Datça Yurttaş İnisiyatifi, sosyal medya hesabından yerel seçim bildirisi yayımladı. Bildiride, “Ne ülke genelinde ne de Datça’da 1 Nisan sabahına bir kabusla uyanmak istemiyoruz” denildi.
Datça Yurttaş İnisiyatifi, 31 Mart’ta gerçekleştirilecek olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne yönelik bildiri yayımladı. Bildiride, yerel seçimlerin yaklaştığı hatırlatılarak, “Ne ülke genelinde ne de Datça’da 1 Nisan sabahına bir kabusla uyanmak istemiyoruz” sözlerine yer verildi.
Umutları çoğaltan ve büyüten bir seçim olmasını istedikleri belirtilen bildiride, “Seslerimizi birleştirerek yükseltmeye çalışıyoruz. Onun için, yan yana olmayı, farklılıklarımızdan öğrenmeyi, beslenmeyi önemsiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, birliktelikleriyle her şeye değer kattıklarını ve zenginleştirdiklerini söyleyerek, “Toplum oluyoruz, Datça oluyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Datça’nın her şeyiyle benzersiz bir yer olduğu dile getirilen bildiride, şu sözlere yer verildi:
“Datça, denizi, koyları, kıyıları, ormanları, endemik bitki örtüsü, yaban hayatı, rüzgarı, havası ile yaşanmışlıkları, yaşamdan biriktirdikleri, bugüne zenginleşerek ulaşabilen tarihiyle, daha da önemlisi insani ilişkileri, toplumsal dokusu, kültürü ve coşkusu ile benzersiz bir yer.”
“DATÇA UYUMUN, BARIŞIN, DOSTLUĞUN MEKANI OLDU”
Ayrıca bildiride, “Datça, yıllardır hem doğasını hem de bu toplumsal dokusunu özenle koruyarak bu günlere geldi, Umudun, uyumun, barışın, dostluğun, hoşgörü ve dayanışmanın mekanı oldu” ifadeleri kullanıldı.
Bugüne kadar yapılan ayrıştırma ve ötekileştirme girişimlerinin boşa çıktığı söylenen bildiride, “Bugüne kadar her türlü ayrıştırma ve ötekileştirme girişimini boşa çıkardı. Datça’yı Datça yapan en eşsiz ve keyifli duygu budur” denildi.
Bildiride, Datça’nın doğasının, toplumsal yapısının ve yaşama kültürünün bir bütün olduğu belirtilerek, “Ülke genelinde varlığını ötekileştirme, kamplaştırma, ayrıştırma, kendinden olmayanı düşmanlaştırma üzerine kuran siyasi anlayışa rağmen Datçalılar, uzun zamandır bunu korumaya çalışıyorlar” sözlerine yer verildi.
“SÖYLEYEBİLECEKLERİ TEK BİR SÖZLERİ, ATACAKLARI İYİ BİR ADIMLARI OLAMAZ”
Tek bir nefes alacak alanın bırakılmaması yönünde tehdit ve şantaj dahil her türlü yönteme başvurulduğu söylenen bildiride, şu ifadeler kullanıldı:
“Yerel yönetimlerde dahil mutlak kontrol sağlamaya çalışıyorlar. Bu anlayışın temsilcilerinin Datça’ya söyleyebilecekleri tek bir sözleri, atacakları iyi bir adımları olamaz. Şimdiye kadar Datça’ya dönük saldırılarda Datça’nın hiçbir sorununda tavır almayanların tek misyonları, tekçiliğin ve yağmanın inşası olabilir.”
Bunların yanı sıra bildiride, “Datçalılar bu siyasal iktidardan, bugüne kadar Datça özelinde ne gördü?” sorusu sorularak, şu sözlere yer verildi:
● Datça’ya ve Datçalılara ait tüm kamu arazilerinin satılığa çıkarıldığını gördü. Bunlar olurken siyasal iktidarın yerel temsilcileri ortada yoktu.
● Tüm koylarının MUÇEV adı altındaki şirkete peşkeş çekildiğini, toplumun ve tüm canlıların hakkının gasp edildiğini gördü. Yargı bu haksızlığa dur dedi. Bu kez Bakanlık hukuksuzluğu devam ettirmek için devreye girdi. Siyasal iktidarın yerel temsilcilerinden çıt çıkmadı.
● Köyler, insanlar, imar planlarının sonuçlanmasını beklerken, her şeyi yavaştan alan Bakanlığın, birilerine mevzi imar planları ile kişisel servis sunduğunu gördü. Bu planlar mahkemelerde iptal edilince, Belediye mühürlediğinde bile devam eden inşaatlara tepki gösteren halk yine yalnızdı. Çağrılara rağmen merkezi hükümetin tek bir yerel birimi dahi parmağını kıpırdatmadı.
