1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için dün (1 Mayıs) meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve yurttaşlar Muğla’nın Datça ilçesinde bir araya geldi. Kadınlar, miting alanına koşarak girdi.
Muğla’nın Datça ilçesinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için dün (1 Mayıs) meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve yurttaşlar bir araya geldi.
Datça Demokrasi Evi’nde toplanan grup, kortejler oluşturularak sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Kadınlar miting alanına koşarak girdi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından Türkiye’de okunmak üzere ortak basın bildirisi hazırlandı.
Ortak basın bildirisini, Datça 1 Mayıs Tertip Komitesi adına Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’ndan (Tüm Bel Sen) Özgür Mutlu ve Gülcan Gökay okudu.
Açıklamada, 1 Mayıs’ın 126’ncı yılına dikkat çekilerek “Sömürüye, baskıya, emperyalist savaşlara karşı mücadelemiz sürüyor, sürecek” denildi.
İktidarın, halkın adalet ve demokrasi talebine kulaklarını tıkadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Seçilmiş belediye başkanlarının, siyasetçilerin, gazetecilerin, öğrencilerin tutuklanmasıyla başlayan cadı avı bardağı taşıran son damla oldu.”


İmamoğlu protestolarında tutuklanan gençlerin serbest bırakılması ve yargı üzerindeki siyasi baskıların kaldırılması için çağrı yapılan açıklamada, Kadınların; işyerlerinde, sokaklarda, mücadele etmeye ve kadın dayanışmasını büyütmeye devam edecekleri vurgulandı.
Ayrıca, halkın gün geçtikçe yoksulluğa itildiğinin belirtildiği açıklamada, derin “Yoksulluk arttıkça iktidarın baskıları da artıyor; Grevlere yasak konuyor, örgütlenme hakkı engelleniyor, gerçekleri yazan gazeteciler hapse atılıyor” denildi.
Tertip Komitesi’nin açıklamasının tamamı haberin sonunda.
“DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜNE DAHA DA YARAŞIR BİÇİMDE 1 MAYIS KUTLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Gündem Fethiye’ye konuşan Datça Demokrasi Platformu’ndan Mahmut Balpetek, Datça Demokrasi Platformu ve KESK öncülüğünde 1 Mayıs’ı, “Kayyum rejimine karşı 1 Mayıs’ta buluşuyoruz” sloganıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.
Balpetek, Datça Demokrasi Platformu’nun uzun zamandır Datça’da 1 Mayıs etkinliklerinde bulunduğunu vurgulayarak 1 Mayıs’ın emeğin, birliğin, dayanışmanın ve mücadelenin günü olduğuna dikkat çekti.
1 Mayıs’ın bu seneki önemiyle ilgili Balpetek, şu ifadeleri kullandı:
“İnşa edilmek istenen faşizme karşı sadece ekonomik değil, siyasi alanda da işçi sınıfının, emekçi kesimlerin hayatı dönüştürmek üzere alanlara gelmesini ve alanlarda inisiyatif almasını, demokratik bir Türkiye’nin inşasında üstüne düşen rolü oynaması açısından son derece önemli görüyoruz.”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından 23 Mart’ta tutuklanmasıyla Türkiye genelinde yapılan protestolar hakkında konuşan Balpetek, şunları söyledi:
“19 Mart darbesinin ardından Türkiye’nin her yerinde gerçekleştiren etkinlikleri sınıf hareketinin de içinde olduğu bir üst aşamaya taşıyacağı bir gün olacağını düşünüyoruz ve bu boyutta meseleye yaklaşıyoruz.”
Balpetek, son olarak “Dünyanın ve Türkiye’deki işçi sınıfının ve ezilen halkların, dayanışma ve mücadele gününe daha da yaraşır biçimde 1 Mayıs kutlamaya çalışıyoruz” dedi.


İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, üniversiteliler, liseliler, genç işsizler, emekliler, demokrasiye ve hukuka sahip çıkanlar, umudu ve mücadeleyi her yeni günde büyütenler hoş geldiniz.
Bugün 1 Mayıs. İşçi sınıfının, ezilen halkların, kadınların, çevre hakları savunucularının; tüm kesimlerin sorunlarıyla, talepleriyle, alanlara aktığı, birlikte mücadele için birleştiği gündür.
1 Mayıs’ın 126’ncı yılında sömürüye, baskıya, emperyalist savaşlara karşı mücadelemiz sürüyor, sürecek.
Tuz koktu, adalet bitti. Artık nerdeyse kundaktaki bebek bile adalet talep edecek durumda ama iktidar, halkın adalet ve demokrasi talebine kulaklarını tıkamaktadır.
Biliyoruz hiçbir duvar, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, öğrencilerin talepleri karşısında ayakta duramaz; hiçbir barikat halkın adalet talebini durduramayacak.
Seçilmiş belediye başkanlarının, siyasetçilerin, gazetecilerin, öğrencilerin tutuklanmasıyla başlayan cadı avı bardağı taşıran son damla oldu.
Bu ülke bizim ülkemiz. Emeğiyle geçinenlerin, alın teri için mücadele edenlerin ülkesi. Bu yüzden inatla adalet diye haykırıyor milyonlarca yurttaş.
Bu yüzden inatla eşitlik, özgürlük sloganları yankılanıyor sokaklarda, meydanlarda çünkü biliyoruz ki her bir hak mücadelesi aynı zamanda sınıf mücadelesidir, emek mücadelesidir.
