Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Fethiye’deki gençlik buluşmasında Fethiye Körfezi’ndeki kirlilik soruldu. Erdoğan, “Bunlar hiçbir körfezi temizleyemezler” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Muğla Gençlik Buluşması’nda, Fethiye ilçesinde gençlerle buluştu.
Erdoğan, geçen hafta Volkswagen Arena’da on bine yakın üniversiteli gençle, ÜNİAK programında bir araya geldiklerini hatırlatarak, bugün de Fethiyeli ve Muğlalı gençlerle buluşmaktan memnun olduğunu dile getirdi.
“TEKNOFEST GENÇLİĞİ”
Gençleri Allah için sevdiklerini, gençlere güvendiklerini, gençlerin ışıldayan gözlerinde Türkiye’nin aydınlık yarınlarını gördüklerini söyleyen Erdoğan, “Bizim size verdiğimiz ad ne ‘Z’ ne ‘Y’… Teknofest gençliği. Özellikle küresel siyasette sizlerden çok farklı konumlar bekliyoruz. Kendinize inanın, güvenin. Çünkü bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak” İfadelerine yer verdi.
“HERKES RUSYA’YA SALDIRIRKEN BİZ RUSYA’YA SALDIRMADIK”
Karadeniz tahıl koridorunda sorunu çözen ülkenin Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, “Ama işimiz bitmedi. Herkes Rusya’ya saldırırken biz Rusya’ya saldırmadık. Tam aksine Sayın Putin’le olan ilişkilerimizi daha önce nasılsa yine aynı şekilde koruduk. Hatta şöyle de güzel bir teklif yaptı, ‘Tahılı ücretsiz göndereyim’ dedi. Biz de ‘Senin ücretsiz göndereceğin tahılı biz de fabrikalarımızda una çevirir, senin de arzu ettiğin gibi fakir Afrika ülkelerine göndeririz’ dedik. Şimdi hedefimiz buğdayı una çevirip fakir Afrika ülkelerine göndermek. Çünkü yüzde 44 Avrupa’ya gitmiş bugüne kadar. Afrika’ya yüzde 14 gibi bir oranda gönderilmiş. Şimdi biz bunu dengeleyip o fakir fukara, garip gureba Afrika ülkelerine göndererek onların beklentilerine en güzel cevabı vermiş olacağız. Bütün bunlar bir taraftan yürürken diğer taraftan da Türkiye’de biz yatırımlarımızı aynı şekilde devam ettiriyoruz. Durmak yok, yola devam” dedi.
“BİZİM İÇİN BİR İFTİHAR VESİLESİ”
Rami Kışlası’nı İstanbul’un bir numaralı kütüphanesi haline getirerek açılış gururunu yaşadıklarını söyleyen Erdoğan, burada öğrencilerin çorbasını, çayını, kahvesini içeceğini, kekini yiyeceğini ifade etti.
Ücretsiz, 24 saat hizmet verecek kütüphanede gençlerin derslerini çalışacaklarını anlatan Erdoğan, “Oralar mezbelelikti, rezaletti. Çünkü orada ben çalıştım. Gıda toptancıları sitesiydi. Aynı zamanda top sahası vardı. Orada futbol da oynadım. Bütün bunlarla beraber orayı çok iyi biliriz. Geçmişteki bütün o video kayıtlarını filan görmek, göstermek suretiyle nereden nereye. Mesele bu. Eğer ülkemizi ayağa kaldıracaksak, ülkemize güzellikler kazandıracaksak ne yaptın, bunu ortaya ispatlaman lazım. İşte biz bunu ispatlayarak geleceğe yürüyoruz. Lafla bu işler olmuyor. Onun için Rami Kışlası, o bölgede yaşayanların ki Süleyman kardeşim de o bölgede yaşamış bir insan olarak oradaki okullarda okumuş bir insan olarak…
Orada, Anadolu lisesinden 40-50 genç yanımıza geldiler. Onlarla biraz hasbihal ettik. ‘Başkanım 5 dakikada biz okulumuzdan buraya geliyoruz’ diyorlar. Böyle bir çekim alanının oluşmuş olması, Rami Kışlası’nın böyle bir duruma gelmiş olması bir İstanbullu olarak, doğup, büyüdüğüm o bölgede böyle bir kütüphaneye kavuşmuş olmak bizim için bir iftihar vesilesi” diye konuştu.