● Mafyatik yöntemlerle iş yapanlarla, mühür kırmalarla, neredeyse Türkiye’nin en büyük kaçak inşaatlarının, en hızlı yapım rekorlarını gördü. Halk tepki gösterirken Siyasal iktidarın yerel temsilcilerinin sesi soluğu çıkmadı.
● Datçalılar böyle bir yat limanı olmaz diyen, Datça’nın değil, Dünya’nın en kritik ekolojik dengelerinden birine sahip Taşlık Koyunu büyük ölçüde denize kapatan, boğan yat limanına karşı çıkarken, ÇED raporunda bile isteye hile yapıldığını gördü. Burada asla bir çekek yeri olmamalı, çekek yerleri tekne bakım ve tamir yerleridir ve bir anlamda endüstriyel tesislerdir, Datça merkezinde çekek yeri olamaz derken, siyasi iktidar temsilcileri suskun idiler. Suskun olmanın ötesinde, programlarında çekek yeri vaat ettiler.
● Eriyen maaşlar ve yükselen fiyatlar karşısında giderek yoksullaşmayı, barınma sorunlarını, emeklilerin feryadını ve insanları, uyuşturucu ve çete bataklığına sürüklendiğini gördü Datça. Sadece iktidar ve onların yerel temsilcileri görmedi, duymadı.
● İktidar tarafından özelleştirilen elektrik şirketinin hem Datçalılar üzerinde hem de orman yangınlarındaki olumsuz etkilerini ve ormanlarımız yanarken iktidarın vurdumduymazlığını gördü Datça. İktidar temsilcileri ne yaptı peki? Koca bir hiç.
● Tarımsal afet yaşayan Datça, kamudan zerre destek görmedi. Datça köylüleri, belki de ilk kez traktörleriyle sahaya inip dertlerini anlattılar. Siyasi iktidarın temsilcileri yine yoktu.
● Tüm Türkiye gibi, Datçalılar mazot fiyatlarında katlanarak artan rakamları gördü. “Geçinemiyoruz, yetti artık” dediler. Siyasi iktidarın temsilcileri sus pus idi.
● Tüm tepkilere rağmen ÇEDES adı altında eğitimin tarikatlara teslim edilme girişimlerini gördü Datça. Bu konuda Datçalılar tepkilerini ortaya koyarken, iktidar temsilcileri ellerini ovuşturuyordu.
Şimdi Datçalıların karşısına aday olarak çıkan, iktidar bloğunun adayına şunu sorma hakkımız yok mu; Şimdiye kadar neyine sahip çıktınız Datça’nın? Nesi için mücadele ettiniz, çaba gösterdiniz? Yağma ve talan karşısında Datçalılar direnirken neredeydiniz?
“ÜLKENİN TÜM DOĞASINI YOK EDİP, YERİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRİYORLAR”
Bildiride, ülkenin tüm doğasının yok edildiğine ve yerin altının üstüne getirildiğine değinilerek, “Satılacak, paraya dönüştürülecek, sermayeye aktaracak ne varsa, sistemin radarında” ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca bildiride, “Toprağın altında, üstünde, denizde, karada, şehir merkezinde veya en ücra köyde, konu yalnızca ele geçirme veya satma konusudur. Daha kötüsü, bir çökme konusudur. Bu yönüyle Datça için riskler çok daha büyüktür” denildi.
Bilmeleri istenmeyen şeyleri bildikleri, başka birçok şeyi de bildikleri vurgulanan bildiride, “Bu bilme hali bizi güçlü kılıyor” sözlerine yer verildi.
“TALAN VE YAĞMACI İKTİDARIN DATÇA’YA ÇÖKMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Bildiride, toplum vicdanına güvendikleri aktarılarak, “Bütün bunların asla kalıcı olamayacağını bildiğimiz için umutluyuz. Talan ve yağmacı iktidarın yerel yönetim üzerinden Datça’ya çökmesine izin vermeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Yalnızca seçimlere yüksek katılım sağlanmakla yetinmeyecekleri belirtilen bildiride, “Datça’da, yerel demokrasiyi birlikte kuracak, birlikte tüm değerlerimize sahip çıkacağız” denildi.
Son olarak bildiride, “Ülkede yerleştirilmeye çalışılan yeni rejime karşı demokratik muhalefetin de sorumluluklarını yerine getireceğine inançla, herkesi bu tehlikeye karşı bilinçli olmaya davet ediyoruz” sözlerine yer verildi.