Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçelerinde kurulmak istenen entegre çimento fabrikası arazisinin ‘Sanayi Alanı’ işaretinin değiştirilmesi amacıyla yurttaşlar, Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi.
Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi ve Yatağan ilçesine bağlı Deştin Mahallesi ortak sınırı Tekağaç mevkisinde kurulmak istenen entegre çimento fabrikası arazisinin ‘Sanayi Alanı’ işaretinin değiştirilmesi amacıyla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü önünde bugün (4 Ocak) bir araya geldi.
Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda Tekağaç mevkisindeki arazinin ‘Sanayi Alanı’ işaretinin kaldırılmasını isteyen yurttaşlar, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi. Dilekçe verilme işleminin ardından yurttaşlar, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi adına basın açıklamasını MUÇEP Menteşe Meclisi Eş sözcüsü Rukiye Uslu okudu.
“ÇİMENTO FABRİKASINA KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELE İKİ SENEDİR SÜRMEKTEDİR”
Uslu, “Menteşe ilçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan ilçesi Deştin Mahallesi ortak sınırı Tekağaç mevkisinde kurulmak istenen çimento fabrikasına karşı verdiğimiz mücadele iki senedir fiili olarak sürmektedir” sözlerini dile getirdi.
Mücadeleleri ve açtıkları dava sonucunda ikinci Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun da iptal edildiğini belirten Uslu, davanın Danıştay’da devam ettiğini dile getirerek, “Danıştay’daki davayı da kazanacağımıza ve ikinci ÇED raporunu da tarihin çöplüğüne göndereceğimize inanıyoruz” dedi.
“ÇİMENTOCULARIN YİNE KARŞIMIZA DİKİLMESİNİ İSTEMİYORSAK İMAR PLANLARI İPTAL EDİLMELİDİR”
Uslu, sıranın imar planlarına geldiğini söyleyerek, “Çimentocuların uyduruk ÇED raporlarıyla tekrar karşımıza dikilmelerini istemiyorsak imar planları iptal edilmelidir” ifadelerini kullandı.
İmar planlarının iptali için de dava açıldığını belirten Uslu, “Bunun için bizler Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali için Menteşe Belediyesi’ne ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne karşı dava açtık. Bu dava sürmektedir” sözlerine yer verdi.
“ÇİMENTO FABRİKASI YERİNİN ‘SANAYİ ALANI’ OLARAK İŞARETLENMESİ KALDIRILMALIDIR”
Uslu davanın sürdüğünü anlatarak, “Muğla’nın 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı iptal olduğu için şu an bu konuda yapılacak bir şey yok ama Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndan çimento fabrikası yerinin ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmesi kaldırılmalıdır” dedi.
Ayrıca Uslu, “Tamamen ormanlık bir alanın içinde, tarım için kullanılan su kaynaklarının dibine, zeytinliklerin göbeğine çimento fabrikası yapılması için oluşturulmuş bir ‘Sanayi Alanı’ olamaz” sözlerini dile getirdi.
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü önünde toplanma amaçlarını anlatan Uslu, şu ifadelere yer verdi:
“Bugün burada Muğla, Aydın ve Denizli olarak üç ilimizi içine alan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndan Tekağaç mevkisindeki tapulu arazinin ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmesinin kaldırılması için hazırladığımız dilekçeyi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göndermek için geldik.”
Uslu, Tekağaç mevkisindeki tapulu arazinin neden ‘Sanayi Alanı’ olamayacağını ise şu sözlerle anlattı:
1- Böyle bir alanın “Sanayi Alanı” olarak gösterilmesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planları’nın hazırlanmasında dikkat edilen Plan, İlke ve Esaslarına aykırıdır.
Bu Plan İlke ve Esaslar kısmında özellikle belirtilen;
– Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi,
– Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi,
– Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması,
– Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi,
– Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması,
İlkeleri dikkate alınmamıştır.
2- 1/100.000 ölçekli planlar “Üst Ölçekli” planlardır. Yukarıda özetlediğimiz Plan, İlke ve Esaslarına göre hazırlandıktan sonra “Alt Ölçekli” planlar “Üst Ölçekli” planlara uygun olarak hazırlanır. Fakat çimentocuların sahibi olduğu Tekağaç mevkisindeki tapulu arazinin “Sanayi Alanı” olarak işaretlenmesi bu şekilde olmamıştır. Çimentocu şirket 2006 yılında birinci ÇED raporunu hazırlamış ve 2007 yılında entegre çimento fabrikası amaçlı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarını hazırlayıp, Bayır Belediye Meclisi’nde ve İl Genel Meclisi’nde onaylatmıştır. Ama bu planların 1/100.000 ölçekli planlara işlenmesi 2011 yılında olmuştur. Yani 2007 yılında Alt Ölçekli planlar hazırlanıp onaylattırılmış ve daha sonra 2011 yılında 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarında uyulması gereken Plan, İlke ve Esasları gözetilmeden “Sanayi Alanı” olarak işaretlenmiştir.
3- Entegre Çimento Fabrikası amaçlı Alt ölçekli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım İmar Planlarının dayanağı olan ve plan hükümlerinde de şart olarak getirilen birinci ÇED raporu da daha sonra oluşturulmuş ikinci ÇED raporu da idare mahkemelerince iptal edilmiştir.
Plan ve Plan Hükümleri bir bütündür. Plan hükümlerinin bir şartı olan ÇED raporları iptal edildiği için Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne göre mevcut İmar Planların hukuki dayanağı kalmamıştır ve geçersizdir.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planları da iptal edildiği için yoktur.
