Muğla’da Bayır ve Deştin’de kurulması planlanan Entegre Çimento Fabrikası’na karşı çevre savunucularının başlattığı imza kampanyasında toplanan 17 bin 330 imza Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne teslim edildi ve basın açıklaması yapıldı.
Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Deştin Mahallesi ile Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi’nin ortak sınırında bulunan Tekağaç sırtı mevkiinde yapılması planlanan Entegre Çimento Fabrikası’na karşı Menteşe Kent Konseyi, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi tarafından imza kampanyası başlatılmıştı. Toplanan toplam 17 bin 330 imza dün (14 Nisan) Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne teslim edildi ve basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını Menteşe Kent Konseyi adına Yürütme Kurulu üyesi Av. Alev Öztürk okudu. Müdürlük önünde yapılan basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Burak Erbay da destek verdi.
“PROJE, ZEYTİNCİLİK KANUNU’NUN 20. MADDESİNE KESİN AYKIRILIK OLUŞTURMAKTADIR”
Öztürk, Bayır Mahallesi’nde Çimento Fabrikası kurma çabalarının 1993 yılından beri inatla sürdüğünü ifade ederek “Yapılması düşünülen projenin Kazan ve Bayır sulama göletlerinin su toplama havzası üzerinde yer aldığı, projenin yaratacağı tahribat neticesinde bu iki göletten sulanan tarım arazilerinin zarar göreceği, hammadde ocaklarında tercih edilen faaliyet yönteminin dereler ve yer altı suları bakımından zarar verici etkiye sahip olacağı, hali hazırda katı yakıtlı 3 termik santral, başkaca çimento fabrikaları ve çok sayıda taş ve mermer ocağından kaynaklı kirlenmenin boyutları ile birlikte düşünüldüğünde hava kalitesi açısından ciddi sonuçlar yaratacağı ortadadır.
Öte yandan toplam 776 hektar büyüklüğündeki proje alanı tarım alanlarına ve yetişmiş zeytinliklere fazlasıyla yakındır. Deştin köyü bakımından bu mesafe 2 kilometreye kadar düşmekte olup ÇED dosyasında bulunan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü yazısında 1-1,5 kilometre mesafede başka zeytinliklerde mevcuttur. Bu durum ise 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nun 20. Maddesine kesin aykırılık oluşturmaktadır” dendi.
“ÇİMENTO FABRİKASI AYNI HAVZADA BULUNAN 3 TERMİK SANTRALİN YARATTIĞI HAVA KİRLİLİĞİ EMİSYON DEĞERLERİNİ ARTIRACAK”
Öztürk, patlama yöntemi ile hammadde çıkarılacak olması ve kırma öğütme tesislerinin etkisi de düşünüldüğünde ciddi bir toz ve gürültü kirliliğinin oluşacağını söyledi ve şunları ekledi: “Fabrikada günlük 850 ile 2100 ton arasında kömür yakılacaktır. Bu durum aynı havzada bulunan 3 Termik Santralin yarattığı hava kirliliği emisyon değerlerini artıracaktır.
Çimento fabrikası fırın bacalarından çıkacak toz ve dumanın içinde bulunan organik ve inorganik kimyasallar ve metaller, toprağı kirletecek, bitkilerin büyümesini olumsuz etkileyecek, başta zeytin ağaçlarının yaprakları olmak üzere, meyve ağaçlarının yapraklarının yapılarını değiştirecek, sürgün ve yaprak büyüme ve gelişmelerini bozacak, meyve sayısı ve verimini olumsuz etkileyecektir.
“FABRİKA FAALİYETİ HALK SAĞLIĞI ÜZERİNDE CİDDİ SORUNLAR YARATACAK”
Öztürk, fabrika faaliyetlerinin halk sağlığı üzerinde başta solunum kaynaklı sorunlar olmak üzere ciddi sorunlar yaratacağını söyledi. Diğer yandan bacalardan salınan gazların sera etkisini arttırarak küresel ısınmayı arttıracağı ve asit yağmurlarına neden olacağı söylendi ve şunlar ifade edildi: “Projeye ilişkin ‘ÇED olumlu’ kararının dayanağı olan nihai ÇED raporunun aktarılan bu kaygıları giderecek yeterlilikte olmadığı, pek çok hatalı ve güncelliğini yitirmiş veri içerdiği, tarım ve yerleşim alanlarına mesafe, proje alanında bulunan orman vasıflı alanlar gibi konularda yanlış bilgilere dayalı hazırlandığı anlaşılmaktadır. Mevcut hali ile ÇED raporu, projenin çevre ve insan sağlığı üzerinde yaratacağı tahribatı göz ardı etmektedir.
