Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi haklarında yapılan sosyal medya paylaşımlarından dolayı Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda düzenlenen basın açıklaması sonrasında yurttaşlar, Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtladı.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçelerine bağlı Bayır ve Deştin mahallelerinin ortak sınırında kurulmak istenen entegre çimento fabrikasına karşı mücadele eden çevre aktivistleri hakkında bazı sosyal medya hesapları tarafından “para karşılığı çevre eylemi yaptıkları” yönünde iddialarda bulunulmuştu.
Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi haklarında sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar nedeniyle 13 Haziran’da saat 13.00’da Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması yapmıştı.
İddiaların muhataplarından Kadriye Tuncaelli, Mustafa Tuncaelli, Haluk Özsoy ve Ferah Gümüş açıklama öncesinde Gündem Fethiye’ye konuştu.
KADİRİYE TUNCAELLİ: “İDDİALAR MUĞLA KENTİNE BİR SALDIRI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
MUÇEP Menteşe Meclisi Gönüllüsü Kadiye Tuncaelli, çimento fabrikasının Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) iptali davasında avukatlık yaptığını ve ÇED iptalinin kesinleştiğini hatırlatarak, “İddiaların Muğla kentine bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Bu habere ilişkin de gerekli yasal yollara başvurduk. Bize, şahsımıza değil; Muğla kentine yapılan bir saldırıdır bu. Yaşam alanlarını savunmaya devam edeceğiz” dedi.
MUSTAFA TUNCAELLİ: “UYDURUK ÇED’LER HAZIRLADILAR, ONUN İÇİN ÇED’LER İPTAL OLDU”
MUÇEP Menteşe Meclisi Gönüllüsü Mustafa Tuncaelli ise Deştin ve Bayır bölgesindeki çimento fabrikası yapma girişiminin yaklaşık 19 senedir devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“On dokuz senedir çimentocular, ormanlık bir alan içerisine, iki tane su kaynağın arasına böyle bir yıkım projesini yapmak için uğraşıyorlar. Buna oradaki başta Deştin köylüleri olmak üzere bütün köylüler karşı çıkıyor. Uyduruk ÇED’ler hazırladılar, onun için ÇED’ler iptal oldu.”
Gündem Fethiye’nin hazırladığı ve Muğla’da çimento fabrikasına karşı yürütülen 40 yılı aşkın süredir devam eden direnişini anlatan iki bölümlük seri:
Köylülerin ilk ÇED’e dava açtığını ikinci ÇED davasına da kendilerinin de katkı sağladıklarını aktaran Tuncaelli, “Gerçeğe dayanan bir şey yoktu. Tamamen yalana dayalı sahte haberler, sahte verilerle hazırlanmış bir ÇED raporuydu. Raporlar iptal oldu. Bunu beklemiyorlardı” dedi.
“KÖYLÜLER VE BİZLER HAKLI OLDUĞUMUZ İÇİN ÇED RAPORU İPTAL EDİLDİ”
Tuncaelli, mahkeme süresi içerisinde mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermediğinden dolayı şirketin bir buçuk, iki sene içerisinde hızla inşaatı bitirmeye çalıştıklarını belirterek, sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
“Biz baştan yaptığımız basın açıklamalarında uyardık onları, yapmayın dedik. Bu kanunsuz bir eylemdir, dava açıldı, dava sonucunu bekleyin dedik. Bizleri dinlemediler. Sonunda köylüler ve bizler haklı olduğumuz için ÇED raporu iptal edildi. ÇED iptal edilince ruhsatı iptal edildi. Şu anda da imar planlarının iptali için uğraşıyoruz. Bundan dolayı çimentocuların gözü dönmüş bir halde.”
Ayrıca Tuncaelli, “Bir türlü bu köylüleri sindiremedikleri için, bir türlü durduramadıkları için, sahte raporlarını bir türlü geçirtemedikleri için şu anda bizleri, oradaki köylü mücadelesine destek veren insanları böyle düşman haline getirmeye, bizleri bir şekilde karalamaya çalışıyorlar ama ne yapsalar boş” sözlerine yer verdi.
