Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Muğla Şubesi ve Menteşe Kadın Platformu tarafından 6 yaşındaki çocuğun tarikatta cinsel istismara maruz bırakıldığı olaya ilişkin basın açıklaması düzenlendi.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının 6 yaşındayken ‘evlendirdiği’ ve sistematik cinsel istismara maruz bırakıldığı olaya ilişkin Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Muğla Şubesi ve Menteşe Kadın Platformu tarafından düzenlenen açıklamada; çocuk istismarı protesto edilirken, “Bir çocuk dünyayı değiştirebilir. Bizler de o çocuk için bu dünyayı değiştirmeliyiz” denildi.
“BİZ SUSMAYACAĞIZ”
Yapılan açıklamada, Türkiye’deki çocuk hakları ihlalleri ve cinsel istismarlar hatırlatılarak, “Aladağ’da 40 kız çocuğunu yurda kilitleyip canlı canlı yakanlar, Ensar Vakfı’nın yurdunda erkek çocuklar taciz ve istismara uğrarken “Bir kereden bir şey olmaz” diyenler, Enes Kara’nın ‘Beni bu karanlıkta yaşamaya mecbur bıraktılar’ sözüne kulağını tıkayanlar, bugün 6 yaşındaki bir kız çocuğunun gericiliğe, yobazlığa ve ataerkine kurban verilmesine ses çıkarmayacaktır. Ama biz susmayacağız” ifadeleri kullanıldı.
“TARİKATLARDA VE CEMAAT EVLERİNDE ÇOCUKLARIN, GENÇLERİN YAŞADIKLARI İSTİSMARI BİLİYORUZ”
Tarikatlarda ve cemaat evlerinde yaşanan istismarlara değinilen açıklamada, “Laik, bilimsel, kamusal eğitimi kaybettiğimizde ilk kaybedenler çocuklarımız oluyor. 6 yaşından itibaren yıllarca süren bu karanlığı yaşayan bir kadının cesareti sonucu, neleri kaybettiğimizi en acı şekilde algılıyoruz. Yıllardır tarikatlarda ve cemaat evlerinde çocukların, gençlerin yaşadıkları istismarı, karanlık dünyayı biliyoruz” denildi.
“EĞİTİM KAMUSAL BİR HİZMETTİR VE ANCAK EĞİTİMCİLER ELİYLE YÜRÜTÜLÜR”
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından açıklanan ve 1 milyon 200 bin 892 çocuğun örgün eğitimin dışında olduğunu ortaya koyan verilerin hatırlatıldığı açıklamada, “MEB’in verilerine göre 1 milyon 200 bin 892 çocuk örgün eğitimin dışında. Okulda olması gereken bu kadar çocuk nerede? Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda olması gereken eğitim öğretimin; vakıflara, derneklere, tarikatlara ve cemaatlere devredilmesi sonucu, okullarda üniversitelerde ve yurtlarda protokol imzalanarak; söyleşi, kamp, konferans vb etkinlikler yürütüldüğünü biliyoruz. Evrensel ve anayasal bir hak olan eğitim kamusal bir hizmettir ve ancak eğitimciler eliyle yürütülür. Hangi isim altında olursa olsun başka kişi kurum ve yapılara devredilemez” ifadelerine yer verildi.
“ÇOCUKLARIN ÖZGÜR MUTLU VE GÜVENDE OLACAĞI BİR DÜNYAYI ÇOCUKLARA BORÇLUYUZ”
Tarikat ve cemaatler kapatılana kadar mücadelelerinin devam edeceği bildirilen açıklamada, “Tarikatların, cemaatlerin ve vakıfların elini uzatamayacağı, çocukların özgür mutlu ve güvende olacağı bir dünyayı çocuklara borçluyuz. Tüm tarikatlar kapatılana, din ve vicdan özgürlüğü önünde engel teşkil eden tüm gerici odaklar dağıtılana kadar laikliği savunmaya, çocukların ve kadınların uğradığı din baskısını ortadan kaldırmak için mücadeleye etmeye devam edeceğiz” denildi.
“KAZANILMIŞ HAKLARIMIZDAN VE HUKUKSAL SÖZLEŞMELERDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
“Çocukların Cinsel Suistimal Ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin hedef alınmasına tepki gösterilen açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nin ardından Lanzarotte Sözleşmesi’ni hedef almaları beklenen bir şey. Lanzarotte Sözleşmesi ‘Çocukların Cinsel Suistimal Ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. Birileri neden bu sözleşmeden rahatsız olur ki? Bu nasıl zihniyettir? Size izin vermiyoruz. Kazanılmış haklarımızdan ve hukuksal sözleşmelerden vazgeçmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NI VE TÜM KAMU YÖNETİCİLERİNİ UYARIYORUZ”
“Çocuklara sözümüz olsun. Karanlığa teslim olmayacağız” vurgusu yapılan açıklamada, “Lanzarotte Sözleşmesi’ni de İstanbul Sözleşmesi’ni de uygulatacağız! Bir çocuğun yaşamını karartan yaşadığımız bu son acıyla birlikte çocuklarımızı okullara gönderirken yaşadığımız kaygı daha da artmıştır. Anne – babalar olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve tüm kamu yöneticilerini uyarıyoruz. İmzalanan tüm protokol ve işbirlikleri bir an önce sonlandırılmalıdır” sözleriyle MEB ve kamu yöneticilerine uyarıda bulunuldu.
“BİRBİRİMİZİN SESİNE SES KATMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Veli-Der’in velilere yaptığı çağrı ise şu şekilde: “Öğrenci Veli Derneği olarak aynı zamanda tüm velilere çağrımızdır; Bir çocuğumuzun daha yaşamının kararmaması hepimizin ellerinde. Okul okul sesimizi büyütelim. Protokol ve işbirliklerinin sonlandırılması için çocuklarımızın laik, kamusal, bilimsel eğitim hakkına sahip çıkalım. Tüm velileri protokol ve işbirliklerinin sonlandırılması için birbirimizin sesine ses katmaya çağırıyoruz.”
“SİYASAL İSLAM’I DEF EDECEĞİZ”
Açıklamanın sonunda ise Menteşe Kadın Platformu tarafından şu ifadelere yer verildi: “Menteşe Kadın Platformu olarak biliyoruz ki cemaat ve tarikatlardaki kadınlara, gençlere ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarlar münferit vakalar değil. Cemaat ve tarikatlara verilen ayrıcalıklar, aktarılan kamu zenginliği, siyasal koruma ve cezasızlık, bütün toplumu tehdit ediyor. Cemaat ve tarikatlar güçlendirilerek bütün toplum dinselleştirilmek isteniyor. Toplumsal yaşama yönelik dini dayatmalar en çok kadınların, çocukların, LGBTİ’lerin ve gençlerin yaşamlarını daraltıyor, haklarını ve yaşamlarını gasp ediyor. Biz kadınlar ve bütün muhalefet güçleri yaşamlarımızı, haklarımızı ve ülkemizi bu şımartılmış bir avuç molladan koruyacağız. Mücadelemizi yükselteceğiz. Cemaati değil çocuğu koru! Siyasal İslam’ı def edeceğiz.”