Erdoğan, Ankara’daki Millet Kütüphanesi’nin ayrı, İstanbul’daki Rami Kütüphanesi’nin de ayrı bir iftihar vesilesi oluğunu aktararak, Rami Kütüphanesi’nde ilk etapta 200 bin civarında kitapla başlayacaklarını, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ek bütçe ilave etmek suretiyle dünyanın değişik yerlerinden kitaplar getireceklerini belirtti.
Erdoğan, Türkçe yayınların yanı sıra uluslararası yayınlarını da kazandırarak kütüphaneyi gerek ülkeden gerek yurt dışından akademisyen ve öğrencilerin ilgi duyacağı bir merkez haline getireceklerini de sözlerine ekledi.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ AYAĞIMIZA BAĞ OLUYORDU, BAŞLARINI EZDİK”
Cumhuriyet’in 100’üncğü yılına vurgu yapan Erdoğan, “Bu yıl Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı. Dolayısıyla bu 100’üncü yaşını da farklı bir şekilde kutlamak üzere adımlarımızı atıyoruz. İşte bu eserler, 100’üncü yılımızı kutlamanın birer adıdır, markadır. Bir takvim değişikliğinin ötesinde anlamlara sahip 2023’ü, her bakımdan en iyi şekilde değerlendirmenin gayreti içindeyiz. ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuz, işte bu irade ve gayretin vücut bulmuş halini temsil ediyor. Son 20 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla adeta ilmek ilmek dokuyarak, ülkemizi böyle bir dönüm noktasının eşiğine getirdik. Altyapı eksiklerimiz vardı, büyük oranda bunları giderdik. Türkiye artık o geçmişteki altyapı sıkıntılarını yaşamıyor. Demokraside sorunlarımız vardı, çözdük. Milli irade önünde engeller vardı, kaldırdık. Güvenlikte sıkıntılarımız vardı, hallettik. Diyarbakır’ın, Van’ın, Hakkari’nin halini düşünün. Ne hale getirmişlerdi çukurlarla o illerimizi. Bunları büyük oranda çözdük, hallettik. Artık gece Diyarbakır’da benim vatandaşım sokağa çıkabiliyor, restoranlarda, kafeteryalarda buluşabiliyor. Bu hale geldik. Terör örgütleri ayağımıza bağ oluyordu, başlarını ezdik” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ EN ÖNEMLİ SINAV 2023 SEÇİMLERİDİR”
Ekonomik göstergelerin tamamında, ülkeyi 20 yıl öncesinin tablosuyla kıyas dahi edilemeyecek seviyelere getirdiklerini söyleyen Erdoğan, “Sevgili gençler, elbette bu meşakkatli süreçte zorlandığımız vakitler oldu. Kimi zaman ter döktük, kimi zaman ihanete uğradık, kimi zaman saldırılara maruz kaldık. Kendimiz bedel ödesek de hamdolsun ne gençlerimizin ne de milletimizin hiçbir ferdinin ayağına taş değmesine asla müsaade etmedik. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’in şu tavsiyesini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık, ‘Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol, yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol’. Evet biz de sa’ye sarıldık, yani çalıştık, hikmete ram olduk, kaderin üzerindeki kadere ittiba ettik. Sizlerin şu kardeşliğine, sevdasına, salonlara sığmayan heyecanına baktıkça verdiğimiz mücadelenin boşa gitmediğini gördük.
Şimdi de yeni bir hamleyle hep birlikte ülkemizi küresel ligin en üst sıralarına çıkarmanın hazırlıklarını yapıyoruz. Bunun için önümüzdeki en önemli sınav 2023 seçimleridir. Sizler bu seçimlerin en önemli aktörlerisiniz. Türkiye yabancı medya organlarının ifadesiyle tarihinin en kritik seçimlerinden birini yapacak. Millet olarak bu seçimlerde sadece adaylar arasında bir tercihte bulunmayacağız, vereceğimiz oyla aynı zamanda eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında çok önemli bir tercih yapacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla ya güzel, mutlu ve müreffeh yarınlara yelken açacağız ya da krizin, kavganın, belirsizliğin, siyasi istikrarsızlığın eksik olmadığı eski Türkiye iklimine tekrar döneceğiz” ifadelerine yer verdi.