“MUĞLA HALKI KİMİN NE YAPTIĞINI, KİMİN CUKKACI OLDUĞUNU ÇOK DAHA İYİ BİLİYOR”
Çimento şirketinin, Muğla’yı terk edene kadar ellerinden gelen mücadeleyi vereceklerini söyleyen Tuncaelli, “Muğla halkı kimin ne yaptığını, kimin cukkacı olduğunu çok daha iyi biliyor. Onun için bu saldırılarla bizi karalamaya yetmez güçleri. Bu şekilde yaptıkları saldırıda aynı şekilde püskürtülecektir ve dediğim gibi çimentocular Muğla’yı terk edecektir” ifadelerini kullandı.
HALUK ÖZSOY: “ORADAN BÖYLE BİR SALDIRI GELDİĞİNE GÖRE DEMEK Kİ DOĞRU YOLDAYIZ”
Deştin Çevre Platformu ve MUÇEP Menteşe Gönüllüsü Haluk Özsoy bu saldırının kendi şahıslarına değil kente yönelik bir saldırı olarak değerlendirdi. Yalnızca çimento fabrikasına karşı mücadele değil 2024 yılının Ocak ayından bu yana sekiz ÇED kararını geri çektirdiklerini hatırlatan Özsoy, toplu bir saldırının olduğunu dile getirdi.
Geldikleri noktadan mutlu olduklarını söyleyen Özsoy şöyle konuştu: “Mesele esasında çimentocunun başlattığı mesele ama ona bütün kirli sermayenin de destek sağladığını da düşünüyorum açıkçası. Ama oradan böyle bir şeyler geldiğine göre demek ki doğru yoldayız. Çok da memnunuz yürüdüğümüz yoldan.”
“ÇOK DÜŞÜK DÜZEYDE BİR ZEKA İLE YAPILIYOR BU SALDIRILAR MAALESEF”
Paylaşımlarla ilgili suç duyurusu yaptıklarını belirten Özsoy, yapılan saldırıların düşük zeka düzeyi ile yapıldığını düşündüklerini dile getirerek sözlerine şöyle devam etti:
“İlk başta çıkan şeyde farklı fotoğraflar vardı. Mustafa abiyle Kadriye ablanın fotoğrafını denk getirememişler. Bizi eleştiriyor çimentocular, yeterince çevreci olmadığımız için çevre gününe katılmadığımız için. Zaten herkes geyikle arıyor. Dolar mıydı, euro muydu vesaire diye. Altlarındaki yorumları da okuduk, bütün Muğla bize sahip çıkmış, sağ olsunlar. Hak mücadelesi veren arkadaşlarımız, ekoloji mücadelesi veren arkadaşlarımız bize sahip çıkıyor sağ olsunlar. Aralarından işte üç beş tane trolün dışında hiç kimseyi inandıramamışlar zaten.”
Bu saldırıların neden şimdi yapıldığına ilişkin ise şirketin yenildiğini anlaması ve yenildiğini kabul edememesi olarak yorumladı Özsoy.
“BİZ KENTİMİZİ BU GİBİ KİRLİ SERMAYELERE KARŞI SAVUNMAYA SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİZ”
Yerel yönetimlerden de bugüne kadar görmedikleri bir destek aldıklarına değinerek, “Gonca Başkan da Ahmet Aras da, Mesut Başkan da üçü birden bize ziyarete geldi Deştin’e. Hepsi birden net biçimde bize desteklerini açıkladılar” ifadelerini kullandı.
Çimento fabrikası yapmak isteyen sermaye grubunun kendilerini aradan çekmeden Muğla’da faaliyet yapabileceğinden umudu kalmadığı için kendilerine saldırdığını belirten Özsoy, “Biz kentimizi bu gibi kirli sermayelere karşı savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz” dedi.
Özsoy, saldırılar hakkında bilgi vererek, “Fake (sahte) sitelerden yapıldı, yani muhatapları belli değil. Onu bir araştırdık. Bu sitenin muhatabı, -hatta sitede değil, sosyal medya profilleri, yurtdışından açılmış hesaplar- kimin açtığı belli değil, bir muhatabı yok” sözlerine yer verdi.
“ÇOĞUNDA ŞÖYLE BİR GARİPLİK VAR; SADECE BİZİM HABERİMİZ VAR”
Çoğunda garip bir şekilde sadece kendileri hakkında haberler olduğunu söyleyen Özsoy, “Sadece tek haber olarak bizi girmiş, bir de logolu falan yapmışlar. Burada yerelde çimentocuların satın aldığı bir gazete var; Muğla Postası, o gazete oradan referans almış gibi, hani ‘ben yazmadım bakın bunlar diyor’ dermiş gibi bir havayla yapıyorlar” ifadelerini dile getirdi.
