Muğla’nın Bayır ve Deştin mahallelerinde yapılması planlanan çimento fabrikasına karşı, inşaat alanına giden yolu kapatarak nöbete başlayan köylüler hakkında başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcılığı “kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verdi.
Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçelerine bağlı Bayır ve Deştin mahallerinde, en az 7 bin 751 dönümlük ormanlık alanda kurulması planlanan entegre çimento fabrikası projesine verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı bölge halkı hukuki süreç başlatmış fakat firma sürecin tamamlanmasını beklemeksizin fabrikanın kurulmasına yönelik inşaat faaliyetlerine devam etmişti.
İnşaatın devam etmesine tepki gösteren bölge halkı inşaat alanına malzeme taşıyan araçlarının geçişini engelleyerek 3 Nisan 2023 tarihinde Bayır’daki Baraj Caddesi girişinde nöbete başlamış fakat beşinci günün sonunda, nöbetteki dokuz kişi jandarma müdahalesi ile darbedilerek gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan yurttaşlar da dahil olmak üzere nöbete destek olan toplam 110 kişi hakkında “Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme, Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25 Nisan 2023 tarihli kararına göre köylülerin eyleminin 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırılık arz etmediğinin anlaşıldığı ve şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.
“EYLEMİN MEŞRU AMAÇ DIŞINA TAŞIRILIP SUÇ UNSURU BİR SLOGANIN ATILDIĞI VEYA BİR SALDIRININ OLDUĞU HUSUSUNDA TESPİTİN BULUNMADIĞINA KARAR VERİLMİŞTİR”
Kararda, “Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılması, barışçıl amaçlarla yapıldığı, silahsız ve saldırısız olduğu, kendi içerisinde başka bir suçu oluşturmadığı, hukuken korunabilecek sınırda kaldığı sürece düşünce ve kanaat açıklama yöntemidir ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Somut olayda şüphelilerin çimento fabrikasının yapımını protesto amaçlı oturma eylemi düzenledikleri, eylemin meşru amaç dışına taşırılıp suç unsuru bir sloganın atıldığı veya bir saldırının olduğu hususunda tespitin bulunmadığına karar verilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Kararda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34’üncü maddesinde yer alan “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ifadesinin yanı sıra; toplanma hakkını konu alan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‘nin 20’nci maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘nin 11’inci maddesi ve Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi‘nin 15’inci de atıfta bulunuldu.
“KARARIN ÖRNEK OLMASINI DİLİYORUZ”
Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi’nin konu ile ilgili yaptığı açıklamada karara yönelik şu değerlendirme yapıldı:
“Hukukun adeta her gün katledildiği ve yargıya güvenin son derece zayıfladığı bu günlerde Muğla Cumhuriyet Savcılığı’nın hukuka uygun olarak verdiği bu kararı takdirle karşılıyor, diğer hukukçulara örnek olmasını diliyoruz.
Çadır baskını sırasında gözaltına alınmış ve adli kontrol şartıyla salınmış dokuz arkadaşımız hakkında ileri sürülmüş diğer suçlamalar da bir an önce düşürülmeli ve adli kontrol şartı kaldırılmalıdır.”
Açıklamada Muğla 2. İdare Mahkemesine seslenilerek, ÇED olumlu karına karşı devam eden yargılama sürecindeki gecikmelerin, projenin inşaatına devam etmesiyle sonuçlandığı hatırlatılarak, “İvedi yargılama usulüne tabi ÇED kararlarına ilişkin yargılamada yaklaşık 15 aydır yargıdan tek bir sonuç alınmamıştır. Gecikmiş adalet, adalet değildir. Köylünün adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir. Bizler Muğlalılar olarak çimentocu şirket Muğla’yı terk edene kadar; havamıza, suyumuza, toprağımıza, ormanımıza sahip çıkmak için mücadelemize devam edeceğiz. Kazanan çimentocular ve şakşakçıları değil Muğla halkı olacaktır” dendi.