Muğla’nın Datça ilçesinde, Özbel Sahili’ni Palaia Otel’in uygulamalarına karşı kıyı nöbetine başlayan Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve Sanatçı Zülfü Livaneli’nin bu otelde kameralara poz vermesi ve bunu sosyal medyadan yayınlamasını eleştiren bir acıkama yaptı. Açıklamada, “Bu fotoğrafla sermayenin kıyı işgali meşrulaştırılmış, belediye yönetimi sermayenin yanında olduğunu kamuoyuna açıkça göstermiştir” dendi.
Datça Belediyesi’nin sosyal medya hesabından dün (21 Eylül) yapılan paylaşımda, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve Sanatçı Zülfü Livaneli’nin Palaia Otel’de çekilmiş bir fotoğrafı yayınlandı ve altında şu açıklama yapıldı:
“Ülkemizin kültür hazinelerinden Zülfü Livaneli, Belediye Başkanımız Aytaç Kurt ile bir araya gelerek unutulmaz bir buluşmaya imza attı. Bu anlamlı buluşmada, Datça’nın sanat ve kültür hayatını daha da zenginleştirmek adına Livaneli’nin engin tecrübeleri ve yaratıcı fikirlerinden ilham aldık. Yerel değerlerimizi koruyarak kültür ve sanatı her köşeye yaymak için azimle çalışmaya devam edeceğiz!”
Datça’da Kıyı Kanunu kapsamında yurttaşların kıyıları kullanma haklarının ihlaline karşı mücadele eden ve 9 Mart 2023 tarihinden itibaren kıyı nöbeti tutan Şezlongsuz Datça İnisiyatifi ise fotoğrafa tepki göstererek açıklama yaptı.
“BİR FOTOĞRAF, ÇOK ŞEY ANLATIR”
Şezlongsuz Datça İnisiyatifinin kıyı nöbeti ise Palaia Otel’in Özbel Sahili’nde 264 metrekarelik kıyı alanını kiralaması ve yurttaşların ücretsiz kullanımına kapatmak istemesi üzerine başlamıştı.
“Bu fotoğraf, sözün bittiği yerdir!” başlıklı açıklamada Şezlongsuz Datça İnisiyatifi şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkede ne fotoğraflar gördük, aynı karede olmaması gerekenler, olmaması gereken yerlerde kadraja girdiler. Bir fotoğraf, çok şey anlatır bazen. Çünkü tüm ilişkiler, en çıplak haliyle görünür olur. İşte bu fotoğrafta da bir kıyı işgalcisi işletme, özgürlük ve eşitlikçi görüşleriyle tanınan bir sanatçı ve Datça’nın doğasını koruma sözü vermiş bir belediye başkanı aynı karede görünüyor, kıyı işgalcisi bir tesiste. Yani bu fotoğraf, aslında sözün bittiği yerdir!”
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin Datça’yı Datça yapan ve Datça’nın en temel varlığı olan kıyıları koruduğu belirtildi. Fotoğrafın çekildiği işletmenin ise Özbel Sahilini kiraladıktan sonra önce kaçak bir platform yaptığı, Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin mücadelesiyle bu platformun söküldüğü hatırlatıldı.
Daha sonra ise aynı işletmenin kıyıya kum sererek kıyının doğal yapısını bozduğu için idari para cezası aldığı belirtildi ve şunlar söylendi:
“Tüm bunların yaşandığı bir tesiste, halkçı olduğunu düşündüğümüz bir sanatçının; halkın seçtiği, halkçı olduğunu iddia eden bir belediye başkanın poz vermesinden rahatsızlık duyuyoruz.”
“BU FOTOĞRAFLA SERMAYENİN KIYI İŞGALİ MEŞRULAŞTIRILMIŞ, BELEDİYE YÖNETİMİ SERMAYENİN YANINDA OLDUĞUNU KAMUOYUNA AÇIKÇA GÖSTERMİŞTİR”
Bir belediye başkanının nerede ve kimlerle, hangi fotoğraf karesinde yer alacağını özenle seçmesi gerektiğini düşündüklerini belirten Şezlongsuz Datça İnisiyatifi açıklamasında, “Ancak, bu fotoğrafla sermayenin kıyı işgali meşrulaştırılmış, pek çok uygulamada gördüğümüz gibi, belediye yönetimi sermayenin yanında olduğunu kamuoyuna açıkça göstermiştir” dendi.
Açıklamada son olarak Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt’un “Dalkavuk” sözleri hatırlatıldı.
Datça Belediyesi 6 Ağustos günü Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’nda Başkan Aytaç Kurt şöyle konuşmuştu: “25600 sayılı kanunla bu kadar sahili nasıl temizleyeceksiniz diye bize soran yok. Koyların hali perişan. Vatandaş gitmiş orada tuvalet yok duş yok. Bu vatandaşın nereye gideceği yönünden halk dalkavukluğu yaparak bize sorduğunuzda bu sadece bizim sorunumuz değil”
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, 23 Ağsutos 2024’te Datça Belediye binası önünde bu sözlere yönelik basın açıklaması yapmış, açık bir mektup ile Kurt’un yanıtlamasını istedikleri sorular yöneltmiş ve “Eleştiren halka dalkavuk dediğiniz için özür dileyecek misiniz?” diye sormuştu.
Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Şezlongsuz Datça İnisiyatifi olarak, daha önce bizlere dalkavuk denmesine hem açık mektubumuzla, hem de belediye önündeki eylemliliğimizle tepkimizi göstermiştik. Bu fotoğraf, maalesef ki tarih önünde bizleri, bu tepkilerimizi bir kez daha haklı çıkardı. Açık mektuptaki sorularımızı yanıtlamak için sosyal medyayı kullanmayacağını ifade eden belediye başkanı, sermayeden taraf olduğunu bir kez daha sosyal medyadan yayınlamakta hiç çekince hissetmemiştir. Datçalılar olarak, Datça’yı, halkın kamusal haklarını savunmaya ve belediye yönetiminin de bunun karşısından olan uygulamalarının takipçisi olmaya devam edeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin açık mektupta sorduğu sorular şu şekildeydi:
- 1- Göreve geldiğinizden beri, önemli bir kısmı da seçmeniniz olan halkın kıyı işgallerinin sonlandırılması taleplerini ne kadar dinlediniz?
- 2- Kıyılarla ilgili izlediğiniz politikalarda, yıllardır kıyılar için mücadele eden Datçalıları ne kadar sürece kattınız? Halkçı belediyecilik siyasetiniz ve vaatleriniz doğrultusunda, örneğin kıyı politikanızı oluştururken Şezlongsuz Datça İnisiyatifinin görüşlerini dikkate almayı hiç düşündünüz mü?
- 3- Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine göre, Kumluk’ta kıyı işgali ve kıyının doğal yapısının bozulması açısından çok katmanlı işlenen suçlar dururken, kıyıda küçük bir bölümü, saksılar, elektrik direkleri arasında halka açmayı, başarı olarak görüyor musunuz?
- 4- Taşlık’ta, resmi bir tebligatla, işletmelerin işgal ettikleri alanın yüzde 50 sini halka terk edeceksiniz derken, Kıyı Kanunu hükümlerine göre suç teşkil eden, yüzde 50si sizindir demiş olmuyor musunuz? Belediye olarak hem kanunlara uyma hem de bu kanunlar doğrultusunda denetim sorumluluğunuz bulunurken, Taşlık tebligatınızla suça teşvik etmiş olmuyor musunuz?
- 5- Karaincir’de bir tabela kaldırma işlemi yaptığınızı duyurdunuz. Peki Karaincir’deki işgalleri sonlandırmak için somut girişimleriniz olacak mı?
- 6- Mühürlediğiniz kaçak iskelelerde günlük kullanıma devam edilirken, bunu engellemeye, kaçak yapıları yıkmaya yönelik girişimleriniz olacak mı?
- 7- Kaçak yapı demişken, tüm halkın bildiği, encümen tarafından yıllar önce alınmış olan kıyı işgalcisi kaçak yapıların yıkım infazı yapılacak mı? Örneğin kamuya ait olan yeşil alanda yetkiniz gereği havuz ve merdiven işgalini ne zaman kaldıracaksın?
- 8- Kendi uhdenizde olan ve işletmelere kiraladığınız alanlarda ki kaçak yapıları yıkacak ve işgalleri sonlandıracak mısınız?
- 9- Datça kıyıları ile ilgili olarak açtığınız davada verilen yürütmenin durdurulması kararının gereğini yerine getirip, çok sayıda Datçalının başvurusunu dikkate alarak; bunun, mahkeme kararının uygulanmaması, bir Anayasa sorununa dönüşmesi konusunda ne yapacaksınız?
- 10- 3621 sayılı kanuna göre kıyılardaki uygulamalarla mücavir alanlarda Belediyelerin yetkili olduğu açık hükmüne göre Belediyenin kiraladığı yerlerde kıyı işgallerini ve Datça kıyılarında MUÇEV tarafından kiralanmamış yerlerdeki kıyı işgallerini kaldırmak yetkinizi ne zaman kullanacaksınız?
- 11- Tüm bunları soran, takip eden, eleştiren halka dalkavuk dediğiniz için özür dileyecek misiniz?
ŞEZLONGSUZ DATÇA İNSİYATİFİ KİMDİR?
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Özbel Sahili’nde 264 metrekarelik kıyı alanını Palaia Otel’e kiralanması ve şirketin kıyıya ahşap bir platform yapmaya başlaması üzerine bir araya gelmişti. Kıyı Kanunu’na aykırı olması nedeniyle yurttaşların mücadelesi sonucunda platform sahilden kaldırılmış, otelin kıyıya koyduğu şezlongların önünde yurttaşlar 9 Mart 2023’te nöbete başlayarak kıyıyı, hakları kapsamında kullanmaya başlamıştı.
Datça’nın farklı bölgelerindeki kıyı işgallerine karşı çıkan yurttaşlar “Şezlongsuz Datça İnisiyatifi”ni oluşturmuştu. Otel sahipleri ise yurttaşların kıyıdan eşit ve serbestçe denize girmeleri karşısında şikayette bulunmuş ve üç kişi hakkında soruşturma başlatılmıştı. 4 Ağustos 2023‘te ise açılan soruşturmada karar açılanmış, üç kişiye sahile masa ve sandalye koyma yasağı getirilmişti.
İnisiyatif, 28 Nisan 2023 tarihinde yaptıkları basın açıklamasında “Peki, neden Şezlongsuz Datça istiyoruz?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:
“Şezlongun hem kıyıların işgalinin simgesi hem de somut olarak işgalin aracı olduğunun farkındayız. Önce şezlonglar geldi, sonra kıyıların metal- ahşap platformlarla kaplanması. Kıyı, kıyı olmaktan çıktı inşaat oldu. Deniz kumları platformların, şezlongların altında kaldı. Bugün burada bir kez daha tekrar ediyoruz: kıyıların işgal edilmesini, parayla girilen yerler haline getirilmesini kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz! Yine havlularımızı kıyılara sereceğiz. Kıyı şarkımızda ifadesini bulan ‘Biz halkız…’ ibaresini sonuna kadar savunacağımızı, mücadelemizin Datça şezlongsuz olana kadar süreceğini kamuoyuna deklare ediyoruz.”