“BU ÜLKE NASIL YÖNETİLİR HABERLERİ YOK”
“Masacıların nasıl bir Türkiye vaat ettiğini, nasıl bir cumhurbaşkanı hayal ettiğini sizler de görüyorsunuz” İfadelerini kullanan Erdoğan, “Ne diyorlar? Hepsi başbakan yardımcısı olacakmış, birer tane de bakanlık alacaklarmış. Ya böyle memleket mi idare edilir? Bu cehalet. Bu ülke nasıl yönetilir haberleri yok” dedi.
Erdoğan, altılı masa hakkında şu ifadeleri kullandı: “İşte biz 20 yıl bu ülkeyi yönettik. Ve nereden aldık, nereye getirdik, her şey ortada. Şu anda daha ortada bir şey yok. Kavga gürültü aldı başını gidiyor. Bunların anayasadan da haberleri yok. Bir defa anayasayı nasıl değiştireceksin? Ondan da haberleri yok. Ne diyor? ‘Hemen seçime gideriz’ diyor. Allah Allah. Seçime gitmenin de şartları var. Daha seçim mi kazandın, cumhurbaşkanını mı seçtin? Neye göre şu anda kalkıyorsun da seçime gidiyorsun. Onca toplantı yaptılar, ortaya vizyon, proje namına hiçbir şey koyamadılar. Ajans mahsulü üçüncü sınıf sokak tiyatroları dışında gençlerimizin dikkatini çekecek hiçbir adım atamadılar. Ama bu arada, yurt dışından çok çok önemli adamları, işte George’lar, filan, falan onlar geliyor. Yok bilmem işte Merkel’in danışmanıymış, yok şunun danışmanıymış. Bu millete yerli ve milli yöneticiler lazım” diye konuştu.
“TANIDIĞIM GENÇLER BÖYLE BİR SAÇMALIĞA VE AKIL TUTULMASINA ASLA İTİBAR ETMEZ”
Erdoğan, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci hakkında da konuşarak, “Cumhurbaşkanı adayı olarak iradesi olmayan, kendi başına karar alamayan, talimatla hareket edecek güdümlü bir figür tarifi yapıyorlar. Kendilerinin bile güvenmediği birine milletimizin güvenmesini istiyorlar. Kendilerinin itibar etmediği bir siyasetçiye, Amerika’sından Rusya’sına, Çin’inden Avrupa’sına dünya liderlerinin itibar göstermesini bekliyorlar. Trajikomik bu tabloyu da yüzleri hiç kızarmadan, gençlerimize ‘eşitlikçi demokrasi’ diye yutturmaya kalkıyorlar. Gençlerimizin zaten böyle bir şeyi yutmayacağını çok iyi biliyorum. Benim bildiğim, tanıdığım gençler böyle bir saçmalığa ve akıl tutulmasına asla itibar etmez. 2023 seçimleri tüm bu saçmalıkların, zırvaların çöpe atıldığı, Türkiye Yüzyılı’nın güneş gibi üzerimize doğduğu bir milat olacaktır. Bu konuda en çok siz gençlerimize güveniyorum ve şimdi de siz gençleri dinlemek istiyorum” dedi.
“EĞİLDİM KULAĞINA, ‘BİRAZ TİZE ÇIK’ DEDİM”
Sağlık görevlisi Hande Kalaycı, AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen Üniversiteli AK Gençlik Festivali’nde (ÜniAK FEST) sanatçı Cengiz Kurtoğlu’nun “Duyanlara Duymayanlara” şarkısını söylediğini anımsatarak, Erdoğan’a duygularını sordu.
Erdoğan, Kalaycının sorusuna şu şekilde yanıt verdi: “Cengiz kardeşimin özellikle böyle bir sürprizle karşıma çıkması ve beraber düet yapma fırsatını vermiş olması, gençlerle de orada bütünleşmemize vesile oldu. Hatta bir ara eğildim kulağına, ‘Biraz tize çık.’ dedim. Onun tizleri çok yanıktır ve onu da yerine getirdi. Gerçekten bu dalga dalga, gençliğimizin içerisinde de yer buldu. Sevdiğim bir sanatçıdır ve bundan sonraki süreçte de inşallah birçok yerde beraber olacağız.”