ÇED raporları var sayılarak 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na “Sanayi Alanı” olarak işaretlenmiş olan bu alanın hem ÇED raporları iptal edildiği için hem de 1/25.000 ölçekli planların olmaması nedeniyle hukuki bir dayanağı kalmamıştır.
4- Bahsi geçen alan, üç tarafı kapalı bal ormanı özelliği de olan, verimli orman alanı içindedir. “Sanayi Alanı” olarak uygun değildir.
5- Bahsi geçen alanın hemen yanında tarımsal sulama amaçlı kullanılan Bayır Barajı ve Kazan Göleti vardır. Deştin Çayı vardır. Su kaynaklarına yakınlığı ve vereceği zararlar açısından “Sanayi Alanı” olması uygun değildir.
6- Bahsi geçen tapulu alanın çok yakınında binlerce zeytin ağacı ve tescilli zeytinlik alanlar vardır. Böyle bir alanın “Sanayi Alanı” olması 3573 sayılı zeytincilik kanununa aykırıdır.
7- Çok yakınında Deştin, Alaşar, Bayır gibi otuza yakın çok sayıda yerleşim yeri vardır. Muğla Merkez İlçe Menteşe’ye kuş uçumu sadece 13 kilometre uzaklıktadır. Bahsi geçen alanın “Sanayi Alanı” olması bu köylerde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını yok edeceği gibi sürdürülen tarımsal faaliyetlere ve hayvancılığa da zarar vereceği için uygun değildir.
8- Muğla üç termik santralın olduğu bir ildir. Bahsi geçen alan termik santralların da duman etki sahasında olduğu için bölgenin yeni bir kirletici tesisi taşıyacak kapasitesi yoktur, bu yüzden “Sanayi Alanı” olarak gösterilemez.
9- Bahsi geçen tapulu arazi orman alanı içinde olduğu için yolları da orman içi yollarıdır. Sanayi tesisi için uygun yollar değildir. Ulaşım ağı olarak düşünülen yollar “Arazi kullanım kararlarına” uygun değildir.
Son olarak Uslu, arazinin ‘Sanayi Alanı’ işaretinin kaldırılmasını gerektiğini vurgulayarak, “Yukarıda özetlemeye çalıştığımız sebeplerden dolayı Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda Tekağaç mevkisindeki çimentocuların tapulu arazisinin ‘Sanayi Alanı’ olarak işaretlenmesi uygun değildir ve kaldırılmalıdır” dedi.
NE OLMUŞTU?
Muğla’da Deştin ve Bayır mahallelerinden kurulmak istenen “Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları” projesine verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararının iptalinin ardından, farklı bir şirket ile yeniden başvuru yapılması ve yeniden ÇED olumlu kararının verilmesi üzerine karara itiraz edilmiş ve hukuki süreç başlatılmıştı. Açılan davalar süre aşımından reddedilmiş fakat Danıştay tarafından karar bozularak hukuki süreç devam ettirilmişti.
27 Ocak 2022 tarihinde açılan davada, mahkeme heyeti bilirkişi keşfinin yapılmasına karar vermiş, 23 Şubat 2023 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmıştı.
Keşfi sonrasında heyetin raporu teslim etmesi için verilen bir aylık süre, bilirkişi heyetinin talebi üzerine 60 gün uzatılmıştı. Böylece keşif tarihinden itibaren raporun sunulması için verilen toplam süre 90 gün olmuştu.
Ek süre kararının ardından Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi bir açıklama yapmış, firma sahiplerinin proje inşaatını devam ettirdiğine vurgu yaparak, ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmadan verilen ek süre kararını eleştirmişti.
25 Mart 2023 tarihinde proje sahasında inceleme gezisi yapan uzmanlar ise projenin hayata geçirilmesi durumunda çevreye geri döndürülemez zarar verileceğini dile getirmişti.
3 Nisan 2023 tarihinde, çimento fabrikasının tamamlanmasında önemli aşamalarından olan klinker fırınını taşıyan kamyonların inşaat alanına götürülmek istenmesi üzerine, köylüler kamyonların geçişine engel olmuş ve Bayır Caddesi girişinde çadır nöbetine başlamışlardı.
4 Mayıs 2023 çimento fabrikasına verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada, 23 Şubat 2023 tarihinde gerçekleştirilen bilirkişi keşfinin raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi heyeti değerlendirilen her alanda projenin yapılmasının uygun olmadığını söyledi.
Mahkeme bilirkişi kararına rağmen ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurmamış ve inşaat çalışmaları devam etmişti. Bu süreçte şirket, birinci ÇED ile saptanan eksiklerin giderilip giderilmediğine dair ek bilirkişi raporu istemiş ve Mahkeme iki hafta ek süre verdiğini açıklamıştı.
Bilirkişilerin projeye olumsuz görüş vermesine rağmen mahkemenin hala yürütmeyi durdurma kararı vermemesine karşı ise yurttaşlar 13 Temmuz 2023 tarihinde Muğla İdare ve Vergi Mahkemeleri önünde “Deştin için adalet” nöbetine başladı.
ÇED olumlu kararına karşı açılan davada ise Muğla 2. İdare Mahkemesi 7 Eylül 2023 tarihinde iptal kararı vermişti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, (TMMOB) Mimarlar Odası Muğla Şubesi, projeye verilen ruhsatların iptal edilmesi için 13 Eylül 2023 tarihinde Menteşe Belediyesi’ne yazı göndermişti.
18 Eylül 2023‘te Menteşe Belediyesi’nden yapılan açıklamada, projeye verilen yapı ruhsatlarının da iptal edildiği duyurulmuştu.