Muğla’nın Datça ilçesinde hayvan hakları savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla Datça Belediyesi önüne siyah çelenk bıraktı ve basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Katliamın ve matemin günü, kara 4 Ekim’i lanetliyoruz” denildi.
Ulusal Hayvan Hakları Birliği, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde Türkiye’nin birçok şehrinde toplu eylem çağrısı yaptı.
Ayrıca, Muğla Yaşam Hakkı Savunucuları Platformu’nun da “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü değil, hesap sorma günüdür” başlığıyla yayımladığı çağrısıyla Muğla’nın Bodrum, Datça ve Fethiye ilçelerinde protestolar yapılacağı duyuruldu.
Bunun üzerine bugün (4 Ekim 2025) saat 11:00’de Datça Belediyesi önünde bir araya gelen hayvan hakları savunucuları, Belediye binasının önüne siyah çelenk bıraktı ve basın açıklaması yaptı.


Yapılan basın açıklamasını, hayvan hakları savunucuları adına Ayşe Hangül okudu. Açıklamada, “Katliamın ve matemin günü, kara 4 Ekim’i lanetliyoruz. Bugün 4 Ekim, dünyanın dört bir yanında Hayvanları Koruma Günü diye ilan edilen bu tarih, bizim için bir kutlama değil. Bu tarih kara bir anma, kanın, vahşetin, zulmün, zalimliğin simgesidir” denildi.
“Hayvanları Koruma Kanunu”nu hakkında ise “Katliam ve üreme döngüsü getirilen bir kanun çıkarıldı. İçişleri Bakanlığı, bu kanunun ölüm getiren maddelerinin de ötesinde genelgeler yayınladı. Sonuç, hayvanların idam fermanı oldu” ifadeleri kullanıldı.
“DOĞAL YAŞAM ALANI ADI ALTINDA KURULAN BU YERLER, ASLINDA DOĞAL CEHENNEM ALANLARIDIR”
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Yaşam alanı adıyla bize yutturulmak istenen; binlerce köpeğin kafalarının kürekle ezildiği, demir sopalarla dövülüp, yerden yere vurularak canlı canlı gömüldüğü, doğal cehennem alanlarını lanetliyoruz. Doğal yaşam alanı adı altında kurulan bu yerler, aslında doğal cehennem alanlarıdır.”
İstanbul’da, 3 Haziran 1910’da80 binden fazla köpeğin, kamuoyunda “Hayırsız Ada” diye adlandırılan Sivriada’ya bırakılarak; açlık ve susuzlukla ölümlerine sebep olunduğunun hatırlatıldığı açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Bugün doğal yaşam alanı adı altındaki cehennem alanlarında yeniden sahneleniyor. Dağ başlarındaki gözlerden uzak bu cehennem alanlarında; hayvanlar aç, susuz, kışın kar altında bulunacakları, yazın güneş altında yanacakları işkenceyle ölüm koşullarına mahkum ediliyor ve sonra ölüm çukurlarına atılıyor ve bu çukurlar barınak, doğal yaşam süsüyle örtülüyor.
Bu dayatmayı, bu aldatmacayı, bu cinayetleri lanetliyoruz. Belediye başkanları ve özel idare genel sekreterleri, kurduğunuz o cehennem alanlarında hayvanlar kafası kürekle ezilirken, yerden yere vurularak öldürülürken, akşam eve gidip başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyor musunuz?”
“KENDİ GÖREV İHMALLERİNİZİN BEDELİNİ MASUM HAYVANLARIN CANIYLA ÖDETMEK İSTİYORSUNUZ”
Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar müdürlüklerinin, 20 yıldır belediyelere bakımevi kuramadığının, durduramadığının ve kısırlaştırma yaptıramadıklarının altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Masalarınızdan kalkmadınız, görev yapmadınız. Şimdi de sekreteryası olduğunuz il hayvanları koruma kurullarında; katliam ve vahşet kararları aldırmak için hayvanların öldürülmesini; bir yudum su, iki lokma yemek verilmesini yasaklatıp, kendi görev ihmallerinizin bedelini masum hayvanların canıyla ödetmek istiyorsunuz. Bir yudum suya, iki lokma ekmeğe muhtaç olun. Allah’tan korkun. Bu vicdansızlığı lanetliyoruz.”