ERDOĞAN’A FETHİYE KÖRFEZİ SORULDU
Türk Dili ve Edebiyatı ikinci sınıf öğrencisi Sude Pehlivan, Fethiye Körfezi’nin arıtma sistemi olmadığını ve temizliğinin yapılmadığını ifade ederek, “Mevcut yönetim 2019 yerel seçimlerinde burayı temizleyeceğini vadetmişti ama 4 yılda hiçbir adım atılmadı. Siz el atmadan da bu konu çözülmeyecek, böyle belli oluyor. Fethiyeliler olarak konuyla ilgili desteklerinizi bekliyoruz efendim” dedi.
Destek talebini yanıtlayan Erdoğan, “Bunlar hiçbir körfezi temizleyemezler. Çünkü ben belediye başkan adayı olduğum zaman Cumhuriyet Halk Partisi’ni şöyle tanımlamıştım, ‘çöp, çukur, çamur’. Çünkü öyle bir İstanbul teslim almıştım. İstanbul’da çöp dağları vardı, çukurlar vardı, çamurlar vardı. Bütün bunlarla beraber meşhur Ümraniye çöp patlaması olayı vardı, kırk civarında insanımız orada ölmüştü. Haliç’i aldığım zaman Haliç tamamen kokuyordu. O semtte, o civarda doğdum, büyüdüm, yaşadım ve biz orada kokudan geçemezdik ama geldik hemen Haliç’i temizledik” ifadelerine yer verdi.
Haliç’ten çıkan çamuru pompaj sistemiyle 9 kilometre mesafedeki taş ocağına naklettiklerini anlatan Erdoğan, “650 dönüm, millet bahçesi gibi bir yer kazandık. Şu anda orada Vialand var, onu yaptık. Haliç’i temizledik, Haliç’te şimdi balık tutuyorlar. Fakat Haliç yine zaman zaman kokmaya başladı. Çünkü dedim ya çöp, çukur, çamur, bunlarda bu var. Haliç daim temiz olsun diye İstanbul Boğazı’ndan Haliç’e tüneller açtık ki oradan gelen suyla Haliç daima temiz bir su imkanına kavuşsun dedik, bunu da başardık ama şimdiki Beyefendinin (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu) böyle bir derdi yok. Haliç her an tehdit altında. İzmir Körfezi’nde de şu anda sıkıntı söz konusu. Şu anda bütün bu sıkıntılı yerlerle ilgili çalışmalarımızı yapıyoruz, yürütüyoruz ve aynı şekilde bunları yapmaya yine devam edeceğiz. Çünkü benim milletim ‘Ah’ diyorum, ‘Şu CHP’yi bir anlasa da buna 2023’te öyle bir ders versin ki bu gençlik, bir daha bunlar belini doğrultamasın” diye konuştu.
“GÜYA BİZİMLE BERABER BU YOLDA YÜRÜDÜLER AMA BİR ŞEY ÖĞRENEMEMİŞLER”
Erdoğan bir gencin, “Geçtiğimiz günlerde altılı masadan biri bir televizyon programında ‘Hepimiz cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız. Cumhurbaşkanı da biz ne dersek onu yapacak’ dedi. Spiker de ‘Peki seçilen Cumhurbaşkanı sizin dediklerinizi yapmazsa ne olacak? diye sorduğunda ‘Kriz çıkar, yeniden seçime gidilir’ diye bir cevap verildi. İlk defa bir siyasetçi krizi vadederek oy istiyor. Açıkçası ben böyle bir siyasetçiye milletimizin tenezzül edeceğini zannetmiyorum” sözleri üzerine, “Bir şey söyleyeceğim sana. Öyle deme. Profesör. Profesörler her şeyi bilir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: “Meclis’te bu çoğunluğa sahip olduğunu neye göre konuşuyor? Maalesef bunlar sevgili kardeşim siyaseti bilmiyorlar. Ama öğrenecekler. Ne zaman? Şu seçimde. Bunlar yanımızda bu kadar kaldılar ama hiçbir şey öğrenememişler. Çünkü üst üste bunca seçimler kazanmış bir AK Parti var. Bunlar da güya işte bizimle beraber bu yolda yürüdüler ama bir şey öğrenememişler.”
Ayrıca bir gencin, “Tersine yürümüşler Başkan’ım” sözü üzerine Erdoğan, “Maalesef. Ama çok güzel bir yere dokundun. Aynen hani o yürüyen merdivende birileri de tersine yürüyordu ya şimdi de bunlar tersine yürüyen merdivenlerde beraber yürüyorlar. Hayırlı olsun” dedi.
