CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Muğla’nın Milas ilçesinde yapılması planlanan maden yükleme ve tahliye limanı projesini Meclis gündemine taşıdı. Özcan, “Halka rağmen, doğaya rağmen, tarihe rağmen bu projeyi hayata geçirmek isteyenler, rantın ve talanın peşindedir” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Muğla‘nın Milas ilçesindeki Kıyıkışlacık Mahallesi’nde Ayıldız Madencilik ve Yükleme Anonim Şirketi (A.Ş) tarafından yapılması planlanan Yük Tahmil ve Tahliye İskelesi ve Dip Tarama Projesi’ni Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
Projenin, tarihi 5 bin yıla kadar uzanan İasos Antik Kenti’nin yanı başında hayata geçirileceğini vurgulayan Özcan, bölgenin 3. derece sit alanı içerisinde bulunduğuna dikkat çekti.
Proje alanının yanı başında hâlihazırda işleyen bir maden limanı olduğunu belirten Özcan, bu limanın genişletilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapıldığını hatırlattı.
Bakanlığın, mevcut limanın kapasitesinin altında çalıştığını öne sürerek başvuruyu reddettiğini ifade eden Özcan, “Bu durum, Körfez’de yeni bir limana ihtiyaç olmadığını açıkça göstermektedir“ dedi.
“ALTIN KUMLU TABİR EDİLEN PLAJ VE DENİZ ŞİMDİDEN ÇAMURA BULANMIŞTIR”
Proje ile ilgili daha önce “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararının kaldırıldığını ve yeni bir ÇED sürecinin başladığını hatırlatan Özcan; projeye yönelik olarak denize, doğaya ve çevrede yaşayanlara zarar vereceği gerekçesiyle Muğla Büyükşehir Belediyesi, Milaslılar ve pek çok dernek tarafından iptal davası açıldığını dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi’ndeki yargı sürecinin devam etmesine rağmen dip tarama çalışmalarının başladığını vurgulayan Özcan, şu ifadeleri kullandı:
”Altın kumlu tabir edilen plaj ve deniz şimdiden çamura bulanmıştır. Bu durum, İasos Antik Kenti’nin yanı sıra bölgedeki ekosistem üzerinde de geri dönülemez tahribatlara yol açmaktadır. Böylesine önemli bir kültürel değerin, bir maden şirketinin ticari çıkarları uğruna tahrip edilmesine izin verilmesi, sorumsuz ve geri dönüşü olmayan bir hatadır. Milas’ın tarihine ve doğasına ihanet ediliyor”
“İASOS’U DA, MİLAS’IN KIYILARINI DA, EKOSİSTEMİMİZİ DE RANTA TESLİM ETMEYECEĞİZ!”
Özcan, hayata geçirilmek istenen bu proje ile bir avuç sermaye sahibinin çıkarı için tarih, doğa ve deniz ekosisteminin yok edildiğini belirtti.
Yerel halk, çevreci gruplar ve bilim insanlarının bu projenin hem tarihi hem de doğal mirasına büyük zarar vereceği konusunda hemfikir olduğunu ifade eden Özcan, yapılması planlanan projenin bölgenin ekolojik ve arkeolojik bütünlüğünü tehdit ettiğini vurguladı.
Proje hayata geçerse yalnızca İasos Antik Kenti’nin değil, bölgedeki ekosistemin, kıyı şeridinin ve deniz yaşamının da ağır tahribata uğrayacağına dikkat çeken Özcan, şunları söyledi:
“Bir avuç şirketin daha fazla kâr elde etmesi için doğa, tarih ve yerel halkın yaşam alanları gözden çıkarılmaktadır. Halka rağmen, doğaya rağmen, tarihe rağmen bu projeyi hayata geçirmek isteyenler, rantın ve talanın peşindedir! Ancak bizler, doğamızı ve tarihimizi korumak için sessiz kalmayacağız. İasos’u da, Milas’ın kıyılarını da, ekosistemimizi de ranta teslim etmeyeceğiz!”
Özcan; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1) Mahkeme süreci devam eden bir projede inşaat faaliyetlerinin başlatılmasına kimler veya hangi kurumlar tarafından izin verilmiştir?
2) Proje kapsamında 65 bin metrekarelik deniz dibi alanının 14 metre kazılacağı ve çıkan hafriyatın Türkbükü açıklarında denize döküleceği belirtilmektedir. Bu faaliyetlerin deniz ekosistemine zarar vereceği açıkken, bu projeye nasıl onay verilmiştir?
3) Bugüne kadar, ne kadar hafriyat, nereye dökülmüştür? Hafriyatın çıkarılma ve dökülme süreçleri denetlenmekte midir?
