kadın şüpheli şekilde öldü.
- 2024-2025 eğitim öğretim yılında 270 bin 944 kız çocuğu eğitim dışında kaldı.
- 2023 yılında 10 bin 471 kız çocuğu 16-17 yaşında evlendirildi.
- 2025 yılında 81 çocuk işyerlerinde öldü.”
“HAYATLARIMIZDAN VE HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ”
Açıklamada 11. Yargı Paketi’ne ilişkin ise şunlar söylendi: “İktidardakiler, simdi de yeni bir kanun teklifi ile kadınları ve LGBTİ+’ları baskı altına almaya çalışıyor. Tüm kız kardeşlerimiz için, tüm LGBTİ+ kardeşlerimiz için sesimizi sonuna kadar çıkaracağız. Kabul etmiyoruz!“
Datça Kadın Platformu, 11. Yargı Paketi’ne ilişkin 28 Ekim’de basın açıklaması yapmıştı.


Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:
- “Güvencesiz işlere saatlerini, ömrünü, bedenlerini vermek sorunda kalan tüm kız kardeşlerimiz için isyandayız!
- Evlatlarını aç ve boynu bükük şekilde okula yollayan kız kardeşlerimiz için İSYANDAYIZ!
- Bir umut göremediği için failleri ile aynı evlerde, evliliklerde kalmak zorunda kalan kız kardeşlerimiz için isyandayız!
- Yıllarını verdiği işlerde hep cam tavanlara çarpan, maaş, terfi, annelik derken her türlü ayrımı yaşayan kız kardeşlerimiz için isyandayız!
- Okulunda, işinde yaşı kaç olursa olsun tacizin her türlüsünü yaşayıp, yoluna devam etmek zorunda kalmış kız kardeşlerimiz için isyandayız!”


“DATÇA’DA KADIN DAYANIŞMA MERKEZİ KURULMASI İÇİN MÜCADELEMİZİ HEP BİRLİKTE SÜRDÜRELİM”
Mücadele vurgusu yapılan açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Her halkın, her yaşın, her canlının, her cinsel varoluşun özgür olduğu, herkes için şiddetsiz, savaşsız bir dünya hayal etmeye ve bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Her kız kardeşimiz için ses çıkarmaya devam edeceğiz. Sevgili Datçalı kadınlar, Datça’da kadın dayanışma merkezi kurulması için mücadelemizi hep birlikte sürdürelim! Kadın dayanışması yaşatır.”












