Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Deştinlilerin katılımıyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun ve CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan tarafından basın toplantısı gerçekleştirildi: “Biz Muğla’da doğaya vereceği zararlar nedeniyle bu fabrikanın kurulmasını istemiyoruz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz”
Muğla’nın Menteşe ile Yatağan ilçelerine bağlı Bayır ve Deştin mahallelerinin ortak sınırında kurulmak istenen entegre çimento fabrikasına verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada Muğla 2. İdare Mahkemesi 7 Eylül 2023 tarihinde iptal kararı vermişti.
Şirket, temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar kararı, yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a taşımıştı. Danıştay 4. Dairesi, 9 Kasım 2023 tarihli kararında; yürütmenin durdurulması talebini oy birliğiyle reddetmişti.
Danıştay 4. Dairesi, 11 Ocak 2024’te ÇED olumlu kararının iptali geçerli olduğuna kesin olarak, oybirliğiyle karar vermişti.
Entegre çimento fabrikası için mahkemenin iptal kararları vermesine rağmen 2014 yılında alınan ÇED olumlu kararının devamı gibi gösterilerek 28 Kasım’da İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısı yapılmasına karar verildi.
İDK toplantısı dün saat 10.00’da Deştinli yurttaşların da katılımıyla gerçekleşti.
Toplantı sonrası Deştinli yurttaşlar ile birlikte CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun ve CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
“YARGI KARARLARININ UYGULANMAMASI İÇİN TASARLANAN BİR SÜREÇTİR”
Çimento fabrikasına karşı çıkan yurttaşlarla bir arada olduklarını ifade eden Gökçe Gökçen, şunları söyledi: “17 Kasım’da Adalet Buluşmalarımızın ikincisini Muğla’da gerçekleştirmiştik. Bu buluşmanın teması ‘Çevre, Orman ve Anayasa’ydı. Çevre mücadelesini yalnızca tek bir temada yapılan bir mücadele olarak değil Anayasa’mızın ikinci maddesinde yer alan hukuk devletinin korunması anlamında da önemli görüyoruz.”
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yayımladığı 2009/7 sayılı ÇED Yönetmeliği Uygulamaları başlıklı Genelgesi‘nden bahseden Gökçen, genelgenin yürürlükte olduğunu ve uygulandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu genelgede idari yargı mercilerince projeye verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının gereğinin yerine getirilmesinin projenin inşaat çalışmalarının devam ettiği döneme denk gelmesi durumunda bazı sıkıntılara yol açacağı belirtilmiş. ÇED olumlu kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması ve iptal kararları halinde ÇED raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek bulunmadığına dair bir düzenleme yapılmış. Bu düzenleme anayasanın hukuk devleti ilkesine, yargı kararlarının uygulanması zorunluluğuna aykırıdır. Bu, yargı kararlarının uygulanmaması için tasarlanan bir süreçtir.”
“BU FABRİKANIN KURULMASINI İSTEMİYORUZ, BU MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Muğla’ya yapılmak istenen çimento fabrikasındaki ısrara vurgu yapan Cumhur Uzun ise, şunları söyledi: “Bütün ülkenin hatta dünyanın güneşiyle, doğasıyla bir cennet köşesi olarak nitelendirdiği Muğla’da 2006 yılından bu yana bir çimento fabrikasının kurulmasına yönelik ısrar her yönüyle devam ediyor. 18 yıl geçmiş olmasına rağmen ve mahkeme kararlarıyla birçok kez bu çimento fabrikasının yöreye kurulmasının doğaya, çevreye vereceği zararla ortaya koyulmuş ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına dönüştürülmüş olmasına rağmen ısrarla çimento fabrikası kurulmaya çalışıyor.”
Deştinlilerin 14 saatlik yoldan Ankara’ya doğasını korumak için geldiğini ifade eden Uzun, “Tek istekleri; doğada, temiz bir çevrede yaşamak istemeleri. ÇED raporunun doğaya onarılmaz zararlar vereceği kararını Danıştay da onayladı. Buna rağmen ÇED nihai değerlendirme sürecinin hala devam ettiği bilgisi bizimle paylaşıldı. Biz Muğla’da doğaya vereceği zararlar nedeniyle bu fabrikanın kurulmasını istemiyoruz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“MUĞLA GİBİ ÖZEL BİR BÖLGEDE ÇİMENTO FABRİKASI YAPILMASI KONUSUNDAKİ ISRAR NE?”
“Kar hırsı ile hukuku tanımayarak arkadan dolanma çabalarıyla, ısmarlama ÇED süreçleriyle bu sürecin yürütülmesinin karşısındayız” diyen Gizem Özcan da, köylülerin İDK toplantısını takip etmek için Ankara’ya geldiklerini belirtti.