Değerli Muğlalılar, fabrikanın bulunduğu alanın 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi alanı olarak tanımlandığı bilinmektedir. Aynı havzanın 3 termik santral ve onlarca mermer ve diğer tür maden tesisleri de içerdiği göz önüne alındığında Özellikle Menteşe ve Yatağan İlçeleri bakımından telafi edilemez boyutta kirlilik kaynağına dönüşeceği dikkate alınmalıdır. Öte yandan Muğla coğrafyasının büyük bölümünün çevresel tahribat potansiyeli yüksek ticari faaliyetlere açıldığı bilinmektedir.
“109 PROJENİN 55 TANESİNE ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR RAPORU VERİLDİ”
Öztürk, çimento fabrikasını tek sorun olmadığını, 01 Ocak 2022 tarihinden bugüne kadar geçtiğimiz 3,5 aylık zamanda Muğla’da toplam ÇED gerektirir toplam 109 proje için başvuru yapıldığını ve bunların 55 tanesine “ÇED gerekli değildir” raporu verildiği ifade etti ve şunları söyledi: “Kalan 52 başvuru bakımından ise ÇED süreçleri sürmektedir. Olumsuz karar verilerek sonlandırılmış tek başvuru bulunmamaktadır. Bu veriler kirletici nitelikteki projeler bakımından çevresel etki değerlendirme sisteminin adeta bir otomatik onama sistemine dönüştürülmüş olduğunu, başvurulan her projenin onay aldığını göstermektedir.”
“ÇİMENTO FABRİKASI İNŞASI İÇİN VERİLEN YAPI RUHSATI DA İPTAL EDİLMELİDİR”
Son olarak imzacı kurumlar tarafından sürecin takip edileceği açıklandı: “Yürüttüğümüz imza kampanyaları sonucunda 4 bin 191 tane ıslak imza toplanmış bulunmaktadır. Yine internet üzerinden de 13 bin 139 kişi imza kampanyamızı desteklemiştir. Toplanan ıslak imzalı dilekçelerimizi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sunmuş bulunmaktayız. Kampanya sürecinde de vurguladığımız üzere sorunun çözümü ve sürdürülebilir bir çevre düzeni bakımından, mevcut sahayı sanayi alanı olarak tanımlayan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ve buna uygun olarak hazırlanan alt ölçekli planlar ile Entegre Çimento Fabrikası Kurulumu amacı ile hazırlanan 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar planları derhal iptal edilmelidir.
Çimento Fabrikasına yönelik ‘ÇED olumlu’ kararı geri alınmalıdır. Çimento fabrikası inşası için verilen yapı ruhsatı da iptal edilmelidir. Menteşe Kent Konseyi, MUÇEP Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi olarak biz imzacı kurumlar süreci takip etmeye devam edeceğimizi belirterek destek sunan herkese teşekkür ediyoruz.”

BURAK ERBAY: “MUĞLA’NIN GÖBEĞİNE HANÇER GİBİ ÇİMENTO FABRİKASI’NI SAPLANMASINI İSTEMİYORUZ”
Çevrecilerin basın açıklamasına katılan CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay ise şunları söyledi.
“Her zaman söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Muğla’mız cennet bir İl. Tarımı ve turizmi ile de ülkeye ciddi anlamda katma değer sağlayan bir ilimizdir. Siyasiler olarak da bu toprakları seven insanlar olarak da bu güzelliği yarınlara bırakmak için bir mücadele veriyoruz. Zeytini, narenciyesi, portakalı, limonu, fıstık çamı, koyları ve ormanları ile insanların özgürce, rahatça yaşayabileceği bir ildir ve bu mirası gelecek kuşaklara aktarmayı için de büyük bir mücadele veriyoruz. Muğla’nın her köşesinde veriyoruz.