4) Söz konusu proje kapsamında gerçekleştirilen dip tarama çalışmaları denetlenmekte midir? Denetlenmişse, bu denetim ne şekilde gerçekleştirilmiş ve denetimden hangi sonuçlar elde edilmiştir?
5) Bu proje nedeniyle İasos Antik Kenti’ne verilecek zararı önlemek için hangi önlemler alınmıştır?
6) Bölge halkının kıyılara erişiminin engelleneceği ve 3. derece arkeolojik sit alanının inşaat faaliyetleriyle tahrip edileceği açıktır. Bu konuda Bakanlığınızın aldığı önlemler nelerdir?
7) Bu proje için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan görüş alınmış mıdır? Tarım ve Orman Bakanlığı, 3573 Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun madde 20’ye rağmen bu projeyi onaylamış mıdır?
8) Balıkçılık faaliyeti ile madencilik faaliyetinin bir arada olması mümkün değildir. Bölge nesli tükenmekte olan bir çok balık türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan başlıcaları yılan balığı (anguilla anguilla) ve orkinostur. Projenin hayata geçmesi durumunda, nesli tükenmekte olan bu türleri koruyacak bir çalışmanız var mıdır?
9) Birleşmiş Milletler Akdeniz Fokunun (Monachusmonachus) Türkiye’de Korunması Ulusal Eylem Planı’na göre Akdeniz fokunun görüldüğü yerler arasında Milas Ve Güllük de sayılmıştır. Bu kıyı şeridinde deniz alanında kalan tüm adalar, adacıklar ve taşlar Akdeniz fokunun doğal yaşam alanlarıdır. Projenin bu türün önemli bir yaşam alanını yok edeceği açık değil midir?
10) Proje alanı; Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planına göre “Turizm Tesis Alanı” ve “Deniz” ile, “Kırsal Yerleşme Alanı”, “Arkeolojik Sit Alanı” olarak planlı alanda yer almaktadır. Ayrıca Muğla 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı Revizyonuna göre “Turizm tesis alanı”, “Büyük Kentsel Yeşil Alan”, “Kırsal nitelikli yerleşme alanı”, “Deniz alanı” ve “3.Derece arkeolojik sit alanı” olarak planlı alanda yer almaktadır. Böylesine hassas ve koruma altında olan alanda söz konusu projenin hayata geçmesinin geri dönüşü mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceği açık değil midir?
11)3621 Sayılı Kıyı Kanunu’na tabi alanlarda yapılacak kıyı yapı ve tesisleri için zorunlu olan imar planı onayı sürecinin atlanması hukuka aykırı değil midir?
12)Kıyı ve dolgu alanlarında imar planı süreci tamamlanmadan yapılaşmaya izin verilmesi, İmar Kanunu’nun temel prensiplerine aykırı değil midir?
13) Ruhsat alınmadan önce uygulama imar planının hazırlanması ve onaylanması gerekmekteyken, bu aşama neden atlanmıştır? Bu eksiklik giderilmeden projeye onay verilmesi hukuka aykırı değil midir?
14) Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü’ne yasal olarak sunulması gereken “Önceden Modelleme ve Fizibilite Raporu” olmadan, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünden bu proje nasıl geçmiştir?
15) Hukuka aykırı ruhsatlandırma sürecinin bölgedeki diğer maliklerin haklarını ihlal ettiği ve geri dönülemez zararlara neden olduğu açıktır. Bu konuda Bakanlığınız bir süreç işletecek midir?
16) Kamuya ait bir alanın yalnızca kira bedeli karşılığında özel bir firmaya verilmesi kamu zararına yol açmamış mıdır? Bu tür kritik altyapı projelerinin kamusal fayda gözetilerek planlanması ilkesinin bu proje için işletilmediği iddiası hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
17) Hukuka aykırı biçimde başlayıp süren proje 24 saat devam etmektedir. Proje sahasına 4 metre mesafede başlayan mahalle yaşamı, yüksek desibeldeki, titreşimli gürültü nedeniyle büyük mağduriyet yaşamaktadır. Bu durumdan, sadece bölgede yaşayan insanlar değil tüm canlılar rahatsız olmaktadır. Geceleri çevrede yaşayanlarını uyutmayan faaliyetlerin acil olarak durdurulması için gerekli önlemler alınacak mıdır?
18) Bölge halkının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların yoğun tepkisine rağmen, projenin devam etmesinin gerekçesi nedir?
19) Kamu yararına aykırılığı konusunda kuvvetli kanaat oluşmuş olan bu projenin durdurulması ve sürecin yeniden değerlendirilmesi yönünde Bakanlığınızın bir girişimi olacak mıdır?