Çimento fabrikasının halk ve çevre sağlığı açısından olumsuzluklarının hukuken kanıtlandığını belirten Özcan, şu ifadelere yer verdi: “Avrupa artık çimentodan çıkıyor ama biz yeni çimento fabrikaları yapılmaması için mücadele veriyoruz. Halk ve çevre sağlığı açısından bütün olumsuz etkileri hukuken ve raporlarla kanıtlanmışken hala Muğla gibi özel bir bölgede çimento fabrikası yapılması konusundaki ısrar ne? Muğla’mız bir tarım, turizm ve kültür kenti. Onun varlığını korumak bir yurttaş olarak hem anayasal bir görev ve sorumluluk hem de hepimizin yurttaş olarak görevidir. Hukuk kuralları çerçevesinde bu fabrikaya ilişkin sürecin sona ermesini talep ediyoruz.”
Gündem Fethiye’nin hazırladığı ve Muğla’da çimento fabrikasına karşı yürütülen 40 yılı aşkın süredir devam eden direnişini anlatan iki bölümlük seri:
NE OLMUŞTU?
Muğla’da Deştin ve Bayır mahallelerinden kurulmak istenen “Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları” projesine verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararının iptalinin ardından, farklı bir şirket ile yeniden başvuru yapılması ve yeniden ÇED olumlu kararının verilmesi üzerine karara itiraz edilmiş ve hukuki süreç başlatılmıştı. Açılan davalar süre aşımından reddedilmiş fakat Danıştay tarafından karar bozularak hukuki süreç devam ettirilmişti.
27 Ocak 2022 tarihinde açılan davada, mahkeme heyeti bilirkişi keşfinin yapılmasına karar vermiş, 23 Şubat 2023 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmıştı.
Keşfi sonrasında heyetin raporu teslim etmesi için verilen bir aylık süre, bilirkişi heyetinin talebi üzerine 60 gün uzatılmıştı. Böylece keşif tarihinden itibaren raporun sunulması için verilen toplam süre 90 gün olmuştu.
Ek süre kararının ardından Deştin Çevre Platformu, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi bir açıklama yapmış, firma sahiplerinin proje inşaatını devam ettirdiğine vurgu yaparak, ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmadan verilen ek süre kararını eleştirmişti.
25 Mart 2023 tarihinde proje sahasında inceleme gezisi yapan uzmanlar ise projenin hayata geçirilmesi durumunda çevreye geri döndürülemez zarar verileceğini dile getirmişti.
3 Nisan 2023 tarihinde, çimento fabrikasının tamamlanmasında önemli aşamalarından olan klinker fırınını taşıyan kamyonların inşaat alanına götürülmek istenmesi üzerine, köylüler kamyonların geçişine engel olmuş ve Bayır Caddesi girişinde çadır nöbetine başlamışlardı.
4 Mayıs 2023 çimento fabrikasına verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada, 23 Şubat 2023 tarihinde gerçekleştirilen bilirkişi keşfinin raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi heyeti değerlendirilen her alanda projenin yapılmasının uygun olmadığını söyledi.
Mahkeme bilirkişi kararına rağmen ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurmamış ve inşaat çalışmaları devam etmişti. Bu süreçte şirket, birinci ÇED ile saptanan eksiklerin giderilip giderilmediğine dair ek bilirkişi raporu istemiş ve Mahkeme iki hafta ek süre verdiğini açıklamıştı.
Bilirkişilerin projeye olumsuz görüş vermesine rağmen mahkemenin hala yürütmeyi durdurma kararı vermemesine karşı ise yurttaşlar 13 Temmuz 2023 tarihinde Muğla İdare ve Vergi Mahkemeleri önünde “Deştin için adalet” nöbetine başladı.
ÇED olumlu kararına karşı açılan davada ise Muğla 2. İdare Mahkemesi 7 Eylül 2023 tarihinde iptal kararı vermişti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, (TMMOB) Mimarlar Odası Muğla Şubesi, projeye verilen ruhsatların iptal edilmesi için 13 Eylül 2023 tarihinde Menteşe Belediyesi’ne yazı göndermişti.
18 Eylül 2023‘te Menteşe Belediyesi’nden yapılan açıklamada, projeye verilen yapı ruhsatlarının da iptal edildiği duyurulmuştu.
Danıştay 4. Dairesi, 11 Ocak 2024’te ÇED olumlu kararının iptali geçerli olduğuna kesin olarak, oybirliğiyle karar vermişti.