1 Mayıs alanından bir kez daha uyarıyoruz. Tüm seçilmişlere, halkın iradesine yönelik baskılar son bulsun. Tüm tutuklu siyasetçiler serbest bırakılsın. Halkın iradesini yok sayan darbe pratikleri ve kayyımlar son bulsun.
Tutuklu bulunan potansiyel Cumhurbaşkanı adayları serbest bırakılsın, siyasi yasaklar kaldırılsın. Türkiye’nin yarını gençlerimiz serbest bırakılsın. Yargı üzerindeki siyasi baskılar son bulsun.
Tek adam rejimine asla ama asla teslim olmayacağız. Ülkemizin demokratik geleceği için hiç durmadan mücadele edeceğiz.
Bizler tıpkı ekmeğimiz için olduğu gibi adalet ve demokrasi mücadelemizi büyüteceğiz. Kazanana kadar büyüteceğiz. Bu 1 Mayıs topyekûn birleşik mücadele için başlangıçtır.
Halk kesimleri gün geçtikçe derinleşen yoksulluğa itiliyor. Yoksulluk arttıkça iktidarın baskıları da artıyor; Grevlere yasak konuyor, örgütlenme hakkı engelleniyor, gerçekleri yazan gazeteciler hapse atılıyor.
Sesini yükselten öğrenciler tutuklanıyor. Gidişata itiraz eden herkes baskıyla susturulmak isteniyor.
Hiçbir engel yoksulluğa karşı mücadeleyle adalet ve demokrasi mücadelesinin birleşmesini engelleyemiyor.
Sendikalarımızla kazanacağız, meslek örgütlerimizle kazanacağız, kitle örgütlerimizle kazanacağız. Emeği ve demokrasiyi savunan siyasi partilerimizle kazanacağız, örgütlü mücadelemizle kazanacağız. Bir olmak, iri olmak ve diri olmak için birleşmeliyiz. Birleşe birleşe kazanacağız.
Bir yıl önceki 1 Mayıs’tan bu yana ülkemizde pek çok işyerinde direnişlere ve grevlere şahit olduk. Keyfi ve hukuksuz grev yasaklarına rağmen BMS (Metal) işçileri ve Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işçiler, insanca yaşam ve çalışma koşulları için greve çıkan işçileri selamlıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünü mücadele alanına çeviren, “Yusuf Tekin istifa” diyen, parasız, kamusal, laik, demokratik, anadilinde eğitim mücadelesi veren tüm eğitim emekçilerinin, velilerimizin, öğrencilerimizin mücadelelerini selamlıyoruz.
İstanbul Üniversitesi’nde barikatları yıkarak sadece kendilerinin değil, ülkenin önünü açan üniversite öğrencilerinin laik, bilimsel, demokratik üniversite ve memleket için boykot mücadelesini selamlıyoruz.
Hemen yanı başımız yangın yeri. Ortadoğu halkları adeta bir orta çağ karanlığına hapsedilmiş durumda.
Emperyalistlerin beslediği cihatçı çeteler bölge halklarını teslim almış durumda. ABD emperyalizminin işbirlikçisi AK Parti bir yandan hamaset ile Filisitin’e sahip çıkıyoruz derken bir yandan İsrail ile tüm ticari faaliyetlerine devam ediyor.
Emperyalistler ve işbirlikçi AK Parti iktidarı, binlerce insanın katili HTŞ lideri katil Colani’yi ülkemizde ağırlıyorlar. Her biri Suriye’nin paylaşımında kurtlar sofrasında yer almanın hesaplarını yapıyor. Suriye’de katledilen Arap-Alevi halkının çığlıklarını ise timsah gözyaşlarıyla izliyor.
Bizler biliyoruz. Çözümün yolu, Filistin’in özgürlüğü için savaşan denizlerin anti-emperyalist yoludur. Selam olsun denizlerin yoldaşlarına.
Siyasi iktidarın gerici ve kadın düşmanı politikalarına karşı kadınlar susmadı, susmayacak. Her 25 Kasım’da, her 8 Mart’ta alanları dolduran kadınlar, bugün de 1 Mayıs alanlarında.
Kadınlar işyerlerinde, sokaklarda, mücadele etmeye, kadın dayanışmasını büyütmeye devam edecekler. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz.
Bir selam da ülkenin dört bir yanını dolduran gençlere; liselerden, kampüslerden boy veren o anlamlı mücadeleye. Güvencesiz bir geleceğe, anti demokratik uygulamalara, baskıya kafa tutan, her şeye inat ülkesine sahip çıkma iradesini gösteren gençlere. Selam olsun size, selam olsun yarınlarımıza.
Bugün kutlama için değil, birleşik mücadelemizi büyütmek için 1 Mayıs alanlarındayız.
Onurlu bir yaşam mücadelesi veren emekliler, doğanın talanına karşı mücadele eden çevreciler, barış mücadelesi veren halklar, sendikalaşma mücadelesi veren işçiler, emekçiler, adalet, demokrasi talep eden, halk iradesine sahip çıkan yurttaşlar, gençler, kadınlar; “Turpla, şalgamla devlet yönetilmez; adaletle, demokrasiyle yönetilir” diyen üretici köylüler, hep beraberiz, ayaktayız. Birleşe birleşe kazanacağız.
Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Sizleri Tertip Komitesi adına umutla selamlıyorum. Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın 1 Mayıs.