Daha dün akşam televizyon da Bodrum’da kaçak olduğu için yıkılan evlerin fotoğrafını gösteren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sesleniyorum, Bodrum için gösterdiğiniz duyarlılığı Bayır’daki Çimento Fabrikası’na da göstermenizi bekliyoruz. Aynı şekilde bu izni veren bürokratlara ve Sayın Cumhurbaşkanına seslenmek istiyoruz, bu proje yanlıştır. Muğla’nın göbeğinde Çimento Fabrikası yapmak yanlıştır. Doğru bir proje değildir. Artık gelişmiş ülkelerde Çimento Fabrikası açılmıyor. Avrupa’nın hiçbir yerinde Çimento Fabrikası açılmadığı gibi fabrikalar kapatılıyor.
Biz yatırıma karşı değiliz, çimento fabrikası açılabilir mi? Evet açılabilir. Yakın zamanda AKP İl Başkanı da bir açıklama yapmış, demiş ki ‘Çimento Fabrikası açılabilir ama yeri yanlış demiş’. Bizim gibi düşünüyor. Biz de tam bunu söylüyoruz. Çimento Fabrikası açılmasın demiyoruz ama yeri yanlış diyoruz. Muğla’nın göbeğine hançer gibi Çimento Fabrikası’nı saplanmasını istemiyoruz. O raporu veren insanların vicdanına gerçekten seslenmek istiyorum, nasıl ÇED olumlu raporunu verdiler gerçekten bilmiyorum. Civarında 2 tane baraj var. O barajdan çıkan suçlarla tarım arazileri sulamakta. Buradan çıkan kimyasal maddeler barajlara karışacak, bölgede tarım arazilerini sulayan suların içine karışacak, dolayısıyla insanlar etkilenecek. Buna nasıl ÇED raporu olumlu verdiler anlamak mümkün değil. Kent merkezine, yaşam alanlarına çok yakın. Bunu nasıl açıklayabilir? Bu raporu veren ilgili bürokratların vicdanına sesleniyoruz, nasıl bu raporu verdiniz? Gidip gördünüz mü yerini?
“GELİN BU ÇED OLUMLU RAPORLARINI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİN”
Yangınlar sürerken Muğla’yı savunmak için mücadele verdiklerini ifade eden Erbay şunları ifade etti:
“Peki, bu benzer tehlike değil mi aynı şekilde? Menteşe’ye yaklaşan büyük bir tehlike değil mi? O yüzden çağrı yapıyoruz, tüm bürokratlara, Çevre, Şehircilik Müdürlüğü’ndeki bürokratlara, Sayın Çevre Şehircilik Bakanına ve Cumhurbaşkanı’na, Bayır’daki Çimento Fabrikası projesi iptal edilmelidir. Muğla’ya zarar verilen projelere izin verilen ÇED raporları var, hepsini yakinen takip ediyoruz. Hukuki süreçler takip ediliyor. Şu an da Bayır’da Çimento Fabrikası alanında kamyonları süren, orada çalışan işçilere, kardeşlere sesleniyorum, hukuki bir süreç devam ediyor. Bunun iptal edileceğine eminim. Yarın idare mahkemesine keşifler geldiğinde oradaki barajlar görüldüğünde zeytinlik alanlar görüldüğünde bu ÇED raporu kesinlikle iptal edilecektir.
Oradan çıkan çimentolar büyük ihtimal Güllük’ten ve civar limanlarda taşınacak. Bu bölge trafik olarak da yoğun bir bölge. Turizm sezonunda yoğunlaşan bir trafik var. Bu çimentolar taşınırken de oradan artan trafikle, tırlarla da bu yoğunluk artacak. Bu bölgenin bunu da kaldırması uygun değil. Gelin bu ÇED olumlu raporlarını tekrar gözden geçirin, bu bölgeyi yeniden gidip gözden geçirin, şirket yetkilerine sesleniyorum, hukuki davanın sonucu belli olmadan yapılacak her türlü işlemlerden ve buradan doğacak zarardan siz sorumlusunuz. Gelin bunu durdurun, bu hukuki sürecin sonunu bekleyin.”