“BİZ DÜRÜSTLÜKTE YARIŞIYORUZ, FARKIMIZ BU”
Erdoğan, “HDP geçen hafta kendisi aday çıkaracağını açıkladı. Sizin bu konu hakkında yorumunuz nedir?” sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Zaten bunlar komplo içinde komplo. Bunlara hiç kafayı takma. Az önce söyledim ya yalan üstüne yalan. Şimdi hepsi bu konuda birbirinden çok daha maharetli, yalanda yarışıyorlar. Ama biz dürüstlükte yarışıyoruz. Farkımız bu. Onların kim hangisi aday çıkaracak, çıkarmayacak bunlara hiç kafayı takmayın. Biz işimize bakalım. Cumhur İttifakı olarak biz ne yapacağız? Biz ona bakalım. Cumhur İttifakı olarak Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıl dönümünde bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
“BU DURUMA KARŞI EĞER BİR EL KOYMAZLARSA İSVEÇ İLE MÜNASEBETLERİMİZİ ÇOK DAHA GEREBİLİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen günlerde İsveç’te hain teröristler hadsizce bir eylem gerçekleştirdi. Bu aşırı eylemler PKK, PYD’nin orada sıkışmasından dolayı mı kaynaklanıyor? Yoksa İsveç makamları bu eylemlere göz mü yumuyor?” sorusuna ise şu ifadelerle yanıt verdi: “Maalesef İsveç ve Finlandiya NATO’ya girme noktasında bizden ricada bulundular. Başta Stoltenberg (NATO Genel Sekreteri) iyi bir dostumuz, iyi bir insan. Biz de peki dedik, kendileriyle bir araya geldik, konuştuk, ettik ve orada bazı sözleşmeler de imzalandı. Ama biz kendilerine bir şey söyledik. Bak dedik, yani bize eğer sizdeki teröristleri teslim etmeyecek olursanız biz bunu zaten Meclis’ten geçiremeyiz. Meclis’ten bunun geçmesi için her şeyden önce 100’ü aşkın 130 civarında, listeleri de verip, bu teröristleri bize vermeniz lazım. Bunlar maalesef bunu yapamadılar.
Sonra başbakanları fena bir insan değil bize bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyarette de biz kendisine basın toplantısı yaparken sizde Bülent Keneş diye birisi var FETÖ’cü, bu Bülent Keneş’i bize deport edin, verin dedik. İlginçtir onların yargısı Bülent Keneş’in bize deport edilmesini reddetti. Bunların caddelerinde sık sık zaten PKK’nın gösterilerini izliyoruz ve kendilerini de uyarıyoruz. Ama bütün bu uyarılara rağmen ne yazık ki PKK’nın PYD’nin bu gösterilerde durdurulması filan falan diye bir şey söz konusu olmadı. Şu anda Meclis başkanlarının bize bir ziyareti söz konusuydu. Meclis Başkanımız da bu ziyareti reddetti. Çünkü bunlar hala Türkiye’yi eski Türkiye zannediyorlar. Şu an itibarıyla da bu ziyaret gerçekleşmeyeceği gibi onların İsveç’te bu duruma karşı eğer bir el koymazlarsa İsveç ile münasebetlerimizi çok daha gerebilir.”
“BİRE BİN ÖDETİYORUZ, ÖDETECEĞİZ”
Erdoğan, sadece İsveç ve Finlandiya’da değil Almanya’da, Fransa’da ve İngiltere’de terör örgütlerinin boy göstermeye devam ettiğini ifade ederek, “Türkiye olarak bunlara karşı tavrımızı buna göre belirleyeceğiz. Attıkları bütün adımlar, Türkiye’de bunlar istediklerini gerçekleştiremedikleri için güya dışarıdan bizi kuşatacaklar. Ya böyle bir şeyi yapamazsınız. Türkiye’de şu anda onuru, gururu dört dörtlük sağlam olan bir iktidar var. Onun için de bundan sonraki süreçte de Allah’ın izniyle terörle mücadelede Türkiye’yi dışarıdan kuşatamazlar. Çünkü Türkiye kendi içinde çok kavi, çok sağlam. Bunlara da bunun bedelini bire yüz, bire bin ödetiyoruz, ödeteceğiz” dedi.