Özsoy buradaki esas derdin Muğla’nın içindeki satılık kalemler olduğunu vurgulayarak, “Hani kendine ‘gazeteci’ diye isim koyan, burada bizim ‘gazeteci’ diye bildiğimiz ama işte üç kuruşa böyle istediği haberi yaptırabileceğimiz arkadaşlar var” sözlerine yer verdi.
“ÇOK TIKLANMALARI FALAN VAR, BİLDİĞİNİZ PARA HARCIYORLAR BU İŞE”
Şaşırdıkları asıl noktanın o olduğunu belirten Özsoy, “Davaları açtık, hepsiyle hukuk yolları içinde hesaplaşacağız ayrı ayrı” dedi ve şu ifadeleri dile getirdi:
“Bir de şöyle; bir kaç kere benim de karşıma geldi, böyle çok tıklanmaları falan var. Bildiğiniz para harcıyorlar bu işe. Yani sosyal medyada sponsorlu içerik olarak öne çıkarıyorlar, reklamlar yapıyorlar bu konularla ilgili.”
Özsoy, sponsorlu ve reklamlı içerik yapmak için baya kaynak harcadıklarını aktararak, “Bunun için de ekstra mücadele ediyorlar. Sadece bir haber çıkarıp yapmak değil sponsorlu içeriklerle bunu sosyal medyada da tıklama sayısını arttırıp pompalamaya çalışıyorlar bu haberi” dedi.
FERAH GÜMÜŞ: “BİZLER ASLINDA VAHŞİ MADENCİLİĞE KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ”
MUÇEP Menteşe Meclisi Gönüllüsü Ferah Gümüş; sadece çimentoya karşı değil aslında vahşi madenciliğe karşı mücadele ettiklerini belirterek, “Kent suçlularının, biz yaşam savunucularına iftiralarıyla, saldırılarıyla muhatap olduk şu anda” sözlerine yer verdi.
Ayrıca Gümüş, “Şunu bilsinler, biz bu Muğla’nın sokaklarında başı dik, onurlu, yürekli ve şereflice yürüyebiliyorsak korkacak hiçbir şeyimiz olmadığı içindir. Bize yapılan iftira, kentimize yapılan bir iftiradır. Kentin toplumsal bir refleks gösterdiğini görüyoruz, hepsi çok sağ olsunlar” dedi.
Çimentocu şirketin ve ona destek verenlerin hepsinin Muğla’dan gideceklerini söyleyerek, Muğla’da başları dik yürümeye devam edeceklerini aktardı ve şu ifadeleri dile getirdi:
“Biz bu kentte başı dik yürümeye devam edeceğiz. Biz kent savunucuları olarak da toprağımızı, havamızı, suyumuzu, kentimizi korumaya devam edeceğiz. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz. Herkes bunu çok iyi bilsin.”
“MİLYON DOLARLARI OLANLAR, YERELDE GAZETEYİ SATIN ALARAK BU HABERLERİ YAPTIRANLAR”
Gümüş, milyon dolarları olanların kendileri olmadıklarını vurgulayarak, “Milyon dolarları olanlar, yerelde bir gazeteyi satın alarak bu haberleri yaptırabilecek kadar pervasızlığa sahip kişiler. Dolayısıyla bu saldırı, iftiralar; kentin hücrelerine, kent kimliğine, dokusuna, yaşamına, kültürüne müdahale etmek için başlangıç aşamasında olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Bunların yanı sıra Gümüş, “Paylaşımların sponsorluk ve para harcanarak yapıldığının da gördüğümüze göre aslında bu da ispatıdır. Milyon dolarları olan bizler değiliz. Katrilyon dolarlar da verseler kabul etmeyeceğimizi zaten herkes biliyor” sözlerine yer verdi.
Son olarak Gümüş şu ifadeleri dile getirdi: “Ancak bu paraları harcayanlar, bu gazeteleri satın alıp da saldırılarının haklı olduğunu düşündürtemeyecekler. Herkes her şeyi çok net olarak görüyor.”