Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği; eylemlerde, pankartlarda duvar yazılarında ve sosyal medyada yer alan küfürlü ifadelere karşı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Cinsiyetçi küfürler, kadınların ve LGBTİ+’ların bedenini bir aşağılama nesnesi haline getirir” denildi.
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, bugün (9 Mayıs) sosyal medya hesabı üzerinden “Cinsiyetçi küfürler neden sadece ‘laf’ değildir?” başlığıyla bir açıklama yayımladı. Son zamanlarda sokak eylemlerinde, pankartlarda, duvar yazılarında ve sosyal medyada artan bir şekilde yer bulan küfürlü ifadelerle ilgili açıklama yayımladı.
Açıklamada, “Son zamanlarda sokak eylemlerinde, pankartlarda, duvar yazılarında ve sosyal medyada artan bir şekilde yer bulan küfürlü ifadeler, öfkemizi dile getirme biçimimizi sorgulamamızı gerekli kılıyor. Hak arama mücadelelerinde, bastırılmış duyguların ifadesi olarak görülebilen bu dil, toplumun genelinde ve gençler arasında bir ‘rahatlatıcı’ araç haline gelmiş durumda” denildi.
Kullanılan ifadelerin birçoğunun şiddeti yeniden ürettiği belirtilen açıklamada, “Özellikle kadınlara, LGBTİ+’lara ve ayrımcılığa maruz bırakılan gruplara yönelik cinselleştirilmiş şiddet tehditlerini içinde barındırıyor” sözleri kullanıldı.
“SADECE ‘ARGO’ DEĞİL, ERKEK EGEMENLİĞİNİN CİNSELLİK ÜZERİNDEN KURDUĞU TAHAKKÜMÜN DE SÖZLÜ BİR ÖRNEĞİDİR”
Açıklamada, kullanılan ifadenin sıradan bir öfke ifadesi olmadığı, açıkça cinsel saldırı tehdidi taşıdığı vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Örneğin, ‘a.m.k.’ ifadesi, Türkçede bir kadının genitaline şiddetle saldırmak anlamına gelir ve kökeni tecavüzü tehdidine dayanır. Doğrudan bir bedenin, çoğunlukla da kadının bedeninin istilası, aşağılanması ve kontrolü anlamını taşır. Sadece ‘argo’ değil, erkek egemenliğinin cinsellik üzerinden kurduğu tahakkümün de sözlü bir örneğidir”
Açıklamada, bu tür küfürlerin neden kullanılmaması gerektiği şu şekilde sıralandı:
Cinsiyetçi küfürler, kadınların ve LGBTİ+’ların bedenini bir aşağılama nesnesi haline getirir.
Bu tür ifadeler ‘şiddeti sıradanlaştırır’, hatta meşrulaştırır.
Kültürel olarak erkeklik ve güç ile özdeşleştirilen küfürler, kadın düşmanlığının ve cinsel şiddetin ideolojik altyapısını kurar.
Bireysel değil, toplumsal sonuçları vardır: Sözler eyleme dönüşür.
“EYLEM DİLİ DE ÖĞRENİLİR, ÖRGÜTLENİR”
“Şiddet senin küfürlerinde başlıyor” sorusuna açıklamada şu şekilde yanıt verildi:
“Bu ifade, şiddetin yalnızca fiziksel eylemlerle değil, gündelik dilde, şakada, argo konuşmalarda da başladığını ve bu dilin toplumu nasıl biçimlendirdiğini anlatıyor Tecavüz, bir anda gerçekleşen izole bir suç değil; çoğu zaman mizah, küfür, ‘laf atma’, ‘hak etmiştir’ gibi söylemlerle beslenen bir sistemin ürünüdür.”
Öfkenin yönlendirileceği başka yollar olduğu ifade edilen açıklamada, “Küfür bazen direnişin dili gibi görülse de, bu alan sorgulanmaya muhtaç. Öfkenin etkili olması için ille de mağdur yaratması gerekmez. Dil, öfkeyi hem aktarabilir hem dönüştürebilir. Eylem dili de öğrenilir, örgütlenir. Şiddetsiz ama güçlü dil pratikleri üretilebilir. Mizah, ironi, absürtleşme gibi araçlarla bu dili kırabiliriz” denildi.